Çocuklarda Kekemelik tedavi edilebiliyor

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocukların okul ve arkadaş ortamından uzaklaşmasına sebep olan kekemeliğin tedavisi olmasına rağmen ihmal edildiği bildirildi.

Kekemelik tedavi edilebiliyor

Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kekeme olan bireylerde özellikle heyecan, stres, sinirlenme anlarında, yeni kişilerle ve toplum karşısında konuşma sırasında takılmanın arttığını belirtti.

Knudsen'in verdiği bilgiye göre, kekemelik, genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde (2–6 yaş) ortaya çıkıyor. Çocuklarda, 1,5–2 yaşına dek süren dönemin ardından düşünce gelişimi, konuşma gelişimine göre daha ön planda olduğu için düşüncesini kelimelere aktarması sorun olabilir bu da kekemeliğe yol açabilir. Kekemeliğin daha çok belirgin olduğu ortalama yaş ise 5. Erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla kekemelik daha çok görülmektedir.

Kekemeliğin birden fazla nedeni olduğunu belirten Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, bu durumun psikolojik, fizyolojik ya da kalıtımsal nedenlerden kaynaklanabildiğini dile getirdi.

Knudsen, şu bilgileri verdi: "Fizyolojik olarak beyin dalgalarından gelen iletim bozuklukları kekemeliğe neden olabiliyor. Solunum bozukluğu ve nefesi doğru kullanamama da nedenler arasında yer alıyor. Çocukların psiko-sosyal anlamda sıkıntı veren çevrelerde bulunması, ailevi problemler, herhangi bir şeyden duyulan şiddetli korku da kekemeliğe sebebiyet verebiliyor. Baskı ve stres altında kalmaları, onlardan büyük beklentilerin olması, titiz ve kontrolcü bir çevrede yetişmesi nedeniyle kekemelik ortaya çıkabilir. Genelde kekemeliği başlatan korku ve strestir. Kekemeliğin çok görüldüğü bir neden de travma durumlarıdır. Birey ani korku kaygı gibi ağar ve ani duygu değişlerinden sonra kekeleyebilir ve ya konuşamayabilir. Kekemeliğin nedenlerinden biri de ev içerisinde ebeveynler ya da yakın akrabalardan birinin kekeme olmasıdır. Çocuk bu durumda o kişi ile özdeşim kurarak kekemelik gösterebilir."


İLK TESPİTİ AİLE YAPAR

Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kekemeliğin çocukluk döneminde tespitinde özellikle ailelerin önemli bir rol oynadıklarını vurguladı. Knudsen, şöyle devam etti: "Aile, çocuğun ilk andan itibaren gelişiminde, sosyalleşme süreçlerinde ve davranışların gerçekleştirilmesinde en önemli etkendir. Çocuğun konuşmaya başladığı ilk dönemlerinden sonra ne söylediğine ve nasıl söylediğine dikkat edilir. Bu dönem çocuklarda düşünme hızı, sözcükleri çıkarabilme hızından fazladır. Bu sebepten çocukta geçici kekemelik ve konuşma bozuklukları da görülebilir. Kimi anne-babalar, çocuğun dil gelişimi sırasında yaşıtlarından farklı konuştuklarını tespit edebilirler. İlk tespit sonrasında çocuğun konuşmasında sürekli ve klinik bir bozukluk olup olmadığının tespiti açısından bir uzmana başvurmak gerekir. Aileler, çocuğun ruhsal ve duygusal gelişimi için sağlıklı ortamlar yaratmalı, daha güvenli ve sevecen bir aile ortamı içerisinde onun gelişimini destekleyerek sorunu aşmasında yardımcı olmalıdırlar. Çocukluk döneminde atlatılabilecek bir durum olan kekemelik için erken tespit ve doğru tedavi yöntemleriyle büyük oranda düzelme sağlanabiliyor. Ergenlik dönemiyle beraber bu oranın daha da arttığı söylenebilir."

Konuşma akıcılığı bozukluğu çocuğun okul başarısını, ilerleyen dönemde birey olarak mesleki başarısını ve toplumsal iletişimi bozabildiğine dikkat çeken Knudsen, "Bu durum çocuğu içine kapanık bir hale getirebilir. Bana gülecekler, benimle alay edecekler endişesiyle konuşmaya çekinirler. İletişim kurmaktan kaçındıkları için arkadaşlık kurmakta zorluk çekebilirler. Ancak kekemeliğe neden olan koşullar değiştikçe, kişi diğer insanlarla daha kolay iletişim kurdukça konuşması da düzelecektir. Bu eğitimle de söz konusu oluyor. Kelime haznesi arttıkça kekemelik de iyileşme periyoduna girmiş olacaktır." diye konuştu.

Çocuğun ilk sosyalleştiği ortam aile olduğundan kekeme çocukları olan anne – baba ve diğer aile bireylerine önemli görevler düştüğüne vurgu yapan Knudsen, öncelikle çocuk kekelediği zaman kesinlikle alay edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Knudsen, "Çocuk kekelediğinde yüzünüzde oluşacak üzülme ya da acıma ifadelerinden kaçınmalısınız. Düzgün konuşması yönünde ısrarlı şekilde telkinde bulunmak, çocuğun sözünü yarıda kesip cümlesini tamamlamak çocuk üzerinde bir baskı ve heyecan oluşturacak ve daha çok kekelemesine neden olacaktır. 'Kekeme' terimi çocuğun duyabileceği ortamlarda vurgulanmamalıdır. Sabırlı olmanız, çocuğunuzu konuşurken dinlemeniz ve düzgün konuşmanızla çocuk için rol model olabilirsiniz. Konuşması sırasında kekeme çocuklar göz teması kurmaktan kaçınabilirler, ancak siz yine de çocuğunuz ile göz teması kurmaya çalışın ve konuşurken dudaklarına bakmayın." şeklinde konuştu.

(CİHAN)
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kekeme çocuğunuzla heceleyerek konuşun

Uzman Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, 2-6 yaş arasında çocuğu kekeme olan anne ve babaların bu sorunu çözmek için çocuklarıyla heceleyerek konuşmalarını önerdi.


Öztanrıöver, yaptığı açıklamada, görünür-görünmez herhangi bir stres, hastalık, ölüm, korku, sevinç, ayrılık, okula başlama ile ortaya kekemelikte, ses telleri çevresindeki kasların kasılması sonucu çocuğun sesleri çıkaramadığını söyledi. Bu durumda bazen başlangıçtaki kelimelerde tekrarlama olurken, bazen tüm kelimelerde tekrar yaşanabildiğini ifade eden Öztanrıöver, "Bazen de sesleri çıkarmak için çocuk tüm vücudunu kasar ve farkında olmadan sesin çıkmasını daha da zorlaştırır. Birincil kekemelik dediğimiz bu durumda çocuk, konuşamadığının tam olarak farkında değildir. Bu nedenle konuşmaktan henüz vazgeçmemiş, kendini geri çekmemiştir, mücadele eder. Oysa ikincil kekemelikte büyük çocuk ve erişkinler geri çekilir ve kaleyi teslim eder" diye konuştu.

Hız stresinin, çocuklardaki kekemeliğin en önemli unsurlarından olduğuna dikkat çeken Öztanrıöver, televizyondaki çocuk programlarındaki karakterlerin arkalarından kovalayan varmış gibi konuşmalarının, hız stresini körüklediğini ve kekemeliği artırdığını, kekemelik başlayan çocuklara televizyonun kısıtlanmasının yararlı olacağını kaydetti. Bazı anne ve babaların çocuğun dikkat çekmek için kekelediğini düşünerek çocuğuna kızabildiğini belirten Öztanrıöver şunları kaydetti:

"Anne ve baba çocuğuna kızarak düzgün konuşmasını söyleyebilir ve bu şekilde bilmeden çocuğun kekemeliğinin kalıcı olmasına yol açar. 2-6 yaş arasında çocuğu olan anne-babalar kekemeliği önlemek veya ortadan kaldırmak için çok basit ve çok etkili bir yöntem var. İlk yapacağımız şey çocuğun konuşmasını düzeltmemektir. Yani hiçbir şekilde onun konuşmasına müdahale etmeyeceğiz. İkinci olarak çocuğunuzla konuşurken yavaş, tane tane, biraz alçak sesle ve heceleyerek konuşacaksınız. Çocuğunuzda kekemelik yoksa yavaş, tane tane konuşmanın yanında bazı kelimeleri heceleyerek söyleyeceksiniz. Örneğin 'bugün parka gi-de-ce-ğiz' gibi. Çocuğunuzda kekemelik başladıysa ve şiddetliyse tüm konuşmanızı heceleyeceksiniz. 'Se-nin-le o-yun oy-na-ya-lım-mı?' Şiddetli kekemelikte heceleri uzatacaksınız. Örneğin 'Biir vaar-mıış, biir yook-muuş' Anne-baba çocuğun yanında iken birbirleriyle konuşurken de heceleyecekler. Çünkü sadece çocukla konuşurken hecelerseniz size direnç gösterebilir." Çocuğa asla "Benim gibi konuş" denmemesi gerektiğini vurgulayan Öztanrıöver, şunları kaydetti:


"Çocuklar doğal taklitçilerdir. Göreceksiniz ki çok kısa sürede sizin gibi hecelemeye başlayacaktır. Hecelemek akıcı konuşmasına yol açacak. En ağır kekemeler bile şarkı söylerken asla kekelemezler ve hecelerken de. Büyük çocuklar ve yetişkinler başkasının yanında hecelemekten kaçınırlar ama sizin hecelediğinizi duyan küçük çocuklar bunu dert etmezler. Heceleme ile akıcı ve rahat konuşabilen bir çocuk, bir süre sonra sadece takıldığında heceleyecektir. Bu durumda siz de bazı kelimeleri hecelemeye devam edin. Bir süre sonra çocuk normal konuşmaya geçecektir. Siz de normal konuşmaya geçin ama ara ara bazı kelimeleri heceleyerek söylemeye devam edin. Örneğin birkaç cümleden sonraki son kelimeyi heceleyebilirsiniz. Burada amaç öğrenilen bir davranışı pekiştirmektir. Herhangi bir stres etkeniyle ya da durup dururken çocuğunuzda kekemelik yeniden başlayabilir. Yine onunla heceleyerek konuşmaya başlayın. Bu atağı daha kolay atlattığınızı göreceksiniz. Çocuğunuzun bu şekilde birkaç atak yaşayabileceğini bilin. Ataklar sık tekrarlıyor ve şiddetli ise bir uzmandan yardım alın."
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kekemelik konuşarak çözülebiliyor

Çocuklarımızla kekemelik üzerine konuşmak, onların kendi dünyalarında yarattıkları korkuları yenmelerine yardımcı oluyor''




Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Dilek Eroğlu Uzun, konuşmanın kekemelik tedavisinde en etkili tedavi aracı olduğunu belirterek, ''Çocuklarımızla kekemelik üzerine konuşmak, onların kendi dünyalarında yarattıkları korkuları yenmelerine yardımcı oluyor'' ifadelerini kullandı.

Uzun, yaptığı yazılı açıklamada, kekemelik yaşanmaya başlandığında paniğe kapılınmaması gerektiğini ve çözümün sakin olmaktan geçtiğini belirtti.

Çocukluk sürecinde meydana gelen ''akıcı olmayan konuşma'' durumuyla, kekemeliğin karıştırılmamasının önemine işaret eden Uzun, kekemeliğin bazen yeni bir kardeşin doğması, yeni bir eve taşınma gibi normal stres durumlarından sonra aniden oluşabildiğini ifade etti.

Uzun, bu gibi durumlarda yapılacakların önemli olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

''Böyle durumlarda öncelikle sakin olmak ve ardından uzman bir konuşma terapistiyle iletişime geçmek gerekiyor. Çocuğun durumuna ve genetik faktörlere bakıldıktan sonra tedavinin zamanlamasına karar verilmeli. Kekelediğini fark eden çocuklar bu duruma karşı tepki göstermeye de başlıyorlar. Örneğin, göz kırpma, vücudu öne atma, ayağını yere vurma gibi davranışlar da kekemeliğin akabinde görülebiliyor. Kekemeliğin herhangi bir ilacı veya ameliyatı yok. Kekemeliği olan bireylere dil ve konuşma terapistleri tarafından kekemelik terapisi uygulanıyor. Kekemelik terapisine genellikle kekemelik ortaya çıktıktan 3-6 ay sonra başlanıyor. Bazı durumlarda, özellikle ailede kekemelik geçmişi varsa ve çocuğun kekemeliği şiddetliyse terapilere hemen başlanması gerekebiliyor. Her bireyin düzelme oranı farklılık gösterse de bütün çocuklar ve yetişkinler terapiden fayda görüyor. Terapi sonrasında bazı çocuklarda kekemelik tamamen ortadan kalkarken, bazıları daha az kekelemelerine yardımcı olacak stratejileri öğreniyorlar. En önemlisi ise kekeleyen bireyler konuşma becerilerinde daha rahat olmaya başlıyorlar.''

-''Başarı sistematik terapide''-

Uzun, tedavide başarılı olmanın sistematik bir başarıdan geçtiğini, terapi sürecinin de kişinin yaşına ve kekemelik şiddetine bağlı olarak değiştiğini belirterek, ''Küçük çocuklar kekemeliğin henüz başında olmaları nedeniyle avantajlıyken yetişkin bireyler de terapi tekniklerini uygulamada daha bilinçli davranabildikleri için avantajlı konuma gelebiliyorlar'' ifadelerini kullandı.

Ailenin tedavi sürecinde önemli rol üstlendiğini aktaran Uzun, ailenin, çocuğun endişesini artıracak hareketlerden kaçınması gerektiğini belirtti.

Kekeme çocukların çevresinin de tedavi sürecinde çok önemli bir faktör olduğunun altını çizen Uzun, şu ifadeleri kullandı:

''Çocuğun çevresindeki herkesin davranışlarını düzenlemek mümkün olmayabiliyor. Özellikle okul ortamındaki çocuklardan, acımasız eleştiriler duyulabiliyor. Bu nedenle çocuğu kekemelik konusunda bilinçlendirmek çok önemli. Toplumda kekemelik rahatlıkla fark edilen ama üzerine kesinlikle konuşulmayan bir tabu. Çocuklarımızla kekemelik üzerine konuşmak onların kendi dünyalarında yarattıkları korkuları yenmelerine yardımcı oluyor.''
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocuklarda Kekeleme, Nedenleri ve Çözüm Yolları

Küçük çocuklarda kekeleme (hece veya kelimeleri istemsiz olarak tekrar etme) büyümenin normal bir parçasıdır. Genelde 2-5 yaşları arasında olan kekemelik normal olarak karşılanır İki-beş yaş arasındaki çocukların yaklaşık %25’i gelişimin bir aşamasında kekeler. Kekemeliğin %90 geçici olmakla beraber %10 kadarı kalıcı olabilir .
Bazı stres hallerinde nadiren tekrar ettiği görülse de, çoğunlukla altı yaş civarında çocuklar kekeleme sorununun üstesinden gelirler. Buna karşın, yıllar süren araştırmalar ve üretilen sayısız teoriye rağmen kekeleme konusu halen tam olarak anlaşılabilmiş de değildir.

kekeme.jpg

Anne-Baba Tutumları Kekelemeye Neden Olur mu?
Geçmişte kekeleyen çocukların psikolojik bir sorun yaşadığı, kaygılı veya
sıkıntılı olabileceği düşünülür ve çoğunlukla da anne-babaların hatalı tutumlar sergilediklerine inanılırdı. Oysa b bugün yetişkinlerin tutumları ile çocuğun kekeleme sorununu artırabilecekleri, ancak kekelemeye neden olamayacakları bilinmektedir.
Kekeleme genellikle çocuğun yürümeye başladığı dönemde ortaya çıkar.
Bu dönemde konuşma da hızla gelişmekte ve çocuğun kelime hazinesi hızla zenginleşmektedir. Ayrıca çocuklar kelimelerden cümlelere geçerken, dilleri kelimeleri zihinleri ile aynı hızda üretemeyebilmektedir. Bu da çocuğun kekelemesine, peltek konuşmasına ve konuşmakta tereddüt etmesine neden olabilmektedir. Bu durum herhangi bir anda yaşanabilse de, çoğunlukla çocuğun yorgun, heyecanlı, öfkeli ya da hızlı hareket halinde olduğu zamanlarda daha fazlalaşmaktadır.
Sorunun yaşanma sıklığı günler veya haftalar boyunca artabilmekte ve daha sonra neredeyse fark edilemeyecek düzeylere gerileyebilmekte ve sonra yeniden ortaya çıkabilmektedir. Küçük çocuklar çoğunlukla kekelediklerinin farkında dahi olmazlar.

Kekelemenin gelişimsel bir durum değil, gerçek bir sorun olup olmadığı anlaşılabilir mi?

Küçük çocukların konuşmayı öğrenme aşamasında yaşadıkları gelişimsel ve geçici kekeleme haricinde, gerçek bir kekeleme sorunu yaşayan çocuklar durumlarından dolayı büyük bir öfke duyabilirler.Bu çocuklar konuşurken ses tonlarını yükseltebilir veya neredeyse işitilemeyecek ölçüde alçak sesle konuşabilirler. Çoğunlukla konuşma teşebbüsüne belirli yüz mimikleri, göz kırpma, gözlerini
kapatma ve dudakları büzme eşlik eder.Kekeleme her gün yaşanır ve gerilim ve utanma duyguları nedeniyle çocuk konuşmaktan korkar hale gelebilir ve öz güvenini yitirebilir. kekemelikten dolayı çocukta gelişebilecek özgüvenin zedelenmesi , sosyal ortamlara girmek istememe ile birlikte sosyal fobi , etrafta konuşmaktan kaçınma , arkadaş ilişkilerinde bozulmalar , ders ve okulda konuşmak istemediği için uyum güçlükleri , içe çekilme , kendini ifade etmekte zorluk , kronik depresyon gibi durumlar görülebilir. Bu nedenle eşlik eden bazı psikiyatrik sıkıntılar için psikoterapi ve ek ilaç desteği yapılmalıdır.

AİLENİN ÇOCUĞUN KEKEMELİĞİNE DİKKAT ÇEKMEMESİ GEREKİR . ÇOCUK KEKELEMEYE BAŞLADIĞINDA SANKİ NORMAL KONUŞUYORMUŞ GİBİ DAVRANMAK ÖNEMLİ BİR NOKTADIR .EĞER DİKKAT ÇEKERSE , UYARIRSA ÇOCUĞUN SIKINTISI DAHA DA ARTAR , BU DA KONUŞMANIN DAHA DA BOZULMASINA NEDEN OLUR..

Kekeme Çocukların Anne VE Babalarına Yönelik Öneriler

- Bazı çocuklarda görülen irkilme, tutulma, tekrar veya uzatma şeklindeki hafif konuşma özürlerini kekemelik ve çocuğunuzu da kekeme olarak nitelemeyiniz. Çünkü siz ona kekeme derseniz oda kendini kekeme olarak görmeye başlar. Oysaki öyle nitelenmezse çocuk kendiliğinden bu devreyi tehlikesizce anlatabilir.
- Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik göstermeyiniz.
- Çocuk konuşurken sakin dinleyiniz. Endişeden uzak olunuz. Çocuk bir şey söylemek istediğinde aceleye ve telaşa kapışmadan karışmadan, söyleyebileceği kadar zaman veriniz. Konuşmasını kesmeyiniz. Tutulduğunda yardım etmeyiniz.- Çocuğa hiçbir zaman “dur..,acele etme..,yeniden başla.., önce bir derin nefes al” gibi uyarılarda bulunmayınız. Bütün bunlar onun dikkatini konuşmasında
toplayacağından zararlıdır.
- Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil gözlerine bakınız.
- Katı disiplinden sakınınız. Alay ve acı şakaları disiplin aracı olarak kullanmayınız. Askerce emirler vermeyiniz. Çocukla içten ilgilenip ona sevgi ve şefkat göstererek güvenini kazanınız
- Çocuğun yanında kusurları hakkında konuşmayınız.
- İleri kekemelik hallerinde çocuğun en az şaşırdığı ve rahatça konuşabildiği durum ve şartları saptayarak bu durum ve şartlarda onu konuşturunuz.
- Çocuk konuşurken onu susturmayınız. Onun adına yardımcı oluyorum diye konuşmayınız. Ona kolay konuşma yolu gösteriyorum zannederek “Yavaş konuş,derin nefes al, ne söyleyeceğini iyi düşün..” gibi öğütlerde bulunmayınız.
- Tutulduğu zaman alay etmeyiniz.
- Yanlış konuştuğunda yada tutulduğunda cezalandırma ile korkutmayınız ve cezalandırmayınız.
- Yorgun ve heyecanlı olduğu zamanlarda konuşmaya zorlamayınız.
- Yavaş konuştuğunda hızlı konuşmaya zorlayan istekte bulunmayınız. Bu davranışlar çocuğunuzun dikkatini konuşması üzerine çeker ve daha çok tutulur.
- Çocuğunuzun mümkün olduğu kadar bedenen sağlıklı olmasına özen gösteriniz. Kekeme çocuk normal çocuktan daha çok dinlemeye ihtiyaç duyar.
- Kekemelik sinirsel bir kökene dayanır. Çocuğun mümkün olduğu kadar sinirlenmemesi, gergin bir duruma girmemesi gerektir. Bu nedenle evdeki geçimsizlik ve gergin havadan uzak olmasını sağlayınız. Tartışmalarınızın ondan uzak olmasına dikkat ediniz.
- Ana baba olarak çocuğun kekemeliği karşısında sabırlı olmalısınız. Ona konuşmalarında, sonuna kadar sabır anlayışla dinleyiniz. Karışmayınız, normal konuşuyormuş gibi davranınız.
- Çocuğunuz kekelemeye başlayınca onun dikkatini başka yöne, başka konulara çekme yoluna gidiniz. Ve bunu dikkatle, maksadınızı belli etmeden yapmaya özen gösteriniz.
- Çocuğunuza yaşına uygun öyküler anlatıp, onun size tekrarlamasını sağlayın bu arada küçük şiirler ezberletip söylemesini sağlamakta onu konuşmaya iteklendirir.
- Çocuğunuzu problemin farkında ise onu bu yönden açıklığa kavuşturmak için uygun zamanlarda “konuşurken bazı tekrarlar, irkilmeler,tutulmalar yaptığı fakat bunların önemli olmadığını bunlardan kurtulmasının mümkün olduğunu zaten herkeste buna benzer durumların görüldüğünü” söyleyebilirsiniz.
- Çocuğun değişik alanlardaki ilgisini arttırmak için o etkinliklerden hoşlanır hale getirilmesine çalışınız. Bu ona hem başkalarının öveceği özellikleri kazandırır hem de dikkatini kekemeliğinden başka taraflara kaydırır.
- Çocuğun kendine karşı iyi, olumlu tavır geliştirmesine yardım ediniz. Kendini kekemeliğinden dolayı değersiz gören çocuğunuz bu engeli kolay aşamaz. Çocuğun sahip olduğu iyi özellikler ortaya çıkarılmalı, teşvik edilmelidir.Ancak, bütün bunların uygulanması yanında geniş bir tolerans ve sabır gerektiğini unutmayınız.

ISRAR EDEN KEKEMELİKLERDE GEREKLİ MÜDAHALENİN YAPILMASI GEREKİR.
Kekemelik durumunu değişik stres etkenlerinin , kaygı durumlarının , aşırı kontrolcü ebeveyn davranışlarının , yeni hayat aşamasında ( kardeş doğumu , okula başlama gibi ) uyum güçlüklerinin kekemeliğin şiddetini artırdığı konusunda klinik veriler mevcuttur . Kekemelik belli bir süre geçmez ise anne babaların zaman kaybetmeden çocuklarını çocuk psikiyatra getirmeleri gerekir. Belli bir yaştan sonra kekeleme için konuşma , nefes ve ritim egzersizleri verilir . Bu egzersizler ile çocuğun durumuna eşlik eden kaygı durumlarını azaltmak amacı ile ilaç tedavisi de uygulanabilir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst