Çocuğunuz Ergenlik Çağında.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Ergenlik dönemi yaşamın en kritik evrelerinden birisidir. Bu dönemde, bireyin arkadaş çevresinin önemi arttığı, bedensel değişimin çok hızlı yaşandığı, duygusal sıçramaların en yoğun yaşandığı bir gelişim basamağıdır. Dolayısıyla, ergenlik çağında ortaya çıkabilen bu problemlerin erken tanınması ve çözüm bulunması, daha ileride çıkabilecek daha büyük problemlerin önüne geçme fırsatı verir. Aksi takdirde; bu problemlerin yeterince önemsenmemesi ve profesyonel yardım alınmaması ya da alınan yardım ve tedavinin yetersiz kalması, çocuk büyüdükçe daha zor durumlar için zemin oluşturur.

Ergenlik Nedir?

En önemli gelişim aşamalarından birini oluşturan ergenlik dönemi, çocuklukla yetişkinlik arasında yer alır. Kendine özgü özellikleri ve sorunları olan bu dönemde ergen, yetişkinin yönetiminden kurtulmak ister. Kendini yönetme ve kararlarını verme yeteneği kazanır. Halk arasında “delikanlılık” diye bilinen, yaşamın zor ve karmaşık bir dönemidir.

Ergenlik, bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin bitişiyle beraber sözü edilen dönemin başlangıcından fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen bir gelişim dönemidir. Bu dönem, genel olarak da 13-22 yaşlar arasını kapsayan bir gelişim dönemidir. Bu dönemde oluşan, olumsuz nitelikteki ruhsal ya da bedensel deneyimlerin etkilerinin yaşam boyu süreceği unutulmamalıdır.

Bu dönemde ergende;

Cinsel rolünü kabullenme ve bu role uygun davranışlar ortaya koyma,

Duygusal bağımsızlık kazanma ve kendisiyle ilgili önemli kararlar verme,

Akranları arasında kabul görme ve arkadaşlık, işbirliği ve liderlik gibi yetenekler geliştirme,

Kendi yaşına özgü bir yaşam felsefesi oluşturma,

Bir meslek için hazırlanma,

Öz kimliğine ulaşma ve kabullenme,

Evlilik ve aile hayatına hazırlanma önem kazanır.

Ergenlik Çağı Ne Zaman Başlar?

Ergenlik dönemi,

Unesco"nun sözü edilen bu tanımlamasında 15-25 yaşları arasında gösterilirken, Birleşmiş Milletlerin tanımında ise 12-25 yaşları arasında değerlendirilmiştir. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda, dönemle ilgili yaş sınırlaması bazı küçük farklılıklar göstererek değişik şekillerde sınıflandırılmıştır.

Ergenlik Dönemi Yaş Sınırlamaları;

Ergenliğin Başları;

11-14 yaş (kızlar) - 13-15 yaş (erkekler)

Ergenliğin Ortaları;

14-16 yaş (kızlar) - 15-17 yaş (erkekler)

Ergenliğin Sonları;

16-21 yaş (kızlar) - 17-21 yaş (erkekler)

Bazı kaynaklarda çocukluktan ergenliğe geçiş sürecinin 10-15 yaşları arasını kapsadığı belirtilmektedir.

Ergenlik Döneminin Özellikleri Nelerdir?

Ergenlik dönemi çocuğun hayatında, bedenin yetişkine dönüşmek üzere değişimler geçirdiği bir dönemdir. Çocukta henüz bir değişim belirtisi olmasa da, bazı arkadaşları ergenlik dönemine girmiş olabileceğinden, anne-babalar 8-9 yaşından önce ergenlik dönemi hakkında çocukları ile konuşmalıdırlar.

1. Bedensel Özellikler;

a. Kızlarda;

Büyüme hormonları salgılanır,

Boy uzar, ağırlık artar,

Kemikler ve kaslar gelişir. Başlangıçta kol, bacak, el ve ayaklar vücudun diğer bölümlerinden daha hızlı bir şekilde büyüyebilir ve bu da çocukların kendilerini hantal veya sakar hissetmelerine neden olabilir. Bedenin yağ depolama biçimi de değişir ve kalçalar, basenler ve bacaklar genişler ve bu nedenle bel inceliyormuş gibi gözükür,

Cinsiyet hormonları salgılanır,

Yumurtalıklar üretime başlar,

Ses değişikliği olur,

Kıllanma oluşur,

Göğüslerde büyüme olur,

Kalçalarda büyüme ve yağlanma başlar,

Ciltte bulunan bezler daha fazla yağ ve ter üretir. Bu nedenle de vücut kokusu ve aknelerde artış görülebilir. Ergenlik döneminin başlamasından yaklaşık bir yıl sonra kızlarda büyüme (kilo, boy, yağ ve kas) dönemi tepe noktasına ulaşır. Yağlanmaya bağlı kilo artışı ve sivilceler görülür,

Yüzde sivilceler oluşur,

Adet kanaması başlar,

b. Erkeklerde;

Ortalama olarak erkekler kızlardan bir yıl sonra ergenlik dönemine girerler,

Büyüme hormonları salgılanır,

Kemikler ve kaslar gelişir,

Çok miktarda kilo alır ve kasları gelişir. Omuzları genişler ve boyları uzar. Başlangıçta kol, bacak, el ve ayaklar vücudun diğer bölümlerinden daha hızlı bir şekilde büyüyebilir ve bu da çocukların kendilerini hantal veya sakar hissetmelerine neden olabilir,

Kol altları, bacaklar, yüz ve genital bölgede kıllanma olur. Bazılarında göğüs bölgesinde de kıllanma görülür,

Ciltte bulunan bezler daha fazla yağ ve ter üretir. Bu nedenle de vücut kokusu ve aknelerde artış görülebilir. Ergenlik döneminin başlamasından yaklaşık iki yıl sonra erkeklerde büyüme (kilo, boy, yağ ve kas) dönemi tepe noktasına ulaşır,

Cinsiyet hormonları salgılanır,

Sperm üretimi başlar,

Erkekler ergenlik dönemini geçirirken gırtlakları büyür ve sesleri değişmeye başlar. Bu değişimin sonunda ses çocukluktaki sese nazaran daha kısık veya derin bir hal alır. Bu durum ilk olarak sesin çatallanması veya kırılması ile başlar ve bazı çocuklar bu durumdan dolayı utanma duygusuna kapılabilirler,

Cinsel organda büyüme olur,

Göğüs düğümcükleri görülür,

2. Zihinsel Özellikler;

Kararlarında atak davranır,

Elindekiyle yetinemez, mutlu olmaz,

Eleştirmeye başlar,

Hayatta farklı seçeneklerin olduğunun farkına varır,

Düşünme yeteneği artar,

Sosyal düşünce biçimi gelişir, düşünceyi sorgulamasında, yönlendirmesinde artış görülür,

3. Duygusal Özellikler;

Ergenlik döneminde genç kendisini yalnız hisseder ve vücudundaki, ruhsal dünyasındaki değişikliklerden korkar. Cinsel anlamda farklılıklar yaşar ve hissettiği bu karmaşayı dile getirmekte zorlanır. Yaşadığı bu hassas döneme ailesini katmakta zorlanır. İçinde bulunduğu her şeyi reddeden bir tutuma girebilir. Bu da onun fiziksel ve ruhsal yapısını bloke edecektir.

Kendi öz kimliğini arayış içindedir, “ Ben kimim?” sorusuna cevap arar,

Bocalama, çelişki ve bunalımlar içindedir; tepkilerinde iniş-çıkışlar vardır,

Bağımsızlık isteği vardır, anne - babasını eleştirmeye başlar,

Çevresine başkaldırır, başına buyruk olmak ister,

Kaygı hali oldukça fazladır ve içe kapanabilir,

4. Sosyal Özellikler;

Arkadaş çevresi oldukça önemlidir,

Aileden kopar, dış çevreye yönelir Genç özellikle de aynı cinsiyetten olan kişilerle yoğun arkadaşlıklar geliştirmektedir, diğer insanların neler düşündüğüne büyük bir önem vermektedir ve arkadaşları tarafından sevilmek ve kabul edilmek istemektedir. Bu dönemde genç arkadaşları ile daha fazla, ailesi ile daha az zaman geçirmek ister. Bu durum o zamana kadar çocuğun hayatının merkezi olan anne-babalar için zor bir uyum sürecine yol açabilmektedir. Ancak bu olgunluğa giden yolda atılan bir adım olduğundan anne-babalar çocuğun artan bağımsızlık ve özel hayat isteğine saygı göstermelidirler,

Toplumsal olaylara ve politikaya ilgi artar,

Aileye ve kurallara karşı baş kaldıran davranışlarda bulunur,

Argo konuşmalar başlayabilir,

İlgilerde çeşitlenme görülür,

Bu gelişim özellikleri, her ergende tümüyle aynı zamanda görülmemekle birlikte, aşağıdaki davranışların her ergende görülme olasılığı da yüksektir;

Aşırı hassasiyet ve alınganlık,

Asabi davranışlar, çabuk sinirlenme,

Topluma, özellikle yetişkinlere baş kaldırma isteği,

Aldırmazlık, boş vermişlik, dağınıklık, unutkanlık,

Çabuk değişen kritik tutumlar,

Uç noktalarda gidip gelen duygusal dalgalanmalar,

Güvensizlik ve yetersizlik duyguları,

Kararsızlık, huzursuzluk,

İnatçılık,

Sabırsızlık,

Sık sık yalnız kalma isteği, amaçsız ve başıboş zaman geçirme,

Hayal kurma, gündüz rüyaları,

Cinsel yönden uyanma, karşı cinse yönelme,

Derslere ilgi azlığı, ç alışma düzeninde bozulma,

Bencilleşme,

Birey, ergenlik döneminin sonlarına doğru, anne-babasından ve diğer yetişkinlerden duygusal anlamda bağımsızlaşır. Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurmaya hazırdır. Cinselliğe daha ciddiyetle yaklaşır, gizlilik arar,

Ergen-Aile;

Ergenin davranışlarına rehberlik edecek değerleri kazanması ve sosyal yönden sorumluluklarını öğrenmesi konusunda yardıma gereksinimi vardır. Bu gereksinimi karşılayan ve ergenin yaşamında etkili olan toplumsal kurum, ailedir.

Ergen yaşadığı toplumda, kendi görev ve statüsü hakkında açık seçik bir fikre sahip değildir. Kendisine yetişkin görev ve sorumlulukların verilmemesi ergeni mutsuz kılar. Aile yuvasında gördüklerinin olgunlaşmakta olan ergenin kişilik yapısında biçimlendirmede çok büyük ve derin etkisi vardır. Aile yuvasının havası ve ortamı, aile bireyleri arasındaki ilişkiden etkilenir. Ergenlik döneminde anne baba kontrolüne karşı gelişe tepkiye koşut olarak otorite desteğine olan gereksinim, duygusal gerginliğe neden olur.

Anne-babalar bu dönemde çocuklarıyla yeterli ve nitelikli bir iletişim kurmalı, çocuklarını anlamaya çalışmalı özgürlük ve sorumluluk dengesini iyi kurabilmelidir.

Arkadaş çevresini kontrol etmeli ancak direk müdahalelerden kesinlikle kaçınmalıdır. Çocuklarına değer verdikleri ve sevdikleri mesajını iyi vermeli, karar sürecine katarak değerli olduklarını hissettirmelidirler. Kesinlikle başka çocuklarla bir kıyaslama içine girilmemelidir.

Ergene karşı yetişkinin baskı ve yasaklara dayanan disiplin anlayışı, olumlu ve yapıcı olması gereken bu evreyi çatışmalarla dolu olumsuz bir döneme dönüştürebilir. İkna ederek denetlemeyi seçen ana-babanın çocuğu, onların duygu, düşünce, değer ve beklentileri hakkında sebepleri ve sonuçları ile birlikte bilgi sahibidir. Anlaşılır ve tutarlı tepkilerin birikimi, hangi davranışın sonuçlarının ne olacağını belirler.

Dolayısıyla genç, hem davranış seçimlerinde kendini özgün görebilir, hem de seçimleri hakkında kısıtlanacağından çekinmeden ana-babasına danışabilecek bir durumdadır. Zor yoluyla veya sevgi esirgeyerek denetlemek, gençleri ana-babaların isteklerine uygun davranışlara yöneltmek için kısa vadede geçerli gibi görünebilir. Anne ve babanın ergene güven vermesi ve aralarındaki diyalogu en iyi biçimde sürdürmesi gerekir. Olumlu eleştiriler verilerek ergen cesaretlendirilmeli, kişilikleri rencide edici eleştiri ve tutumlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Anne baba tutumları arasında bir paralellik ve yakınlık bulunmalıdır.

Ergenlik döneminde ailenin ergene yaklaşmasını kolaylaştıran bazı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemleri kullanarak anne babalar ergen ile hem daha iyi bir iletişim kurabilir, hem de ergenin bu dönemi daha olumlu bir şekilde atlatmasına daha olumlu kişilik geliştirmesine yardımcı olabilir.

Şimdi, bu yöntemleri sıralarsak;

Arkadaş Kazanmalarına Destek Olun;

Çevresindeki olumlu arkadaşlarla ilişki kurmasını destekleyin. Arkadaşları ile yapabilecekleri faaliyetler konusunda çocuğunuzla birlikte fikir üretin. Birlikte spor yapmalarına ya da sanatla ilgili aktivitelere katılmalarını sağlayın. Arkadaşları ile birlikte yaratıcılık, samimiyet ve en önemlisi eğlenmelerini sağlayacak yollar bulmalarına yardımcı olun,

Çocuğunuzu Dinlemeye Özen Gösterin;

Onunla normal şartlarda konuşamıyor musunuz? Farklı bir mekânda-mesela-arabada ya da karanlıkta konuşmayı deneyin. Gençler için, gözleriniz karşı karşıya olmadığı zaman açılmak daha kolaydır. Bu püf noktasını unutmayın.

Eğer, onunla sevdiğiniz için konuştuğunuz hissini verebilirseniz, sevginizi karşılıksız verdiğinizi göstermeyi başarırsanız, size güvenecektir. Konuşma sırasında size bir sırrını ya da çok özel bir düşüncesini iletmiş ise, ona sizin aynı yaştayken yaşadığınız benzer bir hikâyeyi anlatın ama ders vermekten çok sizin benzer şeyler yaşadığınızı ileten bir hikâye olsun.

Fiziksel Aktivitelere Katılmasını Teşvik Edin;

Çocuğunuzun ilgilendiği fiziksel aktiviteyi öğrenin. Bu sporlar, vücut geliştirmeye yönelik aktiviteler ya da dans dersleri olabilir. Bu tür bir gruba/derslere katılmasını teşvik edin. Fiziksel aktiviteler vücudunu ve ruhunu geliştirirken, kendine güven duymasını ve aklını gereksiz ayrıntılara takmasını engeller.

Standartlar Belirleyin;

Çocuğunuzun doğruları bulmasına yardımcı olmak üzere, kendisine ait standartlar belirlemesine yardımcı olun. Size hayal ve geleceğe ait düşüncelerini anlatması için teşvik edin. Kendi hedeflerini belirlemesinde yol gösterin ve onunla iddiaya girin. Bu arada, alkol, uyuşturucular ve seks konusunda beklentilerinizi açıkça konuşun. Belirlenen standartları uygularken, karşılaşabileceği sorun ve çelişkileri birlikte gözden geçirin.

Yaşamınızla Çocuğunuza İyi Bir Örnek Olun;

Çocuklarınız, yaşamayı bizzat sizden öğrenirler. Eğer hayata pozitif bakıyorsanız, zihninizi açık tutuyor ve devamlı geliştirmeye çalışıyorsanız muhtemelen çocuğunuz da öyle yapacaktır. Bu nedenle ona kendi yaşamınızla örnek olun. Uyuşturucu, sigara, alkol bağımlılıklarına karşı uyarın. Birlikte bir şeyler yapmaya çalışın, mesela birlikte tatlı yemeye, bir müzeye, kısa bir geziye gidin. Alacağınız hiçbir hediye, onunla vakit harcamanız kadar kıymetli değildir unutmayın.

Problemleri Çözme Yollarını Gösterin;

Bir problemi varsa, onu anlaması için yardımcı olun. Daha sonra da problemini çözmesi için plan yapmasına destek verin. Çeşitli yollar gösterin, kendisine uygun yolu bulmasına yardım edin. Kafasından olabilecek en kötü senaryoyu kurmasını ve bu durumda neler yapabileceğini düşünmesini önerin. Çocuklarınızın problemleri karşılamaları ve çözmeleri için yol gösterin. Bu yolla yaşama karşı beceri geliştirmelerine destek olun.

Problem Çözümüne Yardım Edin;

Ergenlik Problemleri aslında 3 grupta sınıflandırılabilir;

1. Başka birisi ile ilgili sorunlar - bir arkadaş ya da âşık ile ayrılma/dargınlık,

2. Değişiklikler - Yeni bir okul, ailelerin boşanması vs.,

3. Hayatındaki eksiklikleri fark etmesi - yaşıtları ile anlaşamıyor olabilir,

Onu problemlerini anlaması ve çözüm yollarını bir kâğıda sıralaması için teşvik edin. Sonra her bir çözümü artı ve eksileri ile tartışın. En iyi kararı vermesi için seçenekleri tartışın ve en önemlisi, kararı, sizin beklentiniz ile aynı olmasa bile onu destekleyin. Ama asla onun adına karar vermeyin.

Yeteneklerini Ortaya Çıkarın;

Çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük yardım, yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olmaktır. Ona geçmişteki başarılarını, gözünüze çarpan özelliklerini anlatın. Başkalarının önünde cesaretlendirin. Önce sıkılmış gibi gözükebilir ama sizin bundan gurur duyduğunuzu fark edecektir. Bu konuda onunla konuşarak yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacak eğitim, gruplara katılmasını sağlayın.

Fark Yaratın;

Çocuğunuza vakit ayırmak çok önemlidir. Yani, birlikte, eğlenceli bir şeyler yapmaktan ya da çocuğunuzu dinlemeye vakit ayırın. Bu yolla ona temel değerleri öğretebilirsiniz. Şu anda 1-2 saat belirleyin. Ayda sadece iki saat. Bu iki saati sadece onunla geçirin. Çocuğunuza sevgi ve vermenin en önemli özellikler olduğunu öğretecek ve onu mutlu edeceksiniz.


TUNÇER, D. “Ergenlik Psikolojisi-Temel Bilgiler”
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ergen Çocuğunuzu Anlamaya Çalışın

Ergenlik değişim demektir, büyümek demektir. Başkalaşım ve dönüşüm demektir.

Anne babası tarafından yargılanmadan, sorgulanmadan dinlenen genç, karşılaştığı sorunları paylaşmaktan da kaçınmayacaktır.

Bu dönemde ergenler kendi kararlarını kendileri vermek ve özgür olmak isteği içine girerler, ancak henüz tümüyle bağımsız olmaya hazır değillerdir. Bu nedenle anne ve baba önerilerine ve yönlendirmelerine gereksinimleri vardır. Bedensel ruhsal ve zihinsel özelliklerinin değişmesi ile ergenler anne ve babalarıyla yeni yaşantılar ortaya koymaktadırlar.

ANNE BABALARA ÖNERİLER

• Ergenle iletişim kurmak istiyorsanız adım adım ilerleyin ve sabırlı olun. Öncelikle onları dinleyin sonra anladığınızı ifade edin. Dinlendiğini gören ergen kabul edildiğini ve sevildiğini düşünür.
• Birlikte zaman geçirin, eğlence ve sohbet için zaman ayırın.
• Siz veya ergen çocuğunuz sinirliyken tartışmayın, sakinleşmeyi bekleyin ve daha sonra yaptığı davranışla ilgili konuşun.
• Okul ve okul dışında çeşitli faaliyetlere katılmalarını teşvik edin. İyi olduklarını hissettikleri durumlarda başarılı olmak için sarf ettikleri çabayı takdir edin. Eğer fikirlerini sık sık değiştirirlerse hayal kırıklığına uğramayın.
• Kariyer hedefleri ve seçimleri konusunda ergenlere yardımcı olun. Onları işyerine götürün. Yetişkinleri çalışırken izlemelerine imkan verin. Yapmak istemedikleri işi anlamanın ne yapmak istediklerini anlamak kadar önemli olduğunu unutmayın.
• Ergenlerin eve geliş saatine ve diğer aile kurallarına, karar ve düşünceleri ile katkıda bulunmalarına izin verin. Bu onların kendi davranışları için sorumluluk geliştirmelerine fırsat yaratacaktır.
• Ergenlerin itirazlarına rağmen bu dönemde çocuğunuzun arkadaşlarının kimler olduğunun ve neler yaptığının farkında olun. Arkadaşlarının anne ve babası ile tanışın. Evinizde arkadaşları ile hoşça vakit geçirebileceği programlar düzenleyin.
• Düzenli ve kuralları olan bir çevre sağlamaya devam edin Ergenlerin daha fazla özgür olmalarına izin verilmeli ancak bu onların kendilerini tehlikeye atacakları boyutta olmamalıdır. Şikayet etmelerine rağmen ergenler yetişkinlerin onlar için sağladıkları emniyet ve güven duygusuna ihtiyaç duyarlar ve bu konuda anne babalarına güvenirler.
• Anlaşılmak ve önemsenmek ergen için çok önemlidir. Bunları bulamadığında iletişimi ve ilişkiyi daha fazla sürdürmenin anlamı olmadığını düşünür ve içine kapanır. Eğer çocuğunuzla ilişkilerinizi yetersiz buluyorsanız şimdiye kadar sürdürdüğünüz ilişki biçimini gözden geçirin.
• Ergen için sır önemlidir. Eğer çocuğunuz sizinle küçücük bile olsa, bir sırrını paylaşıyorsa, bu sırrı kimseyle paylaşmayın.
• Ergeni başkalarının yanında uyarmayın ve öğüt vermeyin. Bu tür paylaşımları çocuğunuzla yalnızken ve sorunsuz zamanlarda yapmaya özen gösterin.
• Ergenlerin bağımsız hareket etme doğrultusunda verdiği tepkileri saygısızlık ve başkaldırı olarak yorumlamayın. Bunları yaşadığı değişimin bir parçası olarak değerlendirin.
• Ergenlerin kıyafet, yemek, eğlence gibi seçimlerine saygı duyun. Kendi bakış açınıza uymuyor diye yargılamayın, eleştirmeyin. Bu; ergenin beni anlamıyorlar düşüncesiyle sizden uzaklaşmasına neden olacaktır. Bunun yerine onu rencide etmeden nedenlerini açıklayın.
• Ergenin söyledikleri, her zaman söylemek istediklerini anlatmayabilir. Olaylara farklı duygusal tepkiler verebilir. Bu durumlarda onu doğru yola sokmak yerine verdiği mesajın altında yatan duyguyu anlamaya çalışın.
• Ergenle iletişimin sadece yetişkinden ergene doğru; yani tek taraflı olması durumunda ergenin kendi kişiliğini ortaya koyabilmesi için tek yolun otoriteye başkaldırmak olacağını unutmayın.
• Bu dönemde, ergene en çok yardımcı olacak kişilerin anne-babalar olduğunu göz ardı etmeyin.
• Tüm olumlu yaklaşım ve tutumlara rağmen, ergenle anne-baba arasında çözümsüzlük boyutunda ciddi gerginlikler yaşanıyorsa, uzman yardımına başvurmayı ihmal etmeyin.

ERGEN VE ARKADAŞLIKLARI

Ergenlerin arkadaşları ile ilişkileri, anne-babaları ile kurdukları ilişkilerden farklıdır. Anne-baba ile arasında ebeveyn otoritesine dayalı bir ilişki vardır. Buna karşılık akranları ile olan beraberlikte eşit bilgiye ve yetkiye sahiptir. Akranları ile kurduğu ilişkide, genç, kendi düşüncelerini ifade etmeyi ve başkalarının fikirlerine de hoşgörü ile yaklaşmayı öğrenir.

Ergenlerde arkadaşlık kurma iki yönlü bir yol izler. Ergen bir yandan kendisine arkadaş olarak seçeceği kimselerin kendisi ile aynı şeylerden hoşlanmasını, kendi sosyal statüsüne uygun olmasını ve ona sadık olmasını isterken, bir yandan da arkadaşları tarafından beğenilmeyi, onaylanmayı ve kusurları ile kabul görmeyi bekler. Aynı zamanda ergen, aileden gelen değer yargıları ile arkadaşlarından gelen değer yargılarını birbiri ile uyuşturma çabası içindedir. Karşı cinsin kabul edici tavırlar içinde olması ve beğenmesi, ergenin kendini değerli bir varlık olarak algılamasını ve güvenli ilişkiler kurmasını sağlar.

Ergen, kendi arkadaşlarının seçimine büyüklerin karışmasını istemez. Dolayısıyla kendi seçtiği arkadaşları hakkında anne-babasının olumsuz fikirlerine şiddetle karşı çıkar. Bu dönemde genç, sık sık arkadaş değiştirir. Ergenliğin sonlarına doğru, seçtiği arkadaşlarla daha uzun süre arkadaşlık ettiği görülür.

Bu dönemde kızlar az sayıda ama kendilerine yakın olan arkadaşlık arayışına girerler ve her şeyi aynı arkadaşlarla paylaşmaktan keyif alırlar. Erkekler ise daha fazla sayıda arkadaşa sahiptir ve farkı etkinlikler için farklı arkadaşları olabilir. (Top oynamak, ders çalışmak için farklı arkadaşları tercih etmek gibi.)

Gencin belirli bir alanda hüneri ya da becerisinin olması, onun arkadaşları tarafından daha kolay benimsenmesini sağlar. Grup tarafından kabul görmek, gencin kendine olan güvenini pekiştirir. Arkadaşları arasında kendi duygu ve düşüncelerini rahatça dile getirebilir ve böylece başkalarının etkisinde daha az kalır.

Çocuklukta arkadaşları ile ilişkileri kısıtlanmış, yetişkinleri ile olan ilişkilerinde horlanmış çocuklar bunun etkilerini ergenlik ve yetişkinlik dönemine de taşırlar. Yaşıtları ile sosyal ilişki kurmakta başarılı olamazlar ve arkadaşları tarafından da kabul görmeyen gencin kendine olan güveni azalır. Arkadaşları tarafından yeterince benimsenmeyen genç, grubun etkisinde çok daha kolay kalır.

Sonuç olarak bu, ergen için arkadaşlıklar ve bir gruba ait olma son derece önemlidir. Bu dönemde anne-baba olarak bizlerin yapması gereken anne-baba olarak kalmayı başarabilmektir.

Unutmayın, hem aileler hem de ergenler için sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmek mümkündür. Yeter ki kararlı olun ve ergenle sağlıklı bir iletişim kurun.

Haberler.com
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ergenlik döneminde sosyal fobi yaşayanlar okulda başarısız oluyor

Ergenlik döneminde yaşanan sosyal fobi, okul başarısını olumsuz yönde etkiliyor. Sürekli olarak “rezil olmak, komik duruma düşmek, toplum tarafından dışlanmak” korkusu sosyal fobiniz belirtileri olarak gösteriliyor.

Memorial Antalya Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Humen Can Elmi, ergenlerde sosyal fobi ve okul başarısına etkisi konusunda bilgi verdi.

Psikiyatris Elmi, ergenlerde yaşanan sosyal fobiyi, sosyal ortamlarda performans göstermeleri gerektiği zamanlarda ve yabancı oldukları kişilerle konuşurken beklenen kaygının üstünde bir kaygı göstermeleri şeklinde açıkladı. Bu kaygının, kişide çarpıntı, el terlemesi, göz kararması gibi belirtilere neden olduğunu söyleyen Elmi, “Sosyal fobi yaşayan ergen, yaşadığı yüksek kaygı ve stresten dolayı aile ve öğretmenlerinin kendisinden beklenti ve becerilerini yeterince yerine getirememektedir. Bu durum ergenin sosyal ve okul başarısını olumsuz yönde etkilemektedir.” dedi.

Kaygı duymanın kişiyi pek çok tehlikeli durumdan koruduğu için belirli bir dereceye kadar faydalı olduğunun altını çizen Elmi şöyle konuştu: “Fakat kaygı derecesi belli bir düzeyin üstüne çıkarsa kişi yapmak istediklerini, ‘rezil olacağım, komik duruma düşeceğim, herkes hiçbir işe yaramadığımı düşünecek, kimse benimle arkadaşlık etmeyecek’ şeklindeki düşünceleri nedeniyle yapamaz. Sosyal fobi taşıyan ergen, bu güvensizlik nedeniyle okul ve sosyal hayatında öğretmenlerinin ve anne-babasının kendisinden beklediği sorumluluklarını yerine getiremeyeceğinden tedavi sürecine başlanması önem taşımaktadır.”

Sosyal fobinin görülmesinde genetik faktörlerin yanı sıra aileden kaynaklanan nedenlerinde bulunduğunu belirten Elmi, bu konuda ebeveynlerin büyük iş düştüğünü belirtti. Elmi, “Anne babanın çok fazla mükemmeliyetçi olması, çocuklarının davranışlarını kabul etmemesi, sürekli yadırgaması, bekleneni tam olarak yapamayacağı düşüncesi ile sürekli ona müdahale etmesi çocukta güvensizliği tetiklemektedir.” şeklinde konuştu.

Uz. Dr. Humen Can Elmi; sosyal fobisi olan ergenin ebeveynlerine ve ailelerine şu önerilerde bulundu: “Anne ve babanın aşırı kaygılarından kurtulmaları sağlanmalıdır. Ebeveynlerin ergenden beklentilerini doğru ayarlamaları, aşırı beklentilerden uzak durmaları gerekmektedir. Çocuğun yapmak istemediği ve beceremeyeceğini düşündüğü işlerde alıştırma yöntemi kullanılarak bu yöntemle güven kazanması sağlanmalıdır. Rezil olma, becerememe, herkes tarafından kabul görememe, işini iyi yapamama düşüncesinin yanlış olduğu anlatılmalıdır. Öğretmenler öğrencileri yapmak istemedikleri konularda zorlamamalıdır. Örneğin, çocuk tahtaya çıkmak istemiyorsa bu konuda ona baskı yapmak doğru değildir. Bu durum çocuk için travma oluşturabilir. Öğretmenlerin ve ebeveylerin çocuğu motive etmek amacıyla sürekli akranları, arkadaşları ve akrabaları ile karşılaştırma yapılmamalıdır. Çünkü karşılaştırma yapılması var olan özrünü yüzüne vurmak ve onu hepten güvensizleştirmek anlamına gelmektedir. Sosyal fobi okul başarısını etkileyecek boyuta gelmeden bir uzmandan destek alınması önem taşımaktadır.”

Cihan Haber Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ergenliği Önce Biz Bilelim

İnsan yaşamının çocukluk ve yetişkinlik arasındaki dönemi ergenlik dönemi olarak adlandırılır.

Organik açıdan ergenlik olgunlaşma sürecinin bitmesiyle belirginleşir. Beden yavaş yavaş kesin boyutlarına ulaşır. Bedenin gelişmesi sırasında geçici oransızlıklar ortaya çıkar. Bacaklar önce gövdeden daha hızlı büyür sonra hareket tersine döner. Ağırlık artışı hızlanır ve 16 yaşlarında bazen4-5 kg bulabilir.

Ergenliğin ilk evresi ergenlik çağı (buluğ çağı) denen kızlarda adet kanamasının başlamasıyla erkek çocuklarda erbezleri sperm üretmeye koyulmasıyla belirir. Ergenlik çağı gerek erkeklde gerekse kızda 3 yıl kadar sürer. Ama bvaşlangıç yaşı toplum ,ırk ve aile ile bir çok etkene dayalı olarak farklılık gösterebilir. Normal sınırları 10-16 yaş arasıdır.

Hormon açısından ergenlik hipotalamustaki sinir merkezlerinin hipofiz tarafından gonadostimülinler (cinsel bezleri uyaran hormonlar ) salgılanmasını sağlayan etkisinin ortaya çıkmasıdır. Bu etki büyümede güçlü bir hızlanmayla (boy atma ) kız çocukda kadınsı (kalçanın genişlemesi) erkek çocukda erkeksi ( omuzların genişlemesi) özelliklerin ve deri altı yağının dağılımındaki özelliğin belirmesiyle tanınır.

Cinsel organlarda değişmeler olur. sakal bıyık çıkımları gözlenir. Özellikle erkek çocuğun derisi yağlanır ve sivilcelenir. Sesi kalınlaşmaya başlar, kızlarda göğüslerin gelişmesi dikkat çeker.

Ruhbilimsel açıdan ergenlik duygu ve düşüncelerde derin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler kişiliğin oturmasına ve benliği bulma yolundaki adımlardır. Cinsel olgunlukla yakından ilgili olan duygusallık ergenlik çağındaki kişide son derece önemli yer tutar. Duygusallık bazen aşırı heyecanlığada sebep olur. Cinsel dürtünün uyanmasıyla gece rüya görmeleri başlar. Aşk ve arkadaşlıklarda bazen aşırıya kaçan duygularda ortaya çıkabilir.

Çevresinde ergenlik çağındaki kişinin duygu ve heyecanları karşısındakinde belli bir anlayış ve uyum göstermesi gerekir . Aksi takdirde ciddi kişilik bozukluklarına yol açabilir.

Ergenlikde zeka gelişiminin evreleri araştırılmıştır. Ergenlikten başlayarak, somut işlemler evresini, başlangıçta temel özelliği akıl yürütmeden ve tartışmadan aşırı zevk almak olan soyut ve biçimsel düşünce evresi izler. Bütün bu ruhsal değişiklikler, kısaca kişiliğin kanıtlanması ve erişkinliğe özenme çabasına bağlanabilir.

Ergenlik çağındaki kişi çeşitli alanlarda (kültür,spor vs..) değerler edinmeye çalışır.Boyutları durmadan artan bir toplumsal çevrenin, ona sunduğu çeşitlilik içinden, kendi buluş ve vazgeçmeleri yoluyla bir davranış biçimi, bir ideal seçmeye uğraşır. Yeni yeni gelişen hareket özgürlüğü ve büyüme egosu onu daha çok hareket özgürlüğü istemeye götürür.

Kuşaklar arası anlaşmazlıklara neden olan ergenlik bunalımı sanayileşmiş toplumlarda çok daha önemli boyutlarda görülen bir olgudur. Bu anlaşmazlıklar çok ciddi neticeler doğurabilmektedir. Kendine söz hakkı tanınmayan ergen bir çok eylemlere karışabilir. Bunlar arasında ensık görülenleri ( madde bağımlılığı, evden kaçma, intihar,asilik, yalan, kavga, okul hayatında bozukluk, yanlış arkadaşlıklar vs..)

Ergen çocuklarımızı anlamak için onlar gibi düşünmek zorundayız. Daha çok hayatımıza dair edip konulara bire bir muhatap kılmalıyız bu sayede ebeveynin ergenin büyüdüğünü hatta ona sorumluluklar verildiğini ve ona güvenildiğini hissettirmemiz gereklidir. Aksi takdirde bu güveni kazanmak için olmadık işler ve çabalar içine girecektir'ki buda hiç bir ebeveynin istemeyeceği bir durumdur.

Ergenlik çağındaki çocuklarımız ile anne babadan çok arkadaş konumunda olmamız gereklidir. Bu vesileyle her sıkıntısını veya mutluluğunu sizlere anlatmasına zemin hazırlamış olmaktasınız. Örneğin kızınız ergenlik döneminde birinden hoşlanabilir kadın olma yolundaki uyanan dürtüleri buna neden olacaktır. Yanlış kişi veya yanlış zamandır aile baskıcı ve anlayışsız ise bu durum saklanır, sonu çok kötü haller alabilecek konumlara gelebilir. Tam tersi anlayışlı ve onu dinleyen bir aileye sahip ise anlatma olasılığı çok yüksek olacaktır. Bu sayede çocuğunuzu takibiniz kolaylaşacak ve ona öneriler sunarak doğru ve yanlışı anlatabileceksinizdir.

Ben 3 çocuk annesi bir ebeveynim çocuklarımdan 2 si bu evreden geçti. Erkek olmalarına rağmen kız arkadaşlarını bile bana çok rahatlıkla anlatabildiler. Biz bu evreyi ufak tefek sapkınlıklarla yani asabiyet derslerde bocalama gönül ilişkilerindeki çıkan sorunları yansıtarak evde çıkartılan huzursuzluklarla atlattık. Çok şükürki büyük hadiseler oluşmadı umarım hiç kimsede de oluşmaz. Bunu çocuklarımla her konuda konuşmama onlarla arkadaş olmama bağlıyorum ve tüm annelere nacizane öneriyorum. Bu dönem aslında hafife alınmamalı çok ciddi durumlar olabilir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst