Bayramda Nasıl Beslenmeliyiz? Nelere Dikkat Etmeliyiz?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ramazan ayının bitmesiyle uzun süredir oruç tutanlar için bayramın gelmesiyle ciddi bir metabolizma değişikliği kaçınılmazdır. Aç durmaya alışık olan vücutlar birden bire sabah kahvaltısı ,öğle yemeği ve akşam yemeği yanı sıra bolca tatlı ve içeceklerle bütün dengesi bozularak sıkıntılar yaşayabilir. Bunun önüne geçmek için bazı kurallara dikkat edilmesi gerekmektedir. Tıka basa yenilmesi nefes darlığı nıda beraberinde getirebilmekte ayrıca mide kraplarınada sebep olmaktadır. Mide bağırsak sorunları oruç sonrası sıkca oluşabilen sağlık sorunlarının başında gelmektedir.

Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Öcalan, bayram sofralarında geçirilen zamanın, tüketim miktarını artırabileceğini belirtti. Tüketimin artması sonucu, mide ve bağırsak sıkıntıları oluşmaya başlayabileceğini ifade eden Öcalan, “Tıka basa doymakla birlikte nefes darlığı da çekilebilmektedir. Bunların önüne geçebilmek için birkaç küçük noktaya dikkat etmekte fayda var. Ramazan boyunca özlediğimiz en önemli şey kahvaltıdır. Kahvaltılarımızı biraz daha düzenli yaparsak, bayram boyunca yaşayacağımız mide ve bağırsak sıkıntılarının önüne geçmiş oluruz. Kahvaltımızda sağlıklı peynir, zeytin, reçel ve bal yerine taze meyveler yer alabilir. Kızartılmış ürünler yerine fırınlanmış ya da haşlanmış ürünlere yer verebiliriz. Bunun dışında domates, salatalık, maydanoz, dereotu ve roka gibi çiğ sebzeleri de sofralarımızda bol bol yer vermemiz gerekmektedir. Kepeği ayrılmamış tahıllardan oluşturulmuş ekmekler, tam tahıl ekmekleri, çavdar ekmeklerini mümkün olduğunca soframızdan çıkartmamaya çalışalım” dedi.

NELER YENMELİ ?

Ramazan bayramında dikkat edilmesi gereken en önemli besinlerden birinin tatlı çeşitleri olduğunu vurgulayan Mine Öcalan, tatlı tercihinin dondurma, meyve tatlıları, meyve salataları ve sütlü tatlılardan yana yapılmasını tavsiye etti. Çay ve kahve tüketimlerinin bayram ziyaretleriyle birlikte arttığını hatırlatan Öcalan, “Bunun sonucunda kalp ritm bozuklukları ve mide bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Çay ve kahve tüketimini biraz daha sınırlandırmakta ve günlük içtiğimiz su miktarını artırmakta fayda var. Tüketimi, bir çay, bir kahve bir de su olarak dengelersek günde zaten ortalama olarak 3 litre suya çıkmış oluruz” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARINIZA YEMEK SONRASI BELİRLİ SAYIDA ŞEKER VERİN”

Çocukların bayramda şeker ve çikolata tüketimlerinin sınırlandırılması gerektiğini kaydeden Öcalan, “Çocuklara şekeri tamamen yasaklamak, onların şeker ve çikolataya odaklanması artıracaktır. Onun yerine yemeklerden sonra belirli miktarda vermemizde fayda var. Yemekten önce verdiğimiz zaman iştahları kesilecektir. Olması gerekenden fazla çikolata tükettikleri zaman ise ishal, kusma gibi semptomları olabilir. Bunun olmaması içinse yemeklerin ardından hafif sütlü tatlılarla ve günde belirli bir sayıdaki çikolatayla beraber Ramazan bayramını geçirmelerini sağlayabiliriz” diye konuştu.

Genel olarak öğünlerin dengesizleştiğini ve bununda daha çok açlık hissini beraberinde getirdiğini savunan Öcalan, “Ara öğünleri ihmal etmememiz gerekiyor. Atladığımız her öğün, hem bizim metabolizmamızı bozmakta hem de daha çabuk acıkmamıza neden olmaktadır. Bu durum, davetlerde bize davet edilen şerbetli tatlılara olan ilgimizi artırmaktadır. Mümkün olabildiğince yanımızda, arabamızda veya çantamıza yarım yağlı süt, kuruyemiş ve kuru meyvelerden olan küçük ara öğünleri yanımıza taşımakta fayda var. İkramlıklarımızda da çikolata veya şeker yerine kuru kayısı, hurma, ceviz, badem ve fındık gibi öğünleri yanımızda taşıyabiliriz” diye konuştu.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst