- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Teşhisi zor ama tedavisi mümkün!
Prof. Dr. Cengiz Kuday, beyinde anormal miktarda sıvı birikmesiyle oluşan ''hidrosefali'' hastalığının, alzheimer ile karıştırıldığını belirterek, ''55 yaş üzeri 250 kişiden birini etkileyen hidrosefali teşhisi zor bir hastalık olmasına rağmen tedavisi mümkündür. Ancak binlerce kişi alzheimer zannedildiği için tedavi olma şansını yakalayamamaktadır'' diye konuştu.
Kuday, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de 50 binin üzerinde hidrosefali hastası olduğunun tahmin edildiğini, bu kişilerin çoğunun hastalığını yaşlılık belirtisi sandığını ya da bu kişilere alzheimer teşhisi konduğunu belirterek şunları kaydetti:
''Hastalığın ilk belirtisi yürüme güçlüğüdür. Hafif ilgisizlik, günlük aktivitelere ilginin azalması, unutkanlık, kısa dönem hafıza kaybı, hastalığın diğer önemli belirtileridir.
Şikayetler ne kadar uzun zamana yayılırsa hastanın tedaviye cevap verme ihtimali o oranda azalır. Hastalığın tedavisi evrelerine göre değişiklik gösterir. Alzheimer ile çok karıştırılan hidrosefali, cerrahi operasyonla tedavi edilebilir.
Normal basınçlı hidrosefalinin belirtileri diğer birçok hastalıkta da görüldüğü için teşhisi zordur. Birçok durumda, hidrosefali, demans, alzheimer ve parkinson ile karışır. Bazen tanı tamamen atlanır ve tedavi edilemez.
Genellikle, normal basınçlı hidrosefli kafa içinde bos sıvısında (beyin omirilik sıvısı) artışa neden olan ventrikülleri (kalbin alt bölümlerinden her biri) büyütür. Bir hasta hidrosefali semptomları gösteriyorsa, şant takılmasına dair testler yapılması gerekir.''
Prof. Dr. Kuday, en sık kullanılan teşhis yöntemlerinin ise BT ve MR gibi görüntüleme teknikleri ve klinik değerlendirme olduğunu, hastalığın tedavisinin evrelerine göre değişiklik gösterdiğini belirtti.
Kuday, en etkin yöntemin hastaya şant adı verilen bir aletin cerrahi operasyonla yerleştirilmesi olduğunu kaydederek, ''Şant, ventrikülleri küçültmek amacıyla beyinden bos sıvısını boşaltmak için dizayn edilmiş bir alettir.
Bos sıvısı arttıkça ve ventrikül içindeki basınç arttıkça şantın içindeki tek taraflı kapak açılır, fazla bos sıvısı karın içine boşaltılır. Bu teknik normal basınçlı hidrosefalinin semptomlarını kaldırmada son derece etkilidir. Cerrahi sonrası hastalar sadece birkaç gün hastanede kalır. Birkaç hafta içinde de hasta belirgin bir şekilde iyileşir'' değerlendirmesinde bulundu.
AA
Prof. Dr. Cengiz Kuday, beyinde anormal miktarda sıvı birikmesiyle oluşan ''hidrosefali'' hastalığının, alzheimer ile karıştırıldığını belirterek, ''55 yaş üzeri 250 kişiden birini etkileyen hidrosefali teşhisi zor bir hastalık olmasına rağmen tedavisi mümkündür. Ancak binlerce kişi alzheimer zannedildiği için tedavi olma şansını yakalayamamaktadır'' diye konuştu.
Kuday, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de 50 binin üzerinde hidrosefali hastası olduğunun tahmin edildiğini, bu kişilerin çoğunun hastalığını yaşlılık belirtisi sandığını ya da bu kişilere alzheimer teşhisi konduğunu belirterek şunları kaydetti:
''Hastalığın ilk belirtisi yürüme güçlüğüdür. Hafif ilgisizlik, günlük aktivitelere ilginin azalması, unutkanlık, kısa dönem hafıza kaybı, hastalığın diğer önemli belirtileridir.
Şikayetler ne kadar uzun zamana yayılırsa hastanın tedaviye cevap verme ihtimali o oranda azalır. Hastalığın tedavisi evrelerine göre değişiklik gösterir. Alzheimer ile çok karıştırılan hidrosefali, cerrahi operasyonla tedavi edilebilir.
Normal basınçlı hidrosefalinin belirtileri diğer birçok hastalıkta da görüldüğü için teşhisi zordur. Birçok durumda, hidrosefali, demans, alzheimer ve parkinson ile karışır. Bazen tanı tamamen atlanır ve tedavi edilemez.
Genellikle, normal basınçlı hidrosefli kafa içinde bos sıvısında (beyin omirilik sıvısı) artışa neden olan ventrikülleri (kalbin alt bölümlerinden her biri) büyütür. Bir hasta hidrosefali semptomları gösteriyorsa, şant takılmasına dair testler yapılması gerekir.''
Prof. Dr. Kuday, en sık kullanılan teşhis yöntemlerinin ise BT ve MR gibi görüntüleme teknikleri ve klinik değerlendirme olduğunu, hastalığın tedavisinin evrelerine göre değişiklik gösterdiğini belirtti.
Kuday, en etkin yöntemin hastaya şant adı verilen bir aletin cerrahi operasyonla yerleştirilmesi olduğunu kaydederek, ''Şant, ventrikülleri küçültmek amacıyla beyinden bos sıvısını boşaltmak için dizayn edilmiş bir alettir.
Bos sıvısı arttıkça ve ventrikül içindeki basınç arttıkça şantın içindeki tek taraflı kapak açılır, fazla bos sıvısı karın içine boşaltılır. Bu teknik normal basınçlı hidrosefalinin semptomlarını kaldırmada son derece etkilidir. Cerrahi sonrası hastalar sadece birkaç gün hastanede kalır. Birkaç hafta içinde de hasta belirgin bir şekilde iyileşir'' değerlendirmesinde bulundu.
AA
