Baş Ağrısı Deyip Geçmeyin!Tehlikeli Olabilir

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Görünürde bir rahatsızlık yokken başlayan bulantı ya da kusmaları ciddiye alın çünkü...

Sürekli devam eden inatçı baş ağrısının beyin tümörlerinin belirtisi olabileceği uyarısında bulunan uzmanlar, görünür bir rahatsızlık yokken ısrarcı ağrılara eşlik eden bulantı ya da kusmaların ciddiye alınması gerektiğini belirtiyor.

Uzmanlar, her baş ağrısının tümör zannedilip korkuya kapılmanın da doğru olmayacağını söylüyor. Prof. Dr. Yunus Aydın, beyin tümörü ve belirtileri hakkında bilgi verdi.

Tümörlerin iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Aydın, "İyi huylu olan tümörler vücudun başka bölgelerine sıçramamaktadır. Beynin kötü huylu tümörleri de pratikte başka bir organa sıçramaz. Bunun dışında beynin diğer organlardan farklı olarak bir bariyeri vardır. Buna 'Kan beyin bariyeri' adı verilir. Kana giren her madde bir gümrük kontrol mekanizmasına tabiidir yani beyne istediği gibi gidemez. Bu nedenle kan beyin bariyeri, beyindeki tümörlerin başka yere yayılımına engeldir. Vücudumuzun başka yerindeki bir kanser beyne gelip yerleşebilir, bu durum 'metastaz' olarak adlandırılır." dedi.

Aydın, beyin tümörü riski taşıyan gurupları şu şekilde sıraladı: "Çocuklar, yaşlılar, lösemi tedavisi gören çocuklar, kanser tedavisi veya başka sebeple X ışını almış kişiler, genetik anormallik gösteren kişiler, ailesinde kalıtsal özellikli beyin tümörü öyküsü olanlar, kimyasal ajanlara ve elektromanyetik alana maruz kalanlar ve bağışıklık sistemi bozukluğu olanlar risk altındadırlar."

'İYİ HUYLU TÜMÖR DEYİP GEÇMEYİN'
İyi huylu tümörlerin beyin söz konusu olunca yerleştiği yer itibariyle bazı durumlarda kötü sonuçlara sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Yunus Aydın, "Çünkü beyin, kafatası içerisinde bazı noktaları zor ulaşım özelliği olan sabit bir boşluğa yerleşmiştir. Beyin tümörü iyi huylu da olsa normal beyin dokusuna yetecek kadar bir hacmin başka bir doku tarafından işgal edilmesi durumunda, bu sabit yapıda bir dokunun alanının genişleyebilmesi için öbür dokunun alanının küçülmesi gerekir. Beyin belli hacimdeki ek misafirleri kabul edebilecek kapasitededir. Ancak bu misafirin geliş şekli, süresi, hızı çok önemlidir. İyi huylu tümörler kafa tabanında değerli kafa sinirlerine komşu yerleştiklerinde tedavide büyük zorluklarla karşılaşılabilir. Bunun yanında beynin kolay ulaşılır bölgelerinde olanlar rahatlıkla ameliyat edilebilir." şeklinde konuştu.

İyi huylu ya da kötü huylu tümörlerin tamamının tedavisinin cerrahi olduğunu belirten Aydın, kafa içi basıncını artıran ve önemli yapılara baskı yapan tümörlerin bu yöntemle alınması gerektiğini bildirdi. Aydın, "Cerrahi olarak tam çıkartılabilen iyi huylu tümörlerde hastalar normal hayatlarına devam edebilirler. Tümör tam çıkartılamadığında belli aralıklarla MR incelemesi yapılır. Tekrar büyüyenler bası belirtisi verdiklerinde yeniden ameliyat edilebilir. MR'ın günümüzde sık kullanımının getirdiği tesadüfen yakalanan küçük iyi huylu tümörler hemen ameliyatla alınmamaktadır. Aralıklı yapılan MR takiplerinde büyüme saptanırsa ameliyat gerekir. 'Meningiom' denilen beyin zarı örtülerinden çıkan bir tümör tipi sık rastlanılan bir örnektir. Sessiz bölgede, yani etrafında hayati yapının olmadığı yerlerde çıkan tümörler ameliyat edilmez, sadece izlenir. Ancak önemli yapılara komşu olup, büyüdüklerinde risk oluşturabilecekleri hesap edilen tümörler küçük de olsa alınmalıdır." ifadelerini kullandı.

'YENİ MODEL MİKROCERRAHİ YÖNTEMİ'
Tümör tedavisinde mikrocerrahi yönteminin başarılı bir uygulama olduğunu vurgulayan Aydın sözlerini şöyle tamamladı: "Küçük tümörlerde küçük deliklerden çalışma imkanı bulunmaktadır. Endoskopik yöntemler de bazı olgularda hastaya az kesi ile çok fayda sağlar. Ameliyat esnasında kullanılan MR, tomografi ve yön bulma teknolojileri cerrahi riski azaltmada yardımcı olur. Özellikle kuvvet ya da konuşma merkezine komşu tümörlerin cerrahisinde genel anestezi yerine lokal anestezi ile hasta uyanıkken beyin ameliyatı yapmak mümkündür. Cerrahinin çok riskli olduğu durumlarda "Gama Knife" ya da "Ciber Knife" denilen yoğunlaştırılmış ve odaklanmış ışın demeti, tümörün büyümesine engel olmak ve tümörü küçültmek için kullanılabilir. Bu teknoloji genelde iyi huylu tümörlerde, bazen de küçük kötü huylu tümörlerde kullanılır. Kötü huylu tümörlerde ameliyatı takiben ışın tedavisi yapılarak, geride kalan hücreler yok edilebilir. Bazı uygun tümör tiplerinde buna ek olarak ilaç tedavisi uygulanır."


CİHAN
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ayda İkiden Fazla Baş Ağrın Varsa Doktora

Kış aylarında soğuk havaların gelmesiyle birlikte herkes baş ağrısının şiddetinden ve görülme sıklığından şikayet ediyor.






Liv HOSPITAL Baş Ağrısı Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş "Özellikle migreni olan hastalar çok dikkatli olmalı" diyor ve uyarıyor: "Kesinlikle banyo yapıp dışarı çıkmayın ve başınıza bere takın."

Neden başımız ağrıyor?

Baş ağrısının en çok yaşandığı durumlar; migren ve gerilim tipi baş ağrıları. Gerilim tipi baş ağrıları daha çok sinirsel nedenlerle oluyor ve hafif geçiyor. Sıkıştırıcı bir Ağrı olmuyor, zonklamıyor, bulantı yapmıyor, başı oynatmakla artış göstermiyor, çok şiddetli geçmiyor. Bu tip ağrılar aslında doğrudan doğruya stresle bağlantılı. Sadece gerilim tipi baş ağrısı yaşayanların oranı migren ağrısı yaşayanlara göre çok daha az. Baş ağrısı çekenlerde akla ilk gelen migren olmalı. Türkiye'de her dört kadından biri migren ağrıları yaşıyorken erkeklerde bu oran 12 erkekte bire düşüyor. Hiç migreni olmayıp sadece stres baş ağrılarından yakınan hastaların oranı ise yüzde 5 dolayında. Migren fiziksel bir hastalık. Migreni herhangi bir şey tetiklediğinde beyin zarında iltihaplanma, damarlarda şişme ve Ağrı oluyor.

Migren kadınları daha çok vuruyor


Soğuk baş ağrılarını tetikleyebilir ama lodos kadar değil. Sadece gerilim tipi ve stresten baş ağrısı çekenler için soğuk bir tetikleyici değildir ama migren için tetikleyici olabilir. Bir migren atağı sırasında atağı durdurmanın hızlı ve etkili yollarından birinin başa çok soğuk uygulamak olduğunu unutmamak lazım. Başın üzerine buz konabilir ya da soğuk suyla yıkanabilir.

En büyük tetikleyici hava değişimi

Soğuk hava migrende tetikleyici de olabilir. Lodos ise migrende özellikle tetikleyicidir. Hava değişim dönemleri yani mevsim dönümleri daha çok tetikleyicidir. Kadınlarda çok daha fazla migren görülüyor ve hastaların önemli bir kısmı ev hanımı. Migrenli ev hanımları lodoslu günlerde dışarıyla temastan kaçınmalı. Migren tetikleyicisi olarak hava değişimi erkeklerde ilk sırayı, kadınlarda ise ikinci sırayı alıyor. Lodosla taşınan havanın üzerindeki bazı mikropartiküller migren için tetikleyici olabilir, iltihabi duruma sürükleyebilir. Hava durumu raporlarında da artık "Sahra çöl tozları yağmuru var" diye söylüyorlar. Diğer rüzgârlarla taşınan tozların böyle bir etki yapmadığı biliniyor ama lodosun böyle bir etkisi var. Bu yüzden pek çok migren hastası havanın lodoslu olduğunu baş ağrısından anlayabilir.

Bazı ağrılar günlük hayattan kopartır

Yineleyici veya rahatsız edici baş ağrısı olanlar doktora gitmeli. Bu Ağrı sık oluyorsa mutlaka gidilmeli. Kadınlar erkeklerden 3 kat daha fazla migren ağrısı çekiyor. Ve kadınlarda Ağrı erkeklere göre daha uzun sürüyor. Kadınlarda ortalama süre bir buçuk gün, erkeklerde ise bir gün. Bulantı ve kusma kadınlarda daha sık görülüyor. Kadınların daha şiddetli migren atakları olabilir. Hastaların çoğu genellikle ağrılarının çok şiddetli olduğundan yakınır. Ve genellikle günlük hayata devam edemeyecek, iş bile yaptırmayacak ağrılar çekerler.

Felç riski artıyor

Bir hastanın bir ayda ikiden fazla atağı oluyorsa mutlaka düzenli bir tedaviye alınmalı. Her gün ilaç alınarak migren ortadan kaldırılmaya çalışılmalı. Bir ayda iki defadan daha az Ağrı çekenler de doktora gitmeli. Migren hastalarının beşte birinden auralı diye tabir edilen baş ağrısı görülüyor. Bu hastalarda bir tarafı görememe, gözünde ışık çakma, çizgiler görme gibi belirtiler oluyor. Ve bu belirtilere sahip olanların doğum kontrol hapı, östrojen içeren ilaçlar kullanması ya da sigara içmesi durumunda topluma göre 15 kat daha fazla felç riski ortaya çıkıyor. Auralı migreni olan bir kadın hem doğum kontrol hapı kullanır hem de sigara içerse bu risk 30 katına kadar çıkabiliyor. Bu yüzden migrenin tipinin ayırt edilmesi önemli. Özellikle auralı migrene sahip olanlar ayda bir ya da iki ayda bir Ağrı çekiyorlar. Sık Ağrı çekmedikleri için "Doktora gitmeme gerek yok" diye düşünmemeliler. Bu hastalığın tespiti için doktora başvurmak şart.

Bu kurallara uyun, ağrıdan kurtulun

· Soğuk ve rüzgarlı havalarda başınızı bere, atkı gibi koruyucu bir şeyler örtün.

· Sabah banyo yapıp sokağa çıkmayın. Gece banyo yapıp saçınızı iyice kurutun. Banyo yapıp dışarı çıkarsanız başınız, soğuğu esintiyi daha çok hissedecektir.

· Rüzgarda durmayın. Başa doğrudan gelen rüzgarı önlemek çok önemli.

· Ev veya araçta klimayı doğrudan yüzünüze üfletmeyin. Çok şiddetli çalıştırmayın.

· Migreninizi lodos tetikliyorsa o gün dışarı çıkmamaya çalışın. Kapıyı bile açıp o havayı içeri aldığınızda evinizde lodosun etkisini yaşama şansınız var.

· Araba yolculuğunda pencereyi esintiyi hissedeceğiniz şekilde açmayın. Kapalı ortam migren için tetikleyici olabilir. Sigara gibi mesela. Ama yine de arabada içeri hava girsin diye doğrudan yüzünüze esecek şekilde camı açmayın.

· Saç kurutma makinesini ılık ayarda kullanın. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalı. Vücut ısısına yakın olmalı ve hızlı üflememeli.

· Jöle sürmeyin. Çünkü jöle iletkenliği artırıyor. Aslında anneler çocuklara kızmakta çok haklı. Genç migrenli hastalarla büyük bir sıkıntımız bu.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst