- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Alzheimer vakalarının tüm dünyada artması bekleniyor.
Bu da bir çok yeni ailenin bu tedavisi olmayan, beyne hasar veren hastalıkla mücadele etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor. Vaka sayısının artmasının nedeni insan ömrünün uzaması. Ancak umut veren bilimsel araştırmalar devam ediyor. İki araştırma kimlerin hastalık riski taşıdığıyla ilgili genetik ipuçları
Amerika ve Avrupa'daki bilimadamları Alzheimer hastalığını tetikleyen genlerle ilgili kapsamlı bir araştırma yapıyor. Araştırma sonuçları Alzheimer ile ilişkisi olduğu saptanan 5 gene 5 ayrı gen daha ekledi. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü nörobilim uzmanı Doktor Steven Synder araştırma ekibinin başında. Snyder şunları söylüyor:
"Araştırmanın sonuçlarına göre, 10 gen bir araya geldiğinde Alzheimer hastalığı riski artıyor. Hastalığın çok kuvvetli bir genetik yapısı olduğu kesin."
Bilimadamları yaşlı Alzheimer hastalarında, hastalığın yüzde 80'inin genetik olarak açıklanabileceğini söylüyor. Hastalık genelde 65 yaş ve üstü kişilerde görülüyor. Dokor Synder daha başka genlerin de hastalıkla ilgisi olabileceğini ancak son araştırmalar ışığında bilimadamlarının ilaç tedavisi geliştirmeye çalıştığını belirtiyor. Bazı bilimadamlarına göre hastalıkla savaşta kullanılacak ilacın geliştirilmesi ya da gen tedavisi uygulanabilmesi en az 15 yıl sürecek.Doktor Snyder şöyle konuşuyor:
"Hastalığı önlemek için genlere müdahale edilmesi zamanla mümkün olacak. Ancak bunun için uzun zaman gerekiyor. Bilimde ilerleme için yavaş ve metodolojik olmak gerek."
Doktor Synder genetik yapının kişinin Alzheimer hastalığı riski taşıdığını kesin olarak göstermediğini söylüyor:
"Kişinin yüzde yüz Alzheirmer olacağı genlerle açıklanamaz. Biyoloji ve epigenetiğin diğer faktörleri de işin içine giriyor. Epigenetik farklılıklar hem olumlu hem de olumsuz olabilir."
Epigenetik kişinin genetik yapısına müdahale edilmeden, hayat tarzı tercihlerinin yarattığı farklılıklar anlamına geliyor.
Örneğin birden fazla dil konuşan kişilerde Alzheimer riski tek dil konuşanlara kıyasla 5 yıl geç oluşabiliyor. Egzersiz yapmak hastalık riskini azalttığı gibi beyin kapasitesini arttırıyor. Yüksek kolestrol, felç ve kafa travmaları Alzheimer riskini arttırıyor.
Şu anda Alzheimer hastalığını önlemenin kanıtlanmış bir yolu yok. Hastalığa yakalananların sayısı hızla artıyor. Uluslararası Alzheimer Merkezi vaka sayısının her 20 yılda iki katına çıkacağını tahmin ediyor. 2030 yılında 66 milyon kişi hastalığın pençesine düşecek. 2050'de bu sayı 115 milyona çıkacak. Kamu sağlığı uzmanları ve bilimadamları hastalığa çare bulmak için çalışmalarına hızla devam ediyor.
Bu da bir çok yeni ailenin bu tedavisi olmayan, beyne hasar veren hastalıkla mücadele etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor. Vaka sayısının artmasının nedeni insan ömrünün uzaması. Ancak umut veren bilimsel araştırmalar devam ediyor. İki araştırma kimlerin hastalık riski taşıdığıyla ilgili genetik ipuçları
Amerika ve Avrupa'daki bilimadamları Alzheimer hastalığını tetikleyen genlerle ilgili kapsamlı bir araştırma yapıyor. Araştırma sonuçları Alzheimer ile ilişkisi olduğu saptanan 5 gene 5 ayrı gen daha ekledi. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü nörobilim uzmanı Doktor Steven Synder araştırma ekibinin başında. Snyder şunları söylüyor:
"Araştırmanın sonuçlarına göre, 10 gen bir araya geldiğinde Alzheimer hastalığı riski artıyor. Hastalığın çok kuvvetli bir genetik yapısı olduğu kesin."
Bilimadamları yaşlı Alzheimer hastalarında, hastalığın yüzde 80'inin genetik olarak açıklanabileceğini söylüyor. Hastalık genelde 65 yaş ve üstü kişilerde görülüyor. Dokor Synder daha başka genlerin de hastalıkla ilgisi olabileceğini ancak son araştırmalar ışığında bilimadamlarının ilaç tedavisi geliştirmeye çalıştığını belirtiyor. Bazı bilimadamlarına göre hastalıkla savaşta kullanılacak ilacın geliştirilmesi ya da gen tedavisi uygulanabilmesi en az 15 yıl sürecek.Doktor Snyder şöyle konuşuyor:
"Hastalığı önlemek için genlere müdahale edilmesi zamanla mümkün olacak. Ancak bunun için uzun zaman gerekiyor. Bilimde ilerleme için yavaş ve metodolojik olmak gerek."
Doktor Synder genetik yapının kişinin Alzheimer hastalığı riski taşıdığını kesin olarak göstermediğini söylüyor:
"Kişinin yüzde yüz Alzheirmer olacağı genlerle açıklanamaz. Biyoloji ve epigenetiğin diğer faktörleri de işin içine giriyor. Epigenetik farklılıklar hem olumlu hem de olumsuz olabilir."
Epigenetik kişinin genetik yapısına müdahale edilmeden, hayat tarzı tercihlerinin yarattığı farklılıklar anlamına geliyor.
Örneğin birden fazla dil konuşan kişilerde Alzheimer riski tek dil konuşanlara kıyasla 5 yıl geç oluşabiliyor. Egzersiz yapmak hastalık riskini azalttığı gibi beyin kapasitesini arttırıyor. Yüksek kolestrol, felç ve kafa travmaları Alzheimer riskini arttırıyor.
Şu anda Alzheimer hastalığını önlemenin kanıtlanmış bir yolu yok. Hastalığa yakalananların sayısı hızla artıyor. Uluslararası Alzheimer Merkezi vaka sayısının her 20 yılda iki katına çıkacağını tahmin ediyor. 2030 yılında 66 milyon kişi hastalığın pençesine düşecek. 2050'de bu sayı 115 milyona çıkacak. Kamu sağlığı uzmanları ve bilimadamları hastalığa çare bulmak için çalışmalarına hızla devam ediyor.
