1 Mayıs İşçi Bayramı

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir.

Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan'ında, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.

Tarihi

İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.

1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, 'Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu' şeklinde yorumlanmıştı.

Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.
Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889'da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.

Türkiye'de İşçi Bayramı


Türkiyede Sarper Özsan'ın yazıp bestelediği 1 Mayıs Marşı eşliğinde kutlanmaktadır.

Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.

1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.

1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçi Bayramı" ilan edildi.

1924`te hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.

1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.

1935 yılında 1 Mayıs`a "Bahar ve Çiçek Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.

Türkiye Cumhuriyeti döneminde işçi hareketleri yüzyılın ikinci yarısından itibaren ivme kazandı.

1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun organizasyonu altında gerçekleşti.

1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34'ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re'sen emekliye sevkedildi.

1978'de yüzbinlerce kişi tarafından Taksim Meydanı'nda kutlandı.

1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul`da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüzbinlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı.

1981`de Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs`ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.

1989`da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.

1996`da Taksim Meydanı'nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy`de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV`nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı.

2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi`ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı.

2007 yılında 1 Mayıs'ı tekrar Taksim'de kutlayarak aynı zamanda 1977'de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100'den fazla kişi yaralandı.Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700'e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.

2008 Nisan'ında, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi.

2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim'e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Polisin, DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ÖDP ve Halkın Kurtuluş Partisi binasında yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı.[2] Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara'da Sakarya Meydanı'nada yapılan kutlama olaysız sona erdi.

2009 Nisan'ında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önergeden sonra 1981'den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.

2009 Nisan Taksim'e çıkılmasına izin verilmedi.

2010 1 Mayıs 140 bin kişinin katılımıyla Taksim'de kutlandı. (Resmi rakamlara göre).
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
1 Mayıs İşçi Bayramı ama...

Emekçilerin çalışma koşulları ve hayat standartları hiç iyileşmiyor. 36 ilde gerçekleştirilen ankete katılan işçilerin yüzde 86'sı gelecekten umutsuz.

Gezici Araştırma şirketi, 36 ilde 2 bin 478 işçi ile hanede yüz yüze konuşarak anket yaptı.

Eşit sayıda erkek ve kadın işçi ile yapılan anket nisan ayında gerçekleştirildi.

Ortaya çıkan tablo, sigortasız işçi oranının yüzde 36.4 seviyesinde olduğunu gösterirken, kadın işçiler arasında bu oran yüzde 41 gibi daha yüksek bir düzeyde.

İşini kaybetme korkusu yaşayan kadın işçi oranı yüzde 73.6, erkek işçilerde bu oran yüzde 60'larda. Araştırmaya göre, SGK'sı olmayan kadın işçilerin de işini kaybetme korkusu var.

Türkiye'de kayıtlı işçilerin sadece yüzde 8.3'ü bir sendikaya kayıtlı. 1980 öncesinde 3 milyon çalışanın neredeyse yarısı sendika üyesiydi. Ankete katılan işçilerin yüzde 51.4'ü "özgürce bir sendikaya üye olma hakkım yok" diyor.

"Neden sendikaya üye değilsiniz?" sorusuna gelen yanıtlar da dikkat çekici.

Yüzde 58.8 "işten atılmaktan korkuyorum", yüzde 28.5 "gerek duymuyorum", yüzde 8.5 ise "üyelik masraflı" diyor. Yüzde 4.2 ise sendikaya güvenmediğini belirtiyor.

"Sendikaya üye olursam işverenim tarafından cezalandırılırım" diyen kadın işçilerin oranı yüzde 89.4 gibi rekor bir seviyede. Erkeklerde de bu oran yüzde 86.3.

İşverenle sorun yaşadığında konuyu yargıya taşıyan erkek işçi oranı ile kadın işçi arasındaki makas da kaygı verici. Kadınların yüzde 53.2'si "yargıya başvurmam" diyerek içine kapanıp sineye çekiyor, erkeklerin ise yüzde 62'si "mahkemeye giderim" diyebiliyor.

İşçilerin yüzde 42'si bir iş kazası geçirdiğini belirtiyor, "iş güvenliği almadım" diyenlerin oranı ise yüzde 94.8.

İşçilerin iş dışında bir hayatı olup olmadığı da ankette yer aldı. Kadın işçilerin yüzde 57'si hiç sosyal aktivitesi olmadığını belirtirken, yüzde 71'i hiç tatil yapmadığını dile getirdi.

Ankete katılan işçilerin yüzde 86.4'ü ise "Gelecekten umutlu musunuz?" sorusuna "umutsuz" yanıtını verdi.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Bugün için bir “buğday” hikayesi...

Hayatı bize yıllarca “bizle ötekinin” bir çatışması olarak gösterdiler...

Çatışma olursa, uygarlık olurdu...

Çatışan taraflardan ancak birisi kazandığında, diğeri ise kaybettiğinde adalet sağlanırdı...

Oysa hayatın gerçeği öyle değil...

Hayat birbirimize yardım ettiğiniz ölçüde, zenginleşiyor, güzelleşiyor ve yaşanılabilir hale geliyor...

Yaşam bir insanın hücre sisteminin aynısı...

Nasıl ki hücreler birbirlerine yardım ettikleri ölçüde bütünlük sağlanıyor ve sistem işliyor, insanlar da evrenin birer hücresi gibi...

Kendi fonksiyonlarıyla birbirlerine yardım ettikleri ölçüde, evrenin işleyişini kolaylaştırıyorlar...

Başka hücrelerin işlemesini sağladıkları ölçüde, kendileri de fonksiyonel oluyorlar...

Bugün size kısa bir “doğa öyküsü” sunacağım...

Yaşar Ateşoğlu’nun “Hayatınızı Değiştirecek Bilgelik Öyküleri” kitabından bir öykü...

Doğanın işleyişini anladığımızda, insanlar arası ilişkilerin şifresini de anlayacağız...

***


Her yıl yapılan en iyi çiftçi yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı...

Yarışmayı izleyen gazeteciler, çiftçiden bu başarısının sırrını öğrenmek istediler...

Çiftçi;

- ‘Benim sırrım, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor...’ dedi...

Bu cevaba şaşırdı gazeteciler:

- ‘Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz?.. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz ki?..’ diye sordular...

- ‘Neden olmasın...’ dedi çiftçi...

- ‘Bilmediğiniz bir şey var... Rüzgar olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır... Tarladan tarlaya taşır... Bu nedenle komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün de kalitesinin düşük olması demektir... Eğer en iyi buğdayı yetiştirmeyi düşünüyorsam komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor...’

***
Bugün 1 Mayıs...

Hayatımın önemli bir bölümü 1 Mayıs’ları “evrensel bir kavganın, kutsal yıldönümü” görerek geçti...

Geçmişi mahkum etmiyorum...

1 Mayıs’ı dünya işçilerinin ve “emeğin” kutsal bayramı olarak hissetmeye devam ediyorum...

Ne var ki artık hayatı sadece emek-sermaye açısından değil, Kürt meselesinden, Ermeni sorununa, Sünni-Alevi ayrımından, laik-antilaik ikilemine kadar, her konuda “birbirine pozitif katkı yapması gereken bir sinerji meselesi” olarak görüyorum...

Tüm bu farklılıkları, çatışarak birbirine yok etmeye uğraşan hücreleri ayakta tutmanın ve böylece insanı hayatta tutacak tek çözümün, birbirine pozitif katkı yapan hücreler yaratmak olduğunun bilincindeyim...

Tarlasındaki buğdayda bulunan poleni rüzgarın tarladan tarlaya taşıdığını fark eden ve iyi buğday yetiştirmek için komşularına yardım eden çiftçinin “doğayı anlamakta gösterdiği zeka”yı, başımıza gelen bunca beladan sonra bizim de anlamamız gerektiğini düşünüyorum...

Kötü buğday bizim tarlamızı felç etmeden, yakınımızdakilere, “iyi tohum” verme zamanı geldi de geçiyor...


Reha Muhtar 01.05.2013
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
1 Mayıs Barış, Demokrasi ve Güvenli bir gelecek için mücadele günüdür.


Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı





Sevgili Engelliler.gen.tr sitesi üyeleri,

Bizler de özgür ve eşit bir gelecek için yıllardır mücadele verdik, vermeye de devam ediyoruz... elbet bir gün güneş doğacak, karanlıktan aydınlığa çıkacağız.

Hepinizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüzü tüm yüreğimle kutlarım.

Hep birlikte daha nice mutlu, özgür, İşçi Bayramları yaşamamız umudumla...
 

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
haklı davaların hep zorlu mücadelelerle kazanılması ne kadar düşündürücü?...

biz engellilerin de sesimizin her geçen gün biraz daha gür çıktığı inancındayım.daha yaşanılır bir dünyaya ulaşacağız inşallah.bizim ömrümüz yetmese de gelecek nesillerimiz daha rahat edecek! şanlı tarihimiz de bunun örnekleriyle dolu. atalarımız da ne için mücadele ettiler??haklı bir davası olmayan insan ben insanım diye dolaşmasın hiç... ileri.... hep ileriii.... :D
 
Tekerlekli Sandalye
Üst