Aşkın sağlığımıza faydaları!

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Aşkın hem bedenimize fiziksel faydaları, hem ruhumuza psikolojik faydaları olduğunu biliyor muydunuz?

Bilim adamlarına göre aşk

Aşk, bilim adamlarına göre bir beyin aktivitesidir. Beyinde artan hormonlarla duygu değişimleri; dopamin, norepinefrin, feniletilamin gibi çeşitli beyin içindeki hormonların aktivasyonları söz konusudur.

Memorial Suadiye Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. İsmail Yağız “Aşık bireylerin beyin MR görüntüleri incelendiğinde özellikle dopamin içeren bölgelerin, yani beyin sağ bölgesinin yoğun bir biçimde aktivitesinin arttığı gözleniyor” diyor. Dopamin vücuda enerji veriyor, iştahı azaltıyor, ilgiyi artırıyor, uykusuzluk, sürekli karşı tarafa odaklanma, onu düşünmeyi sağlıyor. Aşkın 3 fazının ilk dönemi bu şekilde gösteriliyor. Aşkın 2. ve 3. döneminde ise biraz daha sakinlik, sevgi, iletişim, koku duyguları, alışkanlık ve güven hissi ön planda. Bu dönemlerde ise serotonin ve diğer mutluluk sağlayan endorfinler etkili.

Peki ya aşk olmazsa?

Yapılan bilimsel çalışmalarda intihar girişiminde bulunan gençlerde kalp kırıklığı, terk edilme, aşkın kabul görmemesi gibi nedenler var. Aşk problemleri özellikle genç bireylerde toplum dışına itilme, yalnızlık ve depresyonu tetikleyerek yaşam isteğini azaltıyor. Kırık kalpli gençlerin hayatları incelendiğinde aile ilişkilerinde problemler, şefkat ve ilgi eksiklikleri gözleniyor. Hükümetler gençlerin üzerine daha fazla durulması, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi, gençlik cesaretinin olumsuz bir sonuca yol açmaması için önlemler alınması üzerinde duruyorlar.


Aşkın fiziksel faydaları

1.Kan akımının düzenlenmesi
Dopamin ve norepinefrin kan akımını artırır.

2.İştah azalması
Tokluk merkezinin uyarılmasıyla açlık hissi kaybolur

3.Kalp ritminin hızlanması
Noradrenalin kalp atım hızını artırır.

4.Yağ yakımı
Stres hormonları olarak bilinen noradrenalin yağ yıkımını sağlar.

5.Metabolizmanın hızlanması
Kilo kontrolü ve zayıflık sağlar

6.Hafıza ve becerilerin artması
Artan kan beyin kan akımı hafıza ve becerilerin artmasını sağlar.

7.Ağrıyı daha az hissetme
Güçlü vücut içi morfin olan endorfinler hem ağrı algısını azaltır hem de mutluluk sağlar.

8.Bağışıklık sisteminin güçlenmesi
Endorfin ve serotonin yüksekliği bağışıklık sistemini güçlendirir.

9.Cilt sağlığının artması
Kan akımı değişiklikleri ve seks hormonlarının artması ciltte duruluk ve canlılık sağlar.

10.Östrojen ve testosteron artması
Üreme isteğini artırır.


Aşkın psikolojik faydaları

1.Motivasyonun artması
Kendine güvenen ve enerjik bir bünye, konsantrasyon yoğunluğunu sağlar.

2.Antidepresan etkiler
Kullanılan antidepresanlar serotonin ve noradrenalin türevi maddeler içerir.

3.Özgüven ve başarı
Mesleksel başarılara imza atılır.

4.Dışa dönük, sosyal kişilik yapısı
Mutlu ve sosyal bir kişilik yapısı sağlar.


Aşkla ve dolayısıyla sağlıkla kalın,
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Aşk hastalıklara deva !


Aşk vücutta dört ayrı hormonun salgılanmasına neden olduğu için bazı hastalıkların tedavisine de olumlu etki yapıyor.

Aşık olmak kimine göre başlı başına bir “derttir” ama, vücutta salgılanmasına neden olduğu hormonlar açısından bakılınca tedavi edici etken olduğu belirtiliyor. Medikal Onkoloji uzmanı Dr Teoman Yanmaz, “Aşık olunca salgılanan melatonin, serotonin, adrenalin ve oksitosin hormonları vücut direncini artırarak kanserden koruyor, tedavide başarı oranını artırıyor” diyor.
Pek çok etkenle tetiklenen ve ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kanserden korunma önerileri arasında aşık olmanın da yer alabileceği belirtiliyor. Uzmanlar doğru beslenme hava kirliliğinden korunma gibi etkenler yanında aşık olmanın çok daha önemli sayılması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Sevgi ve aşk duygularının hücrelerin tazelenmesinde çok önemli bir etken olduğuna işaret eden Yanmaz,“Yalnızca aşk değil, sevginin her hali aslında kanserden korur” diyor. Nicedir aşk denince modern insan altındaki kimyasallara odaklanıyor. Yani aşktan değil de aşık olduğumuzda salgıladığımız hormonlardan adrenalinden, serotoninden, oksitosinden ve melatoninden bahsediyoruz aslında. Bunların tamamı aşkı teşkil eder mi, aşk mı bunlara neden olur, bunlar mı aşka; bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey, aşk dediğimiz durumlarda bunların da vücutta arttığının tespit edildiği. İşte aşk sırasında salgıladığımız bu hormonlar kansere de etki ediyor.

Hormonlar nasıl etki yapıyor?

Bunların bazılarının yaşam tarzımızı, bazılarının biyoritmimizi dengeleyerek kanserden korunmada yardımcı olduğunu vurgulayan Yanmaz, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Aşık olan insanın salgıladığı bu hormonlar faydalı mı?

Çoğunlukla evet. Her ne kadar fazlası zarar dense de adrenalin vücudun zinde kalmasını sağlıyor. Ani deşarjlarda kalp hızınız artıyor, çarpıntınız oluyor ve göz bebekleriniz büyüyor. Esas olarak her şeye karşı tetikte oluyorsunuz. Kanserle ilişkili olarak yaptığı en önemli metabolik aktivite birden fazla organı etkileyerek kan şekerini ve yağ asitlerini arttırmak. Yani en zor durumlarda (örneğin kemoterapi alan hastalarda ya da yeterli besin alamayan ileri evre kanser hastalarında) vücudun ihtiyacı olan enerjiyi temin ediyor.
Kanserden korunmada da bu hormonların olumlu etkileri var mı?
Tabii. Melatonin ve serotonin örneğin; özellikle de melatonin. Çok salgılandığında vücudun direnci artıyor. Enfeksiyonlara karşı koruyucu oluyor. Hem immün sistem üzerine olumlu etkisi ar hem de antioksidan etkisi yüksek. Bu nedenlerle kanser riskini azaltıyor. Ama sadece kanser riskini azaltmakla kalmıyor; bir çalışmada melatonin hormonunun kanserden ölümü de azalttığı gösterilmiş. Yani kanser hastasının ölümünü de önlüyor. Melatonin seviyesi az olan insanlar üzerine yapılan çalışmalarda; özellikle yatak odası ışıklandırılmış olanlar ve gece vardiyası yapılan işlerde çalışanlarda, kanserin daha sık görüldüğü saptanmış.

Melatonin hormonunun özellikle salgılandığı durumlar var mı?

Melatonin, karanlık ortamı seviyor. Gece 23.00 – 05:00 arası salınımı artıyor. Uyku da miktarını arttırıyor; ancak karanlık bir odada ve ışıksız ortamda bulunulacak. Zaten bu nedenle ‘çocuklarınızı bu saatlerde karanlık ortamda uyutun’ deniyor. Ne de olsa önlerinde çok uzun yıllar var, biraz büyüyünce aşık olmalarını öğütleyebiliriz.

Serotonin “mutluluk hormonu”nun etkisi ne?

Serotoninin düzeyini direkt ölçemiyoruz ama metabolitlerini ölçerek düzeyi hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Kendisinin direkt kanserle ilişkisi hakkında çelişkili sonuçlar var. Ama yokluğunun ya da eksikliğinin kanserin en önemli zemin hazırlayıcı faktörü obeziteye neden olduğunu biliyoruz.

Başka hormonlar da var mı kansere iyi gelen?

Oksitosini de bu gruba sokabiliriz. Buna ‘şefkat hormonu’ da deniyor. Doğumun başlamasını sağlar, orgazm onsuz olmaz, bebek anneyi emdikçe annede oksitosin artar. Aslında bu bahsedilenlerin hepsi aşkın değişik halleri zaten. Sevgilinin varlığı, onunla geçirilen ya da geçirilecek zaman, bunların yarattığı gerçek üstü dünya.

Oksitosinin kanserle ilişkisi nasıl?

Oksitosin esas olarak kişinin bilişsel ve emosyonel fonksiyonlarını düzeltiyor. Yani insanın korku duygusunu azaltıyor, güven duygusunu arttırıyor, empati yeteneğini geliştiriyor. Tabii bunların hepsi kişinin hastalıklara ve özellikle de kansere yakalanmasını önlüyor ve oluştuğunda da onlarla başa çıkma gücünü arttırıyor.

Aşkın hormon salgılamak dışında bir etkisi yok mu?

Hormonlar dışında da açıklanamayan bazı şeyler var aşkla ilgili. Mesela İsrailli araştırıcılar kadın gözyaşının erkeğin testosteron düzeyini düşürdüğünü ve prostat kanserine bu nedenle iyi geldiğini saptadılar. Bu da aşkın bir etkisi işte.

Karşılıksız aşk ya da aşk acısı da aynı etkiyi yapar mı?

Aşka sadece kimyasal bir gözle bakarsak olayın tamamı neredeyse bundan ibarettir. Ama neredeyse diyorum; çünkü bu konuların içinde aşk acısı yok, aşkını kaybetme korkusu yok ya da karşılıksız aşk durumu yok. Yani biz aşkın iyi yönünü ele alınca kanserden önleyici rolü bayağı belirgin görünüyor. Aşkın negatif yönü ise çok araştırılmış değil. Kimse görmek istemiyor herhalde.

Karşılıksız aşkı engellemek mümkün olmadığına göre ne yapmak gerekir?

Aşka sadece bu gözle bakmamak gerekir. Hayatta her şey fizik, kimya ve matematikle sınırlı değildir. Özellikle aşıklar açısından bakınca. Kanserden korumasa hatta kansere neden olsa da ne sevdiğimizden ne aşkımızdan vazgeçecek değiliz.

ADRENALİN: Vücudun zinde kalmasını sağlıyor. Organizmayı acil harekete hazırlıyor, acil enerji kaynağı sağlıyor.

MELATONİN: Vücudun direncini artıyor. Enfeksiyonlara karşı koruyucu oluyor. Kanser riskini azaltıyor. Hücre yenileyici ve bağışıklık sistemi düzenleyici. Vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlıyor. Özellikle gece karanlıkta salgılanıyor.

SEROTONİN: Diğer adı ‘mutluluk hormonu’dur. Serotonin yükseldiğinde moral düzelir, rahat uyku uyunur, iştah azalır, ruh sağlığı düzelir ve enerji artar. Serotonin düşüklüğü ise sinirli, huzursuz ve depresif ruh hallerine neden olur, obezite, anoreksiya ve bulimia nevroza gibi yeme ve iştah bozukluklarına neden olur.

OKSİTOSİN: Kanserden koruyucu bir hormon. ‘Şefkat hormonu’ da deniyor. Doğumun başlamasını, orgazmı sağlar. Döllenmeyi kolaylaştırır, doğum olayına katkıda bulunur ve emzirmeye yardımcıdır. Güven duygusunu arttırıp, korkuyu azaltır. Empati yeteneğini arttırır.
 
G

güz gülleri

Guest
her zaman tam puan hep 10:):) 10 dan aşağısı kurtarmaz:):):)
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Gerçek aşk ağrı kesici kadar etkili '

ABD’de California Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre gerçek aşk, en güçlü ağrı kesici görevini yapıyor.
Böylece gerçek aşkı bulan insanlar daha az ağrı hissediyor.
Araştırmada 10’u gerçekten âşık, 10’u da yalnız olan 20 kişiye iğne yapıldı.
İğne yapıldığı sırada sevgililerin fotoğraflarına bakan kişilerin daha az acı hissettiği ortaya çıktı.
Uzmanlar âşık olan kişilerin sorunlarla daha iyi başa çıktığını da söyledi.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Şiirlere, kitaplara, filmlere konu olan aşk, bu kez de tıp literatürüne ağrı kesici olarak konu oldu. Stanford Üniversitesi’nden Dr. Sean Mackey
liderliğindeki araştırma ekibi, yaptığı deneylerle aşkın, “analjezik” yani ağrı kesici özelliği olduğunu gösterdi. Kendini “sırılsıklam âşık” olarak tanımlayan 15 lisans öğrencisinden deneye gelirken yanlarında âşık oldukları kişinin fotoğrafını ve bir de tanıdıkları ve yakışıklı ya da güzel olduğunu düşündükleri herhangi bir arkadaşlarının fotoğrafını getirmeleri istendi.

Daha sonra katılımcıların, sıcaklığı kontrol edilebilen bir cihaz ile ısı yoluyla bir miktar acı çekmeleri sağlandı. Bu sırada ne kadar acı çektiklerini “çok fazla, orta derecede ya da çok az” olarak sınıflandırmaları istendi.Buna ek olarak, katılımcıların acı çektikleri sırada beyinlerindeki sinirsel hareketler ve dalgalar ölçüldü. Ölçümler üç ayrı aşamada kaydedildi. İlk iki aşama katılımcılara yanlarında getirdikleri
fotoğrafların gösterilmesiydi. Diğer aşamada ise acıyı hissetme durumunu önemli ölçüde azalttığı önceden bilinen bir kelime oyunu oynatıldı.

Sonuç şaşırtıcıydı. Katılımcıların, âşık oldukları insanların fotoğraflarına bakarken hissettikleri acı miktarı, tıpkı kelime oyunu oynarkenki kadar azdı. Öte yandan tanıdıkları diğer kişinin fotoğrafına bakarken herhangi bir rahatlama söz konusu olmuyordu.

Yine ilginç olan başka bir sonuç ise; Âşık oldukları kişinin fotoğrafına bakarken duydukları rahatlama ile oyun sırasındaki rahatlamanın beynin farklı yerlerindeki aktivitelerden kaynaklanmasıydı. Oyundaki rahatlama, beynin kabuk (korteks) bölgesindeki aktivitenin artmasıyla
gözlenirken, âşık oldukları insanın resmine bakarkenki rahatlama ise, beyindeki “ödül merkezi” olarak tanımlanan, çeşitli ağrı kesici ilaçlarla ya da yenilen bir çikolata ile harekete geçen bir bölgenin aktivitesiyle gözlemlendi.

Yani aşk, bir ağrı kesicinin görevini yapmayı başarıyordu.

Doktor Mackey’in sonuç ile ilgili yorumu ise şöyleydi: “Çeşitli sebeplerle kronik acılar çeken hastalarıma reçete olarak 6 ayda bir tutkulu bir aşk yaşamalısınız diyemem ama aslında böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde bunun gerçekten işe yarayacağını artık biliyorum. ''
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
AŞK KANSERDEN KORUR!

Aşk nelere kadir’ lafı romantik bir inanış değil bilimsel bir gerçek! Zira aşkın gücü kansere bile deva olabiliyor! Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Teoman Yanmaz, “Aşık olunca salgılanan melatonin, serotonin, adrenalin ve oksitosin hormonları vücut direncini artırarak kanserden koruyor, tedavide başarı oranını artırıyor” diyor

‘Çağın hastalığı’ haline gelen kanserden korunmada beslenmenin, rutin sağlık kontrollerinin, radyasyondan, katkı maddelerinden ve çevre kirliliğinden korunmanın önemini artık neredeyse bilmeyen kalmadı. Oysa kanserden korunmada belki de en önemli etkenlerden biri; sevgi ve aşk! Aşık olunca gözlerimizin hatta cildimizin parlaması, aslında aşkla birlikte salgıladığımız hormonlardan kaynaklanıyor. İşte aşık olunca salgılanan bu hormonların, aynı zamanda kanserden koruyucu etkiye de sahip olduğunu belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Teoman Yanmaz; “Yalnızca aşk değil, sevginin her hali aslında kanserden korur” diyor ve kanser-aşk arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor:

Çağın hastalığı kanser gerçeğiyle aşk arasında bir ilişki var mı?

Kanser maalesef günümüzde ‘çağın hastalığı’ haline geldi. Kendiniz, eşiniz, dostunuz, yakın arkadaşlarınız ya da onların yakınları... Mutlaka tanıdık birilerinde bu hastalık var. Bugüne kadar bu hastalıkla ilgili yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, dokunduğumuz, konuştuğumuz, hatta bulunduğumuz ortamın tetikleyici bir faktör olduğu çok anlatıldı. Ama aşkın etkisi pek de dile getirilmedi. Oysa ‘aşkın kanser üzerinde etkisi var mı’ sorusunun yanıtı kesinlikle evet!

Aşk ve sevgi kanser üzerinde nasıl bir etkiye sahip?

Nicedir aşk denince modern insan altındaki kimyasallara odaklanıyor. Yani aşktan değil de aşık olduğumuzda salgıladığımız hormonlardan adrenalinden, serotoninden, oksitosinden ve melatoninden bahsediyoruz aslında. Bunların tamamı aşkı teşkil eder mi, aşk mı bunlara neden olur, bunlar mı aşka; bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey, aşk dediğimiz durumlarda bunların da vücutta arttığının tespit edildiği. İşte aşk sırasında salgıladığımız bu hormonlar kansere de etki ediyor.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Emel Sayın 1974 yılında Mavi Boncuk adlı şarkısında “şu dünyada sevgi büyük ihtiyaç” derken haklıydı. Yıl 2013’lere geldiğinde hala insanlar sevgiye ve aşka ihtiyaç duymaktadır ve her zaman duymaya devam edecektir. Aşk ve sağlık şaşırtıcı bir şekilde birbirine bağlanmış durumdadır. Güzel bir ilişki kurduğumuzda, bunun ödülü gerçekten de çok büyüktür. Fakat ödül dediğimizde bahsettiğimiz içinizde kelebekler uçuşması gibi romantik bir durum değil, sağlığınızı etkileyen bir durumdur.


Sağlığınızı olumlu olarak etkileyecek olan daha sakin ve daha istikrarlı bir aşktır. Uzmanlar uzun süreli ve mutlu birliktelikleri olan insanların sağlıklarına daha fazla dikkat ettiklerine ve sağlıkla ilgili tedbirlerin birçoğunu uyguladıklarına dair kanıtlar olduğunu söylemektedir.

Bu alandaki araştırmaların çoğu evliliklere yoğunlaşmıştır fakat bu avantajlar sevgiliye, anneye, babaya ya da bir arkadaşa duyulan sevgiyi de içerebilmektedir. Buradaki püf nokta kendini başka bir insana bağlı hissetmek, ona saygı duymak, başka birinin sana değer verdiğini bilmek ve aidiyet duygusudur.

İlişkinize İyi Bakın

Somut faydalar sağlayabilecek sevgi dolu bir ilişki geliştirmeniz için,

• Depresyondaysanız ya da sürekli endişeliyseniz tedavi olun.
• İletişim becerilerinizi geliştirin ve bir anlaşmazlığı çözmeyi öğrenin.
• Günlük hayatınızda mutlu ve mutsuz olayları sevdiğiniz insanla paylaşın.
• Birbirinizin başarılarını kutlayın.

Son olarak, eşinize ya da sevgilinize kötü zamanlarında destek verdiğiniz gibi mutlu günlerinde de onun yanında olmayı ihmal etmeyin. Unutmayın, acı paylaşıldıkça azalır, sevinç paylaşıldıkça çoğalır.

Aşkla kalın, sağlıcakla kalın,
 
Tekerlekli Sandalye
Üst