- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Bedenininde her ne olursa olsun senin bedenin onunla yaşamayı onu sevmeyi bilmelisin, bir takım uzuvlarındaki problemler seni yıldırmamalı hatta ve hatta tüm olumsuzluklara rağmen sevmelisin sana emanet verilen bedenini.
Bu beden iyiyken işlevini yaparken bizimdi'de bir takım sorunlar neticesinde eski gücü olmadığında bizim değilmi? Hor görülmeyi sevilmemeyi hak ediyormu bu çok tezat bir durum değilmidir sizce?
Tıpkı iyi gün dostu gibi iyiyken varlıklıyken faydalıyken sevilip tam aksi durumda terk edilen dostlar misali olmadımı bu durum. Bazı engelli insanlar'ın yazılarını okuyorum/okuyoruz hayattan bıkmış kendinden nefret eder konumda hayata dair hiç bir beklentisi kalmamış. Ölmeyi bile düşünenlerin olduğunu hepimiz biliyoruz, evet yaşantılarındaki bu büyük değişiklik alt üst etmiştir bunu anlayabiliyorum ama bu kadar karamsarlığın hiç bir getirisi olmadığınıda çok iyi biliyoruz. Bu beden senin arkadaşım iyisiyle kötüsüyle hastalığı ve sağlığıyla kusuruyla güzelliğiyle bu beden senin, onu her halinde sevmek kabullenmekte senin görevin.
Herkes en iyi şekilde sürdürmek ister yaşamını sağlık, varlık, mutluluk vs.. Malesef hiç bir şey dört dörtlük olmuyor olsaydı zaten kimsenin amacı hedefi olmazdı amaçladığı herşey elinde olurdu. Ozamanda monoton bir yaşam çabasız, gayretsiz bir yaşam içinde cebelleşir dururduk. Eksiklikler olacakki insanoğlu mücadele etsin hastalıklar olacakki sağlığın kıymeti bilinsin, acizane düşüncem bu yöndedir benim katılanda olur katılmayanda .
Uzun lafın kısası her ne olursa olsun bu beden bu yaşam bizim her şeye rağmen sevmeliyiz ve daha iyi şartlara eriştire bilmek için mücadeleyi hep uç noktada tutmalıyız.
Bu beden iyiyken işlevini yaparken bizimdi'de bir takım sorunlar neticesinde eski gücü olmadığında bizim değilmi? Hor görülmeyi sevilmemeyi hak ediyormu bu çok tezat bir durum değilmidir sizce?
Tıpkı iyi gün dostu gibi iyiyken varlıklıyken faydalıyken sevilip tam aksi durumda terk edilen dostlar misali olmadımı bu durum. Bazı engelli insanlar'ın yazılarını okuyorum/okuyoruz hayattan bıkmış kendinden nefret eder konumda hayata dair hiç bir beklentisi kalmamış. Ölmeyi bile düşünenlerin olduğunu hepimiz biliyoruz, evet yaşantılarındaki bu büyük değişiklik alt üst etmiştir bunu anlayabiliyorum ama bu kadar karamsarlığın hiç bir getirisi olmadığınıda çok iyi biliyoruz. Bu beden senin arkadaşım iyisiyle kötüsüyle hastalığı ve sağlığıyla kusuruyla güzelliğiyle bu beden senin, onu her halinde sevmek kabullenmekte senin görevin.
Herkes en iyi şekilde sürdürmek ister yaşamını sağlık, varlık, mutluluk vs.. Malesef hiç bir şey dört dörtlük olmuyor olsaydı zaten kimsenin amacı hedefi olmazdı amaçladığı herşey elinde olurdu. Ozamanda monoton bir yaşam çabasız, gayretsiz bir yaşam içinde cebelleşir dururduk. Eksiklikler olacakki insanoğlu mücadele etsin hastalıklar olacakki sağlığın kıymeti bilinsin, acizane düşüncem bu yöndedir benim katılanda olur katılmayanda .
Uzun lafın kısası her ne olursa olsun bu beden bu yaşam bizim her şeye rağmen sevmeliyiz ve daha iyi şartlara eriştire bilmek için mücadeleyi hep uç noktada tutmalıyız.