Bir Otistiğin Yaşamı

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,524
Tepkime Puanı
196
Puanları
63
Yaş
50
Serdar….
-“Serdarcım bak bu Türkiye haritası… burası Türkiye’nin başkenti Ankara… Biz İzmir’de oturuyoruz…
-Hadi şimdi sen söyle…
-Türkiye’nin başkenti neresi?…
-Ankara!!...
- Evet aferim sana.. peki biz nerede oturuyoruz?...
- Sandalye de…”

Aman Allahım… Serdar… evet haklısın.. bu bana öğrettiğin kaçıncı yazım yada konuşma yalnışı… Seninle nasıl konuşmam gerektiğini sen öğretiyorsun bana… Bu çok hoşuma gitti…

Peki biz nasıl geldik buralara… Filmi başa sarmak lazım… Serdar ile ilk tanıştığımızda yaşadığım en anlamsız dakikalar demiştim kendime… Donuk sevgisiz, istekleri olmayınca ortalığı birbirine katan, dağıtan, saldıran bir velet…

Hatta hiç unutmuyorum interneti açmam gecikince hiç acımadan burnuma kafa atmıştın…kırık burunlu ben… Bi keresinde de elime yumruk atıp damarımı patlatmıştın…
Hiç durmaksızın bir inatla başladı herşey…Serdar yapabilir, sakinleşebilir, öğrenebilir… serdar önce yemek yeme alışkanlığı kazandı… önce aç kaldı sonra yediklerini kustu…biraz çikin anlardı ama öğrendi… sonra, isteklerinin hemen olmayacağını… beklemeyi, sabretmeyi, sonrayı, şimdi olmaz ı öğrendi… saldırmak yerine sevmeyi öğrendi…öpmeyi, dokunmayı, kendini güvende hissetmeyi… Serdar okuma yazmayı öğrendi… babasının telefon numarasını ezberledi…ben sen kavramlarını…sorulan sorulara cevap vermeyi öğrendi..

Hatta öyle ilerledi ki biz nerde oturuyoruz dediğimde sandalye de, biz nerde yaşıyoruz dediğimde izmir diyebilecek kadar …..
Serdar benim 2 yıldır öğrencim… ama sanki benim oğlum… Serdar otistik…ama artık yaşam felsefesi yalnızlık değil…dış dünyayla barışık çok mutlu ve sevgi dolu bir çocuk…
Kim demiş otizm engel gruplarının en ağırı diye…
İşte Serdar…. Sevgiyle neler başardı….

Öğretmeni, ARZU DOĞAN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst