Çocuklar mikroplardan nasıl korunabilir?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklar neyin kirli neyin temiz olduğunu bilemedikleri için mikropları adeta kendine çekerler. Bazı konulara dikkat ederek çocuklarınızı hastalıklardan koruyabilirsiniz.

Çocuklar mikroplardan nasıl korunabilir?

Bu nedenle evinizde, okulda veya dışarıda çocukların mikrop kapıp hastalanabileceği birçok yer var. Bazı konulara dikkat ederek ve alacağınız önlemlerle çocuklarınızı hastalıklardan koruyabilirsiniz.

WebMD isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte çocukların kolayca ulaşabileceği kirli yerler:

Diş fırçası kabı: 2011 yılında yapılan araştırmaya göre, diş fırçalarını sakladığınız fincan ya da kap evdeki en kirli üçüncü nokta. Diş fırçalarının yanında sifonu çekmek mikroplu su damlacıklarının havada duman şeklinde fırçalara bulaşmasına yol açıyor. Temizlemek için, diş fırçalarını yüksek sıcaklıktaki bulaşık makinesinde yıkayın ya da her hafta sıcak suda fırçaları yıkayıp dezenfektan mendille silin.

Evcil hayvanların bulunduğu yerler: Evcil hayvanlar ile çocuklar birbirlerini çok severler. Ancak evcil hayvanlar dışkıları, tükürükleri ile çocuklara bakteri, virüs ve parazit bulaştırabiliyorlar. Bu hayvanların oyuncakları ya da kaseleri koliform (Salmonella ve E.coli gibi bakteri ailesi) kaynağı olabiliyor. Çocuklar evcil hayvanlarını sevdikten sonra mutlaka ellerini yıkamalılar. Kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanları öpmemeliler.

Arka bahçe: Uzmanlar, çocukların topraktaki bakterilerle temas etmesinin iyi olduğunu söylüyorlar. Ancak bazı riskleri de göz önüne almalısınız. Çocukların hayvanların dışkılarının olduğu yerde oynamasına izin vermeyin. Çocuğunuzun DBT (Difteri, boğmaca, tetanos) aşısını yaptırdığınızdan emin olun. Böylece bahçede karşılaşabileceğin kesikler nedeniyle oluşan tetanosdan çocuklarınızı koruyabilirsiniz.

Buzdolapları: Sızdıran bir et poşeti, dökülmüş süt çocukların buzdolabında en çok ilgilendiği yerlerdir. Salmonella, campylobacter ve karın ağrısı ve kusmaya yol açan norovirüs gibi hastalıklar mutfakta yaygındır. Bulaşmasını önlemek için hemen bozulan yiyeceklerin uygun şekilde saklanması gerekiyor. Buzdolabının duvarlarını ve raflarını iyice yıkayın ve dezenfekte edin.

Dışarıdaki hayvanlar: Hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, çiftlikler ve okul gezilerinde çocuklar öğrenmek için hayvanlarla daha fazla yakın oluyorlar. Buralar aynı zamanda bakterilerin yayıldığı alanlardır. Özellikle küçük çocuklar daha fazla risk altındalar. Bu alanlarda çocuklar asla yanlarına yiyecek, içecek ya da biberon, emzik veya oyuncak almamalıdır. Hayvanlara dokunduktan sonra hemen ellerini yıkamalılar.

Yerler: Yiyecek kırıntıları, yağlar, mutfakta dolaşan insanlar ya da evcil hayvanlar mutfak zeminini kirletiyor. Halılar ve sert zeminler toz maytları, küf, yiyecek kırıntıları, dışarının kiri ve hatta böcekler tarafından kirleniyor. Mutfak zemini alerjileri ve astım ataklarını tetikleyebilir.

Durgun sular: Şiddetli yağan yağmur sonrası ya da karlar eridikten sonra yerlerde kalan durağan sular çocukların oyun alanı olabiliyor. Ancak bu alanlar küf, bakteri ve sivrisinek gibi böcekler için beslenme yeridir. Çocuklara buralarda birçok virüs bulaşabilir.

Okuldaki mikroplar: Okul tuvaletlerinde ve musluklarda normalden 800 kat daha fazla mikrop bulunuyor. Plastik yemekhane tepsileri de mikrop taşıyan diğer önemli noktalardır. Fakat başka bir araştırmada ise çocuklar el temizleme jelleriyle ellerini temizlediklerinde ve sıraların üstü gibi bölgeler her gün dezenfekte edildiğinde hastalıkların yarı yarıya azaldığını tespit edildi.

Spor ve jimnastik salonları: Çocuğunuza hafta sonları özel ders aldırıyorsanız, okullardaki yüzme, jimnastik kurslarında MRSA gibi bakteriler kolayca yayılabiliyor. Bu bakteri vücuda kapanmamış kesiklerden ya da açık yaralardan girer. Arkadaşınızla aynı havluyu paylaşma ve güreş gibi temas sporları yapma da hastalıkların bulaşmasını kolaylaştıran başka bir yoldur.

Kum havuzu: Parklarda ya da okulların bahçelerindeki kum havuzlarında kumdan fazlası bulunuyor. 2010 yılında yapılan bir araştırma kum havuzlarının 2,5 santimetresinde 7 bin 440 bakteri bulunduğunu gösterdi. Bu bakteriler insanların tükürüğünden, ellerinden, yiyeceklerden, kedi ve köpeklerden, bebek bezlerinden geliyor.

Alışveriş merkezleri: Özellikle grip ve soğuk algınlığı mevsiminde kapalı alışveriş merkezlerinde her türlü mikrobun çocukları beklemesi şaşırtıcı değil. Araştırmalar asansör tuşlarının, video oyun konsollarının, merdiven parmaklıklarının ve ATM'lerin mikroplarla dolu olduğunu gösteriyor. Çünkü bu noktalar düzenli olarak temizlenmiyor. Ellerinizi yıkamak yardımcı olabilir, ancak ortak kullanılan tuvaletler, musluklar, lavabolar da çok fazla mikrop barındırıyor.

Çocuklar mikropları çeker: Çocukların sıklıkla yaptığı davranışlar mikropları davet eder: burunlarını karıştırma, tırnaklarını yeme ya da burnu akınca elleriyle silmek gibi. Ve daha sonra birçoğu ellerini yıkamaz. Ellerinizi yıkama soğuk algınlığı, grip ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı korunmada ilk sırada yer alır. Çocuklarınıza ellerini ne zaman ve nasıl yıkayacağını öğretin.

Ellerinizi nasıl yıkamalısınız?

Yemek hazırlamadan önce, tuvaletten sonra, hapşırdıktan, öksürdükten ve burnunuzu temizledikten sonra ellerini yıkaması gerektiğini çocuğunuza sık sık söyleyin. Ilık su ve iyi bir sabunla ellerini güzelce nasıl yıkayabileceğini çocuğunuza öğretin. Yaklaşık 20 saniye boyunca parmaklarının arasını, tırnaklarının altını ve ellerinin üstünü iyice ovalamasını sağlayın. El temizleyici jeller de iyi bir alternatif olabilir. Ancak bunlar görünmeyen kirleri yok etmiyorlar ve ayrıca çocuklar tarafından yutulması halinde zehirli olabilir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocukların mikrop haritası çıkartılacak

Öğrencilerin ellerinden sürüntü örnekleri alınarak, çıkan sonuçlara göre hijyen eğitimi verilmesini öngören proje hayata geçiriliyor.

Çocukların mikrop haritası çıkartılacak

Erken çocukluk döneminde verilen hijyen eğitiminin yaşam boyu devam ettiği gerçeğinden yola çıkan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Emek Dümen, kentteki 3 okulda öğrencilerin ellerinden sürüntü örnekleri alarak, çıkan sonuçlara göre hijyen eğitimi verilmesini öngören projesini hayata geçirdi.

İÜ'nün yürütücülüğünde İstanbul Kalkınma Ajansı desteği ve Dünya Yaşlanma Konseyi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla gerçekleştirilen ve ilköğretim okullarında okuyan öğrencilerin ellerinin mikrobiyolojik profilinin çıkarılmasını ve çıkan profile göre de hijyen eğitimi verilmesini öngören ''Sağlıklı Yaşlanma Platformu ve Erken Çocukluk Dönemindeki Hijyen Bilinci'' projesi, 3 pilot okulda başladı.

Dümen, proje kapsamında Ümraniye Emine Koçulu İlköğretim Okulu'nda 2. sınıf öğrencilerinin ellerinden sürüntü örnekleri aldı ve öğrencilere mikroplardan korunmak için neler yapılması gerektiğini anlattı.

Proje sayesinde temizliğin önemini kavrayan çocuklar, Dr. Emek Dümen'e mikroplara ilişkin çeşitli sorular da sordu.

AA muhabirine görüşlerini aktaran öğrencilerden Bilal Ersen Aydın, ''Doktor bize mikropları gösterdi ve elimizdeki mikropları nasıl tanıyacağımızı anlattı. Elimi yıkamazsam, mikroplar çoğalırmış, çoğalınca sağlığımız bozulurmuş. Sağlığımızın bozulmaması için düzenli besleneceğiz. Ellerimi tuvaletten çıkınca, gezmeden gelince yıkıyorum. Haftada bir kere banyo yapıyorum. Dişlerimi 3 kere fırçalıyorum'' dedi.

-Çocukların gözünden mikrop-

Sınıftaki çocuklardan Fatma Yaşar, mikroplardan korktuğunu belirtirken, Rabia Kalkan, ''Mikroplardan korkuyorum. Mikrop, çok küçük ve pis bir şey. Eğer elimize geçerse bizi hasta edebilir. Mikroplardan uzak durmak için ellerimi yıkıyorum, banyo yapıyorum, kirli yerlerden uzak duruyorum'' diye konuştu.

Ahmet Enes Alaca, ''Mikrobu; ağzı, gözü, dişleri var, bizi ısırıyor ve hasta oluyoruz'' diye tanımlarken, Kaan Güler, mikrobun, mikroskopla bakıldığında ''ejderhaya'' dönüştüğünü, Cansu Uludağ ise ''ahtapota'' benzediğini ve insanlara saldırdığını söyledi.

Çocuklardan Kürşat Taşkın, ''Mikrop timsah gibi, dişleri çok sivri, kamçıları var. Mikroplardan korkuyorum. Çünkü bize bulaşırlarsa, hiç çıkmazlar. Ellerimizi yıkayalım, dişlerimizi fırçalayalım, sonra mikroplar geçer bizden, başka yerlere gidebilir'' dedi.

-Proje hakkında-

Emek Dümen de İstanbul'daki 3 ilköğretim okulunda 2. sınıfa devam eden öğrencilerin ellerinin mikrobiyolojik profilini çıkardıklarını ve sonra da çıkan profile göre verdikleri eğitimlerde temizlik ve hijyenin önemini anlattıklarını söyledi.

Dümen, 3 ay boyunca öğrencilerin ellerinden 6 kez örnek alacaklarını belirterek, her aldıkları örneğin sonucuna göre, veli ve öğrencilere eğitim vereceklerini kaydetti.

Projenin izlenebilirliği görebilmek için istatistik modellerle ''Hijyen izlenebilirlik modülü'' çıkaracaklarını bildiren Dümen, hijyen bilincinin oluşması için erken çocukluk döneminin çok önemli olduğunu vurguladı.

Dünyada yapılan medikal araştırmaların, küçük yaşlarda edinilen temizlik alışkanlığının hayat boyu devam ettiğini gösterdiğini belirterek, ''Yani doğru alınan hijyen eğitimi, kişinin hayat boyu doğru uygulamaları yapmasını sağlıyor. O uygulamaları alışkanlık haline getirdiği için çıkamıyor. Bunun tersi de geçerli. Eksik ve yanlış hijyen alışkanlığı kazananlar da bunu devam ettiriyor'' dedi.

-''Salgın hastalıkların çıkış noktası ilköğretim okulları''-

Dümen, çocuklar hijyen alışkanlıklarına dikkat etmedikleri ve bağışıklık sistemi de tam oturmadığı için salgın hastalıkların çıkış noktasının ilköğretim okulları olduğunu belirterek, hastalık yapan mikroorganizmaların ayrıca sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan kirli olan bölgelerde özellikle de çocuk bazlı ortaya çıktığını söyledi.

Doğru hijyen ve sağlığın yaşam kalitesi ve süresini de belirleyen önemli etkenler arasında bulunduğunu ifade eden Dümen, temizliğin genel bir kavram olduğunu kaydetti.

Dr. Emek Dümen, ''Biz temizliğe evimizin ve kendimizin temiz olması olarak bakarız. Sonuçta sadece evimizin ve kendimizin temiz olması değil, çalıştığımız, eğlendiğimiz, okuduğumuz, dinlendiğimiz, yemek yediğimiz her yerin temiz olması gerekiyor. Dolayısıyla bir kişinin kirliliği diğer temizlerin tamamını etkileyebiliyor, kirletebiliyor. Bu nedenle biz kontrol mekanizmasını, veli, öğrenci ve öğretmen üçlüsü üzerine kurmayı planladık'' diye konuştu.

-''Uygulama dünyada ve Türkiye'de ilk''-

Eğitimlerde, inceleme sonucunda bulunan mikroorganizmaların tehlikesi ve bu tehlikeye karşı alınması gereken önlemlerin anlatılacağını belirten Dümen, şöyle devam etti:

''Uygulama, dünyada ilk kez yapılan bir uygulama. Dünyada birtakım tarama çalışmaları var, hijyen eğitimleri var. Ancak bunların birleştirilip, izlenebilirlik modülünü ortaya koyan bir tarama yok. Bir tarama yapılıyor, sonuçları alınıyor ya da bir eğitim verilip gidiliyor. Verilen eğitimlerin ne kadar işe yaradığı, istatistik bir modelleme ile nereye gidilebildiğine ilişkin bir model çalışması dünyada yapılmamış. Dolayısıyla bu proje, dünyada ve Türkiye'de ilk kez yapılıyor. İstatistiki sonuçlar eğitimin başarısını da bize göstermiş olacak.''

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün belirlediğini Ümraniye'de Emine Koçulu İlköğretim Okulu, 50. Yıl Selçuk Ecza İlköğretim Okulu ve Ümraniye İlköğretim Okulunda yaklaşık 700 çocuğa tarama yaptıklarını belirten Dümen, ''Proje ve bütçe anlamında kendimizi geliştirirsek, uygulamayı İstanbul ve Türkiye geneline yayacağız'' dedi.

-''Burun karıştırmanın biraz azalması gerekiyor''-

Dr. Emek Dümen, ilk sonuçları almaya başladıklarını belirterek, ''Genel bir yorum yapmak için erken ama ilk sonuçlara göre, çocukların ağız ve burun temaslarına biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini ortaya koydu. Burun karıştırmanın biraz azalması gerektiğini söyleyebilirim. Ancak ailelerin tuvalet hijyenlerini iyi düzeyde verdiğini söyleyebilirim. Tuvalet hijyeni daha iyi çıktı diyebiliriz'' şeklinde konuştu.

Dünya Yaşlanma Konseyi Genel Sekreteri Metin Çetiner de yaşlanmanın doğumdan itibaren başladığını dile getirerek, çocukların doğduğu andan itibaren yaşlandığını söyledi.

Çetiner, insanlarda kaliteli yaşlanma bilincinin gelişmesinin önemine işaret ederek, ''Küçük yaştan itibaren çocuklara hijyen eğitiminin verilmesi çocuklarda kaliteli yaşlanma bilinci, temizlik ve hijyen anlayışının verilmesi, toplumun daha sağlıklı bireylerden oluşmasına vesile olacak'' dedi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst