Merhaba
Kanun metni, abinizin muhtaçlığını
kendi geliri ve varsa kendi bakmakla yükümlü olduğu kişiler üzerinden tanımlıyor.
Uygulama ise (İl/İlçe İdare Kurulları ve SGK),
2022 sayılı Kanun sistematiğinden gelen “hane geliri” esasını kullanıyor. Sizin yaşadığınız çelişki buradan kaynaklanıyor.
Aşağıda hem dayanakları hem de pratikte ne yapabileceğinizi netleştireyim.
1. 5434 sayılı Kanuna göre “muhtaçlık” tam olarak ne?
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununda muhtaçlık 108. maddede tanımlanmış durumda. Madde mülga edilse de,
muhtaç malul yetim aylığı gibi eski Emekli Sandığı haklarında hâlâ bu tanıma atıf yapılıyor.
Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu, 29.03.1984 tarihli kararında (E.1983/2, K.1983/11) 5434 m.108’i aynen şöyle aktarıyor:
“5434 sayılı Kanunun 108 inci maddesinde, kendisini ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek geliri, malı (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) veya kazancı bulunmayanlara, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında ‘muhtaç’ denileceği…”
Yani kanuna göre ölçü:
- Abiniz açısından;
- kendi geliri, malı, kazancı yoksa
- ve bakmakla yükümlü olduğu kimse de yoksa
-> muhtaç kabul edilmesi gerekir.
Burada
sizin memur maaşınız, 108. madde metninde doğrudan sayılmıyor. Çünkü 108, kişinin kendisini ve
kendisinin bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini esas alıyor; onun adına nafaka yükümlüsü olanları değil.
Danıştay aynı kararda, muhtaç malul erkek çocuklara yetim aylığı bağlanması için aranan şartları da özetliyor ve 108. maddedeki muhtaç tanımını esas alıyor.
Dolayısıyla, sizin “kanun hane halkı demiyor” tespiti hukuken isabetli.
2. “Hane halkı geliri” nereden çıktı?
Burada devreye
2022 sayılı Kanun ve buna istinaden çıkarılan:
“65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik”
giriyor.
Bu Yönetmeliğin 7. maddesi açıkça
hane esasını getiriyor:
- Engelli aylıkları için:
“Engelli aylıkları ve 18 yaş altı engelli yakını aylığında, her ne nam altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı asgari ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden az olanlar muhtaç sayılır.”
- Aynı maddenin devamında (7/8 fıkra) hanenin gelir durumunun nasıl hesaplandığı tek tek sayılıyor; maaş, kira, araç, arazi, banka mevduatı, hatta nafaka yükümlülerinin sağladığı destek dahi hanenin gelirine ekleniyor.
Yani İdare artık “muhtaçlık” kavramını teknik olarak:
- Klasik 5434 m.108 tanımı ile değil
- 2022 sistemi ve Yönetmelik m.7’deki hane bazlı gelir testi ile ölçüyor.
İl/İlçe İdare Kurulu, muhtaçlık belgesini düzenlerken bu Yönetmelik ve 2022 sayılı Kanun sistematiğini kullanıyor. SGK da, Emekli Sandığı kaynaklı
muhtaç malul erkek yetim aylıklarında, muhtaçlığı tespit için aynı muhtaçlık belgesine dayanıyor.
Bu nedenle SGK memurlarının size söylediği:
- “Aynı hanede oturursanız memur maaşınız haneye girer, muhtaç saymayız.”
- “Ayrı ikamette olursanız, abinizin kendi hanesinde geliri yoksa muhtaç sayarız.”
ifadesi,
kanun metninden değil, 2022 muhtaçlık sistemi ile 5434 uygulamasının pratikte birleştirilmesinden kaynaklanıyor.
Bu, dediğiniz gibi mantıksal olarak çelişkili görünüyor, fakat idarenin bugün fiilen dayandığı mevzuat tablosu bu.
3. Vasi olmanızın hukuki durumu
Önemli bir nokta: Vasi olmanız tek başına engel değil.
Aynı Yönetmeliğin 7/6 fıkrası, 18 yaş altı engelli yakını aylıkları için ama genel ilke olarak şunu söylüyor:
“Kişinin … belirtilenlerin vasisi olması, kişiye ayrıca aylık bağlanmasına engel teşkil etmez.”
Yani hukuken “vasi yanında kalıyor, o yüzden muhtaç değil” diye bir norm yok.
Sorun tamamen
haneye sizin gelirinizin yazılması ile ilgili.
Bu nedenle:
- Abiniz bir bakım kuruluşunda kalsa veya
- Resmi ikamet adresiniz ayrı görünse
idare “hane geliri” hesabında sizin maaşınızı abinizin hanesine dahil etmiyor ve otomatik olarak muhtaçlık kriteri sağlanmış oluyor. Memurların size anlattığı uygulama mantığı bu.
4. Sizin olayınızda hukuki durumun özeti
- Kanun (5434 m.108 ve Danıştay IBK)
Abinizin kendi geliri yok, gayrimenkul yok, bakmakla yükümlü olduğu kimse de yok.
Bu çerçevede 5434 m.108’e göre muhtaç sayılması gerekir.
- Uygulama (2022 ve Yönetmelik m.7)
Aynı adreste oturduğunuz için İl/İlçe İdare Kurulu:
- Hanedeki toplam gelir içinde sizin memur maaşınızı hesaba katıyor
- Kişi başı gelir net asgari ücret sınırının üzerinde çıkıyorsa
- “Muhtaç değildir” kararı veriyor.
Bu iki katman arasındaki gerilim, sizin yaşadığınız “hem vasisi olsun deniliyor, hem yanında bakarsa muhtaç sayılmıyor” çelişkisini yaratıyor.
5. “Tam gerekçeli maddeye” ve dayanaklara nereden ulaşabilirsiniz?
Aradığınız şey aslında iki ayrı belge grubu:
a) 5434 m.108 ve muhtaç malul yetim aylığı için gerekçe
- Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı
- Tarih: 29.03.1984
- Esas: 1983/2
- Karar: 1983/11
- Resmi Gazete: 29.03.1984, Sayı 18356
- Bu kararda:
- 5434 m.108 muhtaçlık tanımı tam metin veriliyor
- Muhtaç malul erkek çocuklara yetim aylığı bağlanmasının şartları ayrıntılı tartışılıyor.
- Bunu “Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu 1983/2 1983/11 5434 108 muhtaçlık” şeklinde ararsanız Resmi Gazete PDF’ine ulaşabiliyorsunuz.
- 5434 sayılı Kanunun eski metni
108. maddenin tam metni bazı üniversite sitelerinde eski haliyle yer alıyor. Örneğin, bir üniversite dokümanında madde başlığı şu şekilde geçiyor:
“Muhtaçlık Madde 108 - Kendisini ve Türk Medeni Kanunun hükümlerine göre bakmağa mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeğe yetecek geliri, malı (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) veya kazancı bulunmayanlara muhtaç denir.” (
ardahan.edu.tr)
SGK’nın “muhtaç” kelimesini hangi anlamda kullandığını görmek için bu karar ve metin en güçlü dayanak.
b) “Hane halkı” esasının yazılı dayanağı
- 2022 sayılı Kanuna ilişkin Yönetmelik m.7
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sitesinde
- “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik” başlığıyla
- Özellikle 7/1-b ve 7/8 fıkraları hane geliri hesabını ayrıntılı düzenliyor.
- İl/İlçe İdare Kurulu – SYDV uygulaması
Muhtaçlık belgesinin nasıl düzenleneceği bu Yönetmelik ve 2022 modülü üzerinden yürütüldüğü için, pratikte İl İdare Kurulu kararları hep bu “hane” mantığıyla çıkıyor.
6. Pratikte ne yapabilirsiniz?
1) SGK’dan yazılı hukuki dayanak isteyin
İl/İlçe SGK müdürlüğüne şu minvalde
yazılı bir dilekçe verebilirsiniz:
- Abinizin maluliyetinin SGK Sağlık Kurulu ile kabul edildiğini,
- Muhtaçlığın tespitinde 5434 m.108 ve Danıştay IBK 1983/2 K.1983/11 çerçevesinde kendi gelirinin esas alınması gerektiğini,
- Buna karşın İl/İlçe İdare Kurulunun hane geliri üzerinden değerlendirme yapmasının hukuki dayanağını (kanun, yönetmelik, genelge numarası ile) talep ettiğinizi,
- Özellikle “vasi ile aynı hanede oturan malul yetimlerin otomatik olarak muhtaç sayılmaması” uygulamasının hangi açık norma dayandığının bildirilmesini istediğinizi yazabilirsiniz.
Bu sayede idareyi,
dayandıkları genelge ve talimatları açıkça masaya koymaya zorlamış olursunuz.
2) Muhtaçlık kararına karşı idari yargı yolu
Eğer İl veya İlçe İdare Kurulu:
- Abiniz için “muhtaç değildir” kararı verirse
bu bir
idari işlemdir ve kararın size tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açabilirsiniz.
Dava dilekçesinde:
- 5434 m.108 muhtaçlık tanımı,
- Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı (RG 29.03.1984, E.1983/2, K.1983/11),
- Abinizin kendi gelirinin olmaması, malı olmaması,
- Sizin maaşınızın 108. maddede muhtaçlık kriteri olarak açıkça sayılmadığı
argüman olarak kullanılabilir.
Burada bir avukatla çalışmak, özellikle idare mahkemesine gidecekseniz, pratikte işinizi kolaylaştırır.
3) CİMER / SGK Başkanlığına başvuru
CİMER üzerinden doğrudan SGK Başkanlığına:
- “5434 sayılı Kanun kapsamındaki malul erkek yetimlere bağlanacak aylıklarda muhtaçlık tespitinde neden 108. madde metni yerine 2022 sayılı Kanuna ilişkin hane geliri esasının kullanıldığı”
- “Vasi ile aynı adreste ikamet eden malul erkek yetimlerin muhtaç sayılmamasının açık yasal dayanağı”
sorularını yöneltebilirsiniz. Kurumun vereceği cevap, ileride açılacak davada delil niteliği kazanır.
4) “Adres ayırma” konusunda uyarı
Memurların “ikametleri ayırın, sorun kalmaz” şeklindeki pratik çözümü, teknik olarak
adres kaydını fiili durumdan farklı göstermeye varıyorsa, bu:
- 5510 sayılı Kanunun haksız ödemelere ilişkin hükümleri,
- TCK’nın gerçeğe aykırı beyan ve kamu kurumunu zarara uğratma hükümleri
açısından ileride sorun yaratabilir.
Bu nedenle, hukuken temiz yol,
uygulamayı zorlayıp yazılı dayanak isteyerek ve gerekiyorsa yargı yoluna giderek çözüm aramaktır; “sırf muhtaç çıksın diye adres oynamak” değildir.
7. Sonuç
- Kanun metni (5434 m.108) abinizin muhtaç sayılmasını destekliyor.
- Uygulama ise 2022 ve 65 Yaş Yönetmeliği m.7 ile gelen “hane geliri” kriterine yaslandığı için, sizin memur maaşınız abinizin muhtaçlık hesabına katılıyor.
- Bu çelişkiyi çözmenin yolu, SGK ve İl/İlçe İdare Kurulundan yazılı, mevzuat numaralı gerekçe istemek ve gerekirse idare mahkemesinde bu yoruma itiraz etmekten geçiyor.