Aydınlık Oğlum

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Seni ilk kucağıma aldığım anın üzerinden saatlerden mi geçti yoksa yıllar mı. Bazen unutuyorum saatlerle yılların arasındaki farkı. Önce sesin geldi kulaklarıma. “Ben artık bu dünyadayım, bende varım” dercesine efelene efelene koca bir yaygara kopardın. Sonra seni kucağıma verdiler. Derin bir nefes aldın, bir anlıkta olsa durdu ağlaman. Duman karası gözlerinle ıslak ıslak baktın bana güzel yavrum. Evladın anneye bakması böyle birşeymiş demek. Minicik bedenin koca bir sevgi kütlesine dönüp yüreğimin üzerine oturdu sanki. Sen ilk derin nefesini içine çekerken ben nefessiz kaldım bir an. Mutluluktan aklımı yitirecek gibi oldum, seni kucağıma alıp deli gibi koşmak istedim sokaklarda, seni herkes görsün diye. Sevinçten ağlamak diye birşey varmış hakikaten, sevgi ırmak olur çağlarmış insanın gözlerinden de farkında bile olmazmış insan.
Gözlerimi ayıramadım senden. Sanki ilk kez değilde son kez görüyormuşum gibi doyamadan baktım minicik yüzüne. Kirpiklerin gözlerinden de karaydı. Kapkara parlak bir sarmaşık gibi etrafına dizilmişti duman karası gözlerinin bembeyaz tenine nispet yapar gibi. Ağzımdan çıkan ilk cümle ‘Hoşgeldin benim aydınlık oğlum’ oldu. Hayatımda gördüğüm en güzel, en kusursuz bebektin sen. Hala öylesin canım oğlum.
Bana sorsalar daha saatler geçti üzerinden yavrumu kucağıma alalı diye yemin bile edebilirim. Ama bak yine doğum gününü kutluyoruz canım yavrum. Babanla ben kutluyoruz, sen içerden hıçkırıklılarınla, inlemelerinle eşlik ediyorsun bize. Arada bir içerden bir şangırtı sesi geliyor. Birşeyler savruluyor oradan oraya. Baban odanın kilitli kapısına yüzünü gömmüş, dizlerinin üzerinde yerde oturuyor. Bir eliyle kapıyı sıvazlıyor sanki senin sırtını sıvazlar gibi. Babanın yüzünü görmüyorum ama sessiz sessiz bırakıyor acısını gözlerinden dışarı, biliyorum.
Evlat acısına alışılmıyormuş oğlum. Hayatından birer birer göçen giden herkese alışıyormusta insan evladının gözyaşına dayanamıyormuş.Bu yedinci doğumgünün böyle geçirdiğimiz ve bu ikinci anneler günü elimi öpmediğin, bana ‘ anne’ demediğin. Kimbilir böyle daha kaç tanesi olacak. Kimbilir daha ne kadar susacaksın böyle.
İlk kelimeni hatırlıyorum ‘baba’ demiştin de baban seni kucağına alıp havalara fırlatmıştı sevinçten. Öyle bir ‘oğlum’ demişti ki insanın yüreği dile gelirde konuşurmuş, o gün öğrendim. Anne demek, baba demek kadar kolay değildi. Onun için ardarda iki ‘A’ harfini yanyana getiriyordun duman karası gözlerinle nazlı nazlı bakarak bana. İçime işliyordu her seferinde iki uzun ‘A’ harfi.
4-5 yaşlarındaydın ne zaman büyünce ne olacaksın diye sorsa biri ağzını doldura doldura ‘pilot olacağım ben’ derdin. Dünyaya geldiğin ilk andaki efelene efelene dünyaya meydan okurcasına attığın çığlık gibiydi ses tonun her ‘pilot olacağım’ dediğinde. Onun için hiç kuşkum yoktu, pilot olacaktı benim aydınlık oğlum. Kanatlanıp melekler gibi kuşlar gibi süzülecekti gökyüzünde. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
 
Son düzenleme:
Tekerlekli Sandalye
Üst