- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Merhaba Engelsiz Yürekler,
Nedense aklıma bu şarkı geldi oysa unutmuştum bugün 3 Aralık olduğunu hatırlatanlar sağolsun (!)
Öyle uzun uzun yazacak değilim zaten yazacak önemli bir şey de yok tıpkı Nazan Öncel'in şarkısında dediği gibi;
Kimi yükseklerden uçuyor
Kimi kimi yükseklerden
Kimi gerçeklerden kaçıyor
Kimi kimi gerçeklerden
Kimine bir haller oluyor
Kimi hep bir şeylere takıyor
Kim kimi densiz kimi den'li (Kimi engelli kimi engelsiz)
Açıyor gülleri birinin
Açıyor gülleri
Çalıyor zilleri birinin
Çalıyor zilleri
Etekleri
Aynı nakarat
Hep aynı aynı
Yarısı bayat ( Bence hepsi bayat
)
Hep aynı aynı
Yarısı hayat
Aynı nakarat
Anlat anlat
Kiminin öfkesi yangın
Kiminin tövbesi
Kiminin gözleri baygın
Kiminin sözleri
Kimi hep muzır işlere bayılır
Kimi her gün bunalım takılır
Kimi kimi tel'siz kimi telli
Tantana var iş yok
Gürültü var ses yok
Sureti var aşk yok
Görüntü var renk yok
Tantana var iş yok
Sizlere konuyla ilgili yepyeni pembe tablolar sunmak (Bugün ülke çapında tüm siyasilerin yaptığı gibi) yerine sadece gerçekleri yansıtan bir röportaj ve kamera görüntüleri paylaşmak istiyorum. Günün anlam ve önemi kalmadığına göre artık izleyip izlememek de tamamen halet i ruhiyenize kalsın![Frown :( :(](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
Türkiye’de engelliler, ENGELLENİYOR!
Türkiye’de 9 milyondan fazla engellinin gündelik yaşama katılabilmesi için fiziki şartlar oldukça yetersiz. Bu nedenle milyonlarca engelli evlerinde adeta hapis hayatı yaşıyor.
Türkiye’de engellilerin hayatı fiziksel, ruhsal ve etik engellerle dolu. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu’nun ifadesiyle, “Engelleniyorlar”. Nüfusun yüzde 12’den fazlasını oluşturan engelli bireyler, hem yasaların uygulanmaması, hem de toplumun duyarsızlığı nedeniyle pek çok alanda ötekileştirilmiş durumda.
Resmi rakamlara göre, Türkiye'de 9 milyondan fazla engelli var. Ancak, bu kişileri sokakta, eğitimde, işte ya da sosyal hayatta görmek neredeyse mümkün değil. Her yıl 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde verilen sözlere, vaatlere karşın, engellilerin yaşama katılabilmeleri için gerekli ve yeterli adım atılmıyor.
İstanbul’un Anadolu yakasındaki Maltepe semtindeki Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’nde buluştuğumuz bedensel engelli İhsan Erdoğan’la ilk engel, hemen yan sokaktaki bir kahvede çay içmeye giderken karşımıza çıkıyor. Kaldırımda engelli rampasının bulunduğu yere bir araç park etmiş durumda. Erdoğan’ın akülü arabası nispeten güçlü olduğu için, yarısı kapatılmış rampayı aşarak, kahveye ulaşabiliyoruz.
İhsan Erdoğan
İhsan Erdoğan, 43 yaşında. 25 yıllık evli. 27 yaşında geçirdiği bir iş kazası nedeniyle girdiği komadan 40 gün sonra çıkabilmiş, “İki yıl çelik korse içinde yatarak, yalnızca tavanı seyretmek zorunda kaldım” diyor. Doktorların bundan böyle ellerini de kullanamayacağını söylemesine karşın, olağanüstü bir çaba ve iradeyle akülü araba kullanabilecek duruma gelmiş. Yaşadığı bunca zorlu deneyim, neşesini ve hayata bağlılığını engellememiş.
Kaldırım ve rampa sorunu
Erdoğan, cuma günleri Kartal’daki Kavaklı Camii’nde namaza gidiyor, yol kenarına park etmiş araçlar ve kaldırımların yetersizliği nedeniyle, zaman zaman yolun ortasından ilerlemek zorunda kalarak.
Burada, Erdoğan’ın kendisi gibi bedensel engelli arkadaşlarından Nihat Türkmenoğlu’yla buluşuyoruz. 28 yaşındaki Türkmenoğlu 11 yıl önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle akülü arabaya bağımlı. Erdoğan, Anadolu yakasının bu taraflarında, özellikle sahil kesiminde engellilerin gezip, dolaşabileceği yerler bulunduğunu, havanın iyi olduğu zamanlarda arkadaşlarıyla buralarda buluştuklarını anlatıyor. Diğer tercihleri ise, alış-veriş merkezleri. “Çünkü” diyor, “buralardaki engelli tuvaletleri bizim için çok önemli. Tuvalet, sosyal yaşamımızdaki en önemli sorunlardan biri. Tabii ki, ihtiyacımız olduğu sırada birileri işgal etmediyse.”
Maltepe'deki bir alış-veriş merkezine gidiyoruz. Yollar yine engellerle dolu. Kavşaklardan birinden geçerken, bazı araçlar klakson çalarak, yoldan çekilmelerini istiyor. Kafeteryada oturtulduğumuz yer ise, acil çıkış kapısının önü.
Nihat Türkmenoğlu
Türkiye'deki engellilerden 1,7 milyonu devletten engelli ve bakım maaşı alabiliyor. Türkmenoğlu, kazada kaybettiği babasından kalma maaşı nedeniyle bu hakka sahip değil. Bu maaşı annesi ve doğuştan engelli bir kardeşiyle paylaştığı için, kendisine düşen ayda 300 lira.
"Engeli görülmeyen engelli arıyorlar"
Türkmenoğlu, çalışmak istiyor. Ancak, iş bulamamaktan şikayetçi. Oysa yasalara göre, kamuda yüzde 4, özel sektörde yüzde 3 engelli istihdamı zorunlu. “Özel şirketler” diyor Türkmenoğlu, “engeli görünmeyen, belli olmayan engelli arıyor istihdam için. Hele tekerlekli sandalyeye bağımlı olanları hiç istemiyorlar. Çünkü bu durumda özel servis araçları kullanmaları gerekir ki, bu maliyetten kaçınıyorlar.”
Engellilerin önünde onlarca engel var. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, bunların başında mimari ve fiziksel engellerin geldiğini söylüyor. “Görme engelliler için işitsel, işitsel engelliler için görsel uyarıcılar ve uygun düzenlemeler olmaması hayata katılıma engel oluyor” diyor.
Fiziki engeller bir yana, etik engeller de engellilere hayatı kimi zaman çekilmez kılıyor. Otobüste engelliler için ayrılan yerlere koyulan çuvallar, metro asansörlerinin işgal edilmesi, kalabalık ortamlarda araçlarıyla dolaşan engellilere “Sizin ne işiniz var burada” diye atılan laflar, yaşadıkları binalara “görüntüyü bozuyor” diye rampa yapılmasını engellemeye çalışan komşular, morallerinin bozulmasına neden oluyor. Erdoğan, “Bu nedenle hayata küsen, evden çıkmayan pek çok arkadaşımız var” diyor.
©Deutsche Welle
Kürşat Akyol
İstanbul ki bu ülkenin sözüm ona en gelişmiş şehiri ve çekimin yapıldığı mekan Mecidiyeköy-Taksim arası engelsiz bedenlerin bile yürümekte güçlük çektiği bir bölge. Bu caddede yürümek daha doğrusu yürümeye çalışmak bile olağanüstü bir çaba gerektirirken üstelik bir de engellendiyseniz vay halinize...
Yaklaşık yirmi yıldır her sabah uyandığımda severek dinlediğim Best Fm in yapmış olduğu bu çekimin konusuna ve aslında her gün yaşadığım bu şehirde Engellileri Ne kadar Önemsiyoruz? sorusuna üzülerek yanıt verebilirim ki;
'' Engellileri Türk Halkı Olarak, Hiç mi HİÇ ÖNEMSEMİYORUZ!!!''
Nedense aklıma bu şarkı geldi oysa unutmuştum bugün 3 Aralık olduğunu hatırlatanlar sağolsun (!)
Öyle uzun uzun yazacak değilim zaten yazacak önemli bir şey de yok tıpkı Nazan Öncel'in şarkısında dediği gibi;
Kimi yükseklerden uçuyor
Kimi kimi yükseklerden
Kimi gerçeklerden kaçıyor
Kimi kimi gerçeklerden
Kimine bir haller oluyor
Kimi hep bir şeylere takıyor
Kim kimi densiz kimi den'li (Kimi engelli kimi engelsiz)
Açıyor gülleri birinin
Açıyor gülleri
Çalıyor zilleri birinin
Çalıyor zilleri
Etekleri
Aynı nakarat
Hep aynı aynı
Yarısı bayat ( Bence hepsi bayat
Hep aynı aynı
Yarısı hayat
Aynı nakarat
Anlat anlat
Kiminin öfkesi yangın
Kiminin tövbesi
Kiminin gözleri baygın
Kiminin sözleri
Kimi hep muzır işlere bayılır
Kimi her gün bunalım takılır
Kimi kimi tel'siz kimi telli
Tantana var iş yok
Gürültü var ses yok
Sureti var aşk yok
Görüntü var renk yok
Tantana var iş yok
Sizlere konuyla ilgili yepyeni pembe tablolar sunmak (Bugün ülke çapında tüm siyasilerin yaptığı gibi) yerine sadece gerçekleri yansıtan bir röportaj ve kamera görüntüleri paylaşmak istiyorum. Günün anlam ve önemi kalmadığına göre artık izleyip izlememek de tamamen halet i ruhiyenize kalsın
Türkiye’de engelliler, ENGELLENİYOR!
Türkiye’de 9 milyondan fazla engellinin gündelik yaşama katılabilmesi için fiziki şartlar oldukça yetersiz. Bu nedenle milyonlarca engelli evlerinde adeta hapis hayatı yaşıyor.
![36627397_303.jpg 36627397_303.jpg](https://engelliler.gen.tr/data/attachments/6/6528-639a946bdfc78b688904765fd28f6cbe.jpg)
Türkiye’de engellilerin hayatı fiziksel, ruhsal ve etik engellerle dolu. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu’nun ifadesiyle, “Engelleniyorlar”. Nüfusun yüzde 12’den fazlasını oluşturan engelli bireyler, hem yasaların uygulanmaması, hem de toplumun duyarsızlığı nedeniyle pek çok alanda ötekileştirilmiş durumda.
Resmi rakamlara göre, Türkiye'de 9 milyondan fazla engelli var. Ancak, bu kişileri sokakta, eğitimde, işte ya da sosyal hayatta görmek neredeyse mümkün değil. Her yıl 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde verilen sözlere, vaatlere karşın, engellilerin yaşama katılabilmeleri için gerekli ve yeterli adım atılmıyor.
İstanbul’un Anadolu yakasındaki Maltepe semtindeki Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’nde buluştuğumuz bedensel engelli İhsan Erdoğan’la ilk engel, hemen yan sokaktaki bir kahvede çay içmeye giderken karşımıza çıkıyor. Kaldırımda engelli rampasının bulunduğu yere bir araç park etmiş durumda. Erdoğan’ın akülü arabası nispeten güçlü olduğu için, yarısı kapatılmış rampayı aşarak, kahveye ulaşabiliyoruz.
İhsan Erdoğan
İhsan Erdoğan, 43 yaşında. 25 yıllık evli. 27 yaşında geçirdiği bir iş kazası nedeniyle girdiği komadan 40 gün sonra çıkabilmiş, “İki yıl çelik korse içinde yatarak, yalnızca tavanı seyretmek zorunda kaldım” diyor. Doktorların bundan böyle ellerini de kullanamayacağını söylemesine karşın, olağanüstü bir çaba ve iradeyle akülü araba kullanabilecek duruma gelmiş. Yaşadığı bunca zorlu deneyim, neşesini ve hayata bağlılığını engellememiş.
Kaldırım ve rampa sorunu
Erdoğan, cuma günleri Kartal’daki Kavaklı Camii’nde namaza gidiyor, yol kenarına park etmiş araçlar ve kaldırımların yetersizliği nedeniyle, zaman zaman yolun ortasından ilerlemek zorunda kalarak.
Burada, Erdoğan’ın kendisi gibi bedensel engelli arkadaşlarından Nihat Türkmenoğlu’yla buluşuyoruz. 28 yaşındaki Türkmenoğlu 11 yıl önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle akülü arabaya bağımlı. Erdoğan, Anadolu yakasının bu taraflarında, özellikle sahil kesiminde engellilerin gezip, dolaşabileceği yerler bulunduğunu, havanın iyi olduğu zamanlarda arkadaşlarıyla buralarda buluştuklarını anlatıyor. Diğer tercihleri ise, alış-veriş merkezleri. “Çünkü” diyor, “buralardaki engelli tuvaletleri bizim için çok önemli. Tuvalet, sosyal yaşamımızdaki en önemli sorunlardan biri. Tabii ki, ihtiyacımız olduğu sırada birileri işgal etmediyse.”
Maltepe'deki bir alış-veriş merkezine gidiyoruz. Yollar yine engellerle dolu. Kavşaklardan birinden geçerken, bazı araçlar klakson çalarak, yoldan çekilmelerini istiyor. Kafeteryada oturtulduğumuz yer ise, acil çıkış kapısının önü.
Nihat Türkmenoğlu
Türkiye'deki engellilerden 1,7 milyonu devletten engelli ve bakım maaşı alabiliyor. Türkmenoğlu, kazada kaybettiği babasından kalma maaşı nedeniyle bu hakka sahip değil. Bu maaşı annesi ve doğuştan engelli bir kardeşiyle paylaştığı için, kendisine düşen ayda 300 lira.
"Engeli görülmeyen engelli arıyorlar"
Türkmenoğlu, çalışmak istiyor. Ancak, iş bulamamaktan şikayetçi. Oysa yasalara göre, kamuda yüzde 4, özel sektörde yüzde 3 engelli istihdamı zorunlu. “Özel şirketler” diyor Türkmenoğlu, “engeli görünmeyen, belli olmayan engelli arıyor istihdam için. Hele tekerlekli sandalyeye bağımlı olanları hiç istemiyorlar. Çünkü bu durumda özel servis araçları kullanmaları gerekir ki, bu maliyetten kaçınıyorlar.”
Engellilerin önünde onlarca engel var. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, bunların başında mimari ve fiziksel engellerin geldiğini söylüyor. “Görme engelliler için işitsel, işitsel engelliler için görsel uyarıcılar ve uygun düzenlemeler olmaması hayata katılıma engel oluyor” diyor.
Fiziki engeller bir yana, etik engeller de engellilere hayatı kimi zaman çekilmez kılıyor. Otobüste engelliler için ayrılan yerlere koyulan çuvallar, metro asansörlerinin işgal edilmesi, kalabalık ortamlarda araçlarıyla dolaşan engellilere “Sizin ne işiniz var burada” diye atılan laflar, yaşadıkları binalara “görüntüyü bozuyor” diye rampa yapılmasını engellemeye çalışan komşular, morallerinin bozulmasına neden oluyor. Erdoğan, “Bu nedenle hayata küsen, evden çıkmayan pek çok arkadaşımız var” diyor.
©Deutsche Welle
Kürşat Akyol
İstanbul ki bu ülkenin sözüm ona en gelişmiş şehiri ve çekimin yapıldığı mekan Mecidiyeköy-Taksim arası engelsiz bedenlerin bile yürümekte güçlük çektiği bir bölge. Bu caddede yürümek daha doğrusu yürümeye çalışmak bile olağanüstü bir çaba gerektirirken üstelik bir de engellendiyseniz vay halinize...
Yaklaşık yirmi yıldır her sabah uyandığımda severek dinlediğim Best Fm in yapmış olduğu bu çekimin konusuna ve aslında her gün yaşadığım bu şehirde Engellileri Ne kadar Önemsiyoruz? sorusuna üzülerek yanıt verebilirim ki;
'' Engellileri Türk Halkı Olarak, Hiç mi HİÇ ÖNEMSEMİYORUZ!!!''