Akdeniz Anemisi (Talasemi) Nedir Ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Eski yunancada "Thalas" kelimesi deniz, "Emia" kelimesi anemi anlamına, "Thalasemia" ise Akdeniz anemisi anlamına gelir. Akdeniz bölgesinde ve göçlerle yayılarak dünyanın bir çok ülkesinde görülen kalıtsal kan hastalığıdır. D.S.Ö. (Dünya Sağlık Örgütü) nün verilerine göre, tüm dünyada 266 milyon hemoglobinopati taşıyıcısının bulunduğu vurgulanmaktadır.

1- Talasemi Major (Hasta Tip)

Akdeniz anemisi olarak da bilinir. 3-4 aylıkken başlayan, sürekli kan nakli gerektiren çok ciddi bir kan hastalığıdır. Bu çocuklar kendileri için gerekli hemoglobini yeterli miktarda yapamazlar. Halsizlik, solgunluk iştahsızlık, huzursuzluk, karaciğer-dalak büyümesi sonucu karın şişliği, sık sık ateşlenme iskelet sisteminde değişiklik, yüz ve kafa kemiklerinden başlayarak kemiklerde değişiklik ve tipik bir yüz görünümü ortaya çıkar.Bu hastalar hayatları boyunca düzenli tedavi görmek zorundadırlar. Uygulanan tedaviler zor ve pahalıdır.

2- Talasemi İntermedia (Hafif Hastalık Tipi)

Genellikle bir yaşından sonra tanı konulur. Taşıyıcılar gibi tamamen sağlıklı olmayan, kan gereksinimleri daha az olan hastalığın hafif tipidir.

3- Talasemi Minör (Taşıyıcı Tip)

Bu bireyler tamamen sağlıklıdırlar. Eğer her iki ebeveyn Talasemi taşıyıcı ise her gebelikte %25 olasılıkla normal, %50 olasılıkla Talasemi taşıyıcısı, %25 olasılıkla Talasemi majör çocuk doğabilir. Eğer ebeveynlerden biri Talasemi taşıyıcısı ise doğacak her çocuk %50 ihtimalle taşıyıcı olabilir. Bu nedenle anne ve babaların çocuk sahibi olmadan önce Talasemi taşıyıcısı olup olmadıklarını bilmeleri önemlidir. Talasemi taşıyıcılarının büyük çoğunluğu bu hastalığı taşıdıklarını bilmezler. Ancak Talasemi majörlü bir çocuk sahibi olduklarında ya da özel kan testi yaptırdıklarında öğrenirler. Taşıyıcılık bulaşıcı değildir. Talasemi taşıyıcılığı bir hastalık değildir ve tedavi gerektirmez. Taşıyıcılık evlenmeye engel değildir. Ancak iki taşıyıcının evlenmesi halinde gebeliğin 10-11. haftalarında doğum öncesi tanı yapılabilir.

Talasemi Taşıyıcılığı Nedir?

Talasemi taşıyıcıları sağlıklı görünen, hasta olmayan fakat hastalığı taşıyan ve çocuklarına geçiren kişilerdir. Antalya'da taşıyıcılık oranı %10 un üzerindedir. Yani 10 kişiden birisi talasemi taşıyıcısıdır. Her talasemili çocuğun anne ve babası taşıyıcıdır. İki taşıyıcı evlendikleri takdirde doğacak çocuğun talasemili olma ihtimali %25 dir. Bu nedenle evlilik öncesi her genç talasemi taşıyıcısı olup olmadığını test yaptırarak öğrenmelidir.

Talasemi'nin, iki talasemi taşıyıcısının evlenmesi sonucu oluşacağını söylemiştik.

Teşhis ve Tedavi

Talasemi hayatın ilk 4 - 12 ayı içinde belirtilerini gösteren bir hastalıktır. Hastalığın teşhisi çocuk doğduktan sonra konulabilir yada doğmadan önce anne karnında prenatal tanı ile konulabilir. İki taşıyıcı çiftin taşıyıcı olduklarını bilmeleri hasta çocuğun doğmamasında büyük etken ve şanstır. Genelde aileler taşıyıcı olduklarını talasemi'li bir çocuk meydana getirene kadar bilmezler.Talasemi hastalığı daha çok Demir eksikliği anemisi ile karıştırıldığı için muhakkak uzman ekiplerce yapılmalıdır. Demir eksikliği anemisi tanısı konulan bi talasemi hastasına yanlış tedavi sonucu hastayı geri dönülmez yan etkilere sürükleyebilir hatta ölümüne sebebiyet verilebilir.


turkforum
 
F

Fırtına

Guest
Gelişme geriliği talasemi habercisi olabilir

Talasemi genellikle bir yaşından önce dalak büyüklüğü, gelişme geriliği ve ciltte soluklu gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Halk arasında Akdeniz Anemisi olarak bilinen Talasemi, Akdeniz ülkelerindeki ırklarda görülen ve çocuğa anne-babadan kalıtımsal olarak geçen bir çeşit ''kansızlık'' hastalığı..

Anne ve babanın genlerindeki bozukluğun neden olduğu talasemiden korunmak için akraba evliliğinden kaçınmak ve evlilik öncesinde gerekli testleri yaptırmak önemli rol oynuyor.

Alyuvarların yapısında yer alan ''hemoglobin'' maddesinin yapımındaki kusurun kansızlığa yol açtığını belirten Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tansu Sipahi, ''Hemoglobin molekülünde, globin zincirlerinden bir veya birkaçının sentez hızında azalma veya tüm yokluk mevcuttur'' dedi. Sipahi, kansızlığı dengeleyebilmek için kemik iliğinin alyuvarların yapımını arttırdığını, kemik iliğinin çok çalışması ve genişlemesi sonucunda da özellikle yüz kemiklerinde değişiklikler olduğunu ve yüzün görünümünün bozulduğunu anlattı.

Talaseminin, kalıtsal geçiş göstermesine rağmen önlenebilir bir kan hastalığı olduğunu ifade eden Sipahi, hastalığın genellikle bir yaşından önce solukluk, dalak büyüklüğü ve gelişme geriliği ile kendini gösterdiğini bildirdi. Sipahi, iyi tedavi edilemeyen hastalarda burun kökünün basık, elmacık kemiklerinin belirginleşerek özel yüz görünümlerinin ortaya çıktığını, demir birikimine bağlı olarak da kalp, karaciğer, pankreas gibi organlarda büyümenin olabileceğini söyledi.

TAŞIYICILARIN TEK YAKINMALARI HALSİZLİKTİR

Hastalığın anne ve babadan gelen genlerle ilgili olduğunu, her iki gende de mutasyon (bozukluk) olması halinde bebeğin hasta olarak doğduğunu belirten Sipahi, anne veya babadan gelen bir gende bozukluk olması durumunda bebeğin hasta değil taşıyıcı olacağını ifade etti. Sipahi, bu kişilerin ilerde taşıyıcı bir kişi ile evlenmeleri halinde (özellikle akraba evliliklerinde) bebeğin talasemi hastası olarak dünyaya geleceği uyarısında bulundu. Sipahi, hastalarda klinik bulguların altında yatan genetik bozukluğun çeşidine göre değiştiğini belirterek, şunları kaydetti;


''Talasemi hastalığı yakın takip gerektiren belli zaman aralıkları ile kan transfüzyonu yapılan ağır klinik tablodur. Bebek doğumda iyidir, kan tablosu normaldir. Altı ay civarına geldiğinde hemoglobin dediğimiz kan değerleri düşmeye başlar. Bu dönemde genellikle çocuk hematoloji uzmanına başvurulmadığı için demir eksikliği anemisi düşünülerek ve yanlış olarak gerekli tetkikler yapılmadan demir tedavisi başlanır. Giderek klinik daha belirgin hale gelir. Bebekler soluk renkli, halsiz, iştahsız ve mutsuz görünümdedirler. Karaciğer ve dalak büyür, karın şişer. Özel yüz görünümleri gelişmeye başlar. Talasemi taşıyıcılığında ise kişilerin tek yakınmaları halsizliktir. Bazen tesadüfen yapılan kan sayımları sonucunda teşhis konur, bazen de halsizlik nedeniyle yapılan tetkikler sonucunda kansızlık saptanır. Tüm dünyada 250-270 milyon civarında talasemi taşıyıcısı olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde taşıyıcı sıklığı yüzde 2.1 (1 milyon 400 bin) olarak hesaplanmaktadır.''

AKRABA EVLİLİĞİNE DİKKAT

Hastaya kesin tanı konulmasının ardından aileye talasemi hastalığı hakkında bilgi verilmesi, bunun geçici bir durum olmadığı, ömür boyu çocuk hematoloji uzmanınca izlenmesi gerektiğinin anlatılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Sipahi, hastalara 2-6 hafta aralarla konsantre kan verilerek kan değerlerinin yükseltildiğini belirtti. Sipahi, ancak verilen kanın hastaların kan demir düzeylerini yükselttiğini ve toksik maddenin kalp kası, karaciğer, dalak, pankreas, beyin, troid ve paratroid gibi endokrin organlarda birikip istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini söyledi.

Demir birikimini ve toksisiteyi engelleyebilmek için demir bağlayan ajanların uygulandığını ifade eden Sipahi, ''Dalağın aşırı büyümesi nedeniyle verilen kan dalakta yıkılmaya başlarsa dalak çıkarılması ameliyatı gerekebilir. Hastalara bir diğer tedavi yöntemi de kemik iliği transplantasyonu uygulanmasıdır. HLA uyumlu bir kardeşi olan tüm hasta çocuklara kemik iliği transplantasyonu olanağı önerilmelidir. Kök hücre nakli çalışmaları da başarılı sonuçlar vermektedir'' diye konuştu.


NTV
 
F

Fırtına

Guest
Talasemi (Akdeniz anemisi) ile mücadele çalışmalarını 2003 yılında başlatan Türkiye, hastalığı 2012 yılında bitirmeyi hedefliyor.

Talasemi Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Duran Canatan, dünyada 270 milyon civarında talasemi taşıyıcısı, 300 binin üzerinde talasemili hasta, Türkiye'de ise 1.5 milyon civarında taşıyıcı bulunduğunu söyledi.

2003 yılında evlenen çiftlerin yüzde 30'u taranırken, 2008 yılında bu oranın yüzde 81'e çıktığını belirten Canatan, 29 ilde 40 merkezde talasemi önleme programının devam ettiğini ve tarama yapıldığını söyledi. Canatan, “2002 yılında talasemi ve orak hücreli yeni hasta doğumu 262 iken, 2008'de 23'e düştü. Yani hastalık yüzde 87-90 azaldı” dedi.

Güneydoğu Anadolu'da talasemili hasta doğum oranının yüksek olduğunu vurgulayan Duran Canatan, şunları kaydetti;

“Bu nedenle bölgeye özel önem verilmeli. Güneydoğu Anadolu'da talasemili hasta doğumunu sıfırlarsak Türkiye'de talasemi biter. Gaziantep ve Diyarbakır'da doğum öncesi tanı merkezleri kurulmalı. Aynı yerde kök hücre nakil merkezi kurulmalı.

Siirt, Batman, Şanlıurfa, Şırnak, talasemide riskli bölgeler. Buradaki hastalar kilometrelerce uzaktaki Antalya'ya tanı ve tedavi için geliyor. Aile büyüğü bütün çocukların seyahat masrafını karşılayamadığından çareyi buraya göç etmekte buluyor. Gelemeyenlerin tedavisi aksıyor. Bölgede tanı merkezi kurulursa hastalığın sıfırlanması konusunda önemli bir adım atılmış olur.”

Doğu illerinde akraba evliliği oranının yüzde 35, batı illerinde yüzde 15 olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Duran Canatan, akraba evliliğinin talasemide riski artırdığını vurguladı.

Başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere Avrupa ülkelerinin talasemiyi 10 yılda bitirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Duran Canatan, “Hedefimiz 2003'te başladığımız bu mücadeleyi 2012 yılında tam anlamıyla kazanmaktır. 2012 yılında yeni doğan hasta sayısını sıfırlama hedefindeyiz” diye konuştu.

Hürriyet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Akdeniz Anemisi Taşıyıcıları Nelere Dikkat Etmeli

Tıbbi adı talasemidir. Alyuvarlarda globin zincirinin yapımındaki kusur nedeniyle oluşur. Beta zincirinin yapımı yetersiz ise beta talasemi, alfa zincirinin yapımı yetersiz ise alfa talasemi olarak adlandırılır. Beta talasemiler Akdeniz bölgesinde sık görülür. Bu nedenle Akdeniz anemisi olarak da bilinir. Kalıtımla geçen bir hastalıktır.

AKDENİZ ANEMİSİNİN KAÇ TÜRÜ VAR?
Akdeniz anemisini hastalığın taşıyıcıları ve hasta olanlar şeklinde ikiye ayırabiliriz.
Talasemi taşıyıcıları (talasemi minor): Bu kişilerde hastalık belirtisi yoktur. Hafif kansız olabilirler. Kişi genellikle taşıyıcı olduğunu bilmez. Başka amaçla yapılan kan sayımlarında tesadüfen ortaya çıkar. Kan incelemelerinde alyuvarlarının normalden küçük olduğu anlaşılır. Bu durum demir eksikliği anemisine çok benzediği için ayırıcı tanıda karışıklık yaratabilir. Bu nedenle talasemi taşıyıcılarına bazen gereksiz yere demir tedavisi verildiği olur.
Talasemi taşıyıcılarına herhangi bir tedavi gerekli değildir.

Talasemi hastaları
Bunlar anne ve babası taşıyıcı olanlarda ortaya çıkar. Talasemi major ve talasemi intermediata olmak üzere iki türü vardır. Talasemi major (Cooley anemisi) hastalığın en ağır tipidir. Doğuştan itibaren ağır anemisi olan ve tıbbi gözetimde olması gereken hastalardır.

TANISI ZOR MU?
Talasemi hastalığının veya taşıyıcıların tanısı zor değildir. Ancak özellikle taşıyıcılar sıklıkla gözden kaçmaktadır. İlk yapılacak iş tam kan sayımı denilen incelemedir. Ucuzdur ve her yerde yapılabilir. Kan sayımında alyuvarlar normalden küçük ise demir eksikliğinden ayırmak için demir metabolizmasına yönelik bazı kan tetkikleri yapılır. Bunların ardından Hemoglobin elektroforezi ile kesin tanı konur.

TALASEMİ TAŞIYICILARI NELERE DİKKAT ETMELİ?
Talasemi genlerle kuşaklar arasında taşınan bir hastalıktır. Evlilik öncesi anne ve babanın taşıyıcı olup olmadığını bilmek çok önemlidir. Eğer ebeveynlerden birisi taşıyıcı ise her gebelikte bebeğin de taşıyıcı olma olasılığı %50'dir. Eğer anne ve babanın her ikisi de taşıyıcı ise %25 olasılıkla hasta bebek doğacaktır.
İki taşıyıcı evlenmiş ve bebek sahibi olmak istiyorlarsa doğum öncesi tanı yöntemleriyle bebeğin hasta olup olmadığı incelenmelidir.

TALASEMİ TÜRKİYE İÇİN SORUN MUDUR?
Talasemi ülkemizde sık görülmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre özellikle Çukurova, Akdeniz kıyı şeridi, Ege ve Marmara bölgelerinde talasemi taşıyıcılığı çok sıktır. Yine Sağlık bakanlığı verilerine göre Türkiye’de beta-talasemi taşıyıcı sıklığı %2,1 olup, yaklaşık 1.300.000 taşıyıcı ve 4000 civarında hasta vardır.
Talaseminin önlenebilmesinde en önemli adım evlenecek çiftlerin taşıyıcılık taramasından geçirilmeleri, eğer taşıyıcı iseler genetik danışmanlık almalarıdır.

Sağlık Bakanlığı Hastalığın görülme sıklığı göz önüne alınarak riskli 33 ilde (Konya, Karaman, Burdur, Isparta, İzmir, Denizli, Manisa, İstanbul, Bursa, Çanakkale, Kütahya, Gaziantep, Kahramanmaraş, Antalya, İçel, Hatay, Ankara, Tekirdağ, Edirne, Diyarbakır, Bilecik, Kırklareli, Kayseri, Sakarya, Kocaeli, Şanlıurfa, Eskişehir, Batman, Düzce, Adana, Aydın, Muğla, Düzce) HemoglobinopatiKontrol Programı yürütmektedir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Akdeniz Anemisi Tedavisinde Son Gelişmeler

Tıbbi adı “Talasemi” olan Akdeniz anemisi dünyada en sık görülen kalıtsal kan hastalığıdır. Bulaşıcı değildir, kanser değildir. Talaseminin “alfa” ve “beta” olmak üzere iki temel tipi vardır ve bunlardan beta tipi Akdeniz çevresindeki tüm ülkelerde sık görüldüğü için “Akdeniz anemisi” ismini de almıştır.

Bu hastalığı taşıyan gen çocuğa yalnızca anne veya babasından geçerse hasta değil “Akdeniz anemisi taşıyıcısı” (Talasemi Minor) olur. Taşıyıcılar hafif bir renk solukluğu ve bazen çabuk yorulma dışında hiçbir belirti vermezler, bu nedenle de çoğu kez taşıyıcı olduklarını bilmezler, ta ki bir başka taşıyıcı ile evlenerek talasemi hastası (Talasemi Major) bir çocukları olana kadar. Hasta olan hem anne, hem de babasından bu geni almıştır ve daha hayatın ilk altı ayında ağır kansızlıkla hasta olduğunu belli eder. Karın şişkin, karaciğer, dalak büyük, yüz ve kafa şekli farklıdır.

Büyüme, gelişme yaşıtlarına göre çok geri kalır. Zeka da ise hiçbir sorun yoktur. Akdeniz anemisi taşıyıcılığı zamanla hastalığa dönüşmez, doğumdan ölüme taşıyıcı taşıyıcı, hasta da hastadır. Akdeniz anemisi kalıtım yoluyla geçen kansızlıklar arasında en ağır seyir göstereni ve tedavisiz çok küçük yaşlarda ölümle sonuçlananıdır. Bugün ise Akdeniz anemisi tedavisinde sağlanan gelişmeler hastaların dış görünümüyle birlikte hastalığın seyrini de değiştirmiş, uzun yıllar hemen hemen tamamen sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini mümkün kılmıştır.

Akdeniz Anemisi Nasıl Önlenir?


Yeryüzünde “Talasemi Kuşağı” denilen ve Akdeniz’de Cebeli Tarık Boğazından başlayan, bu denizin kuzey ve güneyinde yer alan tüm ülkelerin kıyı kesimlerini içine alarak Türkiye, Orta Doğu, İran üzerinden geçip güney doğu Asya’ya kadar uzanan bir bölge mevcuttur. Bu bölge insanlarında talasemi geni görülme sıklığı genellikle %2.5 – 15 arasında değişmekte, hatta Sardunya adası gibi en yüksek orana sahip Akdeniz adalarında %30’a ulaşabilmektedir. Ancak bugün Talasemi Kuşağı eski önemini yitirmiştir. Bunun sebebi göçlerdir, bu bölge insanları dünyanın her yerine göç ederek genlerini beraberlerinde götürmüşlerdir. Böylece insanların doğdukları yer değil kökenleri önem kazanmıştır, ısrarla sorulduğunda Akdeniz anemisi geni taşıyan kişinin kökeninde, çok eskilere dayansa da, muhakkak Talasemi Kuşağından gelme birisi bulunur, örneğin Girit’li bir büyük büyük babanne gibi.

Türkiye genelinde talasemi geni taşıyıcılık oranı %2.5 – 3’dür. Bunun anlamı ise kolayca iki taşıyıcı birbiriyle tanışıp evlenebilir. Böyle bir durumda her dört çocuklarından birisi hem anne, hem de babadan talasemi genini alarak Akdeniz anemisi hastası, yani tedavisi çok zor ağır bir kansızlığın sahibi olacaktır. Diğer çocuklardan ikisi yalnızca anne, ya da babasından hastalık genini aldığı için onlar gibi hasta değil taşıyıcıdır ve ileride aynı durumu kendi çocuklarında yaşayabileceklerdir. Sonuncu çocuk ise her ikisinden de hasta geni almamıştır ve tamamen sağlıklıdır. Ancak yaşam her zaman teorik hesaplara uygun davranmaz, çoğu kez ilk ve tek çocuğun ağır hasta olduğu, ya da peşpeşe üç çocuğun üçünün de ağır Akdeniz anemisi olduğu görülebilir.

İşte çocuk sahibi olmazdan önce kimlerin bu geni taşıdığı bilinirse ve iki taşıyıcı evlendiğinde “Doğum Öncesi Tanı” merkezlerinde, gebeliğin ilk haftalarında, anne karnındaki bebekten kan kalınarak incelenirse, maddi ve manevi yükü çok ağır bir hastalık önlenebilir: fetus hem anne, hem de babanın hasta genlerini taşıyorsa yapılacak en doğru iş medikal abortusdur. Bu yöntemle Talasemi major, en sık görüldüğü Akdeniz adalarının bir çoğunda, tarihe karışmıştır. İleriki yıllarda ise gen mühendislerinin, gebeliğin sonlanmasına gerek kalmaksızın, hasta geni onarabilecekleri düşünülmektedir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
İki taşıyıcının evlenmesi riskli

Talasemi hastalarının yaşama tutunması için düzenli olarak kan almaları gerektiği, bu nedenle vatandaşların kan bağışı yapmasının büyük önem taşıdığı bildirildi. Talasemi Federasyonu Genel Başkanı Ali Kılıç, talasemi hastalarının doğumundan sonra her ay kan alması gerektiğini söyledi. Hastalıktan dolayı kemik iliğinin kan üretemediğini aktaran Kılıç, "Hastanın her ay düzenli bir şekilde kan alması gerekiyor. Buna bağlı olarak her kan alışında vücudunda demir oluşuyor. Vücudun bu demiri atabilmesi için yan etkisi olan ilaçlar kullanılıyor. Aynı zamanda hastalıkla kemik erimesi, kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği, şekil bozukluğu gibi ağır hasarlar ortaya çıkıyor" dedi.


İKİ TAŞIYICININ EVLENMESİ RİSKLİ


Federasyon olarak hastalığa yakalanmış kişilerin problemlerini çözmek, yaşam refah seviyelerini artırmak ve hastalıklı çocukların dünyaya gelmesini azaltmak için bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:

"Çocuğun hasta doğması hastalıklı iki taşıyıcının evlenmesine bağlıdır. Bu durumda her çocukta yüzde 25 hastalıklı doğma olasılığı var. İki hastalıklı kişi evlendiği zaman talasemi merkezi taşıyıcılara genetik danışmanlık veriyor. Anne ve baba çocuk sahibi olacağı zaman ilk 2 aylıkken anne karnından bir sıvı alınıyor. Bu sıvıda çocuğun hastalıklı olup olmadığı, taşıyıcının sağlıklı olup olmadığı belli oluyor. Çocuk hastaysa anne ve babanın onayı olursa düşük yaptırılıyor. Tekrar gebelikte sağlıklı çocuk sahibi olunabiliyor. Tüp bebek yöntemiyle tamamen sağlıklı çocuk sahibi olabiliyorlar. Ancak, bunun için her denemede 10 bin liraya varan ödeme yapılması gerekiyor. Bunun taşıyıcı anne ve babalara tamamen ücretsiz olması için girişimlerimiz sürüyor."

TALASEMİ HASTALARI TAZE KANA ULAŞMALI

Türkiye'de 2002 verilerine göre kayıtlı 5 bin talasemi hastası ve 1 milyon 400 bin taşıyıcı bulunduğunu bildiren Kılıç, daha sonra veri çalışması yapılmadığını kaydetti.

Talasemi hastaları için kan almanın çok önemli olduğunu vurgulayan Ali Kılıç, şöyle devam etti:

"Bazı bölgelerde yaşayan hastalar kan sıkıntısı yaşıyor. Batman, Siirt, Diyarbakır ve doğudaki bazı illerimizde vatandaşlarımız 15 günlük kan alıyor. Bu bizim hastalarımız için sıkıntı. Hastaların taze kana ulaşması ve kan sıkıntısı yaşamamaları için Kızılay'la bir çalışma yapacağız. Vatandaşlarımızın da kan bağışı noktasında daha bilinçli ve duyarlı olması konusunda desteklerini bekliyoruz. Talasemi hastaları, her ay bir çiçeğe su verilmesi gibi kan alıyorlar. Talasemi çiçekleri solmasın. Halkımızın bu anlamda kan bağışı yapmalarını ve bilinçli olmalarını istiyoruz."
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Talasemi hastalarına kök hücre şart

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Pediatrik Kemik İliği Nakil Merkezi Başkanı Prof. Dr. Atila Tanyeli, bir talasemi (Akdeniz anemisi) hastasının yıllık tedavi maliyetinin 45 bin lirayı bulduğunu, 30 yaşına kadar yaşama oranının yüzde 60 olduğunu, böylece bir talasemi hastasının tedavi maliyetinin 1 milyon 350 bin lirayı aştığına dikkat çekerek "Bu hastalar kök hücre nakliyle sağlıklarına kavuşabilir" dedi.

Prof. Dr. Tanyeli, Balcalı Hastanesi’ndeki Pediatrik Kemik İliği Nakil Merkezi’nin 1992’de açıldığını ve bu döneme dek yalnızca 2 yatakla hizmet verildiğini aktardı. Prof. Dr. Atila Tanyeli, "Daha fazla yatak kapasitesi ve imkan olsa daha çok nakil yapılabilecekti. Bu durumda daha çok hasta sağlığına kavuşacaktı. Şimdi Balcalı Hastanesi’nde yatak sayımızı 6’ya çıkardık. Artık eskiye oranla daha çok hayat kurtaracağız. Yatak sayımızı da en az 10’a çıkartmak için çalışıyoruz. Bunun için destek bekliyoruz" diye konuştu.

DUYARLILIK ÇAĞRISI


Talasemi hastalığıyla mücadelede kemik iliği ve kök hücre naklinin çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Prof. Dr. Atila Tanyeli, şunları kaydetti:

"Talasemi hastasının yıllık tedavi maliyeti 45 bin lirayı buluyor. Talasemi hastalarının 30 yaşına kadar yaşama oranı ise yüzde 60. Ortalama 30 yıl yaşayan bir talasemi hastasının tedavi maliyeti 1 milyon 350 bin lirayı aşar. Kemik iliği ve kök hücre nakillerinde ise başarı oranı en az yüzde 85’tir. Yılda 50 kök hücre nakli yapılsa, 20 yılda toplam 1000 hastaya kök hücre nakli yapılmış olur. Kök hücre nakli yapılan hastaların 850’si sağlıklarına kavuşmuş olacaktır. Bu durum sadece ekonomik olarak bile büyük bir tasarruftur.

Bu nedenle daha çok kök hücre nakli yapılabilmesi için ülkemizde sayısı yetersiz olan ve sadece İzmir, Trabzon, Ankara ve İstanbul’da bulunan Kemik İliği Kök Hücre Bankaları ve Kordon Kanı Bankaları’nın daha da geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca nakil için de duyarlı olmak gerekiyor. Genellikle birinci derecede yakın akrabalardan ve doku uyumu sağlanan kişilerden yapılan kemik iliği nakillerinde, kök hücre nakillerinde en büyük sorunlardan birisi de, bağışçının zarar göreceği yönünde duyduğu anlamız endişedir. Bu durumda bağışı yapacak kişiler için hiçbir risk yoktur. Her türlü bağış konusunda lütfen duyarlı olalım, çünkü bu herkesin başına gelebilir."
 

POLAT ALEMDAR

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2012
Mesajlar
184
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
..............Bence bu hastalığı yenmek için KIZILCIK ŞERBETİ içmek lazım gelir..Acayib kan yapar..:)
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Akdeniz Anemisi (Talesemi) hastalığı ile yaşamı devam ettirebilmek adına hazırlanan Akdeniz Anemisi (Talesemi) ile yaşam videosu bu hastalık hakkında çok önemli bilgileri içermektedir. Talasemi taşıyıcısının evlilikleri ve doğacak çocukların bu hastalıktan nasıl etkileneceği gibi çok hayati durumları anlatan bir video sizlerle.


 
Tekerlekli Sandalye
Üst