Bilgisayar kullananlar dikkat!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Üstelik kadınlarda erkeklerden 4 kat daha fazla görülen bir hastalıkla karşı karşıya kalınabilir!


Konya Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hülagü Kaptan, sinir sıkışıklığına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kaptan, "Sinirin yakınındaki yapıların basısı nedeni ile ve sinir basıları sonucu oluşan hastalıklar sinir sıkışıklıklarıdır'' dedi.

SIK RASTLANAN TUZAK NÖROPATİLER
Kaptan, ''Sinirin yakınındaki tekrarlayan travmalar en sık nedenlerdendir. Basıya uğrayan sinir etrafındaki hassasiyet ve ağrı çokça görülmektedir. Bel ve boyun fıtığı ile karışabilme potansiyelleri nedeni ile dikkat etmek gerekmektedir. Geceleri artması ve istirahatte de devamı sıktır. Diabet, hipotiroid (endokrin bozukluklar) ve romatoid artrit ile sık görülebilmektedir. En sık rastlanılan tuzak nöropatilerdir '' diye belirtti.

DİABETE DİKKAT!
En sık görülen tuzak nöropatisinin Karpal Tunel Sendromu olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Hülagü Kaptan 'El bileğindeki sinir sıkışıklığıdır. 35-60 yaşlarında ve kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınlarda erkeklerden 4 kat daha fazla görülmektedir. Hangi el daha çok kullanılıyorsa o elde daha sık

Çoğunlukla iki el birlikte tutulur. Tüneldeki daralmalar bu sıkışıklığa neden olur. Nedenleri arasında değişik faktörlerin birlikte rolü vardır. El bileğinin sık kullanımı (bilgisayar klavyesi ya da daktilo yazmak gibi, titreşim yayan el aletlerini kullananlar gibi), yapısal olarak kanalın darlığı, bilekteki çıkık ve kırık, bu bölgedeki sinir ve kemik tümörleri, şişmanlık, devamlı travmalar, gebelik, çay ve kahve tüketiminin fazlalığı, laktasyon (emzirme), menapoz, diabet, hipotiroidi, büyüme hormonunun yükselmesi, vitamin eksikliği ve romatoid artrit gibi hastalıklar .

Antikoagülan(kabaca kan sulandırıcı) ve Oral kontraseptifler (doğum kontroller) haplarının kullanılmasıda nedenler arasındadır. Böbrek yetmezliği nedeni ile dialize giren hastalarda fistülün olduğu el bileğide bu sendrom için daha riskli bir hal almış olur. Karpal Tünel Sendromu, diabetik hastalarda normal populasyona göre üç kat görülmekedir. Bu nedenle diabete özellikle dikkat etmek gerekmektedir.'' Diye uyarıda bulundu.

KIŞIN ARTABİLİYOR
Kaptan sinir sıkışıklığında ağrı ve uyuşma en sık rastlanan yakınmalardır dedi. Kaptan 'Hasta özellikle sabahları olan ellerindeki hareket kısıtlılığı, uyuşma ve şişlik hissiden yakınmaktadır. Bu yakınmalar hastalığın ilk dönemlerinde gün içinde azalır. Uykudan ağrı ya da uyuşmuş el ile uyanmak ve ellerinin sallanması ile ağrının ya da uyuşukluğun hafiflemesi tipiktir. İlerlemiş olgularda deride kuruluk ve solukluk; el bileği ve başparmak etrafında kuvvetsizlik ve kas erimesine rastlanabilir. Yakınmalar mevsimsel özellik gösterebilir yazın azalıp, kışın artabilmektedir.''şeklinde belirtti.

Tedavinin amacı ve süresi hakkında da konuşan Konya Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hülagü Kaptan,''Muayene ve EMG (Elektromyografi) ilk yapılması gerekenlerdir. EMG?nin tanı değeri oldukça yüksektir.

EMG bu bölgede sinir iletim hızlarının yavaşladığı görülmekedir. Kan tahlillerinden, özellikle kan şekeri ve tiroid hormonu ayırıcı tanıda bize yardımcı olmaktadır. Böylelikle diabet ve hipotiroidi tanıları ekarte edilmiş olur. Tedavide amaç hastayı en kısa zamanda günlük yaşantısına döndürmek olmalıdır. Hafif olgularda istirahat, kabaca ağrı kesiciler ve El bileği spliti (bileği sabit tutmaya yarayan sargı) kullanılmaktadır.

Tedavinin amacı; ağrısını dindirmek ve varsa kas gücü kaybını önlemekten geçmektedir. Çoğunlukla ilaç olarak ağrı kesici olarak kullanıldığı için; bu tedavi edici değil geçici bir çözümdür. Ancak son yıllarda nöropatik ağrı değerlendirilmesi sonucunda, kullanılan Gabapentin çok olumlu geri dönüşler almaktayız.'' Şeklinde konuştu.

Kaptan 'Bu tedavi şekilleri ile yanıt alınmayan hastalarda cerrahi seçenek değerlendirilmelidir. 1- 1.5 cm lik bir kesi ve lokal anestesi ile cerrahi girişim gerçekleştirilmektedir. Bası ortadan kaldırılmaktadır. Sonuçlar oldukça olumludur.''

KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Dizüstü Bilgisayarın Zararlı Işınları Metal Masa ile Önlenebiliyor

Taşınabilir bilgisayarlardan yayılan elektromanyetik ışınların, bilgisayarın metal bir masa üzerinde kullanılmasıyla önlendiği bildirildi.

Konuyla ilgili bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Selçuk Helhel, metal masaların insan vücudunu elektromanyetik ışınların zararlarından koruduğunu ve bilgisayarları daha güvenli hale getirdiğini söyledi.

Taşınabilir bilgisayarların kesinlikle dizüstünde kullanılmaması gerektiğini belirten Helhel, dizüstü bilgisayarların alt kısmının elektromanyetik ışınlar bakımından en yoğun bölge olduğunu ifade etti. Helhel, "Metal masalar bilgisayar kullanmaya daha elverişli. Metal masanın olmaması halinde içinde tel örgüleri olan bir örtü kullanılabilir. Bu da sağlanamazsa bilgisayar masadan bir karış uzaklaştırılmalı." şekline konuştu.

Dizüstü bilgisayarlarının yanlış kullanılması kısırlık ve lösemi gibi hastalıklara da neden oluyor. Bilgisayardan yayılan elektromanyetik ışınların çok ciddi sağlık problemlerine yol açtığını belirten Helhel, "Bu bilgisayarların ismi dizüstü ama bu şekilde kullanmak çok yanlış. Çocuklarda ve gençlerde 10-15 senede ortaya çıkacak rahatsızlıklara neden olabilir. Özellikle çocuklara Oyun için verilen bilgisayarlar lösemiye neden olabiliyor." diye konuştu.

(Cihan Haber Ajansı)
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bilgisayar kullananları hangi hastalıklar tehdit ediyor?

Uzmanlar bilgisayar kullananların karşılaştıkları hastalıkları ve bunlardan 12 adımda kurtulma yöntemlerini şöyle sıraladı...

Boyun fıtığı, tendinit, karpel tünel ve miyofasiyel ağrı sendromu.

Bu hastalıklar günlük yaşamdaki basit hareketlerin bile yapılmasını önleyebilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Ortak noktaları ise bilgisayarla çalışan kişilerde en sık görülen sağlık sorunu olmaları. Aslında bu hastalıklardan sadece 12 basit önlem alarak korunmak mümkün olabiliyor.

Bilgisayarların kullanımı ile işlerin yapılabilme hızının artması, iş yoğunluğunun artışını da beraberinde getiriyor. Çalışanların ekran karşısında daha çok zaman geçirmeleri ve buna bağlı fiziksel kondisyonlarının düşük olması, bilgisayarları aşırı ve hatalı kullanmaları sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor.

Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi'nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ayçe Atalay, bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı zorlanmalarda en çok boyun fıtığı, tendinit, karpal tünel ve miyofasiyel ağrı sendromunun ortaya çıktığını belirtti. Atalay, "Aslında bu hastalıklardan basit önlemler ile korunmak mümkün olabiliyor. Ancak gereken önlemler alınmaz ve hastalık ortaya çıkarsa zaman kaybetmeden bir doktora başvurmalı. Çünkü erken tanı bu sağlık sorunlarının hızlı şekilde tedavi edilmesi sağlanabiliyor. Bunun aksine geç kalındığında ise iyileşme süresi gecikiyor ve hastalık kronikleşebiliyor." dedi.

Bilgisayarın aşırı kullanımına bağlı oluşan sağlık sorunlarının daha çok aktif iş hayatında olan 30-50 yaş arasındaki kişilerde görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Ayça Atalay, bilgisayar kullananları tehdit eden 4 hastalığı şöyle sıraladı:

Boyun Fıtığı: Boyundan başlayan ve kola uzanan ağrılar özellikle güç kaybı ve uyuşukluk ile birlikte gelişirse, bu sorun boyun fıtığına işaret edebiliyor. Özellikle sabit pozisyonda uzun süre kalınması boyun fıtığını tetikleyen bir faktör olarak görülüyor.

Miyofasiyel Ağrı Sendromu: Özellikle uzun süre sabit pozisyonda çalışmak zorunda kalan çalışanlarda belli kaslarda ağrılı noktalarla gelişen 'miyofasiyel ağrı sendromu' ortaya çıkabiliyor. Bu sendrom genellikle sırt ve kürek kemiği çevresindeki kas gruplarında ağrıya neden oluyor.

Tendinit: Dirsek ve el bilek çevresinde farklı tendinit tabloları ortaya çıkabiliyor. Kişilerin klavye kullanılırken el bileklerinin aşırı yukarıda olması gibi ergonomi kurallarına uygun hareket etmemesi sonucu, el ve bilek çevresinde ağrılar oluşuyor. Tendinit erken tedavi edilmezse sürekli bir ağrıya yol açarak kişinin günlük işlerini uygulamasını bile kısıtlayabiliyor.

Karpal Tünel Sendromu: El ve bilek çevresinin aşırı kullanımına bağlı olarak ellerde özellikle geceleri belirgin uyuşma şikayetine neden olan karpal tünel sendromu da gelişebiliyor. Uzun süreli durumlarda el kaslarında güçsüzlük ve erimeler oluşabiliyor.

12 Adımda Bilgisayara Bağlı Hastalıklardan Korunun

Doç. Dr. Ayça Atalay, bilgisayara bağlı hastalıklardan korunmak için 12 yöntemi de şöyle sıraladı:

1. Bilgisayar ekranınızı direkt olarak karşınızda tutun: Bilgisayar ekranı direkt olarak karşınızda olmalı. Ayrıca gövdenizden yaklaşık olarak kolunuz kadar uzak durmalı. Monitörün üstü, göz hizasında veya hafif aşağıda olmalı. Ekranın temiz ve eğimli olmaması da ergonomik açıdan dikkat edilmesi gereken bir başka faktör.

2. Klavyeniz dirseklerinizden hafifçe aşağıda olsun: Klavyeyi taşıyan kısmın kişiye göre ayarlanabilir olmasına dikkat edin. Klavye kullanırken el ve bileğinizi mümkün olduğunca düz pozisyonda tutun. Yani, el, bilek ve parmaklarınız aynı hizada olmalı. Klavyeniz dirseklerden hafifçe aşağıda olmalı. Klavyenizin bu yükseklikte olması önkol desteklerinin sırt ve omuz kaslarının gevşemesine imkan sağlıyor.

3. Mouse'u nazik kullanın: Mouse'un elinize uygun boyutta olmasına dikkat edin. Mouse'u hareket ettirirken tüm kolunuzu da hareket ettirin ve parmaklarınızı hafifçe kullanın. Ayrıca parmaklarınızı aşırı bastırmamaya da özen gösterin.

4. Mouse'u kullanım süresine dikkat edin: Mouse kullanım süresi ile kol ve eli ilgilendiren problemler arasında bağlantılı mevcut. Öyle ki 3 saatlik bilgisayar kullanımı bile işe bağlı aşırı kullanım sendromuna neden olabiliyor. Kullanım süresi arttıkça kişilerin şikayetleri orantılı olarak artıyor.

5. Her yarım saatte bir mola verin: Çalışırken yaklaşık yarım saatte bir kısa molalar verin. Bu sırada bazı egzersizleri uygulamanız, uzun süreli sabit pozisyonda kalmaya bağlı oluşan sorunları önleyecektir. Örneğin omuzlarınızı geriye çevirebilir, el bilekleriniz ile kollarınızı çevirebilir ve el bileklerinizi gerebilirsiniz.

6. Öne eğilmeden oturun: Bilgisayar karşısında çalışırken öne doğru eğilmeden oturun ve başınızı dengeli tutun. Omuzlarınızın da gevşek olmasına özen gösterin.

7. Pozisyonunuzu sık sık değiştirin: Pozisyonunuzu sık sık değiştirmeyi ihmal etmeyin. Masanın altında bacaklarınızın rahatça hareket edebileceği bir alan olmalı ve ayaklarınız yere düz temas etmeli. Dizlerinizi de 90 derecede tutmaya özen gösterin. Ayaklarınız yere temas etmiyorsa destek koymayı unutmayın.

8. Sandalyeniz her yöne hareket edebilsin: Her yöne hareket edebilen, yükseklik ayarına sahip, bel ve sırt desteği olan, aynı zamanda bacak arkası ile kolları destekleyen sandalyeleri tercih edin.

9. Ergonomik ortam hazırlayın: Aydınlatma, havalandırma, masa, sandalye ve büro malzemeleri gibi iş yeri koşullarını ergonomik prensiplere göre düzenleyin. Bu düzenleme öncelikle iş gücü kaybınızı önleyecektir.

10. Telefonu omuz ve baş arasına sıkıştırmayın: Özellikle telefonu omuz ve başınızın arasına sıkıştırmayın. Telefonu sık kullanıyorsanız baş telefonu ve kulaklık kullanmanız boyun ağrılarına karşı koruyucu olabiliyor.

11. Ofis malzemelerinizi düzenleyin: Çalışma alanı oluşturulurken çok sık kullandığınız malzemeleri yakına yerleştirmeniz kullanım kolaylığı sağlar. Böylece gerekli ofis malzemelerine kolayca ulaşabilirsiniz. Telefonu sağ elli iseniz sola, sol elli iseniz için sağa yerleştirin. Eğer tablo gibi referans bir materyel kullanılıyorsanız bunu göz seviyesine veya daha yukarıya yerleştirin.

12. Egzersiz yapın: İş dışındaki zamanlarınızda esnekliğinizi ve kondisyonlarınızı korumak için düzenli bir egzersiz programına katılın. Bilinen bir hastalığınız varsa önce tedavi olun, daha sonra doktorunuzun önerisine göre egzersize başlayın.

TRT
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kablosuz internet kullanımının kanserli hücre sayısını artırdığı ortaya çıktı

Kablosuz internet kullanımının kanser hücrelerini tetikleyerek çoğalmalarına neden olduğu ortaya çıktı. Türk bilim insanlarınca dünyada ilk kez yapılan araştırmada, elektromanyetik ışınlara ne kadar maruz kalınırsa hücrelerin o kadar hızlı çoğaldığı anlaşıldı.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Biyofizik Bölümü’nde kanserli hücreler üzerinde yapılan çalışmada, kablosuz internet kullanımının kanserli hücre sayısını belirgin şekilde artırdığı tespit edildi. SDÜ ÖğretimÜyesi Prof. Dr.MustafaNazıroğlu, kablosuz internet kullanımının kanser hastaları üzerindeki etkisiyle ilgili bir araştırma yaptıklarını belirtti. Bir yıllık araştırma kapsamında farelerden aldıkları kan kanserli hücreleri 1, 2, 12 ve 24 saat süreyle radyasyonamaruz bıraktıklarını anlatanNazıroğlu, daha sonra örnekleri alıp, inceleme yaptıklarını kaydetti. İncelemeler sonunda, kablosuz internetinyaydığı ışınlara maruz kalan kanserli hücrelerin daha da çoğaldığını tespit ettiklerini vurgulayanNazıroğlu, “Kanser hastalarının evlerinde kablosuz internet bulunuyorsa bundan zarar göreceği hücreler üzerinde yaptığımız çalışmayla bilimsel olarak kanıtlandı. Kanserli hücrelerin radyasyona ne kadar maruz kaldılarsa o kadar çoğaldığını gördük’’ dedi.

ÖMRÜ KISALTIYOR

Artan kanserli hücre sayısıyla geri dönülmez bir noktaya gelindiğini ve canlının yaşam süresinin kısaldığını belirtenNazıroğlu, “Biz elektromanyetik dalgaların kanserli hücreleri öldürdüğünü göstermek için çalışmaya başladık. Amasonuç tam tersi çıktı. Bu yönüyle çalışma dünyada ilk” diye konuştu. Nazıroğlu, çalışmanın uluslararası alanda büyük ilgi gördüğünü anlattı. 2006 yılı TÜBİTAKTeşvik Ödülü sahibi Nazıroğlu, 2008 ‘de de kablosuz internetin beyindeki hücreleri bozduğunu bilimsel olarak kanıtlayan ilk isim oldu.

4 metreye kadar etkiledi

Radyasyonamaruz kalma saatine bağlı olarak hücre sayısının giderek arttığını söyleyen Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, “Radyasyona 1 saatmaruz kalanlarda kanserli hücre sayısı yüzde 75, 2 saatte yüzde 85, 12 saatte yüzde 125 oranında artıyor. Bu, bütün kanser türleri için geçerli” dedi. Çalışmada yakınlık mesafesi üzerinde çalışmadıklarını ifade eden Nazıroğlu, “Ancak yaptığımız çalışmada ortalama mesafe 4metreydi” diye konuştu.

Sonuç çok çarpıcı

Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Karagöl bulgulara ilişkin, “Çok çarpıcı bir sonuç. Eğer öyleyse ciddi bir problem var demektir” derken, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta bu konuda yapılmış çalışmaların bulunduğunu belirterek “Ancak hangi dozda ne kadar etki yaptığı doğrulanmış değil” dedi.

Nesrullah Sonay

Bugün
 
Tekerlekli Sandalye
Üst