Çocuğunuz altını ıslatıyorsa

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Denizli Devlet Hastanesi (DDH) Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Yeşim Edirne Elcümen, çocuk cerrahisi polikliniklerine en çok alt ıslatma sebebiyle başvurulduğunu bildirdi.

Dr. Yeşim Edirne Elcümen, gazetecilere yaptığı açıklamada, 2,5 yaşına
kadar alt ıslatmanın organik bir sebebi olmadığı sürece normal sayılabileceğini
belirtti. Dr. Elcümen, tuvalet eğitimi almış, 2,5 yaşını geçmiş normal bir
hastanın altını ıslatmasının önemsenmesi ve mutlaka bir uzmana başvurulması
gerektiğini söyledi.
Ailelerin çocuk cerrahisi polikliniklerine en çok alt ıslatma sebebiyle
başvurduklarını bildiren Dr. Elcümen,basit bir idrar yolu enfeksiyonunun çocuğun
gündüz ya da gece alt ıslatmasının sebebi olabileceğine dikkati çekti. Dr.
Elcümen, şöyle konuştu:

''İdrar yolu enfeksiyonu tedavisini takiben alt ıslatma devam ederse
ileri tetkik yapılmakta, eğer bu tetkiklerde de herhangi bir patoloji bulunmazsa,
bu hastalar belli bir süre çizelge yardımıyla takip edilmektedir. Bu çizelge bir
anlamda davranış terapisi anlamına gelir ve çocuklar buna daha çabuk uyum
gösterirler. Eğer çocuklarda idrar kaçışı, böbrekler ve üst üriner sistemle
ilgili herhangi bir bozukluk, kasılma problemleri varsa çok ileri derecede tetkik
ve tedavi gerekir.'

KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklar neden altını ıslatır?

Sebeplerinden biri siz olabilirsiniz

Çocuklar neden altını ıslatır?

Gece uyurken altını ıslatan çocuğunuza kızıp, sorunu onda aramayın. Çünkü bilimsel araştırmalar; genellikle altını ıslatan çocukların anne babalarının da aynı problemi ebeveynlerine yaşatmış olduğu gösteriyor. Böbrek ve idrar yolu enfeksiyonları, şeker hastalığı gibi etkenler de çocukların alt ıslatmasında önemli rol oynayabiliyor ancak uzmanlar alt ıslatan çocukların takibi ve tedavisi konusunda hassas olunması gerektiği konusunda uyarıyor.

Uz. Dr. Gökhan Mamur, “Çocuklarda alt ıslatma” hakkında bilgi verdi.

Çocuğunuz kuru yatağa hasret kaldıysa…

Çocuğunuzun mahcup bakışlarıyla size “günaydın” demesi, her sabah çamaşır makinesinde çarşaf yıkamanız, yatağı havalandırmak için balkona çıkarmanız, bir anne veya baba olarak sizin için olağan bir sabah olabilir; çünkü çocuğunuz yine yatağına altını ıslatmış.

Gece idrar kaçırma (Enuresis nocturna) çocuk sağlığı ve hastalıklarında çok sık rastlanılan çok sık rastlanılan şikayeterden biridir. Anne babalar genellikle çocuklarının alt ıslatma sorunundan daha çok ruhsal bir sıkıntılarının olup olmadığından endişe ederler. Halbuki bazen alt ıslatmanın psikolojik bir durum ile ilgisi yoktur. Beş yaşa kadar birçok anne ve baba bu sorunun artık ortadan kalkmış olması gerektiğini ve geçmediği takdirde bir hastalığın söz konusu olduğunu düşünürler. Ancak bu doğru bir yaklaşım değildir.

Çocuğunuz alt ıslatmasının nedeni psikolojik ya da fiziksel olabilir

Gece alt ıslatma iki şekilde görülür:
Birincil: Çocuk doğduğundan beri en az ayda iki kez yatağını geceleri ıslatmaktadır.
İkincil: Çocuk son 6 aydır tamamen kuru olmasına rağmen tekrar ıslatmaya başlamıştır.

İkincil gece alt ıslatmanın arkasında genelde bir neden vardır ve bu neden ortadan kaldırıldığında sonuç alınabilir. Bu sebepler arasında başka bir eve taşınma, boşanma veya okul sorunları gibi ruhsal sorunlar olabilir. Bunların yanı sıra; idrar yolu enfeksiyonu veya şeker hastalığı gibi fiziksel hastalıklar da söz konusu olabilir. Bir de çocuğun yaşantısı içinde düzen değişiklikleri olabilir (Örneğin çok su içmeye başlama, uyku saatlerinin kayması gibi) Neticede doktorunuza başvurduğunuzda olası değişiklikleri onunla paylaşmalı ve sorunun üstesinden gelmeye hep birlikte çalışmalısınız.

Çoğu zaman birincil alt ıslatma ile karşı karşıya kalınmaktadır. Burada stres veya davranışsal sorunlar söz konusu değildir. Araştırmalara göre gece birincil gece alt ıslatmanın en önemli nedeni kalıtsaldır. Eğer tek ebeveyn çocukken aynı durumu yaşadıysa, çocuğunda olma olasılığı %44; her iki ebeveyn de bu durumu yaşadıysa çocukta olma olasılığı %77 olarak saptanmıştır. Yani çocuğunuz altını bu şekilde ıslatıyorsa ona kızmayın; çünkü bu durum büyük ihtimalle sizin ona verdiğiniz genlerle ilgilidir. Üstelik ona kızmamak için bir neden daha vardır. Bu genler nedeniyle o da kendi çocuğundan dolayı aynı durumda kalıp, sizin ne yaşadığınızı bire bir öğrenecektir. Çocuklarda alt ıslatmayı ilgilendiren ENUR 1 ve ENUR 2 adında iki gen tespit edilmiştir. Bu genlerden ilki 13. kromozomda, diğeri de 12. kromozomda bulunmaktadır. Bu genleri taşıyan çocuklarda gece alt ıslatma olasılığını yaşama bu genleri taşımayanlara kıyasla daha çoktur. Anne veya baba çocukken gece altını ıslatmadıysa çocuklarında bunu yaşama olasılıkları %15’dir.

Geceleri çocukların alt ıslatmalarının 3 nedeni vardır:
İdrar kesesi kasları arasında dengesizlik vardır. Yani idrarın dışarı çıkmasını engelleyen kas, mesanenin kasılmasını sağlayan kaslardan daha zayıf olabilir.
Mesane küçük olabilir ve normal miktarda idrar için yetersiz olabilir.
Normal boyuttaki mesanelerinin tutabileceği idrardan daha fazlası üretilebilmektedir. Bunun nedeni:
a. Yatmadan 2 saat önceki dönem içinde çok sıvı tüketiyor olabilir.
b. Çocuk başka bir hastalığı nedeniyle idrar sökücü kullanıyor olabilir.
c. İdrar yolu enfeksiyonu veya şeker hastalığı olabilir.
d. Hormonal dengesizlik olabilir.

Çocuğunuz çok derin uyuyor olabilir

Bazı çocukların anne ve babaları ise ısrarla çocuklarının çok zor uyandığını ve gece uyandırıp tuvalete götürmek istediklerinde bile uyandıramadıklarını ifade ederler. Yıllar boyu araştırmalar bu durumun gece alt ıslatma ile bir ilgisi olmadığını belirtmiştir. Ancak Kanada’da yapılan bilimsel bir çalışmada gece uyuyan çocuklara kulaklıklar takılmış ve ses şiddeti kademe kademe yükseltilerek çocukları uyandırmaya çalışmışlardır. Çok daha yüksek seslere maruz kalmalarına rağmen uyanamayan çocuklarda gece alt ıslatma istatistiksel olarak daha sık görülmüştür.

Sonuç olarak genelde çocuklar babalarının geceleri altını ıslatmayı durdurduğu yaşa kadar altlarını ıslatmaya devam edebilirler. Bu durumun önüne geçmek için kullanılan yöntemler konusunda mutlaka çocuk doktoruna başvurmanız gerekmektedir.

haberturk
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklar uykuda neden altını ıslatır?

Yatak ıslatma nedir, ne sıklıkta görülür? Çocuk ve aile suçlu mu? Tedavisi var mı?

Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu çocuk ve gençlerde yatak ıslatma konusunda aileleri uyarıyor!

HER 100 ÇOCUKTAN 15’İ UYKUDA YATAK ISLATIYOR!
Yatak ıslatma nedir, ne sıklıkta görülür?
Beş yaşına gelmiş bir çocukta yatak ıslatma normal değildir. Bu durum çocuğun istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatması anlamına gelen enürezis noktürna sorunu olduğunu gösterir.
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15’i uykuda altını ıslatır. On sekiz yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorun devam edebilmektedir.

Yatak ıslatma neden olur?
İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması;
• Uyku sırasında idrar hissinin algılanması,
• Gece üretilen idrar miktarının uygun düzeyde tutulması merkezi sinir sisteminin olgunlaşması,
• Mesane ve ilgili kasların gelişmesi ve
• Vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmaması ile ilişkilidir.

Yatak ıslatma sorununun ortaya çıkmasında yukarıda sayılan idrar tutma işlevi ile ilgili faktörleri etkileyen birden fazla nedenin rol oynadığı bilinmektedir. Anne babalar yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilememektedir. Çişi gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak çişini yapmaktadır.

Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır.
Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. Çiş yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissi zamansız çiş yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır.

Çocuk ve aile suçlu mu?
Yatak ıslatma çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Yatak ıslatmayı ortaya çıkaran nedenler çocuğunuzun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. Çocuğun gece altını ıslatması anne babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir.

Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir.
Gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu veya ailenin hatası olmayan, ancak tedavi edilmesi gereken durumlardır. Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.

Yatak ıslatma psikolojik nedenlere mi dayanır?
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat gece altını ıslatmanın çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir. Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Çocuklarda, gece yatak ıslatma, anne-babaların boşanması ve kavga etmelerinden sonra üçüncü en travmatik olay olarak görülmektedir. Bu nedenle beş yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir.

Tedavisi mümkün mü?
Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması kimi zaman konunun aile içerisinde konuşulmak istenmemesine yol açmaktadır. Bu şekilde üstünün kapatılması sorunun tedavisini zor hale getirmekte ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Yatak ıslatma sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığı tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür.

Yatak ıslatma, ilaç ile tedavi edilebilmektedir. İlaç tedavisinde desmopressin isimli etken madde kullanılmaktadır. Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamamaktadır. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH’nın eksikliği giderilmekte böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkaracak kadar dolmasının önüne geçilmektedir. Çocuklarda kullanımı son derece kolay ağızda eriyen tabletler şeklinde verilen desmopressin tedavisiyle çocukların %60-70’inde gece kuru kalma sağlanabilmektedir.
İlaç tedavisinin yanı sıra alarm cihazları ve uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekilleri de mevcuttur.

Yatak ıslatma sorununu ailenizin sorunu olmaktan çıkarın, size en uygun sağlık kuruluşunda konunun uzmanlarına başvurun.
haberturk
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Altını ıslatıyorsa nedeni bu olabilir!

Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ufuk Şenel, aile içi şiddet ve boşanma gibi stres kaynaklarının çocuklarda idrar kaçırmalarına sebep olabildiğini bildirdi.

Şenel, yaptığı açıklamada, halk arasında ''idrar kaçırma'' olarak bilinen ''enürezis'' hastalığının çocuklarda sık görülen ve genellikle dikkate alınmayan bir rahatsızlık olduğunu belirtti.

Enürezisin yalnız gece, hem gece hem gündüz olmak üzere iki şekilde görülebildiğini aktaran Şenel, hastalığın gece daha sık görüldüğünü dile getirdi. Hastalığın erkeklerde kadınlara göre iki kat fazla görüldüğüne dikkati çeken Şenel, sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyi düşük ailelerde ve özellikle ailenin ilk çocuğunda görülme sıklığının daha fazla olduğunun bilindiğini anlattı.

Türkiye Enürezis Çalışma Grubu üyeleri tarafından hazırlanan ve 2010 yılında yayımlanan Türkiye Enürezis Klavuzu'nda yer alan araştırma sonuçlarında idrar kaçırmanın daha çok genetik kaynaklı olduğunun görüldüğüne işaret eden Şenel, şunları aktardı:

''Ailesinin geçmişinde idrar kaçırma hastalığı olanlarda idrar kaçırmanın görülme olasılığı yüzde 77. Eğer sadece anne veya babasından birinde varsa görülme olasılığı yüzde 46'ya kadar düşmektedir. Eğer ailesinin idrar kaçırma geçmişi yoksa yüzde 15 oranında görülmektedir. Uyanma bozuklukları, hormonal bozukluklar ve idrar torbası ile ilişkili faktörler de enürezise sebep olabilir. Ayrıca aile içi stres de idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Örneğin çocuğun kardeşinin dünyaya gelmesi, aile içi şiddet ve boşanma gibi stres kaynakları da idrar kaçırmaya sebep olabilir.''

''İDRAR KAÇIRMA TEDAVİSİ KISIRLIK YAPMAZ"
Yrd. Doç. Dr. Ufuk Şenel, hastalığın her beş çocuktan birinde görülebileceğini vurgulayarak, ''Hastalık 5 yaş civarında görülür. Çocuklar psikolojik olarak çok etkilenir. Misafirliğe gidemezler, arkadaşlarından kopabilirler. İçine kapanık ruh hali oluşan çocuklarda okul başarıları düşebilir, sosyal çevresinden uzaklaşabilir. İlerleyen yaşlarda kendine güven sorunu gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir'' diye konuştu.

İdrar kaçırma hastalığının tedavisinin kısırlığa yol açacağının düşünüldüğünü ve bu yüzden ailelerin tedaviye sıcak bakmadıklarını anlatan Şenel, bu nedenle bazı ailelerin bilinçli olarak tedaviden kaçtığını söyledi.

Şenel, idrar kaçırmaya yönelik tedavilerin hiçbirinin kısırlığa yol açmadığını, Avrupa ve ABD dahil bütün dünyada kullanılan tedavi yöntemlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olduğunu aktardı.

ALARM TEDAVİSİ
Tedaviye beş yaşından önce başlanmamasını öneren Şenel, tedaviye başlama yaşının 5-6 yaş olduğunu vurguladı. Şenel, enürezis tedavisinde ailelerin uyması gereken basit destekleyici öneriler olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

''Bunlar, çocuğun beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek ve aldığı günlük sıvı miktarını düzenlenmektir. Akşamları yatmadan 2 saat önce sıvı alımı mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Çocuğun fiziksel aktiviteleri düzenlenmeli, uzun süreli televizyon izlemesi, bilgisayar oyunları oynaması ve uzun süreli oturur pozisyonda kalmasını gerektiren aktiviteler engellenmelidir. Evde ve okulda 2-3 saatte bir düzenli tuvalete gitmesi ve idrar yapması sağlanmalıdır. Çocuğa bez bağlamaktan kaçınılmalıdır. İdrar kaçırma sonrası çocuğun ve giysilerinin temizlenmesinde, çarşafının değiştirilmesinde çocuğun yardım etmesi sağlanmalıdır ve aileler çocuğa ceza uygulamamalıdır.''

Destekleyici tedavilerin tek başına yeterli olmayacağını da belirten Şenel, ''İki çeşit tedavi vardır. Birincisi alarm, ikincisi ise ilaç tedavisidir. Alarm tedavisi özellikle uyanma sorunu olan çocuklarda en etkili yöntemdir. Çocuğun idrar yaptığı anda alarm çalarak çocuğun uyanması sağlanır. Başarı şansı yüzde 65-75 oranındadır. Tedavi, en az 6-8 hafta uygulanmalıdır. Eğer sonuç alınırsa 3-5 ay tedaviye devam edilmelidir'' şeklinde konuştu.


AA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklarda görülen 'idrar kaçırma sorunu' önemli hastalıkların habercisi olabilir

Çocuklarda idrar kaçırma sorunu tedavi edilmediğinde, psikolojik sorunlara yol açtığı ve başarısızlıklara yol açtığı bildirildi.

Prof. Dr. Tarkan Soygür, idrar kaçırmanın her yaş grubunda çocuklarda, kadınlarda ve erkeklerde farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilen bir sorun olduğu söyledi.

Normalde çocukların 4 yaşında idrar kontrolünü sağladığını belirten Soygür, idrar kaçırmanın hala çocukluk döneminde sık karşılaşılan bir durum olduğunu ifade etti.

Soygür, üniversitelerinde Çocuk Ürolojisi Kliniği'ne gelen olguların yüzde 40'ının idrar kaçırma şikayetini oluşturduğunu bildirdi.

Yapılan çalışmalarda “5 yaşındaki erkek çocukların yüzde 20'sinin, kızların yüzde 21'inin, yaşı 12 olan erkeklerin yüzde 5'inin ve kızların da yüzde 4'ünün hala gece idrar kaçırma sorunu yaşadığını” gösterdiğini belirten Soygür, “Hem gece hem de gündüz idrar kaçırma oranları ise kızlarda yüzde 6, erkeklerde yüzde 3,8 olarak tespit edildi” diye konuştu.

BÖBREK HASTALIKLARININ HABERCİSİ OLABİLİR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Soygür, çocukların şikayetlerinin sadece gece idrar kaçırma ile gece ve gündüz idrar kaçırma arasında seyreden bir durum olduğunu kaydetti.

Çocuklarda altını ıslatmanın basit bir gelişimsel problem olabileceği gibi doğuştan olan bir anatomik problemden de kaynaklanabileceğini ifade eden Soygür, yaşla beraber altına ıslatma probleminin azalsa da iyileşmeyen veya iyileşme sürecinde hem anne-baba hem çocukta psikolojik problemlere neden olabileceğine dikkati çekti.

Bu problemle karşılaşan ailelerin öncelikle bu hastalığı kendiliğinden düzeltmeye çalıştığını ve başarılı olamadığını vurgulayan Soygür, şöyle devam etti:

“Büyük oranda çocuklar ıslak çamaşırlarla, psikolojik olarak etkilenmiş, hayat kalitelerinden ödün vererek hayatlarına devam etmektedirler. Altını ıslatma probleminin hem çocuk hem ailede sosyal ve psikolojik sorunlar ortaya çıkarması tedavi gerekliliğinin en önemli göstergesidir. Tedavi edilmeyen çocukların sosyal ortamlarda içine kapanık, derslerinde başarısız oldukları yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.

Tedavide idrar kaçırmanın organik nedenleri ortadan kaldırıldıktan sonra psikolojik problemlerde ve okul başarısında hızlı bir düzelme ortaya çıkmaktadır.”

Soygür, fiziksel ve psikolojik olarak birçok etkisi olan idrar kaçırma sorununun tedavisinin çok önemli olduğunu anlatarak, “Çocuklarda idrar kaçırma, alt idrar yollarının fonksiyonel bozuklukların sonucundan kaynaklanabileceği gibi böbrek yetmezliğine kadar götürebilen idrar yollarının bazı önemli hastalıklarının da belirtisi olabilir” uyarısında bulundu.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst