Bebek Sahibi Olamama Nedenleri

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
İNFERTİLİTE (BEBEK SAHİBİ OLAMAMA)
İnfertilite (bebek sahibi olamama) nasıl tanımlanır? Nüfusun ne kadarını etkiler?

1 yıl korunmadan ilişkide bulunup gebe kalamayan çiftler infertil kabul edilebilir. Sıklığı % 10-15 civarındadır. Gebe kalmaya çalışan çiftler üzerinde yapılan çalışmalar, bunların % 75'inin 6 ay içinde, % 90'ının 1 yıl içinde gebe kaldığını gösterir. 1 yıl içinde gebe kalmayanların % 3-5'i ise bir sonraki yıl içinde kendiliğinden gebe kalır.


Kadınlar hangi yaş aralığında gebe kalabilmek açısından en yüksek şansa sahiplerdir?

20-24 yaşları arasında bu ihtimal en yüksek düzeydedir. Bu yaş aralığında 1 yılın sonunda sadece % 15 çiftte gebelik oluşmaz. Bu gebelik oluşmama durumu 30-35 yaşlarında % 37'ye, 35-39 yaşlarında ise % 48'e kadar çıkar.

Yaşın artmasıyla gebe kalma ihtimalinin azalmasının nedeni nedir?
Anovulasyon yani yumurtlama olmaması, endometriozis hastalığının artması, rahim ve yumurtalıkları ilgilendiren iltihabi hastalıkları geçirme ihtimalinin artması, çevresel zararlı etkilerle karşılaşma ihtimalinin artması ve yaşlanmanın yumurta kalitesini bozması nedeniyle kadın yaşı ilerledikçe gebe kalmakta zorluklar yaşanmaktadır.

İnfertilite yani bebek sahibi olamamanın ana nedenleri nelerdir?
Erkek faktörü % 40, rahim ağzı faktörü % 10-25, endometriozis başta olmak üzere peritoneal (karın zarı) faktörü ve tüp (rahim kanalı) faktörü %30-50.

Açıklanamayan infertilite yani bebek sahibi olamama nedir? Ne sıklıkta görülür?
Tam bir araştırmadan sonra tüm bebek sahibi olamayan çiftlerin yaklaşık % 5-15'inde bugünkü bilimsel bilgiler ve teknolojik imkanlarla bir neden bulunamaz. Buna açıklanamayan infertilite denir. Açıklanamayan infertilite vakalarının % 60'ı 3 yıl içinde gebe kalır.

Primer (birincil) ve sekonder (ikincil) infertilite arasındaki fark nedir?

Primer infertilite, bir kadının 1 yıl korunmadan ilişkide bulunmasına rağmen hiç gebe kalamamasıdır. Sekonder infertilite, kanıtlanmış bir gebelik öyküsü (ölü doğum, dış gebelik, düşük) olmasına rağmen, 1 yıl korunmadan ilişkide bulunmasına rağmen gebe kalamamaktır.

İnfertil çiftlerden kadının değerlendirilmesinde neler yapılmalıdır?

Sorun infertilite yani bebek sahibi olamama olsa bile, genel kadın sağlığı açısından detaylı bir Jinekolojik Muayene, Smear (Rahim ağzı kanser tarama) testi , Jinekolojik Ultrason ve bulunan ek soruna uygun muayene ve tetkik yöntemleri mutlaka uygulanmalıdır. İnfertilite nedeniyle başvuran, ama bu sayede önemli kadın sağlığı problemi olan hastalarla karşılaşılabilmektedir.
Adet dönemine göre estradiol (E2), progesteron, FSH, LH, progesteron, prolaktin ve gerekirse T3, T4 ve TSH gibi tiroid testleri ve gerekirse diğer hormonal testler istenir. Yumurtlama günlerine denk gelmesi beklenen her iki adetin tam ortasındaki günlerde seri vajinal ultrasonografi yapılarak yumurta gelşimi ve çatlaması incelenebilir.

Kadının değerlendirilmesi açısından eskiden yapılan, ama artık günümüzde çok fazla tercih edilmeyen testler var mıdır?
Evet. Bunlar arasında postkoital test ve adetin 21. günü endometrial biopsi alınarak yumurtlama olup olmadığının tesbit edilmesi yer alır. Postkoital testte 2 günlük cinsel perhizden sonra gece geç saatlerde veya sabah erken saatlerde ilişkide bulunulması tavsiye edilir. İlişkiden ortalama 4-6 saat sonra rahim ağzındaki akıntıdan ve vajina arka duvarından örnek alınarak mikroskopta hareketli sperm aranır. Ancak yıllar içinde bu testi yapmanın belirgin bir yararı görülmediğinden terk edilmiştir.

Erkek değerlendirmesinde anormal semen veya meni değerlendirmesinde ilk basamak ne olmalıdır?
Başlangıçta bir anormallik bulunursa, semen analizinin tekrarlanmasında yarar vardır. Çünkü aynı kişiden alınan semen örnekleri arasında büyük farklılıklar olabilir. Spermin 70-90 gün süren uzun olgunlaşma süreci nedeniyle; ateşli ya da viral hastalık, çevresel zararlı etkenlere maruziyet, aşırı alkol ve sigara gibi olaylar semende birkaç ay sürebilen çarpıcı değişikliklere nden olabilir. Aynı şekilde, herhangi bir tedavinin fark edilebilir bir etkisinin olması için 2-3 ay beklemek gerekeceği de hatırlanmalıdır.

Semen analizinde normallik kriterleri nelerdir?
Semen 2-5 günlük cinsel perhiz sonrasında alınmalıdır. Oda ısısına yakın ortamda 1 saat içinde değerlendirmeye alınmalıdır. Hacim (2-6 ml, viskozite (1 saat içinde likefaksiyon yani cıvıklaşma olmalı), pH (7-8), sayı (ml'de 20 milyondan fazla olmalı), motilite yani hareket (% 50'den fazla), normal morfoloji yani şekil (WHO kriterlerine göre % 60'dan fazla, bu oran Kruger kriterlerine göre yapılırsa daha düşüktür)

Hastanın öyküsündeki hangi noktalar tubal faktör yani tüp tıkanıklığını düşündürür?
Daha önceden geçirilmiş Dış gebelik , tüpleri ilgilendiren ameliyat, problemli apendisit ameliyatı, tüberküloz, rahim içi araç (spiral) kullanımı, problemli düşük veya Kürtaj, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü. Ancak yine de yukarıdaki sorunlar olmasa bile tubal faktör olabilir.

Tubal faktör (tüp=kanal tıkanıklığı?) nasıl değerlendirilir?

Histerosalpingografi (HSG=ilaçlı rahim filmi) tüplerin açılığını görmek için kullanılır. Burada radyoopak yani röntgen filminde beyaz görülen bir madde rahim ağzından basınçlı bir şekilde verilirken karın alt bölgesinin filmleri çekilir. Bu metodla boyanın tüplerden geçip geçmediği, tüp (kanal) bozuklukları ve rahim içi yapı hakkında bilgi elde edilir. Ayrıca laparoskopi sırasında verilen boyanın tüplerden geçip geçmediği kontrol edilebilir. Yine SİS (salin infüzyon sonografi) ya da sulu ultrason denilen yöntemle rahim içine serum fizyolojik verilirken yapılan ultrasonda verilen serumun tüplerden geçip geçmediği gözlenir.

Hastanın öyküsündeki hangi noktalar yumurtlama olduğunu gösterir?

Düzenli aralarla adet olması, mittelschmerz denen iki adet arasının tam ortasına denk gelen günlerde yumurtlama sırasında karın alt bölgesinde hafif ağrı ve hassasiyet olması ve yine bu günlerde berrak sünen bir vajinal akıntı olması, molimina semptomları denen memelerde hassasiyet, hafif Dismenore ( Ağrılı Adet ) olması yumurtlama olduğunu düşündüren bulgulardır.
Laparoskopi (göbekten 1 cm'lik bir delikten girilerek ışıklı bir alet yardımıyla rahim ve yumurtalıların gözlenmesi) ve Histeroskopi (rahim ağzından ışıklı bir aletle girilerek rahmin içinin gözlenmesi) her vakada yapılmalı mıdır?
Laparoskopi ve Histeroskopi seçilmiş vakalarda uygulanan yöntemler olup, her vakada yapılmaları gerekmeyebilir.

Hafif endometriozisi olan vakalarda tedavi seçeneği nedir?
Bu konu tartışmalıdır. Bir grup bunların kendiliğinden gebe kalma ihtimali olduğundan beklemeyi uygun görürler. Başka bir görüşe göre ise laparoskopide görülen hafif Endometriozis odaklarının yok edilmesi gerekir. Yine bu hastalara yumurtlama ve aşılama tedavisi de yapılabilir.

Orta ve ağır Endometrioziste tedavi nasıl olmalıdır?
Bu grup hastada gebelik olasılığı daha düşük olduğundan hastanın kişisel durumuna göre ilaç tedavisi, cerrahi tedavi veya aşılama veya tüp bebek düşünülebilir.
Tüpleri (kanalları) açık olan veya açık olduğu düşünülen vakalarda ilk seçenek tedavi nedir?
Bu grup hastalarda ağızdan alınan klomifen veya gonadotropin isimli ilaçlar kullanılarak yumurtlamanın uyarılması ve duruma göre çatlatma iğnesi (koryonik gonadotropin) kullanıldıktan sonra ilişkide bulunulması veya inseminasyon (aşılama) yapılabilir.

İnseminasyon (aşılama) nedir?
Normalde cinsel ilişkide spermler üst vajina bölgesine dökülürler. İnseminasyon yani aşılamada ise masturbasyonla erkek eşten alınan spermler arasından özel yöntemlerle seçilen hareketli ve sağlıklı spermler direkt olarak ince bir alet yardımıyla rahim içine verilir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst