Belki o da yaşayabilirdi...

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Ben daha önce anlasaydım, bilseydim, bilebilseydim, farkına varabilseydim her şey bambaşka olabilirdi. Belki bugün hala o da yaşayabilirdi :( Ben o kadar genç, o kadar bilinçsiz, o kadar cahil olmasaydım!

Hayat, keşkelere yer vermeyecek kadar kısayken, insan unutmaya çalıştığı kötü anılarını bazen hiç ummadığı bir satırda beyninde ilk günkü yaşanmışlığıyla yeniden hatırlayabiliyor. Unutmaya çalışıp da aslında hiç unutamadığının farkına varabilmek, ilk günkü tazeliğinde yaşatıyor acıyı da, hüznü de...tıpkı bıraktığı yerde hiç soğumamışcasına bekleyen, uyumayan, uyutmayan kabuslar gibi...

Çok küçüktüm o yıllarda daha dünyayı tanımamış olmanın verdiği bir umursamazlık vardı içimde. Hayatı, insanları, sahip oldukları hastalıkları hiç bilmezdim. Bilmeme imkan vermeyen korumacı bir babanın biricik prensesiydim ve bu koruma, kollama mükemmeliyetçi ebeveynimin üzerimdeki sahiplenici hassasiyetiyle büyütülmüş olmanın çaresizliğini bende ki savunmasızlığını arada, sırada yine hissediyorum içimde. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi hala çözememiş olsam da...

Sanki asırlar geçmiş üstünden oysa daha bir kaç yıl önceydi. Adını sonradan öğrendiğim hastalık onu yine adına manik-depresif dönem denilen son atak sırasında koparıp almıştı hayattan. Bu hastalığın adını öğrendiğimde o kadar çok yıkıldım ki. Demek hastaydı demek bu bir çeşit ruhsal hastalıktı. Kafamın içindeki yüzlerce ve hatta binlerce sorunun cevabını bulmuştum. Elime geçen ne kadar yazı varsa hepsini yutarcasına okurdum. Gecem gündüzüm yıllardır içimde cevaplandıramadığım soruların yanıtını bulmuş olmanın verdiği huzurla dolmuştu. Garip bir mutluluktu aslında şimdi düşününce. Gecelerce uyumadan sabah işe giderdim. Nasıl ayakta kalabildiğime şu an şaşırsam da ben artık hastasına yardımcı olabilecek bir hasta yakınıydım ama bu kadar zaman kaybetmemiş olsaydım...

Tedavi olabilirdi, olsaydı, olmalıydı ama işte kader mi cehaletimin kurbanı mıydı neydi bende bilmiyorum belki de bilmek istemiyorum. Sonuçta o artık yaşamıyor!

Bilseydim sonuçlarının bu kadar ağır olacağını kiminin '' Ölü Ruhlar Evi '' adını verdiği kiminin ''Tanrı varsa bile oralara neden hiç uğramıyor? '' dediği akıl ve ruh sağlığı hastanesinde yatmasına bile seve seve razı olurdum. Ama artık her şey için çok geç...bu öyle bir geçlik ki geç demek için bile çok geç!!!

Şu an bunları niye yazdım? Forum sayfalarında okuduğum bir cümle, sadece bir cümle beni yıllar öncesine geri götürdü ve ben artık tüm ruhsal hastalıkların günümüz koşullarında tedavi edilebileceğini, her geçen gün gelişen tıp sayesinde en umutsuz vakaların bile iyileşeceğine inanıyorum. Başımız ağrıdığında nasıl çareler arıyorsak ruh sağlığımız içinde doktora gitmeli, tedavi görmeliyiz. Kendimiz için olmasa bile, çevremizdekiler adına duyarlı olmak zorundayız. Elimizde imkan varken, fırsat varken çevrenizi gözlemleyin arkadaşlar. Ruh sağlığının bozulmaya başladığını farkettiğiniz yakınınız için harekete geçin ne olur bunu en azından benim şu an sızlayan vicdanım için yapın. Sizlerinde çok geç olmadan yapabileceğiniz bir şeyler mutlaka vardır. Elinizi, desteğinizi, emeğinizi, zamanınızı başka bir can uğruna harcamaktan yüksünmeyin. İnanın bu dünyada Allah'ın verdiği canı ondan başka alacak olmamasına mani olabilirseniz bundan büyük sevap yoktur bana göre...

Sağlıcakla kalın, sağlıcakla kalmalarına yardımcı olun dileklerimle...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst