Affetmek Özgürlüktür

Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.
Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt… kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir.
Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir. “Duygusal unutma” affetmenin diğer adıdır.
İşte Bu yüzden AFFEDİN gitsin....

8437EB5234E1B06DC01DFC02992BE.jpg
 

Ekli dosyalar

  • 8437EB5234E1B06DC01DFC02992BE.jpg
    8437EB5234E1B06DC01DFC02992BE.jpg
    19.3 KB · Görüntüleme: 207
Affetmek özgürlüktür

Affetmek sizi hikayelerinizden özgürleştirmenin en kolay ve kalıcı yoludur. “İyi de bana kötü davranan bir kişiyi affetmek kolay değil” ve ya “affettiğim zaman bana yapılan haksızlıkları kabullenmiş olmaz mıyım” diyor olabilirsiniz… Elbette seçim her daim sizin; affetmeyerek ayaklarınızda ki prangalarla yaşamınızı devam ettirmek ya da özgürleşerek hayallerinize ulaşmak…

"Affetmek bencil bir eylem olarak düşünülebilir çünkü tüm faydası affeden kişiyedir."

Öncelikle affetmenin düşünce ve duygular üzerinde ki etkisine bir göz atalım. Artık herkesin çok iyi bildiği gibi düşünceler ve duygular direkt olarak enerji alanımızı etkiler. Sorun enerji düzeyinde çözülmüyorsa bu durum bir süre sora bizim hayatımıza kaos ve hatta hastalık olarak yansır.

Bunu kendinize kanıtlamanın bir yolu vücudunuza dikkat etmektir.. Stres durumlarında bedeninizi izleyin ve vücudunuzda hangi bölge tepki veriyor gözlemleyin. Bu bilgiyi hemen test etmeniz mümkün. Gözlerinizde öfke yaşadığınız olayı canlandırdığınız da bile vücudunuzun ritmi değişir. Bunu bir arkadaşınıza anlattığınız da ise yeniden aynı duygu durumuna geçtiğinizi fark edersiniz. Aynı durum için bu kez affetme olasılığını gözünüzde canlandırdığınızda bile fizyolojik sıkıntılarınızın tersine döndüğünü de gözleyebilirsiniz.

Amerikan Kalp Derneğinin 2000 yılında yaptığı bir araştırmasında ‘öfkeye büyük eğilimi olan bir insan en az eğilimli olan insanlardan üç kat daha fazla kalp krizine yakalanma olasılığına sahip olduğu belirlenmiş… Bu durumda affetmenin sadece ve sadece kendinize faydası olduğunun bir diğer göstergesi.

Öfke alışkanlığı olan insanlar duygusal olarak da acı çeker. Kırılgan hayatlarında acı, kin, incinme, öfke onları bırakmaz. Her türlü durumda olumsuz çıkarımlarla, hayatlarını insanların berbat ettiğine inanırlar. Hayatlarının sorumluluğunu üstlenmezler…Nadiren bunun kendi tercihleri olduğunu fark ederler. Hayat onlara adaletsiz davrandığından hayatın sunduğu güzellikleri, heyecanı, eğlenceyi tam olarak yaşayamazlar, öfke hayatlarını kontrol etmektedir çünkü.

Kendinize anlattığınız hikaye gerçekle uzaktan yakından ilişkili olmayabilir. Bu hikaye çoğu zaman gerçeklerin saptırılmasından, yorumlar katılmasından, yarım kalmış detaydan, söylenmemiş sözlerden ibarettir.

Hepimiz seçici bir hafızaya sahibiz. Olumsuz duyguları olumlu duygulardan çok daha güçlü hissederiz. Olumsuz duyguları olumlu olanlardan daha fazla hatırlarız, olumsuz detaylar, sözler üzerinde daha çok durarak olayların kontrolünü kaybederiz. Kötü olanları abartır, iyi olanları küçümseriz. Anılarımızı seçeriz. Çarpıtmalar kümesi şeklinde beslediğimiz anımız bizi yenilgiye uğratır. Onu bu haliyle biz besleriz, affetmeyerek de beslemeye devam ederiz.

Sizi öfkelendiren olayı tekrar değerlendirin. Kendinize şunu sorun ve seçiminizi yapın:

Hayattaki payım gerçekten de başkasının incitici davranışlarıyla mı yönlendirilecek? Hem şimdi hem de gelecekte benim de söz hakkım var mı?


AFFETMEKSz.jpg
 
Geri
Üst