Çocuk ve Yetişkin Fark Etmeksizin Gelişen Böbrek Yetmezliği

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklukta teşhis edilen reflünün zamanında tedavisi, gelecekte karşılaşma olasılığı bulunan böbrek hastalığıyla mücadeleden olumlu sonuç almada önem taşıyor

Böbrek hastalıklarında zamanında teşhis ve tedavi, yüz güldüren sonuçlar veriyor. Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi’nden Uzman Doktor Bilal Görçin, çocuk yaşta diyalize giren hastaların yarıdan fazlasının reflü nedeniyle diyalize girdiğini söylüyor. İdrarın torbadan dışarı giderken, yukarı böbreklere kaçması olarak bilinen reflünün erken teşhis edilmesi, tedavisini mümkün hale getiriyor. Görçin, “Bu durum çocukları diyalize giden süreçten ve diyaliz hastası olmaktan kurtarıyor” diyor. Reflü belirtileri arasında bulunan idrar kaçırma ve yılda birden fazla görülen idrar yolu enfeksiyonlarının dikkate alınıp önemsenmesi, hastayı diyalizden kurtarmada yeterli sayılıyor. Böbrek taşlarında erken tanı ve tedavi böbreği kaybetmeye engel oluyor. İdrar yolundaki ağrılı ciddi kanamalara zamanında teşhis ve muayeneyse; mesane, prostat ve böbrek tümörlerinin erken teşhisini sağlayarak hayatta kalma süresini uzatıyor. Bebek ve çocuklarda da böbrek hastalığı gelişebiliyor. Bu dönemde en çok idrar yolu enfeksiyonu, böbreklerden protein kaçağı (nefrotik sendrom), idrarın mesaneden böbreklere kaçması (reflü), böbrek taşları, böbrek ve idrar yolu anomalileriyle karşılaşılıyor. Tek böbreği olup taş engellemesi veya her 2 böbreğin tıkanıklığı sorunuyla karşılaşan hastaların taş tedavilerinin yapılması böbrek yetmezliği sorununu engellemeye yetiyor. Günümüzde diyalize giren hastaların yüzde 70’ini oluşturan diyabet, yüksek tansiyon ve polikistik böbrek gibi hastalıkların iyi takip ve tedavisiyle hem kronik böbrek yetmezliği önlenebiliyor hem de hastalığın geç oluşması mümkün oluyor.

70 BİN HASTA HEMODİYALİZE GİRİYOR
5 yıl önce Türk Nefroloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde yapılan geniş çaplı araştırma, nüfusun yüzde 13’ünde böbrek hastalığıyla ilgili sorunlar saptandığını gözler önüne serdi. Bugünse yaklaşık 70 bin hastanın hemodiyaliz gördüğüne dikkat çekiliyor. Ülkemizde yılda 2.500 civarında böbrek nakli yapıldığı belirtiliyor.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
-Kalsiyumlu gıdalar, çilek ve kuruyemiş taş yapar: YANLIŞ!
Kişide taş oluşumu genetiktir ve her tür yiyecek taş yapabilir. Önlemi bol sıvı tüketmekten geçmektedir.

-Çok su içmek böbrekleri yorar: YANLIŞ!
Böbreklerin vücuda giren suya göre sıvıyı ayarlama yetenekleri oldukça yüksektir. Bu nedenle fazla sıvı böbreği yormaz.

-İnsan tek böbrekle yaşayamaz: YANLIŞ!
Tek böbrekle sorunsuz 100 yıl yaşamak bile mümkündür. Böyle binlerce hasta vardır. Böbreği etkileyecek bir hastalık olmadığı sürece (yüksek tansiyon, diyabet, taş, vb.) tek böbrekle yaşamakta sorun yoktur.

-Böbrek yetmezliği genetiktir: YANLIŞ!
Sadece ailevi 2 hastalık böbrekleri kalıcı olarak bozmaktadır: Bunlar, ‘polikistik böbrek’ ve sağırlıkla giden ‘alport’ hastalığıdır.

BAŞLICA BELİRTİLER
Uzman doktor Bilal Görçin, “Vücutta üre yükselmeye başladıktan sonra böbreğin fonksiyonlarının bazen bir kısmı, bazen de hepsi bozuluyor” diye konuşuyor. Bozulan fonksiyonlara göre belirtiler şu şekilde gerçekleşiyor:

-Ağız kuruluğu
-Gece idrara çıkma
-Kaşıntı
-Halsizlik
-Çabuk yorulma
-Kemik ağrıları
-Ayaklara kramp girmesi
-Tansiyon yükselmesi
-Vücutta çeşitli bölgelerde şişlik oluşması.

UZUN DÖNEM DİYALİZİN SONUÇLARI
Uzun süre diyalize girilmesi olumsuz sonuçlara neden olabiliyor. Diyalize giren bir hastanın ilgili merkeze geliş, diyaliz bitiminde dinlenme ve eve varış süresi toplamda 6 saati bulabiliyor. Ayrıca diyalize girdikten sonra idrar azalıyor ve idrarın tamamen kesilmesiyle içilen tüm su vücutta kalıyor. Her diyalizde vücuttan ortalama 2-5 kg. kadar sıvı çekilirken, 4 saatte bu kadar kilo kaybeden bir hastada tansiyon düşmesi, kramp, halsizlik, bulantı ve kusma gibi şikâyetlere rastlanıyor. Diyaliz süresinin uzamasıysa vücutta bazı maddelerin birikmesine, kemik yıkımının artmasına ve damarların etrafına kalsiyum çökmesine neden olabiliyor. Bağışıklık sisteminin zayıf kalması da enfeksiyon gelişimini kolaylaştıran etkenler arasında bulunuyor. Uzun süre diyalize giren hastalarda kemik deformiteleri, şekil bozuklukları ve gelişme geriliği görülürken; cinsel fonksiyonlarda azalma gibi olumsuzluklar da oluşabiliyor.

BÖBREK YETMEZLİĞİ OLUŞMAMASI İÇİN BUNLARI YAPIN
Böbrekleri fonksiyonlarının yüzde 50’sini kaybeden hastanın kanında üre ve kreatin yükselmeye başlıyor. Bu ‘kronik böbrek yetmezliği’ anlamına gelebiliyor. (Her kreatin yüksekliğinin kronik böbrek yetmezliği olmadığının unutulmaması gerekiyor.) Kronik böbrek yetmezliği başladıktan sonraki 7-10 yıl içerisinde böbrek fonksiyonlarının yüzde 90’ının kaybedilmesi hastaların diyalize girmesine ya da böbrek nakline ihtiyaç duyulmasına neden oluyor. Uzman Doktor Bilal Görçin, böbrek yetmezliği oluşmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

-Şeker ve tansiyonunuzu düzenli kontrol ettirin.
-Tuzdan, fazla kilodan, sigaradan, hareketsizlikten ve stresten uzak durun. Bol su için.
-Böbrek taşlarınızı tedavi ettirin.
-Ailevi polikistik hastalığı olan aile bireylerinin taranmasını sağlayın.
-Çocukluk çağındaki enfeksiyon ve idrar kaçırmalarını dikkatlice takip edin.
-Ayaklardaki şişmeyi ihmal etmeyin.
-Günlük idrar kaçırma ve günlük idrar çıkarma ritmindeki değişikliklerle, gece idrara kalkma ve ağrısız idrar kanamalarınızı ciddiye alın. İdrarınızı tutmayın.
-Düşük belli kıyafetler giymemeye özen gösterin.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Böbrek hastalanınca ne oluyor?

Böbrek yetmezliğinde geç teşhis hastayı diyaliz ve nakle götürüyor

Ülkemizde her 6 kişiden 1’inde böbrekle ilgili sağlık sorunlarına rastlanıyor. Böbrek hastalıklarında erken teşhis, tedavi imkânlarını artırıyor ve mevcut hastalığın kontrol altında tutulmasını sağlıyor. Geç teşhis edilen böbrek hastalığıysa, kronik böbrek yetmezliğine dönüşerek hastayı diyalizden ya da böbrek naklinden yararlanma durumunda bırakıyor

8 Mart Dünya Böbrek Günü ülkemizin böbrek hastalıkları konusundaki sicilinin pek parlak olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bunu anlamak, bu sorunu tanımayı ve dikkatli olmayı gerektiriyor. Çünkü böbrek yetmezliği ilk 3 evrede belirti vermeyebiliyor. Böbrek hastalıkları dünyada her 10 kişiden 1’inde görülüyor. Ülkemizde bu oranın daha yüksek olduğu ve her 6 kişiden 1’inde böbrekle ilgili sorunlara rastlandığı belirtiliyor. Böbrek hastalıklarının toplam 5 evreye ayrıldığını belirten Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi’nden Uzman Doktor Bilal Görçin, beşinci evrede olan hastalarda kronik böbrek yetmezliği oluştuğunu ve bu hastalıkta böbreklerin tamamen devre dışı kalıp çalışamaz duruma geldiğini söylüyor. Uzman Doktor Görçin, yapılan çalışmalarda, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 16.7’sinin böbrek hastalıklarının herhangi bir evresinde olduğunun belirlendiğine ve 8 milyonun üzerinde kronik böbrek yetmezliği hastası bulunduğuna dikkat çekiyor.

ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLERİ VAR
Böbreklerimizin her biri 150 gram ağırlığında ve fasulye şeklinde olup, omurganın her 2 yanında ve bel bölgesinin biraz üzerinde yer alıyor. Her insanın normalde 2 böbreği bulunmasına karşın sağlıklı tek böbrekle de normal bir yaşam sürdürmenin mümkün olabildiği belirtiliyor. Böbreğin en önemli görevleri arasında; vücudumuz tarafından kullanılması sonucunda açığa çıkan atık maddeleri idrarla vücuttan uzaklaştırması, vücudun su-tuz dengelerini ve tansiyonu düzenlemesi, zararlı etkileri önlemesi ve vücudun kan yapımı için kemik iliğine gönderimlerde bulunması yer alıyor.

TAHLİL YAPTIRIN!
Böbrek yetmezliği; böbreğin tamamen çalışamaz hale gelerek vücuttaki atık maddeleri idrarla dışarıya atamaması olarak tanımlanıyor. Uzman Doktor Görçin, bunun 5’inci evre böbrek hastalığı olduğunu ve nüfusa oranının milyonda 4 olduğunu dile getiriyor. Böbrek yetmezliğinin, hastalığa ilk 4 evrede zamanında müdahale edilmemesi ve tedavinin gerçekleştirilmemesi sonucunda oluştuğuna dikkat çekiliyor. Böbrek hastalığının ilk 3 evresinde hastalığın sinsi ilerlemesi söz konusu olduğu için her yıl en az 1 kez tansiyon ölçümü, idrar tahlili ve kanda kreatin tahlili yapılması tavsiye ediliyor.
Kandaki kreatin değerinin yüksekliği, böbrek fonksiyonunun bozulduğunu ve çalışmadığını gözler önüne seriyor. Görçin, “Erken teşhis yani böbrek hastalığının ilk evrelerinde teşhis edilmesi tedavi imkânlarını artırmakla kalmıyor, bu hastalığın kontrol altında tutulmasını da sağlıyor” diye konuşuyor. Görçin, teşhiste geç kalındığında karşılaşılacak tabloyuysa şöyle özetliyor: “Tedavi edilemeyen veya geç teşhis edilen böbrek hastalığı, hastanın 5’inci evrede kronik böbrek yetmezliği tanısı alarak, diyaliz veya böbrek nakli tedavi seçenekleriyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.”

BÖBREK HASTALANINCA NE OLUYOR?
* Vücutta kalsiyum eksikliği ve fosfor fazlalığı başlıyor.
* Atıklar kanda birikiyor.
* Kan basıncı dengeleri bozuluyor.
* Vücutta su birikmeye başlıyor.
* Bacak ve göz kapakları şişiyor.
* Kilo artışı söz konusu oluyor.
* Alyuvar üretimi dengesi bozuluyor.
* Akciğerlerde sıvı birikmeye başlıyor.
* Nefes darlığı oluşuyor.
* Halsizlik, iştahsızlık, baş dönmesi, çabuk yorulma ve çarpıntı gibi belirtiler ortaya çıkıyor.

AZ TUZ, ÇOK SU TÜKETİLMELİ
Böbrek hastalıklarının genetik faktörlerin yanında tuz ve suyla da doğrudan ilişkisi bulunuyor. Aşırı tuz tüketimi vücuttaki kan basıncını artıracağı için böbrek içerisindeki kılcal damarlarda bozulmalara neden oluyor. Uzun süreli yüksek kan basıncıysa (hipertansiyon) böbreğin fonksiyonlarının yitirilmesine yol açıyor. Su tüketimi çok önemli olup böbreğin idrar yoluyla atacağı atıkların atılma hızının artmasını, kanın sulanmasını ve böbreğin daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor.

EN ÇOK GÖRÜLEN BÖBREK HASTALIKLARI
-Piyelonefrit
-Taş hastalığı
-Kum hastalığı
-İdrar yollarında tıkanma

BÖBREK YETMEZLİĞİ BELİRTİLERİ
-Vücutta şişlikler
-Kas krampları
-Baş dönmesi
-Kilo kaybı
-Nefes darlığı
-Aşırı çarpıntı

SİGARA İÇENLER RİSK ALTINDA
Hipertansiyon hastalıkları, diyabetik hastalıklar ve metabolik sendromlar, böbrek hastalıklarının ana oluşma nedenleri arasında bulunuyor. Fazla tuz tüketenler, aşırı şekerli yiyenler, sigara içenler, obezler, hareketsiz yaşam sürdürenler ve az su tüketenler böbrek hastası olmaya davetiye çıkarıyor. Böbrek yetmezliği hastalığında hastanın yaşamını devam ettirebilmesinin 2 yolu bulunuyor. Bunlardan birincisinin diyaliz tedavisi, ikincisininse böbrek nakli olduğu belirtiliyor.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Uzman Doktor Bilal Görçin, ülkemizde yapılan SALTURK ve CREDIT araştırmalarına göre, hipertansiyon görülme ve diyabet hastalığına yakalanma riskinin kadınlarda erkeklere oranla daha fazla olduğunu söylüyor. Günümüzde böbrek hastalıkları genellikle orta ve ileri yaşlarda görülmekle birlikte, insan ömrünün uzaması sonucunda ilerleyen yıllarda yaşlı nüfusun daha fazla risk altında olacağı düşünülüyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst