Bu öykü II. Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında Jüri Özel Ödülü Almıştır.
Öykünün kısa özeti ve değerlendirmesi.
Öyküde, yürüyemeyen bir çocuğun yaşama sevgiyle bakması ve insanlarla kurduğu duygudaşlığı nasıl içselleştirdiği anlatılıyor.
Karakterimiz, günlük gereksinmelerini karşılamak için değil, yalnızca doğuştan gelen bir merakla bedenini taşıyabilmenin nasıl bir şey olduğunu anlamak için “bacaklarınızı ödünç alabilir miyim” diye tüm insanlara seslenir. Her ne kadar mimari engellerden dolayı dışarı çıkamasa da, geleceğe bir pencere açmayı başarır. O pencere de koşulsuz, saf bir sevgi, insanlarla eşgüdüm kurarak ortaklık kurmak vardır. Sevmesini bilene engeller engel gelmez. Sevmek için sevilmek beklenmez. Sevmek de bir eylem değil midir? Sevmek, insanlarla, doğayla eşduyum kurarak her birinde kendini sevmek değil de nedir?
Empati, kaf dağının ardında değildir. İnsanlar, çoğunluğa göre düzenler kurar da, niçin bir başkasının yerine kendini koymaz? Sevgidir insanın yaratıcı kaynağı… Duyguların en yücesi, bir diğerini anlayarak onu yüreğinde hissetmektir.
Çocuk görür tüm bunları… Engellilere önyargılarla yaklaşıp onları öteleyenlere, mutluluğun yolunun sevgiden geçtiğini gösterir. Sevgiyi yüreğinde duyumsamayanlara, empati yeteneğini kaybedenlere, sevince inanmayanlara, insana yüreğini kapatanlara bir pencere ardından gülümser çocuk…
Ekiz, engellilerin toplumsal yaşamdaki sorunların çözümünün insanların ancak birbiriyle duygudaşlık kurarak aşılabileceğini gösterdiği için jüri özel ödülüne layık görülmüştür.
Öykünün adı: BACAKLARINIZI ÖDÜNÇ ALABİLİR MİYİM? (VE KALBİNİZİ?)
OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
YAZAR: AYSEL EKİZ
1970 doğumluyum.Bursalı’yım.Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunuyum.Halen Adana’da Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktayım.
Öykünün kısa özeti ve değerlendirmesi.
Öyküde, yürüyemeyen bir çocuğun yaşama sevgiyle bakması ve insanlarla kurduğu duygudaşlığı nasıl içselleştirdiği anlatılıyor.
Karakterimiz, günlük gereksinmelerini karşılamak için değil, yalnızca doğuştan gelen bir merakla bedenini taşıyabilmenin nasıl bir şey olduğunu anlamak için “bacaklarınızı ödünç alabilir miyim” diye tüm insanlara seslenir. Her ne kadar mimari engellerden dolayı dışarı çıkamasa da, geleceğe bir pencere açmayı başarır. O pencere de koşulsuz, saf bir sevgi, insanlarla eşgüdüm kurarak ortaklık kurmak vardır. Sevmesini bilene engeller engel gelmez. Sevmek için sevilmek beklenmez. Sevmek de bir eylem değil midir? Sevmek, insanlarla, doğayla eşduyum kurarak her birinde kendini sevmek değil de nedir?
Empati, kaf dağının ardında değildir. İnsanlar, çoğunluğa göre düzenler kurar da, niçin bir başkasının yerine kendini koymaz? Sevgidir insanın yaratıcı kaynağı… Duyguların en yücesi, bir diğerini anlayarak onu yüreğinde hissetmektir.
Çocuk görür tüm bunları… Engellilere önyargılarla yaklaşıp onları öteleyenlere, mutluluğun yolunun sevgiden geçtiğini gösterir. Sevgiyi yüreğinde duyumsamayanlara, empati yeteneğini kaybedenlere, sevince inanmayanlara, insana yüreğini kapatanlara bir pencere ardından gülümser çocuk…
Ekiz, engellilerin toplumsal yaşamdaki sorunların çözümünün insanların ancak birbiriyle duygudaşlık kurarak aşılabileceğini gösterdiği için jüri özel ödülüne layık görülmüştür.
Öykünün adı: BACAKLARINIZI ÖDÜNÇ ALABİLİR MİYİM? (VE KALBİNİZİ?)
OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
YAZAR: AYSEL EKİZ
1970 doğumluyum.Bursalı’yım.Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunuyum.Halen Adana’da Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktayım.
Son düzenleme: