Ben bir kas hastasıyım. Bu hastalığın ne menem bir şey olduğunu biliyorum. Bu hastalıktan kurtulmak için varımı yoğumu vermeye hazırım. Hemen her kas hastasıda bunu böyle düşünür büyük olasılıkla.
Bu yüzdende kas hastalığıyla ilgili hemen hertürlü tıbbi gelişmeyi yakınen takip ederim. Fakat bu hastalığa bugünden yarına kalıcı bir tedavi geliştirilemeyeceğini biliyorum. En azından bugünki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda bunun böyle olduğu aşikar.
O sebepten dolayıda kas hastalığıyla ilgili tedaviye yönelik gelişmelere fazla umut bağlamadan yaşamın tadını çıkarıyorum. Buna polyanıcılık oynamak ta diyebilirsiniz realist düşüncede. Karar sizin.
Ben gibi kas hastası olan ve günlük olarak konuştuğum bir arkadaşım var. Bu arkadaş, kas hastalarına umut olan kök hüçre çalışmaları na öylesine bir umut bağlamış ki, bu umut bağlayış normal ve sağlıklı bir bekleyişin dışına çıkıp adeta saplantı haline gelmiş arkadaşta.
Facebook'ta kurulan son çare kök hüçre grubun da saatlerce dolaşır. Her sabah google de kök hüçreyle ilgili yeni bir şey varmı diye taramalar yapar.
Telefonda yada msn de her konuşmamız da kök hüçreyle ilgili yeni bir gelişme var mı? diye bana sorar.
Her seferinde de küfürü yer tabi.
Böylesine bir bekleyişin sağlıklı olmadığını, kök hüçreyi neyi bırakıp yaşamın tadını çıkarmasını defeatla söylememe rağmen bir kulağından girip öbür kulağında çıkıyor.
Kök hüçreyle ilgili gelişmeler sadece biz kas hastalarını değil omurilik felçlileri v.b gibi pek çok hasta gurubunu ilgilendiriyor. Elle tutulur bir gelişme olsa kulağımızı tıkasak bile bu gelişmeler ve yeniliklerden bir şekilde haberder oluruz.
O yüzdende yatıp kalkıp kök hüçrede kök hüçre demenin mantıklı bir davranış olmadığı kanısındayım.
Kök hüçreyi ve bilimum gelişmeleri yaşamın tadını çıkarın diyorum her kese.
Bu yüzdende kas hastalığıyla ilgili hemen hertürlü tıbbi gelişmeyi yakınen takip ederim. Fakat bu hastalığa bugünden yarına kalıcı bir tedavi geliştirilemeyeceğini biliyorum. En azından bugünki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda bunun böyle olduğu aşikar.
O sebepten dolayıda kas hastalığıyla ilgili tedaviye yönelik gelişmelere fazla umut bağlamadan yaşamın tadını çıkarıyorum. Buna polyanıcılık oynamak ta diyebilirsiniz realist düşüncede. Karar sizin.
Ben gibi kas hastası olan ve günlük olarak konuştuğum bir arkadaşım var. Bu arkadaş, kas hastalarına umut olan kök hüçre çalışmaları na öylesine bir umut bağlamış ki, bu umut bağlayış normal ve sağlıklı bir bekleyişin dışına çıkıp adeta saplantı haline gelmiş arkadaşta.
Facebook'ta kurulan son çare kök hüçre grubun da saatlerce dolaşır. Her sabah google de kök hüçreyle ilgili yeni bir şey varmı diye taramalar yapar.
Telefonda yada msn de her konuşmamız da kök hüçreyle ilgili yeni bir gelişme var mı? diye bana sorar.
Her seferinde de küfürü yer tabi.
Böylesine bir bekleyişin sağlıklı olmadığını, kök hüçreyi neyi bırakıp yaşamın tadını çıkarmasını defeatla söylememe rağmen bir kulağından girip öbür kulağında çıkıyor.
Kök hüçreyle ilgili gelişmeler sadece biz kas hastalarını değil omurilik felçlileri v.b gibi pek çok hasta gurubunu ilgilendiriyor. Elle tutulur bir gelişme olsa kulağımızı tıkasak bile bu gelişmeler ve yeniliklerden bir şekilde haberder oluruz.
O yüzdende yatıp kalkıp kök hüçrede kök hüçre demenin mantıklı bir davranış olmadığı kanısındayım.
Kök hüçreyi ve bilimum gelişmeleri yaşamın tadını çıkarın diyorum her kese.