Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Zihinsel yetersizliklerin % 3-4’ünü oluşturur. Zekâ bölümleri 20-34 arasında olup bireyin öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve daha yoğun özel eğitim ile destek hizmete ihtiyacı olması durumudur.

Erken çocukluk yıllarında konuşma becerisini ya çok az kazanırlar ya da kazanamazlar. Okul döneminde konuşmayı öğrenebilirler ancak, temel bakım düzeyinde eğitilebilirler. Yetişkinlikte yaşamda yakın bir denetim ile basit işleri yapabilirler.

Bu çocuklar bağımsız yaşam becerileri öğrenebilirler. Ancak akademik becerileri öğrenmede güçlük çekerler. Dil ve konuşma gelişimlerinde gecikme, ilk basamaklarda takılma, basmakalıp konuşma, eklemleme bozukluğu, ses bozukluğu, kekemelik yaygın şekilde görülmektedir.

Bu çocukların genel özellikleri aşağıda sıralanmıştır;

-Geç ve güç öğrenirler

-Genelleme yapamazlar

-Bilgilerini benzer durumlara transfer edemezler

-Dikkatleri kısa süreli ve dağınıktır

-Kolayca yorulurlar ve dayanıksızdırlar

-Yakın şeylerle ilgilidirler, uzak geleceğe aldırış etmezler

-Algı ve tepkileri basittir

-Çabuk unuturlar

-İlgileri çok değişkendir sürekli değişir

-Oyunlarda kendilerinden küçüklerle oynamayı tercih ederler

-Her işte bağımlı olmayı seçerler

-Arkadaşlık kurmada zorluk çekerler ve kurdukları dostluklar kısa ömürlüdür

-Kendilerine güvenleri çok azdır

-Sosyal becerileri azdır

-Kurallara uymakta zorluk çekerler

-Bunlar birazcık okuma yazma öğrenebilirler

-Bunlar çoğunlukla monoton ve el becerilerine dayanan işler öğretilebilir

-Toplum içinde birisinin rehberliği altında yaşayabilirler


Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Öğretmenleri, Sınıf İçinde Neler Yapmalıdırlar?

Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin öğretmenleri sınıf içinde şunları yapmalıdırlar;

1. Çocuk kısa ve basit komutlara alıştırılmalıdır. Olumsuzdan daha çok, olumlu ifadeler kullanılmalıdır.

2. Acele ve telaşlı ifadeler yerine sakin ifadeler kullanılmalıdır.

3. Etkinlikler seviyeye uygun, somut ağırlıklı ve basit olmalıdır.

4. Öğrencinin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli ve gerekirse ödüllendirilmelidir. Bu becerilerini daha da geliştirmeleri için desteklenmeli ve aileye gerekli rehberlik yapıl-malıdır.

5. Öğretilebilir çocukların öğrenmelerinde, yaparak ve yaşayarak öğrenme daha etkili ve sürekli olmaktadır. Çocuğun grup çalışmalarına katılımını sağlayıcı etkinliklerde bulunması desteklenmelidir.

6. Etkinliklere çocuğun gelişim seviyesine uygun araç gereç ve çalışmalarla başlanılmalıdır.

7. Becerilerin kazandırılmasında doğru davranışların verilmesi gerekir. Çocukların düzgün konuşmalarını isteyen öğretmen her şeyden önce kendisi düzgün konuşmalıdır.

8. Öğrencilere gerekli ve yeterli bireysel çalışma alışkanlıklarını kazandırabilmek için başlama, devam, değerlendirmede öğretmen daima öğrencileri ile birlikte olmalıdır.

Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Aileleri Neler Yapmalıdırlar?


ÇOCUĞUNUZU KABUL EDİN

Anne baba olarak birbirinizi suçlamayın. Suçlu aramayın. Onu olduğu gibi kabul edin. Gelişimi için gerekli ilginizi ve şefkatinizi esirgemeyin. Sevgi ve şefkatin beden ve ruhsal gelişim üzerinde büyük etkisi vardır.

ÇOCUĞUNUZU SUÇLAMAYIN

Onu aileye verilmiş bir ceza olarak görmeyin.

ÇOCUĞUNUZDAN UTANÇ DUYMAYIN

Utanç duymadan sokağa çıkmasına , arkadaşlarıyla oynamasına yardımcı olun. Özellikle yüz, beden, diş, saç, tırnak temizliğine, giysilerinin düzgün ve temiz olmasına dikkat edin.

ÇOCUĞUNUZU BECERİKSİZ BULMAYIN

“Sen onu yapamazsın” diyerek atılımını engellemeyin. Elinden geldiği kadar yapmasına imkan verin.

ÇOCUĞUNUZU ÇOK ŞEY YAPMAYA ZORLAMAYIN

Onun zekaca geriliği nedeniyle yeteneklerinin sınırlı olduğunu kabul edin.

a) Varolan yeteneklerini en iyi kullanılabilir duruma getiriniz.

b) Öğretilebilir düzeydeki çocuklar başkalarının istediklerini değil, ilgi duydukları şeyleri öğrenirler.

c) Pratik hayatta kendine yetecek kadar temel beceri ve alışkanlıkları kazandırmak gerekir (Örneğin; yemek yeme, tuvalet alışkanlığı vb. kazandırma)

d) Çocuğun evdeki faaliyetlere katılmasını sağlayın (Örneğin; yattığı yatağı düzeltmesi, masaya bardak ve tabak yerleştirme vb.)

e) Boş zamanlarını yararlı bir şekilde değerlendirmesini sağlayıcı faaliyetlerde bulunmasını sağlayın (Örneğin; televizyon izlemek, arkadaşlarıyla oyun oynamak vb.)

-Güven sarsıcı durumlardan (sözlerle, isteklerden) kaçınılmalıdır. Çocuğu başkalarıyla kıyaslamayın, davranışlarından ötürü eleştirmeyin.

-Aşırı koruyucu ve kollayıcı tavırlarla bağımsızlıklarının engellenmesini, kötüye kullanılmasını, istismar edilmesini önleyici tedbirler almak gerekir .

-Çocuğunuzun başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli gerekirse ödüllendirilmelidir.

SON SÖZ OLARAK

Çocuğunuzu bol bol konuşturun, onu konuşurken sabırla dinleyin ve dinlediğinizi belli edin, sözünü kesmeyin. Çocuğunuzu eğitirken ACELESİZ-SABIRLI, TEKRARDAN BIKMADAN, SÜREKLİ OLARAK GÜLER YÜZLÜ OLMAYA dikkat etmeyi unutmayınız.


Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Bireylerin Yararlandığı Eğitim Ortamları;


Ülkemizde ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin yararlandığı eğitim ortamları; eğitim ve uygulama okulları ile iş eğitim merkezleridir.

1) Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Bireyler İçin Açılan Eğitim ve Uygulama Okulları;

a) Genel eğitim programlarından yararlanamayan, okul öncesi ve zorunlu ilköğretim çağındaki, ağır ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler için açılan gündüzlü özel eğitim kurumlarıdır.

b) Bu okullarda; öğrencilerin, öz bakım ve temel yaşam becerileri ile işlevsel akademik becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla gelişimsel eğitim programları uygulamaktadır.

c) Sınıf mevcutları, okul öncesi eğitim sınıflarında en fazla altı, diğer sınıflarda ise en fazla sekiz öğrenciden oluşmaktadır.

d) Okul öncesi eğitimi sınıfından altıncı sınıfa kadar sınıflarda iki özel eğitim öğretmeni; yedinci ve sekizinci sınıflarda ise, bir özel eğitim öğretmeni ile bir usta öğretici veya iki özel eğitim öğretmeni görevlendirilmektedir.

e) İş eğitim dersi atölye öğretmenlerince okutulmaktadır.

f) Okul programı bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri doğrultusunda bireyselleştirilmektedir.

g) Öğretmenler, her çocuğun bireyselleştirilmiş eğitim programına göre hem grup eğitimi, hem de birebir eğitim yapmaktadırlar.

h) Öğrenci, bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri dikkate alınarak uygun sınıfa yerleştirilmektedir.

i) Eğitim süresi 8 yıldır.


2) İş Eğitim Merkezleri;

a) Eğitim uygulama okullarını bitiren veya zorunlu eğitim çağı dışında kalan zihinsel yetersizliği olanlar ve / veya genel eğitim programlarından yararlanamayan özel eğitim gerektiren bireylerin; temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme gereksinimlerini karşılamak, topluma uyumlarını sağlamak, onları işe hazırlamak amacıyla farklı konu ve sürelerde meslek kurslarının düzenlendiği, gün-düzlü özel eğitim kurumlarıdır.

b) Sınıflarda bir özel eğitim öğretmeni ile bir atölye öğretmeni / usta öğretici veya iki özel eğitim öğretmeni görevlendirilmektedir.

c) Merkezde etkinlik süresi günde toplam altı ders saatidir.

d) Eğitim süresi 3 yıldır.

e) Bir kurs programını tamamlayan kursiyer, farklı bir kurs programından da yararlanabilmektedir.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
F

Fırtına

Guest
Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey!

Çok Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Birey;

Bireyin zihinsel yetersizliği yanında başka yetersizlikleri bulunması nedeniyle öz bakım, günlük yaşam ve temel akademik becerileri kazanamaması nedeniyle yaşam boyu bakım ve gözetime ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmaktadır. Zeka Bölümü (IQ 0-19) olarak ifade edilir.


-Gerilikleri doğuştan fark edilir. Bazı basit öz bakım becerilerini öğrenebilirler. Yaşamları boyunca bütün aktivitelerde desteklenmeleri gerekir. Beyin patolojileri ve fiziksel anormallikler sıklıkla görülür. Orta ve ağır düzeyde zihinsel yetersizliği yaşayan çocukların düzeyine hiçbir zaman ulaşamazlar. Konuşmasının gelişmemiş olması sosyal iletişim geliştirmesini güçleştirmektedir. Motor becerileri zayıftır. Tüm yaşamları boyunca sürekli ve yoğun bakım ile yardıma gereksinim duyarlar.

-Tüm zihinsel yetersizliklerin % 1-2’sini oluşturur;

- İleri derece zihinsel yetersizliği olanlara, çok erken yaşlarda tanı konulur.

- İleri derece zihinsel yetersizliği olanlarda, zekâ ile toplumsal işlev arasındaki ilişki açıktır. Bunlar çocuklukta özel desteğe gereksinim duyarlar ve bu durum yetişkinlikte de devam eder. Çoğunlukla zihinsel yetersizliğine neden olan özel bir nörolojik sorun vardır.

- Erken çocukluk yıllarında duyusal motor işlevlerinde önemli eksiklikler vardır.

- Uygun eğitim verilirse motor gelişimleri, kendine bakım ve konuşma becerileri gelişebilir. Çok yakın denetim ve koruma altında bazı basit işleri yapabilirler.

- Bu çocuklar, hayata uyum sağlamakta güçlük çeken ve tüm ihtiyaçlarını karşılamada başkalarının yardımına ve klinik bakıma ihtiyaç duyan engellilerdir.


Çok Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Aileleri Neler Yapmalıdırlar?

Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin aileleri şunları yapmalıdırlar;

1. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklarda yaralayıcı davranışlar; saçını çekme, kafasını vurma v.b. davranışlar ortaya çıkmaktadır. Bazı uzmanlara göre bunun nedeni; çocuğun çevresel ve sosyal uyaranlardan aşırı düzeyde soyutlanmasıdır. Bu durumda çocuk, gereksinim duyduğu, ancak çevresinden alamadığı uyaranları kendisi yaratmaktadır. Çocuğun kendine zarar verici bu davranışlarını azaltmak için çocuğa uyarıcı zenginliği sağ-lanmalıdır.

2. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği çocukların düşük düzeydeki işlevleri nedeniyle eğitim programlarında öz bakım (tuvalet alışkanlığı, yemek yeme vb.) dil ve hareket becerilerine daha fazla önem verilmelidir.

3. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğun basma kalıp ve kendini yaralayıcı davranışlarını iyileştirmede yaygın olarak davranış değiştirme yöntemi uygulanmaktadır. Davranış değiştirme yönteminde; istenilen davranışı arttırmak, istenilmeyen davranışları azaltmak ya da ortadan kaldırmak için tutarlı olarak pekiştireç ya da cezalandırma (ödülün verilmemesi) yöntemleri uygulanmaktadır. Pekiştirme zaman geçirilmeden ve açık bir biçimde verilmelidir. Örnek; çocuğa ilgi gösterilmesi gibi sosyal bir nitelikte bir pekiştireç olabilir)

4. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar bir defada pek çok kavramı öğrenemezler bu nedenle kavramlar çocuğa tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğrenilmeden diğerine geçilmemelidir.

5. Çocuk kısa, basit ve somut komutlara alıştırılmalıdır. Olumsuzdan daha çok, olumlu ifadeler kullanılmalıdır.

6. Acele ve telaşlı emirler yerine sakin ifadeler kullanılmalıdır.

7. Güven sarsıcı durumlardan (sözlerden, isteklerden) kaçınılmalıdır. Çocuğu başkalarıyla kıyaslamak, davranışlarından ötürü eleştirmek, şiddete (dayağa) baş vurmak ailenin işinizi zorlaştırır ve çocuğun eğitimini olumsuz yönde etkiler.

8. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği çocuklarda konuşma bozukluğu, topluma uyumsuzluk, dikkat vb. problemleri fazladır. Bu çocuklar aileleri tarafından korunmaya muhtaçtırlar.

9. İleri düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğu dışarı çıkarmak, normal yaşıtlarının ev dışı ortamlarda görerek, yaşayarak öğrendiklerini onun da öğrenmesi için gereklidir. Kendilerini ve çocuğu toplumdan uzak tutmamalıdır.

10. Çocukta hiçbir değişme gözlenmiyorsa ya da hiçbir gelişme olmadığı düşünülmekte ise ve hiçbir yeni beceri öğrenmiyorsa öğretmeniyle, doktoruyla, diğer anne-babalarla görüşülmelidir. Böylece aksayan noktayı, problemi bularak onun eğitiminden en fazla yararlanması sağlanmış olur.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
F

Fırtına

Guest
Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey!

ORTA DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ


Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Birey;

Zeka Bölümleri (IQ 35-49) arasında tespit edilen bireylerdir. Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanmaktadır.


-Bu gruba giren çocuklar okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebilirler. Fiziksel özelliklerinde ve hareket gelişimlerinde normallere yakın bir performans gösterirler. Dikkat süreleri ve ilgileri sınırlıdır.

-Sosyal iletişim kurabilirler, ancak sosyal kurallara uymakta çektikleri güçlük, ev ve okul yaşantılarında problem oluşturabilir. Sözel yönlendirmeleri anlama, kavram ve genelleme yapabilme becerilerinde yetersizlik görülmektedir.

-Zihinsel engelin yanı sıra hiperaktivite veya durgunluk, genel becerisizlik gibi özellikler taşıyabilirler.

-Temel akademik becerilerin yanı sıra öz bakım becerilerinde, iş ve çalışma becerilerinde eğitim alabilirler. Yetişkinlikte kısmen ya da bütünüyle geçimlerini sağlayabilirler. Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği olan çocukların normal yaşıtları ile kaynaştırma yoluna gidilmesi davranış kazandırma açısından çok önemlidir.



Fiziksel Gelişim Özellikleri;

-Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklardan fiziksel gelişim ve hareket alanlarında normal yaşıtlarından pek farkları yoktur ancak büyük ve küçük kas gelişimdeki gerilikten dolayı beden eğitimi hareketlerinde, ritmik gösterilerde, top atma ve tutmalarda, kalem tutma ve el becerisi gerektiren faaliyetleri yapmada normal yaşıtlarına göre gerilik ve yavaşlık gösterirler.

-Büyük ve küçük kas gelişimindeki geriliğe rağmen bu gruba giren çocuklar oldukça iyi bir fiziksel güce de sahiptirler. Bu fiziksel güçleri pozitif yönlere (sportif faaliyetler, oyun vs.) kanalize edilmediği zaman olumsuz yönde kullanarak saldırgan eğilimlere dönüşebilir.

-Dolayısıyla zihinsel engeli yanında davranış ve uyum bozukluğu ile karşımıza çıkabilirler. Bu nedenle okulda mümkün olduğu kadar normal yaşıtları ile birlikte sportif faaliyetlere (yüzme, atlama, koşma, top oynama gibi) ve oyun becerisi geliştirebilmesi için oyunlara katılmaları gerekmektedir.


Zihinsel Gelişim Özellikleri;

-Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler.

-Soyut kavramları, terimleri ve tanımları çok geç ve güç anlarlar.

-Dikkat ve ilgileri kısa sürelidir, çabuk dağılır.

-Kısa süreli bellekleri zayıftır.

-Genellikle konuşmaya geç başlarlar.

-Genelleme yapamazlar.

-Kazandıkları bilgileri transfer edemezler.

-Zaman kavramı geç ve güç gelişir.



Sosyal Gelişim Özellikleri;

-Sosyal olgunluk ve becerilerde normal yaşıtlarına göre gerilik gösterirler. Bu nedenle daha çok kendi yaş grubu ile değil, kendinden küçük çocuklarla arkadaşlık edip, oyun oynarlar. Mümkün olan her fırsatta yaşıtları ile ilişki kurmaları sağlanmalıdır.

-Yakın çevredekilerle kolay dostluk kuramazlar. Kurdukları dostlukları uzun süre devam ettiremezler. Kolayca küser ve dostlukları bozarlar ve yalnızlığı tercih etme eğilimindedirler.

-Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına tabi olma eğilimindedirler.

-Sorumluluk almaktan çekinirler. Oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal faaliyetlere katılamazlar. Kuralları bu çocukların anlayacağı ve uyacağı seviyede basitleştirmeli ve bu tip faaliyetlere başarılı etkin katılımları sağlanmalıdır. Oyun içinde karmaşık olmayan roller verilmelidir.

-Bu çocuklar bazı alanlarda özellikle olumlu ve olumsuz davranış geliştirmede öğretmenlerinden çok yaşıtlarından bilgi ve beceri kazanırlar. Bu nedenle sınıflarda eğitim-öğretim süreci içinde normal yaşıtları ile ilişki kurmaları sağlanmalı, bu özellikleri gösteren çocukların kendi aralarında gruplaşarak birbirlerinin olumsuz davranışlarını pekiştirerek, yeni olumsuz davranışlar geliştirmelerine ve sınıf içindeki diğer çocuklar tarafından dışlanmalarına izin verilmemelidir.


Duygusal Gelişim Özellikleri;

-İlköğretim yıllarında tüm öğrencilerden beklenen en önemli gelişim görevleri; okuma, yazma, temel aritmetik gibi akademik beceriler ve oyun becerisi kazanmalarıdır.

-Zihinsel engellilerin daha önceki yaşantılarındaki başarısızlıklar yeni beceriler öğrenmelerinde isteksizlik ve güvensizlik yaratır. Bir yandan bu isteksizlik ve güvensizlik diğer yandan algılamadaki yetersizlikleri okulda kendilerinden beklenen becerileri kazanmalarında güçlük yaşamalarına neden olmakta, böylece yaşanılan yeni başarısızlıklarda çocukların benlik kavramları olumsuz yönde etkilenmektedir.

-Bu çocukların kendileri hakkında olumlu duygular beslemeleri için; çıtayı doğru yüksekliğe koyarak kendilerinin başarılı hissetlerini sağlamalı ve her başarıları sonunda olumlu geri bildirimlerde bulunmalıyız.

-Ayrıca çocukların zayıf yanları üzerinde değil güçlü yanları üzerinde durarak sınıf içi etkinliklerde küçük görevler vererek bu çocukların olumlu benlik kavramı geliştirmelerine yardımcı olabiliriz.

-Bu çocukların olumsuz benlik kavramı geliştirmelerinde bebeklik döneminde annenin zihinsel engelli bir bebeğe sahip olmaktan kaynaklı reddedici tavırları güvensizlik duygusunun gelişmesine neden olmaktadır.



Cinsel Gelişim Özellikleri;

-Zihinsel yetersizliği olan çocukların cinsel gelişimleri aynı gelişimsel özellikteki çocuklardan farklı değildir. Genellikle zihinsel engellilerin cinsellikle ilgili davranışlarının daha ileri düzeyde olduğu sanılmaktadır.

Bu durum bu çocukların cinsel içerikli davranışlarının iyi denetleyememelerinden ve başka hiçbir alanda kabul görmemeleri sonucu ergenliğe girdiklerinde cinsellikleri ile kabul görmeyi istemelerinden kaynaklanmaktadır.

-Ergenlikte zihinsel engelli çocuklar vücutlarındaki değişikliklerin de etkisiyle çevreleri tarafından kabul görme isteğiyle kendilerini cinsel obje olarak kullandırma eğilimindedirler. Bu noktada çocuklara düzeylerine uygun cinsel eğitim verilmesi ve bu eğitimde olumsuz davranışın cezalandırılmasından çok olumlu davranışın örneklenmesi büyük önem taşımaktadır.



Ne Yapabilirler?

*Kendi öz bakımlarını yapabilirler

*Yaşadıkları kentte ulaşım araçlarını kullanabilirler

*Temel gramer kurallarına uygun konuşabilirler, günlük konuşmaları rahatlıkla yapabilirler

*Telefonu, yazılı iletişim araçlarını rahatlıkla kullanabilirler

*Başkaları ile işbirliği yapabilirler, temel toplumsal kuralları bilirler ve uygularlar

*Alış-veriş yapabilirler, parayı kullanabilirler

*Karmaşık beceri gerektirmeyen, hayatlarını devam ettirebilecekleri işlerde çalışabilirler

*Basit yemekleri ve günlük ev işlerini yapabilirler

*İşlerinde sorumluluk alabilirler



Ne Yapamazlar?

*Şehirlerarası dolaşamazlar

*Özel eğitim desteği ile ilköğretim programını bitirebilirler ancak yaşıtlarından daha geri beceri kazanabilirler

*Eğitimleri uzun ve sürekli tekrara dayalıdır

*Soyut ve felsefi kavramları anlayamazlar

*Anlatımları basittir

*Fikir belirten yazı yazamazlar

*Yüksek beceri gerektiren işlerde başarılı olamazlar

*Karmaşık planlama, dikkat ve düzenleme gerektiren etkinlikleri sürdüremezler

*Sorumluluk aldıkları önemli görevlerde yardıma ihtiyaç duyarlar



Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Öğretmenleri, Sınıf İçinde Neler Yapmalıdırlar?

-Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin öğretmenleri sınıf içinde şunları yapmalıdırlar;


1. Çocuğu sınıf seviyesine yaklaştırmak için ders sırasında ve dersten sonra özel çalışmalar planlanmalıdır.

2. Çocuğa normalin altında ve üstünde aşırı ilgi göstermeden diğer öğrencilerin onu kabul etmesi sağlanmalıdır.

3. Sınıfta zihinsel yetersizliği olan çocuğun “Ben diğerlerinden farklıyım” duygusuna kapılmasına yol açmayacak şekilde, normal bir psikolojik hava yaratılmalıdır.

4. Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar, ortalama olarak bedence normale yakındırlar. Birçok durumda biricik ek-siklikleri zihinsel açıdan gerilikleridir. Bu gerilik kolaylıkla duygusal ve toplumsal uyumsuzluğa yol açabilir.

Bunu önlemek için şu noktalara dikkat edilmelidir;

a. Normal arkadaşları ile rekabete zorlanmamalıdır. Başaramayacağı etkinliklere yöneltmemelidir. Derslerde asgari başarıdan fazlası ondan beklememelidir.

b. Başta anne ve babası olmak üzere, çevresindekilerin, bu arada sınıf arkadaşlarının çocuğa karşı anlayışlı davranmaları sağlanmalıdır.

c. Çocuğun duygusal ve toplumsal yaşamında gösterdiği başarılı uyumlar daima teşvik edilmelidir.

5. Çocuk, sınıfta ve okulda bazı basit sorumluluklar yüklenmesine izin verilmelidir. Yazı tahtasını silmek, kapı ve pencereleri açıp kapamak, bir masayı yerine çekmek, sınıfın temizliği ile ilgilenmek, bazı ders araçlarını getirip götürmek onun okulda yapabileceği işlerdendir. Bu işler yoluyla onun iyi ve yararlı birtakım alışkanlıklar kazanmasına yardım edilebilir. Anne ve baba ile de temasa geçerek çocukta düzen, temizlik işbirliği, sorumluluk duygu-su gibi niteliklerin gelişmesine yardım edilebilir.

6. Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğun yaşamını elleri ile kazanabileceği hatırdan çıkarılmamalı; sağlık, güç, dayanıklılık, kas işbirliği ve arkadaşları ile iyi geçimin, işçilikte başarının koşullarından olduğu daima göz önünde tutulmalıdır. O halde çocuğun eğitiminde sağlık, beden eğitimi, oyunlar ve iş eğitimine önem verilmelidir.

7. Çocuğa öğretilecek temel bilgiler iyi seçilmelidir. Dikkat edilecek bazı noktalar şunlardır;

a. Yazı derslerinde hızdan çok, okunaklı yazmasına önem verilmelidir. İş mektupları, senet, dilekçe gibi etkinlikler-de alışkanlıklar kazandırılmalıdır.

b. Çocuğa, dilin ses kurallarını ve yapısını öğretmeye çalışmak zaman israfından başka hiçbir şeye yaramaya-cağı için bunları öğretilmesinden vazgeçilmelidir.

c. Matematik dersinde sayma, ölçme, para bozdurma ve basit işlemler üzerinde durulmalıdır.

d. Sosyal Bilgiler dersinde, içinde bulunduğu toplum, temel alınmalıdır.

e. Fen Bilgisi dersinde, çocuğun günlük yaşamına etkisi olan en basit bilgiler verilmelidir.

8. Okulda kaldığı sürece çocuğa öğretilenlerde daima ihtiyaçlarını dikkate alınmalıdır. Öğretilenler ısrarla tekrar edilmelidir.

9. Çocuğa okulda kazandırılacak bütün bilgi ve beceriler öğretmen tarafından verilecektir. Bazı boşlukların çocuk tarafından kendi çabası ile telafi edebileceği düşünülmemelidir. Bu bilgi ve beceriler çok yavaş bir tempo ile öğrenilecektir. Çeşitli yollardan tekrar tekrar sınırlı bilgi ve basit becerilerin pekiştirilmesine gidilmelidir. Bu halde çocukların ellerinde olmayarak karşı karşıya bulun-dukları zihinsel geriliği, öğretmen olarak sabır ve anlayışla karşılamak gerekir.

10. Her şeyden önemlisi, çocuğa öğretilecek her şeyi tam öğretmeden, kesinlikle başka bir şey öğretmeye kalkışılmamalıdır. Çok şey öğreteyim derken, hiç bir şey öğretilmez ve dolayısıyla zaman boşa harcanmış olur.

11. Anlatım ve beceri (özellikle Türkçe ve Matematik) dersleri, genellikle seviye grupları içinde öğretilmeye çalışılmalıdır.

12. Değerlendirirken normal zekâlı arkadaşlarına göre değil, kendi zekâ sınırı içinde ne yapabileceği göz önünde tutulmalıdır.

13. Telefona cevap verme, telefon etme, mektup yazma, postaya verme vb. etkinlikler öğretilmelidir.

14. Eve gelen elektrik, su, telefon vb. ihbarnameleri okuması ve bu durumlarda ne yapılması gerektiği kavratılmalıdır.

15. Gazete okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır (Bu yapılmadığında, günlük yaşamda kullanmadığı için zamanla okuma alışkanlığını kaybedebilir)

16. Basit ilk yardım ve sağlık bilgileri öğretilmelidir.

17. Günlük yaşamda çok gerekli olan parayı tanıma, kullanma, alış veriş yapma gibi eylemleri öğrenmesine yardımcı olunmalıdır.

18. Giyinip soyunma, temizlik, saç tarama, tırnak kesme vb. kendisinin yapabileceği işler konusunda aile ile işbirliği yapılmalıdır.

19. Temizlik araç ve gereçleri tanıtılmalı, kullanmayı öğretmeli, evde pekiştirmesi sağlanmalıdır.


Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Aileleri Neler Yapmalıdırlar?


Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin aileleri şunları yapmalıdırlar;

1. Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuğun beden ve zihin gelişimi normal çocuktan yavaş olmaktadır. Bu yavaşlık sezilir sezilmez bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Buradaki görevli personelin önerilerine uymak, düzenli bir beslenmeyi sağlamak ve çocuğu olduğu gibi kabul etmek gerekir.

2. Çocuk aşırı düzeyde korunursa, güvensizlik; aşırı düzeyde ihmal edilirse, düzensizlik olur. Çocuğa sürekli olarak “sen onu yapamazsın, şunu beceremezsin” uyarıları ve telkinleri yerine, yapa-bileceği işleri yaptırmak, yapabilecekleri için de teşvik etmek, başarılarından dolayı övmek daha yerinde bir davranış olur.

3. Çocuğu gizlemek, utanç duyulan bir kimse olarak görmek ya da sık sık onu suçlamak, onun bu özrünü kabul etmemek gibi hareketler son derece yanlıştır.

4. Böyle çocuklar kaza ve hastalıklarda normal çocuklar kadar kendilerini koruyamazlar. Onun için sık sık hastalanırlar, sık sık kazalara uğrayabilirler. Ana-babaların dikkatli olmaları, koruyucu tedbirler almaları gerekir.

5. Bu çocuklarda kas gelişimini sağlamak amacı ile el becerilerine çok yer vermek gerekir. Örneğin; makasla kâğıt ve karton kesmek, çekiçle çivi çakmak, bahçe çapalamak, kil ve renkli çamur vb. maddelerle çeşitli cisimler yapma çalışmaları çok yararlı olur. Bu tür çalışmalara bol bol fırsat verilmelidir.

6. Çocuğa soyunma, giyinme, yutkunma, yeme, içme gibi alışkanlıkların kazandırılmasına erken ve gereken yaşlarda başlanmalıdır.

7. Bu çocuklar genellikle ve çoğunlukla sıkılgan, içe dönük olurlar. Arkadaş edinmede güçlük çekerler. Onlara arkadaş sağlamada yardımcı olmak amacıyla sık sık çocuk parkına ve bahçesine götürülmeli; hatta anne ve babalar günlere, çarşıya, pazara, alışverişe beraberinde götürmelidirler. Ayrıca çocuğa konuşma, düşündüklerini ve gördüklerini anlatma, şarkı ve şiir söyleme gibi etkinlikleri yapabilme olanağı ve fırsatı hazırlanmalıdır.


Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Bireylerin Yararlandığı Eğitim Ortamları;


Ülkemizde ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin yararlandığı eğitim ortamları; eğitim ve uygulama okulları ile iş eğitim merkezleridir.


1) Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Bireyler İçin Açılan Eğitim ve Uygulama Okulları;

a) Genel eğitim programlarından yararlanamayan, okul öncesi ve zorunlu ilköğretim çağındaki, ağır ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler için açılan gündüzlü özel eğitim kurumlarıdır.

b) Bu okullarda; öğrencilerin, öz bakım ve temel yaşam becerileri ile işlevsel akademik becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla gelişimsel eğitim programları uygulamaktadır.

c) Sınıf mevcutları, okul öncesi eğitim sınıflarında en fazla altı, diğer sınıflarda ise en fazla sekiz öğrenciden oluşmaktadır.

d) Okul öncesi eğitimi sınıfından altıncı sınıfa kadar sınıflarda iki özel eğitim öğretmeni; yedinci ve sekizinci sınıflarda ise, bir özel eğitim öğretmeni ile bir usta öğretici veya iki özel eğitim öğretmeni görevlendirilmektedir.

e) İş eğitim dersi atölye öğretmenlerince okutulmaktadır.

f) Okul programı bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri doğrultusunda bireyselleştirilmektedir.

g) Öğretmenler, her çocuğun bireyselleştirilmiş eğitim programına göre hem grup eğitimi, hem de birebir eğitim yapmaktadırlar.

h) Öğrenci, bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri dikkate alınarak uygun sınıfa yerleştirilmektedir.

i) Eğitim süresi 8 yıldır.


2) İş Eğitim Merkezleri;

a) Eğitim uygulama okullarını bitiren veya zorunlu eğitim çağı dışında kalan zihinsel yetersizliği olanlar ve / veya genel eğitim programlarından yararlanamayan özel eğitim gerektiren bireylerin; temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme gereksinimlerini karşılamak, topluma uyumlarını sağlamak, onları işe hazırlamak amacıyla farklı konu ve sürelerde meslek kurslarının düzenlendiği, gün-düzlü özel eğitim kurumlarıdır.

b)Sınıflarda bir özel eğitim öğretmeni ile bir atölye öğretmeni / usta öğretici veya iki özel eğitim öğretmeni görevlendirilmektedir.

c) Merkezde etkinlik süresi günde toplam altı ders saatidir.

d)Eğitim süresi 3 yıldır.

e) Bir kurs programını tamamlayan kursiyer, farklı bir kurs programından da yararlanabilmektedir.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
F

Fırtına

Guest
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey!

HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK

TANIM

Zeka bölümü 50-69 arasında tespit edilen zihinsel geriliktir.

NEDENLER

Doğum öncesi;

- Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz beslenme,

-Akraba evliliği, kromozom bozuklukları, kan uyuşmazlığı,

-Doğuştan metabolik bozukluklar,


Doğum sırasında;

-Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması,

-Doğum sırasında bebeğe bulaşan enfeksiyonlar,

-Zor doğum nedeniyle kullanılan bazı araçların (vakum, forseps vb.) bebeğe zarar vermesi,

-Erken yada geç doğum,


Doğumdan sonra;

-Çocuğun geçirdiği ateşli hastalıklar (kızamık, menenjit vb.)

-Beyin hasarına yol açan kazalar, zehirlenmeler,

-Çocuğun beyin gelişimini etkileyecek yapısal bozukluklar ve hormonal düzensizlikler,

-Ayrıca çocuğun yetersiz beslenmesi, uyarıcı eksikliği, ev ortamının çocuğun oynaması ve çevreyi keşfetmesi için uygun olmaması da hafif derecede zihinsel engele neden olabilmektedir.



ÖZELLİKLER

A- Zihinsel Gelişim Özellikleri;

-Zeka ile başarı arasında kuvvetli bir ilişki bulunduğu için, bu çocuklar yaşıtlarından daha başarısız olabilir.

-Başarısızlık daha çok okuma-yazmada, okuduğunu anlamada, temel aritmetik becerileri kazanmada ortaya çıkmaktadır.

-Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler, dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir. Devamlı izleme, teşvik ve değişiklik isterler.

-İlgileri kısa sürelidir.

-Soyut kavramları anlamada güçlük çektikleri için zaman kavramını ve aritmetik kavramları algılama çok geç ve güç gelişir .

-Genelleme yapmakta zorlanır, kazandıkları bilgileri ilişkilere göre gruplamada güçlük çekerler.

-Bellekleri zayıftır, gördükleri duydukları şeyleri çabuk unuturlar, bu nedenle sık sık konuları tekrar etmek gerekir.

-Uzak gelecekle pek ilgilenmezler.

-Görsel ve işitsel algıları zayıftır.

-Duygu ve düşüncelerini açık ve net ifade edemezler.

-İki şey arasındaki benzerlik ve ayrılığı kolay ayıramazlar. Tasarım ve çağrışım yetersizdir. Dördüncü sınıfa doğru algılama yetenekleri artar.

-Olayları anlatma ve tartışma yetenekleri takvim yaşının altındadır.

-Eşyaları genellikle tanırlar, eşyaları sınıflandırmada ve yararlarına ait kısa açıklamalar yapmada başarılı olurlar .

-Resim açıklamalarında genellikle eşyaları isimlendirir ve hareketleri anlatabilirler. Çizdikleri resimlerde detaya önem vermezler.



B- Psikomotor Gelişim Özellikleri;

-Kol bacak kasları gelişmiştir, bazı çocuklar vücut hareketlerini (yürüme, koşma, merdiven çıkma v.b) normal yaşıtları ile aynı zamanda, bazıları ise yaşıtlarından biraz daha gecikmeli olarak yapabilirler .

-Yürüyüş, sıçrama, atlama hareketlerini yapmada kolaylık görülür. Belirli uzaklığa topu fırlatma ve yakalama gibi el ve kol kaslarının kontrolüne yarayan düzenli denemeleri çoğu kez başarabilirler.

-Devamlı ve daha fazla dikkat harcayarak kalem fırça ve tebeşir kullanma becerisi kazanırlar. El becerilerine karşı ilgi artar. Makasla kağıt kesmekten, çekiç ve testere gibi aletlerle iş yapmaktan hoşlanırlar, ama yaptıkları işler genellikle kabaca işlerdir.

-Bir kısmı bakmadan yazabilecek hale gelebilir. Okumayı tam olarak öğrenebilenlerin sayısı ise daha da azdır.

-Fiziksel gelişimleri (boy-kilo) ise yaşıtlarının gelişimi ile bir tutarlılık gösterir.


C- Dil ve Konuşma Gelişim Özellikleri;

-Konuşmayı yaşıtlarının geçtiği aynı basamaklardan geçerek öğrenir ve geliştirirler, ancak bu basamaklardan geçiş hızları yavaştır. Bu nedenle dil ve konuşma becerilerinde gecikme ve ilk basamaklarda takılma gibi durumlara sıklıkla rastlanmaktadır.

-Bu çocuklarda her tür konuşma ve dil bozukluklarına rastlamak mümkündür. Sekiz yaşlarında kelime dağarcıkları normal çocuklarınkinin %25-35’i kadardır.

-Alıcı ve ifade edici dil gelişimi zayıflıklarına rastlanmaktadır. Çoğunlukla ilköğretime konuşma ve dil becerilerini zayıf da olsa kazanmış olarak başlamaktadırlar.


D- Sosyal ve Kişilik Gelişimi Özellikleri;

-Genellikle kendilerinden yaşca küçük çocuklarla iletişim kurarlar.

-Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edemezler, güvendikleri bir kişinin teşvik ve onayını beklerler.

-Yakın çevresindekilerle kolay dostluk kuramazlar. Kurdukları dostlukları uzun süre devam ettiremezler.

-Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına bağımlı olma eğilimindedirler. Grup etkinliklerinde bir lidere tabii olmayı isterler, sorumluluk almaktan çekinirler. Genellikle grupta lider olmazlar.

-Oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal faaliyetlere katılmazlar.

-Sosyal durumlara uymada zorluk çekerler ve uyum sağlayacak uygun çözüm yolları bulamazlar.

-Sosyal faaliyetlere karşı ilgileri azdır .Çok az sayıda sosyal faaliyetlere katılırlar.

-Sosyal ilişkilerinde kendilerini grupta kabul ettirecek becerileri azdır.


ÖNERİLER

Özbakım Becerileri;

-Özbakım becerileri (tuvalet eğitimi, temizlik ve yeme alışkanlığı v.b) doğuştan getirilmeyen öğrenilerek kazanılan davranışlardır. Bu çocuklar tuvalet eğitimlerini belki yaşıtlarından geç kazanacaklardır ama temizlik ve yemek alışkanlıklarını kendi yaşıtları ile aynı zamanda kazanabilirler.

-Özbakım becerilerinin gelişmesi çocukların evde ne öğrendiklerine ve onlardan ne istendiğine bağlıdır. Bu çocukların çoğu, muhtemelen bir çok yönleri ile yaşıtlarına benzeyeceklerdir.

-Eğer bir çocuğun küçük kas motor gelişimleri tam olarak gelişmemişse düğmelerini iliklemede, sert yiyecekleri ısırmada, fermuarını ve kemerini sıkıca kapamada zorluk çekebilirler. Bu nedenle sınıf içinde ve bireysel olarak çocuğa nasıl yapacağını öğretmek, her öğrenme becerisini (örn, düğme ilikleme) en ince ayrıntısına kadar alt basamaklarına ayırmak ve bu basamakları sırasına göre takip etmek, çocuk bir beceriyi tamamen kazanmadan diğer beceri kazandırma çalışmalarına geçmemek, öğrenilen beceri basamaklarını geriye dönerek pekiştirmek gerekmektedir (Bu çocuklar elbiselerini giymekten çok çıkarma işlemini yapmakta daha başarılıdırlar)

-Hafif düzeyde zeka engelli çocuklarda sofra kurallarını yaşıtları gibi kazanabilirler, bu becerilerin gecikmiş olması aile ortamından kaynaklı olabilir. Bu nedenle beslenme saatlerinin özbakım beceri gelişimlerini destekleyici ve öğretici bir biçimde eğitim programlarında özellikle 1.2.3. sınıflarda yoğun olarak yer verilmeli, sınıfta bulunan yardımcı annelerden de beslenme saatinde özbakım beceri gelişimlerini desteklemede yardım alınmalıdır.

-Tuvalet eğitimini kazanmada yaşıtlarına nazaran gecikme görülebilmektedir. Fakat bu konuda ailenin nasıl bir eğitim yöntemi uyguladığı da çok önemlidir. Eğer çocuklar altlarının kuru kalmasını daha iyi olduğunu öğrenmişlerse sözler ya da işaretlerle tuvalete gitmeyi isteyeceklerdir. Bununla beraber giysilerini çıkarma, temizlik alışkanlığı, gibi konularda yardıma ihtiyaç duyacaklardır. Bunun için özel eğitimde fırsat eğitimi denen her yerde ve her ortamda eğitim verme kuralı tuvalet eğitiminde de işler hale getirebilir.


Kendini Gerçekleştirme;

-Akademik etkinliklerde yavaş olabilirler ancak yinede kendi yeteneklerini ve yetersizliklerini anlayabilecek düzeye gelebilirler.

-İlköğretim okullarında, normal yaşıtlarıyla aynı sınıflarda kaynaştırma programına alınabilirler.

-İlköğretim okullarının bünyesinde açılan benzer özellikteki çocuklardan oluşan özel eğitim sınıflarına yerleştirilebilirler.

-Bu iki uygulamaya destekleyici olarak özel eğitim merkezlerinin eğitim ve öğretiminden yararlanabilirler.

-Engel durumu bebeklik döneminde farkına varıldığı takdirde, zihin, dil ve sosyal gelişimde kritik bir öneme sahip olan 0-3 yaş arasında bol uyarıcı, ilgi ve sosyal etkileşimle ilerleme kaydedilmesi mümkündür.

-Bu çocuklara, normal çocuklara uygulanan eğitim programının hafifletilmiş ve işleniş süresi daha kısaltılmış özel eğitim programları uygulanmalıdır. Eğitilebilir zeka engeli olan çocukların bilişsel gelişim alanları dikkate alınarak özel eğitim uzmanı, çocuk gelişim uzmanı ve sınıf öğretmeni tarafından sınıf ve bireysel eğitim programları hazırlanmalı, bu program uygulanırken uzmanlarla iş birliği halinde olunmalı, her zaman bireysel çalışmalara yer vermelidir. Çünkü bu çocuklar akademik becerileri grup eğitiminden ziyade bireysel eğitim yolu ile daha çabuk kazanmaktadırlar. Konulara ve ünitelere uygun eğitim materyalleri, drama materyalleri, atölye materyalleri hazırlanmalı, bu hazırlık sırasında somut kavramlardan yararlanmalıdır. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin sınıftaki çocukları çok iyi tanıması, pratik ve uygun çözüm yollarını üretebilmesi gerekmektedir.

-İlköğretim ders programında önemli olan bu çocukların dil gelişimlerini yaşıtları düzeyine ulaştırabilmektir. Bu nedenle özel eğitim uzmanları, çocuk gelişim uzmanları ve konuşma uzmanlarının çocuğa özel, dil ve konuşma beceri gelişim programlarını ders programlarına yaymaları ve sınıf öğretmeni tarafından da bu programların sınıf içinde uygulanması gerekmektedir.

-Eğer çocuğun tanısı konmuş bir dil ve konuşma bozukluğu varsa uzmanlar tarafından bu çocuklara bire bir özel eğitim vermeli, sınıf içinde ders öğretmeni çocuğu takip etmelidir.

-Bu çocukların yaşıtlarından çok büyük farkları olmasa da büyük ve küçük kas gelişimlerini artırıcı egzersizlerin okul ortamında (Fizik Tedavi Uzmanı, Çocuk Gelişimi Uzmanı, Özel Eğitim Uzmanı yardımı ile) gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu destek sayesinde çocuklar el ve ayak kaslarını ders ve serbest zaman etkinliklerinde nasıl kullanabileceklerini bilir ve bu konuda zorlanmazlar.


Sosyal Beceriler;

-Toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini öğrenebilirler.

-Nezaket ve görgü kurallarına uymada zorluk çekerler. Çoğu sosyal yaşantılardan yoksun olan bu çocuklar için kuralları basitleştirmek ve onları sosyal deneyimlere sokmak gelişimlerini hızlandırabilir.

-Bu çocukların sosyal bir varlık olarak gelişmesi için daha sık ve daha çeşitli yaşantılar geçirmeleri gerekir (örn; her konu ile ilgili geziler düzenlenmeli ,sinema ve tiyatroya gidilmeli, yaşıtları ile işlevsel kaynaştırma almaları v.b) Bu çocukların sosyal yaşantılarını sınırlamak değil artırmak, eğitsel faaliyet çalışmalarına önem vermek gerekir. Bu nedenle sosyal gelişimlerinin ve kişilik gelişimlerini artırıcı eğitim programlarına yer verilmesi ve uygulanması gerekmektedir.

-Akademik becerilerin yanı sıra, telefon kullanma, bir formu doldurma, alışverişte para hesabının yapılması gibi yaşama ait becerilerin geliştirilmesine önem verilmelidir.


Ekonomik Bağımsızlık;

-Bir işin gerektirdiği becerileri öğrenebilirler ve iyi çalışma alışkanlıkları kazanabilirler. Bir işte çalışmaları kişisel yeterliliklerini sağlamak için gereklidir. Bu nedenle iş eğitimi programları ilköğretimden sonra dikkate alınmalı, ailenin, eğitimcinin ve gencin ortak kararıyla bir iş eğitimi programı ve iş tercihi yapılmalıdır.



HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL YETERSİZLİK GÖSTEREN ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDE GÖZ ÖNÜNE ALINACAK ESASLAR


Çocukların istenilen davranışları göstermeleri veya göstermemeleri belirli nedenlere dayanır. Uygun davranışların geliştirilmesi için aşağıdaki ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekir.

1. Kavramların Basitleştirilerek Öğretim Alanına Sokulması;

Zihinsel engelli çocuklar için soyut kavramlar güç öğrenilir. Somut ve fonksiyonel kavramlar yeğlenmelidir. Çocuklar bir defada pek çok kavram öğrenemezler. Kavramların sayılarını sınırlandırmalı, kavramlar çocuklara tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğretilmeden diğer kavrama geçilmemelidir.

2. Konuların Kısa Süreli Ele Alınması;

Zihinsel engelli çocukların uzun konuları izlemek yönünden dikkat ve yetenekleri yeterli değildir. Bu nedenle ünite bütünlüğü içinde ele alınacak konular, kısa süreli zaman dilimleri içinde, küçük bölümler halinde işlenmelidir.

3. Öğrenmenin, Rastlantıdan Çok Programlara Bağlı Olarak Yapılması;

Zihinsel engelli çocukların kavrayış düzeyleri dikkate alınarak, etkinlikler anlamlı parçalara bölünmeli, bölümler sırasıyla kavratıldıktan sonra devam edilmelidir.

4. Öğretimin Çocuğun Gelişim Düzeyine Uygun Olması;

Zihinsel engelli çocuğun öğrenme düzeyi belirlenmeli ve öğrenime o düzeyden başlanmalıdır.

5. Öğretimde Çocuğun Gelişim Düzeyine Uygun Araç ve Gereçler Kullanılması;

Bu çocuklar için kullanılacak araçlar çevredeki gerçek araçlar olmalıdır. Karmaşık parçalı araçlar yerine, az parçalı basit araçlar seçilmeli, araçların parçaları yerine bütünü ve işlevi ele alınmalıdır.

6. Sınıftaki Çalışmaların Düzeye Uygun ve Basit Olması;

a) Bireysel eğitim etkinlikleri çıkış noktası olmalıdır.

b) Çocuğa başarabileceği görevler verilmelidir.

c) Öğrencilerin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli ve ödüllendirilmelidir.

d) Doğru yanıtlayabileceği sorular sorulmalıdır.

e) Çocuğun başarısız olduğu noktada bırakılmamalıdır.

f) Gerekirse görevi yerine getirmesinde yardım edilmelidir.

g) Olumsuzdan daha çok olumlu ifadeler kullanılmalıdır.

h) Maddi ceza verilmemelidir.

i) Güven sarsıcı sözlerden ve isteklerden kaçınılmalıdır.

j) Sınıf içersinde söz almalarına oldukça fazla yer verilmelidir.

7. Zihinsel Engelli Çocukların Eğitiminde, Ailenin Önemi Göz Önünde Bulundurularak Veli İşbirliği Sağlanması, Aile Eğitimi Çalışmaları Yapılması;

Çocuğun düzeyinin belirlenmesi, aile rehberliği gibi konularda Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nden yardım istenmelidir.

8. Öğretmenin Ağır Öğrenen Çocuğu İleri Eğitim Kademelerine Değil İş Yaşamına Hazırladığını Bilmesi;

O bir önder olacak değildir, yaşamını kafasıyla değil elleriyle kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşamı boyunca kullanacağı temel bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışmalıdır.

9. Tekrara Önem Verilmesi;

Geç ve güç öğrenirler, çabuk unuturlar. Bu çocukların eğitiminde en aza indirilmiş beceri ve bilgiler üzerinde sık tekrara önem verilmelidir.

10. İlgi ve Dikkatlerin Uyanık Tutulması;

Dikkatleri dağınık ve dikkat süreleri kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayıcı hareketler yapmalı, ilgi duymadığı konular üzerinde fazla durmamalı, dersler elden geldiğince somutlaştırılmalıdır.

11. Genelleme Yapamamaları;

Zihinsel engelli çocuklar genelleme yapamazlar. Bir konuda öğrendiği kuralı bir başka konuya aktaramazlar. Bu bakımdan her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gereklidir.



Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin Öğretmenleri, Sınıf İçinde Neler Yapmalıdırlar?

Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin öğretmenleri sınıf içinde şunları yapmalıdırlar;

1. Bulunduğu sınıf ne olursa olsun, bildiği ve başardığı şeyler, hareket noktası olarak alınmalıdır. Onda sebat, sabır, düzen, işbirliği gibi niteliklerin geliştirilmesi için özel bir önem verilmelidir.

2. Çocuğun kişiliğine saygı gösterilmelidir. Çocuğun engelini ve başarısızlıklarını olur olmaz vesile ile yüzüne vurmaktan kaçınıl-malı, kuvvetli yanları bulunup geliştirilmelidir.

3. Çocuğa o şekilde davranılmalıdır ki, öteki çocuklar da onu sınıfın bir üyesi olarak kabul etsin. Örneğin; diğer çocukların derslerde zaman zaman ona yardım etmesini sağlanmalıdır. Sınıf et-kinliklerinde başarabileceği sınırlı sorumluluklar verilmelidir. Böylece sınıftaki öteki çocuklar onu daha iyi anlayacaklar ve gelişme-sine yardım etme isteği duyacaklardır.

4. Öğretmen, çocukları öğrenim kademelerine değil, iş yaşamına hazırladığını çok iyi bilmelidir. Öğrenci, bir önder olacak değildir. Yaşamını daha çok kafasıyla değil, elleri ile kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşam boyunca kullanacağı temel bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılmalıdır.

5. Çocuklar, soyut konuları çok zorlukla öğrenirler ve yaratıcılık isteyen etkinliklerde zorluk çekerler. Konuları elden geldiğince somut biçimde, yaşayarak, deneyerek, göstererek, karşılaştırarak öğretmeye çalışmalıdır.

6. Geç ve güç öğrenirler. Çabuk unuturlar. Bu çocukların öğretiminde en aza indirilmiş bilgi ve beceriler üzerinde sık tekrara önem verilmelidir.

7. Dikkatleri dağınık ve dikkat süresi kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayacak hareketler yapmalı, ilgi duymadıkları konular üzerinde fazla durmamalı ve elden geldiğince dersleri somut biçimde izle-meye çalışılmalarına yardımcı olunmalıdır.

8. Çocuk genelleme yapamaz, bir konuda öğrendikleri kuralı başka konulara uygulayamaz. Bu bakımdan, her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gerekir. Örneğin; çocuk çiçek ve otların birer bitki olduğunu öğrenmişse, ağacı gördüğün-de onun da bitki olduğu düşünemez. Ona, ağacın da bir bitki olduğunu ayrıca öğretmek gerekir.

9. Basit sözcükler ve kısa cümlelerle konuşulmalıdır. Bu çocuklara her fırsatta kendilerini sözlü olarak anlatmalarına olanak vermeli, buna teşvik etmelidir. Böylece duygularını, düşüncelerini sözlü olarak anlatarak kendilerine güven kazanabilirler. Sık eleştiriler kendilerine olan güveni yıkacağından bu konuda dikkatli olun-malıdır.

10. Çocuklar kolayca yorulur ve sebatsızdırlar. Onların bu durumunu daima göz önünde tutmalı, hoş karşılamalıdır. Uzun süre aynı tür çalışmaya zorlanmamalıdırlar. Yorulduğu zaman çalışmanın türü değiştirilmelidir.

12. Çocukların gerek kendilerinin, gerekse anne ve babalarının bu duruma uyumu sağlanmalıdır. Bu çocukların anne ve baba ta-rafından başaramayacağı zihinsel çalışmalar ve akademik öğrenim basamaklarına itilmesini önlemeye çalışılmalıdır.


Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Çocukların Aileleri Neler Yapmalıdırlar?

Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocukların aileleri şunları yapmalıdır;

1. Çocuk, yaşıtlarına göre biraz daha geç ve güç öğreneceğinden, çocuktan zekâ düzeyinin üzerinde başarı beklenmemeli, normal başarı göstermesi için zorlanmamalıdır.

2. Sınıfına uyum sağlayabilmesi için öğretmenlerle işbirliği yaparak, evde derslerini kavramasına yardımcı olunmalıdır.

3. Küçük başarıları bile desteklenerek daha başarılı olma isteği için ortam sağlanmalı, böylece kendine güven duygusu geliş-tirilmelidir.

4. Evde yapabileceği işler verilerek sorumluluk duygusu geliş-tirilmeli, etkin olduğu konulara yöneltilmelidir.

5. Çocuğun zayıf yönleri eleştirilmemeli, kuvvetli yönleri bulu-nup geliştirilmeye çalışılmalı; olumlu davranışları her fırsatta de-ğerlendirilmeli ve desteklenmelidir.

6. İyi arkadaş ve çevre ilişkileri kurmasına olanak sağlanmalı, yardımcı olunmalıdır.

7. Kardeşleri ve arkadaşları ile kıyaslanmamalıdır.

8. Çocuktaki davranış bozukluğunun birçoğunun, doğrusunu bilmediğinden ya da beceremediğinden kaynaklanacağını düşünerek, bu bozukluğun ve hataların neler olduğunu ve doğrunun nasıl olacağı sevgi ve anlayışla anlatılmalı, çocuk ikna edilmelidir (Hatalarından dolayı hırpalanan bu çocuklarda kişilik bozuklukları artar)

9. Çocukta görülen davranış bozukluklarının nedenleri incelenmeli, problemlerini çözmede yardımcı olunmalıdır.

10. Olumsuz davranışları bazı hallerde görmezlikten gelinmeli, hataları büyütülmemelidir.

11. Aşırı sevgi ve aşırı baskı kaldırılmalı, sınıflandırma zamanında ve yerinde yapılmalıdır.

12. Anne ve babanın “eğitim görüşleri” tutarlı olmalı, alacakları eğitim önlemleri, birbirini desteklemelidir.

13. Anne ve baba, aile sorunlarını çocuğun yanında tartışma-malıdır. Ailedeki huzursuzluklar, çocuğun başarısında ve davranış bozuklukları göstermesinde en büyük etkendir.

14. Çocukta akademik başarıdan çok, sanata yönelik becerile-rin gelişmesini sağlayıcı etkinlikler yapılmalıdır. Çocuk ileri öğrenim kademelerine değil, iş hayatına hazırlanmalıdır.



Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Bireylerin Yararlandığı Eğitim Ortamları;

Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin yararlandığı eğitim ortamları ilköğretim okulları, özel eğitim sınıfları ve iş okullarıdır. Bunların özellikleri şunlardır;

1) İlköğretim okulları ve özel eğitim sınıfları;

a) Orta düzeyde zihinsel yetersizliği bulunan bireyler için ilköğretim okulları açılmaktadır.

b) Orta düzeyde zihinsel yetersizliği bulunan bireyler için ilköğretim okulları bünyesinde özel eğitim sınıfları açılmaktadır.

c) Özel eğitim sınıflarında birleştirilmiş sınıf programı uygulanmaktadır. 1, 2, 3, 4. sınıf ve 5, 6, 7, 8. sınıf biçiminde birleştirilmiş sınıf programı uygulanmaktadır.

d) Eğitim süresi 8 yıldır.

e) Sınıf mevcudu en fazla 12 öğrencidir.

f) Okuma yazma öğrenen öğrencilere ilköğretim diploması verilmektedir.


2) İş Okulları;

a) İlköğretimlerini tamamlayan, 21 yaşından gün almamış, orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler için açılan özel eğitim kurumlarıdır.

b) Okulda etkinlik süresi günde toplam altı ders saatidir.

c) Okulun programı, birinci yılı hazırlık olmak üzere dört yıldır.

d) Hazırlık sınıflarında öğrencilere, kültür dersleri ve merkez-deki atölyelerde gerekli teorik bilgiler verilir; uygulamalı iş eğitimi yoluyla temel bilgi ve beceriler kazandırılır. Bu sınıfta öğrenciler bir iş yerine gönderilmezler.

e) Öğrenciler hazırlık sınıfında ilgileri, istekleri ve yeterlilikleri ölçüsünde iş veya meslek programlarına yöneltilirler.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
F

Fırtına

Guest
Sınır düzey ve ağır normal zihinsel performansa sahip birey!

Sınır ve Ağır normal düzeyde zihinsel performansa sahip bireyler (Ağır öğrenen çocuklar) ve özellikleri;

Genel özellikler ve eğitim-öğretimi ile ilgili öneriler;

*Sınır düzey zihinsel performansa (IQ 70-79) ve ağır normal,donuk (IQ 80-89) zihinsel performansa sahip çocuklar, ağır öğrenen çocuklar olarak bilinirler.

*Üstün zekalılar eğrinin bir ucunda, özel eğitim kapsamına alınan hafif, orta ve ağır düzeyde öğrenme yetersizliği yaşayanlar diğer uçta, normal zeka potansiyeline sahip olanlar ise ortalarda toplanırlar. Sınır ve donuk zeka düzeyinde bulunanlar ise özel eğitim kapsamına alınanlar ile normal zeka potansiyeli arasındaki bir grubu oluştururlar.

*Çok geç ve güç öğrenirler, genelleme yapamazlar, dikkati dağınık ve dikkat süresi kısadır. soyut şeyleri çok zorlukla öğrenirler, öğrendiklerini çok çabuk unuturlar, kolayca yorulur ve sebatsızdırlar, kendilerine olan güvenleri azdır, oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler, bazen hiç uymazlar.

*Öğrenmenin gerçekleşmesinde geçirilen basamaklara bakıldığında, bu çocuklar ile yaşıtları olan diğer çocukların farklı basamaklardan geçmediği görülmektedir.

*Ancak sınır ve donuk zeka düzeyindeki çocukların bu basamaklardan geçmeleri daha yavaş olabilmektedir. Bu düzeydeki çocuklar için özel eğitim uygulanmamakta, öğrenimlerini 1 – 2 yıl geriden izlemektedirler.

*Zihinsel yetersizliği bulunan çocuklar olarak tanı almaz ve değerlendirmezler ancak yaşıtlarından çok daha geç ve güç öğrenirler. Çabuk kavrayamaz, öğrendiklerini çabuk unuturlar. Çok ve sık tekrara karşın ağır öğrenir, sınıfın en gerisinden giderler. Okulda ve evde kolay tanınamazlar, “tembel, dikkatsiz ve haylaz” olarak nitelendirilebilirler. Genellikle 1. sınıfta okumayı en geç sökebilen veya 2. sınıfta sökebilen çocuklardır.

*Standart zeka testleri sonucuna göre bu çocukların “normal zeka” düzeyinin biraz altında oldukları ortaya çıkar. Başka bir deyişle yaşıtlarından 1 – 2 yıl geridirler.

* Normal çocukların aileleriyle yılda en azından iki defa görüşülürken, ağır öğrenen öğrencilerin aileleriyle daha sık görüşülmelidir.

*Öğrenme yetersizliği olan bir öğrencinin söyleneni anlaması için yönergelerin birkaç defa tekrarlanmasına ve işin yaparak gösterilmesine ihtiyaç vardır. Bu durum ağır öğrenen çocuklar için çok daha önemlidir. Çocuk ancak işi sizin tekrarlamanızla öğrenecektir.

* Çocuklar birbirlerine modellik yapabilir. Bu prensip normal çocukların öğrenme yetersizliği olan çocuklara yardım etmeleri amacıyla doğrudan uygulanabilir. Normal çocukların, öğrenme yetersizliği olan çocuklara karşı olumlu davranış geliştirmelerine yardım eder ve uygun davranışta bulunmalarını teşvik eder.

* Öğrenme yetersizliği olan çocuğa güven vermek için onunla fiziksel iletişim kurunuz. Sırası geldiğinde başını okşayarak, sarılarak ona karşı duygularınızı hissettiriniz. Fiziki cezalara karşı onu koruyunuz. Öğrenme yetersizliği olan bir çocukla fiziksel iletişim kurmanın özel bir önemi vardır.

* Bütün güçlerini harcayarak sınıf düzeyinde kalmaya çabalayan bu çocuklar anlayışsızlık karşısında doğaldır ki çok bunalır, güvenlerini yitirir, okuldan soğurlar. Sonuç olarak yeteneklerinin çok altında başarı gösterirler.

*Ağır öğrenen bu çocukların 1. sınıfta fark edilerek durumlarının belirlenmesi, onların örselenmesini önler. Yaşıtlarının gerisinde olan çocuğun temel okuma-yazma ve matematik becerilerini kazanamadan bir üst sınıfta bulunmasının bir yararı olmayacaktır. Aksine üst sınıfta yaşıtları ile arasındaki açık büyüyeceği için kendini yetersiz ve başarısız olarak görecek ve güvensizleşecektir. Bu durum arkadaşlık ilişkilerine yansıyabileceği gibi çocuğun daha içe kapanık, kaygılı ve mutsuz olmasına da neden olabilir. Bu nedenle 1. sınıfta temel akademik becerileri kazanamadığı takdirde sınıf öğretmeninin önerisi ve ailenin onayıyla 1 yıl sınıf tekrarı yapmaları uygun olabilir.

*Öğretmen ağır öğrenen çocuğa o şekilde davranmalıdır ki, öteki öğrenciler de onu sınıfın bir üyesi olarak kabul etsin. Örneğin, öteki çocukların derslerde ona bazen yardım etmesini sağlayabilirsiniz. Sınıf etkinliklerinde ona başarabileceği sınırlı sorumluluklar verebilirsiniz. Böylece sınıfınızdaki diğer çocuklar onu daha iyi anlayacaklar ve gelişmesine yardım etmek istediğinizi anlayacaklardır.

*Öğretmen, ağır öğrenen çocuğu ileri öğrenim kademelerine değil, iş yaşamına hazırladığını çok iyi bilmelidir. O bir önder olacak değildir. Yaşamını daha çok kafasıyla değil, elleriyle kazanacaktır. Bu bakımdan onun yaşamı boyunca kullanacağı temel bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışınız.

*Ağır öğrenen çocuklar soyut konuları öğrenmede ve yaratıcı düşünmeyi gerektiren etkinliklerde güçlük çekerler. Konuları elden geldiğince somut biçimde yaşayarak, deneyerek, göstererek, karşılaştırarak öğretmeye çalışınız.

*Ağır öğrenen çocuk genelleme yapamaz, bir konuda öğrendiği kuralı başka konularda uygulayamaz. Bu bakımdan, her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gerekir. Örneğin, çocuk ağaç, çiçek ve otların birer bitki olduğunu düşünemez. Ona bunların bir bitki olduğunu ayrıca öğretmek gerekir.

*Bu çocuklara her fırsatta kendilerini sözle anlatma imkanı verilmeli, buna teşvik edilmelidir. Böylece duygularını, düşüncelerini sözlü olarak ifade etme konusunda kendilerine güven kazandırılabilir. Sık eleştiriler kendine olan güveni yıkacağından bu konuda dikkatli olunmalıdır.


Aileye Öneriler;

1) Çocuğunuzda herhangi bir problem (geç, güç öğrenme, unutkanlık v.b.) fark ettiğinizde öğretmeniyle hemen diyaloğa girin ve bir rehberlik uzmana ulaşarak problemin kaynağını araştırın.

2) Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, çevreden gizlemeyin. Kıyaslayıp eleştirmeyin.

3) Aşırı derecede koruyucu olmayın. Bu, çocukta kendine güveni azaltır.

4) Çocuğa yapabileceği işleri yaptırın. Başardığı işlerde teşvik edin, ödüllendirin.

5) Basit sözcükler ve kısa cümleler kullanınız.

6) Çocuğunuzdan zihinsel olarak ne yapmasını istiyorsanız, tam ve açıkça söylemelisiniz. Yani genel ifadelerden çok özel ifadeler kullanmalısınız. Eşyalarını ortadan kaldır ifadesi yerine “oyuncağı yerine koy” ifadesi kullanılmalıdır.

7) İsteklerinizde ve koyacağınız kurallarda tutarlı olun Ne zaman nasıl davranış bekleniyorsa çocuğunuza bunu anlatın ve bu beklentinizi bir daha değiştirmeyin. Böylece çocukta karalı davranışlar gelişecektir. Kararsız olursanız, çocuk paniğe kapılabilir.

8)Çocuğunuza acele komutlar yerine yavaş ve basit komutlar veriniz.

9)Tehdit etmekten sakının. Tehdit, çocuklar üzerinde bir çok olumsuz etkiler yapar;çok yapıldığında çocuklar hiç aldırmaz ve davranış bozukluğu düşmanlık duygularını teşvik eder.

10)Bu çocukların kasları tam gelişmemiştir. Bunu sağlamak amacıyla el temrinlerine ve becerilerine yer verilmeli (kaba boyama, çamur- hamur gibi maddelerle oynama, makasla kağıt kesme, boncuk dizme)

11) Çocuğa öz bakım becerileri öğretilmelidir (Giyinme, kendi kendine yemek yeme, yıkanma v.b)

12) Öğretmenin okulda vermiş olduğu derslerin evde de devam edebilmesi için çocuğunuzun ödevlerini takip edin, sık tekrar yaptırın. Çocuğunuz çabuk sıkılacağından (ağır öğrenen çocukların temel özelliğidir), sıkıldığında etkinliği bırakın, sevdiği bir şeyi yapmasına izin verin (tv. seyretme, oyun oynama vb) sonra tekrar etkinliği çalışın. Bu şekilde dikkat dağınıklığını da engelleme olanağına sahip olursunuz.


Öğretmenlere Öneriler;

1.Velilerle işbirliği yapmalıdır.

2.Küme çalışmalarına öncelik sağlamalı,onların birbirleriyle iyi geçinmeleri ve zamanlarını verimli şekilde kullanmaya teşvik edilmelidir.

3. Zaman zaman öğrencinin defterleri toplanarak yanlışlar üzerinde sınıfça çözümler aranmalıdır.

4.Öğrenci, eğitim-öğretim çalışmalarında etkin aktif duruma getirilmelidir.

5.Basit sözcükler ve kısa cümleler kullanılmalı, kendilerini sözle anlatmaya teşvik edilmelidir.

6.Somut materyallerden faydalanılmalıdır.

7. Başarı ile yapılmış işler üzerinde önemle durulmalıdır. Çocuklar başarılı oldukları faaliyetlerle ilgilendiğinden, bu durum güdüleyici olacaktır.

8.Çocukların özgüvenin artırıcı ifadeler kullanılarak öğrenme için cesaret verilmelidir.

9.Çocuklara arkadaşları önünde müdahale etmekten kaçınılmalıdır. Çocukların uyumsuz davranışlarını sınıf huzurunda tartışmamalıdır.

10. Ağır öğrenen çocuklar çekingen olduğundan, sosyal ilişkilerde ön planda yer verilen görev dağılımlarında bu çocuklarda göz önünde bulundurulmalıdır.

11. Arkadaşlarıyla kıyaslanmamalıdır.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
F

Fırtına

Guest
Üstün yetenekli birey!

ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLAR

ÜSTÜN VEYA ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ;

1- Gelişimin tüm alanlarında yaşıtlarının ilerisindedirler.

2- Erken yürür, erken konuşur, okumayı erken yaşta öğrenirler.

3- Sürekli soru sorarlar, meraklıdırlar.

4- Zihinsel ve fiziksel olarak büyük bir enerjiye sahiptirler.

5- Ayrıntılara olağanüstü dikkat ederler.

6- Öğrenme ve bilgiye sürekli açlık duyarlar.

7- Zengin sözcük hazinesine sahiptirler. Kelimeleri doğru telaffuz ederler, yerli yerinde kullanırlar ve akıcı bir konuşmaları vardır.

8- Çabuk öğrenme, kavrama ve akılda tutma özellikleri vardır.

9- Uzun süre dikkatlerini bir konu üzerinde yoğunlaştırabilirler.

10- İlgi alanları geniştir.

11- Karmaşık problemler çözmekten hoşlanırlar.

12- Sorumluluk duyguları kuvvetlidir. Sorumluluk almayı çok ister ve bunu yerine getirmekten hoşlanırlar.

13- Gözlem güçleri vardır.

14- Genelleme ve soyutlama yaparak bilgilerini başka alanlara aktarabilirler.

15- Sebep-sonuç ilişkisine ilgi duyarlar.

16- Yaratıcılık ve mucitlik özellikleri vardır.

17- Azimli ve sebatlıdırlar.

18- Kendilerine güvenleri tamdır

19- Espri yetenekleri vardır.

20- Duyarlıdırlar, başkalarına karşı empati duyarlar.

21- Güçlü bir konsantrasyona sahiptirler.

22- Liderlik özellikleri vardır.

23- Amaçlarına ulaşmaktan ve başarıdan zevk duyarlar.

24- Orijinal ve eleştirel düşünceye sahiptirler.

25- Başkalarıyla kolayca işbirliği yaparlar.

26- Alçak gönüllüdürler, başkalarına yardım etmekten hoşlanırlar.

27- Çalışkandırlar.

28- Ancak bütün bu özellikler her çocukta bulunmaz.


OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÜSTÜN VEYA ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLAR VE ÖZELLİKLERİ

“Üstün veya Özel yetenekli Çocuklar;

Zeka, yaratıcılık, sanat, liderlik kapasitesi veya akademik alanlarda yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösterdiği; alan ve konu uzmanları tarafından tanımlanan çocuklardır.

Üstün veya özel yetenekli çocuklar, yeteneklerini geliştirmek için özel eğitim ve faaliyetlere ihtiyaç duyan çocuklardır.

Okul öncesi dönemde, üstün veya özel yetenekli çocukların genelinde gözlenen özelliklerinden bazılarını, onları tanıma ve toplum içerisinde, onlara karşı bilinçli yaklaşımlar geliştirebilme amacıyla, uygulama örneklerinden yola çıkarak, birlikte inceleyelim.

Bu çocuklar, bir veya birden çok alanda üstün veya özel yeteneğe sahip olabilirler. Takvim yaşlarının üzerinde bir gelişim düzeyi sergiler ve yaşıtlarına göre daha gelişmiş oyunlarla ilgilenirler. Oyunlarını; sahip oldukları liderlik özelliğinin bir getirisi olarak; kendileri kurmak isterler, kurdukları oyunlardan çabuk sıkılıp, yaşıtları oyuna daha yeni adapte olmuşken, onlar farklı bir oyuna geçmek isterler. Bu ve benzeri istek ve özellikleri nedeniyle, yaşıtları ile oluşturdukları oyun grupları içerisinde uzun süre barınamazlar ya da uyumsuz olarak gözlemlenirler. Bu gibi nedenlerle, büyüklerle iletişim kurmada daha istekli ve başarılıdırlar.

Meraklıdırlar ve sürekli sorular sorarlar. Daha çok, fen ve doğa olaylarına; hayvan davranış, tepki ve özelliklerine; yırtıcı ve vahşi hayvanlara ve yaşam koşullarına; sayılara ve sayı oyunlarına; kelimeler ve anlamlarına; sıvılar, kimyasal maddeler ve değişimlerine; mekanik aletlere, bu aletlerin iç dizaynları, parçaları ve çalışma prensiplerine; karşı yoğun ilgiye sahiptirler.

Gözlem güçleri yüksektir. Her an gözlem yaparlar.Gözlemledikleri ve ilgilerini çeken bir olayı mutlaka denerler. Bu denemelerin sayısı, üstün veya özel yetenekli çocuğun bilgileri beyninde kodlama şekline ve doyuma ulaşmasına göre artarak değişiklik gösterir. Öğrenme amaçlı olan bu denemelerin sayısı artarak tekrara dönüşürken, üstün veya özel yetenekli çocuk, tekrarladığı denemelerin hepsinde de, gözlemlediği ya da algıladıklarıyla yetinmez ve kendinden, çevresinden bir şeyler katarak devam eder. Taa ki; doyuma ulaşıncaya kadar..

Merak ettikleri konular üzerinde araştırmacı ve hırslıdırlar. Üstün veya özel yetenekli çocuklar, deneyerek öğrenme ve model alma yoluyla öğrenmeyi seçtikleri için, yakın çevresinde ya da tv de gördüğü bir davranış ya da olayı, ne kadar gerçek dışı olsa da, mutlaka deneme ve sonuca ulaşma isteğindedirler, ısrarcıdırlar. Bu deneme isteklerinin engellenmesi ya da ertelenmesi durumunda hırçınlaşırlar ve asla vazgeçmezler.

Fikir ve düşüncelerini mutlaka ifade etme ve kabul görme ihtiyacı içindedirler. Yönlendirme ya da öğretileri sevmezler. Onlara yöneltilen soruları cevaplamak ya da hazır bilgileri dinlemek yerine soru sormayı ya da anlatmayı tercih ederler. Özellikle ebeveynleri ve yakın çevresi tarafından, fikirlerinin dinlenildiğini ve fikirlerine önem verildiğini hissetmeleri, üstün veya özel yetenekli çocuklar için; duygusal gelişimleri açısından olduğu kadar, zihinsel gelişimleri açısından da oldukça önemlidir. Düşüncelerini ifade ederken, aradaki boşlukları fark edip, tamamlama fırsatı da bulacaklardır. Böylelikle, ihtiyaç duydukları anda onlara; yönlendirme yerine, rehberlik yapılarak, gelişimlerini, olumlu yönde destekleme fırsatları değerlendirilebilinir.

Hafızalarını çok iyi kullanırlar. Düşünme ve yorumlama yetenekleri yaşıtlarına göre daha farklıdır.Algılama düzeyleri çok hızlıdır. Bu nedenle tekrarı sevmezler ve sabırsızdırlar. Önceden öğrendikleri bilgileri, yeni durumlara çok iyi transfer ederler. Olaylar arasında, kendilerine özgü olarak kimi zaman gerçeğe yakın, kimi zaman ise olağanüstü kodlamalar ve bağlantılar kurarlar.

Resim ve müziğe karşı ilgileri yüksektir.Bu alanlardan birinde ya da ikisinde de özel yeteneğe sahip olabilirler. Yaptıkları resimlerinde, renkleri kullanma tarzları ve yaratıcı güçlerini ortaya koyma biçimleri oldukça farklı ve ilgi çekicidir. Ritm duyguları gelişmiştir. Yeni duydukları bir müzik parçasını inanılmaz bir hızda kavrayıp, aynı şekilde ifade edebilirler.

Yaratıcı yetenekleri, hayal güçleri başkalarının ilgisini çekecek oranda yüksektir. Bu güçlerini her zaman ortaya koyarlar. Kimi zaman, orijinal ve etkileyici fikirler üretip, olağanüstü yorumlarda bulunarak, yaratıcı düşünce yetilerini sergilerler, kimi zaman da yaptıkları sanat çalışmaları (artık materyallerle yeni bir ürün oluşturma vb.) ve resimlerde çıkış noktaları ve bunları ifade etme biçimleri ile yaratıcı yeteneklerini ortaya koyarlar.

Duygusal anlamda yüksek duyarlılık gösterirler. Başkalarının duygu ve düşüncelerine önem verirler. İletişime girdikleri kişilerin duygu ve düşüncelerini anında algılama ve yorumlama yeteneğine sahiptirler. Sanıldığının aksine, kibirli ve ulaşılmaz davranışlar sergilemezler. Paylaşıma her zaman açık ve yardımseverdirler. Hatta arkadaş grubu içerisinde, yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarına, talep gözetmeksizin yardıma hazırdırlar. Duygusal anlamda yüksek duyarlılığa sahip olmanın olumsuz bir getirisi olarak, kendilerinde var olan yetenekleri sergilemekten sıkıntı duyabilirler.

Yukarıda verilen bilgiler ışığında;

Üstün veya özel yetenekli çocuklara karşı yaklaşımda hassas olmak ve bu çocuklarda var olan özelliğe göre birebir tutumlar geliştirmek daha sağlıklı ve olumlu olacaktır.

Üstün veya özel yetenekliliğin de bireysel bir özellik olduğu unutulmamalı, bu türdeki çocukları iyi tanımalı ve asla onlara üstün veya özel yetenekli oldukları için değerli oldukları, gibi yanlış bir tutumla yaklaşılmamalıdır. Hatta “üstün” ifadesi, kendilerinin diğerlerinden farklı olduğunu hissettireceği ve olumsuzluk hissine kapılacakları göz önünde bulundurularak, onlara karşı kullanılmamalıdır.

Her şeyden önce bir birey oldukları ve birey olmanın getirisi olarak, farklılıkların olabileceği hissi verilmelidir. Başarılı oldukları ya da olacakları için değil, bir birey olarak, her halükarda, onlara değer verildiği, tam anlamıyla hissettirilmelidir. Sevgiyle..



A- ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN MÜZİK ALANINDAKİ YETENEK ÖZELLİKLERİ;

1- Ritim ve melodiye diğer çocuklardan fazla tepkide bulunur.

2- Müzikle çok ilgilidir. Plak, kaset dinler. Nerede müzik etkinliği varsa ona katılmak ister.

3- Müzik parçaları yapmaya büyük istek ve çaba gösterir.

4- Başkaları ile şarkı söylerken onlara uymaktan hoşlanır.

5- Yaşıtlarına, duygu ve düşüncelerini anlatmak için sık sık müziği araç olarak kullanır.

6- Çeşitli müzik aletleri ile ilgilenir, onları çalmayı dener.

7- Müzisyenler, şarkıcılar ve müzik parçaları ile ilgili koleksiyonlar yapar.

8- Dinlediği müzik parçasını kısa zamanda öğrenir, anlamlı ve uygun şekilde söyleyebilir.


B- ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN RESİM ALANINDAKİ YETENEK ÖZELLİKLERİ;

1-.Çeşitli konularda çizimler yapar.

2- Resimler, planlar, resimlere derinlik verir ve parçalar arasında uygun oranlar kullanır.

3- Resim çalışmalarını ciddiye alır ve resim yapmaktan haz duyar.

4- Diğer çocukların yaptığından değişik çizimler yapar.

5- Resim yapma, çizme ve boyama için çok zaman harcar.

6- Resmi kendi yaşantılarını ve duygularını ifade etmek için başarılı olarak kullanır.

7- Diğer insanların, sanat-resim çalışmalarına ilgi duyar.

8- Diğerlerinin eleştirilerinden hoşlanır ve içlerinden yeni şeyler öğrenir

9- Çamurdan, sabundan, plastirinden vb. yumuşak gereçlerle üç boyutlu şeyler yapmaya özel ilgi gösterir.


C- ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN FEN ALANINDAKİ YETENEK ÖZELLİKLERİ;

1- Okur ve Fen Raporlarını yorumlayarak bir ilgi zemini oluşturur.

2- Fen Bilgisi konusunda otorite olan kaynakları tarar.

3- Fikir ve hipotezleri test etmeye yönelik deneyler yapar.

4- Fen ve teknik araçları kullanabilir ve bunlara vakıf olur.

5- Yerinde ve yeterli veri seçer.

6- Verilerden geçerli çıkarımlar yapar ve tahminlerde bulunur.

7 Problem çözmede kullanılan teknik ve süreçlerin altında yatan varsayımları tanır ve değerlendirir.

8- Fikirleri hem niceliksel hem de niteliksel ifade edebilir.

9- Fen Bilgisini toplumsal değişim için kullanır ve uygular.

10- Bilinen gerçek ve kavramlardan yeni ilişki ve fikirler oluşturur.

11- Bilimsel gözlem, veri toplama ve yorum yapma becerileri vardır.

12- Problemlere yönelik duyarlılığa, yeni fikirler geliştirme yeteneğine, değerlendirme yeteneğine sahiptir.

13- Devamlı meraklıdır.

14- Tutarsızlıkların tespitinde tetiktir.

15- Yüksek düzeyde mekanik düşünmeye sahiptir.

16- Uzay ilişkilerine ilgi duyar.

17- Planlama ve iletişim yeteneğine sahiptir.

18- Öğrenme ve bilgiye sürekli açlık duyar.

19- Çabuk öğrenir, kavrar, akılda saklar.

20- Genelleme ve soyutlama yaparak elindeki bilgiyi diğer alanlara aktarabilir.

21- Kararlı ve sabırlıdır.

22- Yaratıcıdır.

23- Düşünceleri ve nesneleri sistematik biçimde bir araya getirebilir.

24- Sorgulamalarında“ne”,“nasıl”,“neden” sorularının ötesine ulaşmaya çalışır

25- Kendine güvenir, kendi başına bir iş üstlenebilir.

26- Yaşıtlarına göre alışılmışın dışında nitelikli ürün ortaya koyar.

27- Birbirini takip eden konular ve olaylar dizisi karşısında bir sonraki adımı takip edebilir.

28- Bir alanda öğrendiği konu ile başka bir alanda öğrendiği konu arasında mantıklı ilişkiler kurabilir.

29- Olaylar arasındaki bağıntıları, neden-sonuç ilişkilerini ve benzerlikleri yaşıtlarından daha çabuk ayırt edebilir.

30- Öğrendiklerini yeni ve farklı alanlarda kullanabilir.

31- Çeşitli konularda mantıklı eleştiri getirebilir.

32- Bir kez öğrendiğini kolay kolay unutmaz.

33- Kimsenin aklına gelmeyecek sorular sorar.

34- Bir cümlede ya da sözde, doğrudan bildirilmeyen, kastedilen anlamları bulup çıkarabilir.

35- Sorun çözümünde karmaşık yöntemler kullanabilir.

36- Yetişkin denetimi olmaksızın bir proje, deney üzerinde çalışabilir.

37- Arkadaşlarının etkinliklerini örgütleyip planlayabilir.

38- Yeni deneyler yapmaya isteklidir.


D- ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN MATEMATİK ALANINDAKİ YETENEK ÖZELLİKLERİ;

1- Verilerin ele alınmasında, düzenlenmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.

2- Zihinsel çevikliğe sahiptir.

3- Orijinal yorumlar yapar.

4- Fikirlerin iletilmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.

5- Göze çarpan genelleme yeteneği vardır.

6- Yazılı iletişimden ziyade sözlü iletişimi tercih eder.

7- Aynı problem çözümüne yönelik değişik yöntemleri kullanır.

8- Olağan dışı Matematiksel işlemler yapar.

9- Gayret gerektiren olağan dışı problemler sorar.

10- Uygulamaya, analize, senteze ve değerlendirmeye odaklanır.

11- Problemi kısa sürede çözer.

12- Matematiği başka kategorilere entegre edebilir.

13- İlgisiz gibi görünen işlemler arasında ilgi kurar.

14- Yanlış ve doğruyu seçme güçleri fazladır.

15- Yaşıtlarının çözemediği zor problemleri çözebilir.


E- ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN SOSYAL ALANINDAKİ YETENEK ÖZELLİKLERİ;

1- Yaşına göre kavramsal olarak ilerlemiştir.

2- İleri düzey, teknik bilgi birikimine yada çok özel bilgilere sahiptir.

3- Güç veya karmaşık işlerden hoşlanır.

4- Bağımsız projeler için yüksek standartlar belirler.

5- Sınıf arkadaşları tarafından yeni fikir ve bilgilerin kaynağı olarak görülür.

6- Sınıf arkadaşları tarafından bir grup stratejicisi yada organizatörü olarak görülür.

7- İnsan ilişkilerinde mizahı görür ve kendi kendine gülebilir.

8- Yaratıcı öyküler anlatır yada yazar.

9- Geniş bir alana yayılan ve/veya oldukça kapsamlı ilgileri olur.

10- Diğer insanların görmediği ilişkileri görebilir.

11- Bilgiyi kolayca ve süratle kazanır.

12- İlerlemiş yoğunlaşmış ve geniş konulara eğilen bir okuyucudur.

13- İnsanlara ve sosyal etkileşimin sonuçlarına karşı duyarlılık, samimi ilgi ve başkalarının fikir ve ahlaki değerlerini takdir eder.

14- Özellikle insan davranışlarının değerlendirilmesi açısından eleştirel yargı kapasitesi vardır.

15- Hayal gücü, zaman ve mekan bakımından farklılık gösteren sosyal durumlara kendini yönlendirme yeteneği vardır.

16- Zaman duygusu ve birbirini izleyen olayların başka olaylarla ilişkisini görme yeteneği vardır.

17- Sosyal problemlerde araştırma, uygulama, bir problemin sınırlarını algılama, verileri saklama, kanıtları sıralama, hipotez oluşturma, anlamlı sonuçlara varma ve yazılı yada sözel sunular için sonuçları etkin biçimde düzenleme yeteneği vardır.


ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLAR İÇİN AİLEYE ÖNERİLER

Ana ve baba olarak, üstün zekalı çocuğa yapabileceğiniz en büyük yardım üstün zekalı çocuğun diğerlerinden farklı olmadığını kabul etmek olacaktır. Yalnız onlar çeşitli yönlerden daha şanslıdırlar.

Üstün zekalı çocuklarda diğer çocuklara benzediklerinden nasıl diğer çocukların oynamalarına, üst başlarını kirletmelerine, açgözlü yeme ve eğlenmelerine izin veriliyor, bunları hoş görüyorsak, aynı şeylere üstün zekalılar içinde hoş görmemiz gerekir. Yaşından ileri zeka düzeyinde diye 1-2 yaş büyüğünün davranışlarını beklemek doğru olmayacaktır.

Üstün zekalı çocuklarda diğer bütün çocuklar gibi sevgi, güvenlik, anlayış ve okşanmaya ihtiyaç duyarlar.

Bu türden çocukların yeteneklerini besleyip geliştirmekle beraber her yönden örnek bir insan olarak yetişmelerini sağlamalıyız. Bunun içinde onların üzerinde düşünecekleri, yapacakları, araç ve gereçleri sağlamalıyız. Bu araç ve gereçler özel yetenekleri ve zekalarını geliştirici nitelikte olmalıdır. Okul öncesi üstün zekalı çocuklara evin sağlayamadığı çeşitli oyuncakları anaokulları sağlar. Ana okullarında onların türlü yetenekleri ve fiziksel güçleri oyunlar, temsiller ve halk danslarıyla olumlu bir şekilde karşılanacaktır. Hikaye anlatma, resim çizdirme vb. etkinliklerle de çocukların yaratıcılığı ve imgeleme güçleri beslenip gelişebilecektir. Çevrenizde ana okulları bulunmayabilir. Yada aile bütçesine uygun olmayabilir. Bu durumda fazla masrafa kaçmadan alınacak kitap, sulu boya, renkli kalemler ve iş kağıtları çocuklara hem öğretici hem de yaratıcı saatler geçirtebilir.

Üstün zekalı çocuklar okula başladıktan sonrada özel etkinliklere ihtiyacı vardır. Olanaklar el veriyorsa özel müzik, resim dersleri, kitap satın almaları günlük etkinlikler arasında yer almalıdır. Ailenin ekonomik durumu iyi olmasa bile güzel sanatlar alanında dersler veren dershanelerden yararlanmak mümkündür. Parsız ziyaret edilebilen müzeler, ucuz biletli konser ve tiyatrolar , okul ver üniversitelerin gezileri , üstün yetenekli çocukların öğrenme isteklerini besleyip geliştirebilir.

Çeşitli iş alanlarına saygı göstermekle de çocuklarınızın yeteneklerine yardımcı olabiliriz. Örneğin yüksek matematikten hoşlanmasak veya büyük ressamların çatı ve tavan aralarında ömür tüketen kimseler olduğunu bilsek de bu meslekleri övücü bir dille anlatmalıyız.

Çocuğunuzun dengeli bir yaşama ihtiyacı vardır. Tek bir oyun oynayan veya tek bir alan içinde sıkışıp kalan çocukların bütün çalışma ve boş zamanlarını değişik alanlara yöneltmelerini istemeliyiz. Çocuk kafasını çalıştırdığı zaman bedenini de çalıştırmalı, değişik çocuk oyunlarına, etkinliklere katılmalıdır.

Çocuklarımızı tek yönlü kişiler olmaktan kurtarmak için değişik ilgi alanlarına yönlendirmeliyiz.

Ailede çocuklardan bir tanesi üstün zekalı, diğerleri normal zekalı ise bu aile için özel bir problem vardır. Bu problem dikkatlice ele alınmazsa bundan hem üstün yetenekli çocuk hem de orta düzeydeki çocuk zarar görecektir. Diyelim ki bir ailenin iki kız çocuğu var. Bunlardan birisi üstün diğeri normal zekalı olsun. Üstün zekalı bu niteliğinden dolayı aile içinde daima okşanıp övülürse o şımarır, kendini beğenir daha açıkça sı “üstünlük duygusu” geliştirir. Diğer yandan normal zekadaki çocuk ise kendini küçük görür ve kendisinin değeri olmadığı kanısına kapılabilir. Buna benzer bir problemde anne ve babaların normal zekalı çocukların davranışları için tanıdıkları sınırsızlığa karşı üstün zekalılar için koydukları kısıtlamadan doğar.

Buda diğer kardeşleri gibi uluorta hareket edemeyen üstün zekalı çocuğun küskünlüğüne neden olur. Böyle durumlarda ana ve babaların tarafsız olmaları, normal zekalı çocukların da yaptıkları iyi işleri olanaklardan yararlanarak övmeleri; belirli bir ayırım yapmamaları gerekir. Çocukların olumlu yönde yetişmeleri için okulla işbirliği şarttır. Öğretmenin rehberliğinden, gerekirse bu konuda çalışmalar yapan eğitim kurumlarından da her zaman bilgi ve yardım sağlanabilir. Okuldaki etkinlikler evde de sürdürülmeli, çocuğun yetenekli olduğu alana yönelmesi sağlanmalıdır.

Bugün yaşama koşulları ve toplum idareleri yönünden dünyamız korkunç bir yarış içindedir. Üstün zekalı bilginlerimiz, buluşçularımız olmasaydı hayat sıkıntılı, güç ve anlamsız olacak, görüş alanımız oldukça sınırlı olacaktır. Her zaman ihtiyaç duyulan üstün zekaya yüzyılımızda daha büyük ihtiyaç vardır. Değerleri bulup ortaya çıkarmak, toplumun hizmetine sunmak önce siz anne ve babalara düşmektedir.


ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDE ÖĞRETMENE ÖNERİLER;

Bu tip çocuklar için sınıf öğretmeninin öğrenim görevlerinin dışında ek öğrenim programları hazırlaması gerekir. Sınıfın seviyesi onların seviyesinden çok aşağıda kalabilir. Aşağıda belirtilen noktalar dikkate alınarak çocukların daha iyi gelişmelerine yardımcı olabilmek için sınıf öğretmeni;

1. Çocuğun çalışma ve ödevlerini sınıfın işlemekte olduğu konularda ve aynı tempoda tutmaya çalışmamalı, onun güç ve süratine uygun ödevler vermelidir.

a. Ödevlerde tekrara ve alıştırmalara fazla yer vermemelidir.

b. Daha çok problem çözme tekniğini gerektiren ödevler vermelidir.

c. Yarı teknik malzemelerin okunması, özetlenmesi, bazı araçların modellerinin yapımı, şemalarının çizimi ve onların çalışma kurallarını açıklama ödevleri verilmelidir.

2. Tartışma, proje ve dramatizasyon çalışmalarına önem verilmelidir.

3. Tasnif, organize etme ve maddelendirme olanağı veren fırsatlar hazırlanmalıdır.

4. Ders etkinliklerinde kitabi etkinliklerden çok, geniş gözlem ve deneylere yer verilmelidir.

5. Kendilerine özgü ilgileri olduğundan grupla olduğu kadar bireysel çalışmalara da önem verilmelidir.

6. Öğrenciyi okul içi ve dışı etkinliklere yönlendirmelidir.

7. Önderliği gerektiren ya da önderliği geliştirmeye fırsat verecek çalışmalara katılması için teşvik edilmesi gerekir.

8. Bu tip çocuğun başarısını, sınıf arkadaşlarının başarısı seviyesi ile değil kendi öğrenme güç ve sürati ile karşılaştırmalıdır.

9. Anne ve baba ile bu konuda işbirliği yapmalı, onlara çocuklarını ihmal etmeden ve gurura kapılmadan yetiştirmek için gerekli anlayışı kazandırmaya çalışmalıdır.

10. İleri öğrenim için en uygun yolun seçilmesinde uzmanlarla işbirliği yapılmalı.

11. Bu çocuklarda üstünlük duygusunu yaratmak, aynı “aşağılık duygusu” kadar zararlı sonuçlar doğurur. Çocuk arkadaşlarını ve çevresindekileri aşağı görür ve toplumda yalnız bir kişi olarak yaşamına devam etme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Onun için üstünlük duygusunun çocuklarda yaratılmamasına azami dikkat sarf edilmelidir.

12. Akademik konular için resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler ihmal edilmemelidir.



KARABÜK REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst