Ben artık engellemek istemiyorum.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Geçen hafta Engel-siz İnsiyatif’in düzenlemiş olduğu karnavaldaydık..

Engel-siz İnsiyatif’in en büyük amacı ülkemizde varolan engelleri kaldırabilmek için bir yol açmak, ses vermek, farkındalık yaratmak..

Bu güzel insanlar bu yolda canla başla çalışıyorlar..

Yazılar yazıyor, eylemler gerçekleştiriyor, topluma mal olmuş, medyada tanınmış insanların da gönüllü katılımlarıyla çekimler yapıyorlar..

İnsanları uyandırabilmek ve haksızca engellediklerimizi birazcık anlayabilmek umudunu yeşertiyorlar içimizde..

Bu proje kapsamında ben de görev alma gururunu yaşadım..

Belki de Kıbrıs şimdiye kadar engelliler ya da engellediklerimiz konusunda hiç bu kadar konuşmamıştı..

Engel-siz insiyatif medyada şu an bunu yapıyor..

Engelli insanlar toplum içinde rahat yaşayamazken bizlerin rahat yaşaması nasıl mümkün olur.?

Rahat uyumamalıyız, vicdanlarımız sızlamalı, insan olmanın ne demek olduğunu sorgulamalıyız..

Doğuştan ya da sonradan bazı şanssızlıklar sonucunda yaşamlarını bizlerden daha zor şartlarda sürdürmeye çalışan insanların engelleri aslında ülkenin yapısından, insanların zihinlerinin darlığından kaynaklanıyor, artık bunu anlamalıyız..

Öncelikle lütfen engelli konusu açıldığında sakın yüzünüze, gözünüze acınıklı ifadeler hiç takmayın.. Sakın ola bir arabesk film seyreder gibi ifadeyi takınmayın..

Bunların aslında kafalarımızın içindeki darlıklarla alakalı olduğunu öğrenmemizin zamanı çoktan geçti çünkü..

Doğuştan ya da sonradan engelli olan insanların bizlerin acımalarına falan ihtiyaçları yoktur..

Yapmamız gereken şey yolları, parkurları, binaları, okulları, spor salonlarını, kütüphaneleri, hastaneleri ... yani insanların yaşam alanlarını hepimiz için kullanılabilir bir hale sokmak..

Budur.!!!

Herkesin gidip de oy vermek, sosyal olaylarda bulunmak, alışveriş yapmak, sosyal-sanatsal faaliyetlerde bulunmak ya da izlemek hakkı yok mu.?

En basiti toplum içinde tuvalete girmek.!

Engellediklerimizin bunlardan mahrum kaldığını biliyor muyuz.?

Yaşantılarımızın içindeki engelleri bir düşünecek olursak “engelli” tanımlamasının biz daha şanslı kesimler için de geçerli olabileceğini bilmemiz gerekir..

Yaşamak isteyip de cesaret edemediklerimizle, üretimsiz ve kısır yaşamlarımızla öyle çok engel var ki kafalarımızda..

Etrafımda karşılaştığım lakapları düşündüm..

Aklıma ilk gelenler; Kör İsmail, Topal Şerif, Çolak Ali.!!!

Bir insanı anlatırken, tanıtırken, isimlendirirken onun zorluğunu ya da kendi elinde olmadan sahip olduğu engelini bütün varlığından üstün tutan zihniyetle engellerin bu kadar yıldır ortadan kalkmamasına şaşırmamalı..

Yolların, binaların, inanların onları engellemeleri yeter.!!!

Bir ülke politikası içerisinde nasıl bunlar olmaz, nasıl konmaz.?

Bizler nasıl baskı unsuru yaratamayız.?

O halde neden varız.?

Ne için okuyup, yazmaktayız.?

Engelliler Haftası dolayısı ile gerçekleşen Engel-siz Karnavalındaydık geçen hafta..

Bu ülkedeki engelli sorunlarına yeniden dikkat çeken, hatta ülkeyi nerdeyse ayağa kaldıran Engel-siz İnsiyatif’ten annesi için “Sen rahat etmeden ben rahat etmeyeceğim” diyen Mehmet Erdoğan’ı tanımıştım önce..

Seçim sandığında oy veremeden dönen annesini anlatan yazısı ile merhaba demiştim ona.. Sonra o anneye böyle bir oğul yetiştirdiği için hep hayranlık duydum..

Her şeyi engellemek mümkün belki bu ülkede ama bu kocaman yüreklerin sevgi ile büyütülen çocuklara verdikleri sevgi, inanç hangi güçle engellenebilirdi.?

Mehmet’i, arkadaşlarını tanıdıktan sonra bu ülke bu çocukları yetiştiriyor diye gurur duydum bir kez daha, ülkemle..

Yeniden umutlandım onları tanıdıktan sonra..

“Bir kış masalı” yazdılar bizler için..

Bu ülkenin şiirini, şarkısını, masalını yazmaya inandırdılar yeniden inançları ile hepimizi..

Böyle güzel insanları Kıbrıs’ımız barındırıyor..

Her türlü engellemelere rağmen böyle müthiş anneler büyütüyor bu çocukları..

O karnavalda yüzlerindeki inanç ve gururu paylaşarak kucakladım o insanları.. Onlar bu ülkede yaşamak istiyor..

Senin-benim gibi oy vermek, okumak, hastanelere, sinemalara, alışveriş merkezlerine gitmek, spor yapmak, toplum içinde tuvaletleri kullanmak istiyor..

Artık engellenmek istemiyorlar..

Biz artık engelleyen olmak istemiyoruz.!

O gün o karnavalda açılış konuşmasını yapan Çelen Çağansoy yüzündeki yaşama sevinci, inancı ve mücadele gücü ile;

“NE OLURSA OLSUN, YAŞAMAYA MECBURSUN..”

Diyen şarkı ile sadece eğlendirmiyor, yaşamın anlamını da sorgulatıyordu herkese..

O an düşündüm.. Kim engelliydi gerçekte.?

Kimlerin yüreği yaşamdaki zorlukları yenebilecek kadar büyüktü.?

Kimler yaşamlarına zorluklar, şanssızlıklarla devam ederken mücadele edebilme gücünü bu kadar sevgi ile yapabiliyordu.?

Kaç kişi yaşamında başarabiliyordu bunu.?

Evet, ben artık bu ülkede engelleyen kategorisinde olmak istemiyorum..

Biliyorum ki gülmek, mutlu olmak, rahat yaşamak herkesin hakkıdır..

Engel-siz bir dünya hayali ile..


Bedia BALSES
 
Tekerlekli Sandalye
Üst