Astım Tedavisinde Ailelerin Kortizon Korkusu

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kortizon deyince tedavisinden ziyade yan etkileri akla geliyor.


Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak N. çocuk astımının, tekrarlayan öksürük, hırıltı, nefes darlığı atakları ile seyreden kronik bir hastalık olduğunu, tekrarlayan nefes alamama durumunun sıklıkla acil servislerde sonlandığını belirtiyor.

Çeşitli tedaviler sonunda açılıp evine gönderilen çocukların ise 10 gün geçmeden yeniden sıkışma ve atak yaşadığının altını çiziyor. Öncelikle atakların önlenmesinin çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Yonca Tabak N. bronş yüzeyindeki yanığın iz bırakmasının kalıcı hasarlar oluşturduğunu ve ileri yaşlarda astımın kronikleşebileceğini vurguluyor.

Kortizon Nasıl Kullanılmalıdır?

Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak N. tedavi amaçlı sürekli kortizon kullanımından, yan etkileri nedeniyle birçok ailenin korktuğunu, hatta fobi düzeyinde kaçındığını belirtiyor. Ailelerin bilmediği en önemli noktanın, miligram dozunda kullanılan kortizonların, astım tedavisinde sadece ataklar sırasında kullanılmasının gerektiğini söylüyor.

Kortizonlu ilaçların sprey şeklinde olanlarının, havayolunun sadece yüzeyini tedavi eden mikrogram dozunda; yani tablet kortizonların binde biri dozunda kullanıldığını, kana karışma oranının ise son derece düşük olduğunu söylüyor.

Hava yolunun yüzeyinde sadece % 20'sinin emildiğini ve emilen bu miktarın hızlı bir şekilde vücuttan uzaklaştırıldığını sözlerine ekliyor. Uygun dozda ve yıllarca kullanıldığında kortizona bağlı olarak yan etki görülme olasılığının son derece düşük olduğunu belirtiyor. Sprey kortizon tedavisinin mutlaka bir çocuk alerjisi uzmanı kontrolünde kullanılması ve kortizonlu ilaçları ailelerin kafasına göre kesip başlamaması gerektiğinin altını çiziyor.

Başka Bir Tedavi Var mı?
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak N. bilinmesi gereken diğer önemli bir konunun ise kortizonlu ilaçların kullanıldıkları sürece etkili olduğunu belirtiyor. Kullanıldığı sürece bronş yüzeyindeki yangının baskılandığını ve atakları önlediğini söylüyor.

Bronşun o hale gelmesine yol açan alerjinin veya alerji dışı nedenin bulunup tedavi edilmesini öneriyor. 5 yaşından önce alerji testi yapılmaz görüşünün son derece yanlış olduğunu, astım ya da alerjik bronşit tanısı almış her hastanın yaşına göre kandan veya deriden alerji testi yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Çıkan sonucun çocuk alerjisi uzmanı tarafından değerlendirilip çocukta alerjiye sebep olan çevresel ve beslenme önlemlerinin alınması gerektiğini vurguluyor. Tüm bu koşullar sağlandıktan sonra, 3-5 yıl süren dilaltı damla aşı tedavisi ile çocuğun alerjik maddeye alıştırılması sonucu hastalığa kökten çözüm getirebileceğini dile getiriyor.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Astım Atakları Ölüme Neden Olabilir

Ani ölümler, astım ataklarının tehlikesini ve düzenli tedavi altında olmanın önemini bir kez daha gündeme getirdi.

Astım nedeniyle yaşanan ani ölümler, astım ataklarının tehlikesini ve düzenli tedavi altında olmanın önemini bir kez daha gündeme getirdi. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, her astım atağının ciddiye alınması ve şiddetinin küçümsenmemesi gerektiğini belirterek dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

Yaşanan her astım atağının ciddiye alınması ve şiddetinin küçümsenmemesi gerekiyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, astım ölümlerinin giderek azalmasına rağmen, hayatı tehdit eden atakların halen önemli ve ciddi bir sağlık sorununu oluşturduğunu belirtiyor: "Bu tip atakların iki tipi bulunuyor. Özellikle hızlı gelişen tipinde ani ve çok yoğun alerjene maruz kalmanın yanı sıra duygusal stres varlığı da önemli bir etken oluyor. Astımın kontrolünü sağlayan nefes yolundan alınan tedavi edicilerin düzenli kullanılmaması da tehdidi arttıran bir etken."

Astım atağının şiddetini küçümsemeyin!

Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı astım atakları hakkında şu bilgileri verdi: "Astım atağı her zamanki gibi görünebilir ama her atak ciddiye alınmalıdır. Astım ölümlerinin ancak %33'ü hastanede olmaktadır. Hastaların 2/3'ü ya tedavi arayışına hiç girmediklerinden ya da yakınmaları artmasına rağmen hekime başvurmadıklarından hastane dışında hayatlarını kaybetmektedirler. Astım atakları, hafiften ağıra kadar her şiddette astımı olan kişide hayat tehdit edici şekilde olabilir. Ölüm tehdidi olan astımlılar özel bakımın yanı sıra hastalık ve tedavisi ile ilgili yoğun eğitim gerektirirler. Astım nöbeti sırasında ölmüş kişilerin %80-85'inde, ölümden 12 saat ile haftalar öncesi sürede başlamış ağırlaşan bulgular gözlenmiştir. Ölenlerin sadece %15-20'si belirtilerden 6 saat içinde kaybedilir. Görüldüğü gibi hastaların belirtiler başladıktan sonra uygun tıbbi yardım isteyecek süreleri olmakta ancak ataklar önemsenmemektedir."

Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, ölümcül astımın risk faktörlerini şu şekilde sıraladı:

Daha önce hayatı tehdit eden astım atağı

Son zamanlarda gece uyandıran, kurtarıcı ilaç kullandıran, nefessiz bırakan kontrolsüz astım bulguları

Daha önceki ataklarda yoğun bakıma yatırılmak

İki veya fazla astım ilişkili hastane yatışı veya üç veya daha fazla acil başvurusu

Bir ayda iki veya daha fazla nefes açıcı ilaç kullanmak

Astım bulgularının ağırlaştığını ve atak geldiğini anlamakta güçlük yaşanıyorsa

Düşük sosyoekonomik durum

Madde kullanımı

Ciddi psikiatrik hastalık

Kalp ve akciğer gibi hayati organlara ait ciddi ve kronik hastalıkların varlığı"

Tehdit olduğunu bilin ve önlem alın

Riskin ne olduğunun ve acil durum eylem planının iyice öğrenilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Elif Dağlı: "Yakınmalar artıyorsa acil yardım istemekte gecikmeyin. Düzenli alınması gereken ilaçları belirti olmadığı için asla kesmeyin. Bildiğiniz tetikleyici etkenlerden uzak durun" dedi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst