Bel ve boyun ağrılarına karşı ‘kuru iğne’ tedavisi uygulanıyor

F

Fırtına

Guest
664085_detay.jpg



Türkiye’de her 100 kişiden 95’i yaşamının bir döneminde bel ya da sırt ağrısı çekiyor ve bu ağrılar çoğu zaman ağrı kesicilerle geçiştiriliyor.

BEL, boyun ve sırt ağrıları, en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Prof. Dr. Mesut Başak, “Ülkemizde bu sorunun çözümü konusunda ağırlıklı olarak fizik tedavi yöntemleri uygulanıyor” diyor. Bunlar, ağrının bölgesi, şiddeti ve sürekliliği ile bağlantılı olarak sıcak masaj uygulaması, kültür fizik hareketleri, lokal ısı uygulamaları, ultraviyole ışın uygulama ve alternatif akupunktur tedavilerini kapsıyor. Kronik ve ileri düzeydeki ağrılarda ise tedavi cerrahi uygulamalarla sağlanıyor.

KRONİK AĞRILAR

Kronik ağrılar, vücudun baş, ense, kol, omuz, sırt, bel, kalça, bacak gibi bölgelerinde meydana geliyor. Bunun nedeninin, ağrının olduğu bölgedeki kasların kısalması olduğu belirtiliyor. Bu sorunda o kasın yönettiği eklemde şekil ve pozisyon bozukluğu oluyor. Bunun sonucunda eklem kapsülü geriliyor ve eklem bölgesindeki sinire yapılan bası nedeniyle ağrı meydana geliyor. “Kuru iğne” adı verilen IMS (Intramuscular Stimulation) yöntemi, kronik ağrıya neden olan kısalmış kasın içine çok ince (0.3 mm) iğne ile girilip kasın uyarılması olarak tanımlanıyor. IMS’nin uygulanması esnasında hasta herhangi bir ağrı hissetmiyor. Bu yöntem, sadece kronik ağrıyı geçici olarak ortadan kaldırmakla kalmıyor, ağrıya neden olan temel bozukluğu da yok ediyor. Prof. Dr. Mesut Başak, uygulamadan 3 ay sonra MR’ları çekilen bazı hastalıkların rahatsızlıklarının yüzde 35- 40 civarında azaldığını gözlemlediklerini söylüyor.

HER BÖLGEDEKİ AĞRI

Tedavi çoğunlukla bel ve sırt ağrıları için uygulanıyor olsa da vücudun hemen her bölgesindeki ağrının giderilmesinde yararlı sonuç veriyor. Bu kapsamda çene veya baş ağrısı çeken hastalar bile kuru iğne tedavisinden yararlanıyor. Uygulamanın benzer yöntem olan akupunkturdan en önemli farkının vücutta herhangi bir iğne veya metal bırakılmaması ve ilaç kullanılmaması olduğu belirtiliyor.

Türkiye’de 150 hastaya uygulandı;

Dünyada 1974’ten beri uygulanan kuru iğne tedavisi, birçok Avrupa ülkesi ile ABD’de 15 yılı aşkın süredir yaygın olarak kullanılıyor. Prof. Dr. Mesut Başak, tedavinin Türkiye’de yaklaşık bir buçuk yıldır 150 hastaya uygulandığını ve bu yöntemle ilgili herhangi bir yan etki ve olumsuz geri dönüş gerçekleşmediğini söylüyor.

İleri yaşlarda hızlı sonuç veriyor;

Kuru iğne tedavisinden sağlığı yerinde olan 15-95 yaş arası herkes yararlanabiliyor. Yöntem özellikle ileri yaşlardaki hastalarda daha hızlı sonuç veriyor. Bunun dışında spor sakatlanmaları, kireçlenme sorunları, sinir sıkışmaları, bel fıtığı ve omur rahatsızlığı gibi sorunları olanlar uygulamadan olumlu dönüş alıyor. İltihaba müdahale etmemek kaydıyla romatizma ağrılarının giderilmesinde ve depresyon tedavisiyle birlikte fibromiyaljide de oldukça başarılı sonuçlar elde edildiği belirtiliyor.


Habertürk
 
F

Fırtına

Guest
Türkiye'nin beli ağrıyor.!

2113.jpg



Beyin Omurilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, bel ağrısının çağdaş insanın en büyük sorunlarından biri olduğunu, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80'inin bel ağrısı şikayetiyle sağlık kurumlarına başvurduğunu söyledi.

Türk toplumunun yüzde 80'ini ilgilendiren bel ağrılarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Beyin Omurilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, bel ağrılarının erken dönemde tedavi edilmemesi halinde örneğin prostat kanserine bağlı kemik tutulumu olan bir hastanın bu belirtiyi dikkate almadığında hastalığın ileri bir aşamada fark edilmesi söz konusu olabileceğini ya da vücutta bacak güç kaybı, felç, his azalması, yürüyememe, dengesizlik, idrar büyük abdest kaçırma, cinsel fonksiyon kaybı gibi durumların oluşabileceğini söyledi.

Kişinin bel ağrısı sorunu yaşamaması için öne eğilirken dizlerin bükülmesi, kaldırma işlemlerinin yavaş yapılması, kaldırılacak nesneleri vücuda yakın tutarak simetrik taşımaya çalışmak gibi bazı basit önlemler alınabileceğini anlatan Korkmaz, vücut ağırlığının yüzde 30'undan fazlasını kaldırmanın biyomekanik olarak kesinlikle sakıncalı olduğunu ifade etti.

Bel ağrısı şikayetlerinin kişinin günlük yaşam aktivitesini etkilediğini, sosyal yaşamını bozduğunu ve iş yaşantısını engellediğini dile getiren Korkmaz, şöyle konuştu;

"Bel ağrısı sorunu, iş kaybı ve sağlık giderleri olarak ekonomiyi de büyük ölçüde zarara uğratan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bel ağrılarının ortaya çıkmasının ya da tekrarlanmasının önlenmesi bilgilenme ve eğitim gerektirir. Kişilerin bel yapılarını tanımaları, belin hangi hareketle ne kadar zorlanacağını bilmeleri, bel ağrısına neden olan risk faktörlerini, günlük aktiviteler sırasında nasıl davranacaklarını ve egzersizlerin etkilerini öğrenmeleri gereklidir.."

Bel ağrısının tekrarlanmasını önlemek için hastanın eğitiminin temel amaç olduğunu anlatan Korkmaz, stres altında yaşayan kişilerin bel ağrısıyla karşı karşıya gelmelerinin diğer insanlardan çok daha sık olduğunu belirterek "Gerginlik bel ağrısına, bel ağrısı gerginliğe yol açarak kısır döngüsünün kırılması çok zor olabilir. İşle ilgili psikolojik faktörler ise; işini sevmeme, takdir edilmeme, aşırı gerginlik, stres gibi nedenler olabilir" dedi.

Bel ağrısı tedavisinde egzersiz yapmanın önemine dikkat çeken Korkmaz, şunları söyledi;

"Egzersizler ağrıyı azaltarak, gergin kasların uzamasına neden olarak, zayıf kas gruplarını güçlendirip omurgaya destek sağlayarak, duruşu düzeltir ve omurganın üzerindeki mekanik yüklenmeyi azaltır. Yine aerobik egzersizler olarak adlandırılan kondisyonu artıran egzersizlerin de bel ağrısı açısından olumlu etkileri bulunmaktadır.."
 
Tekerlekli Sandalye
Üst