Çocukluk Ve Ergenlik Çağı Kanserleri

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çocukluk çağı kanserleri tüm kanserlerin % 2-4'ünü oluşturur; yıllık insidans milyonda 120'dir. Türkiye'de her yıl yaklaşık 3000 çocuk kanser tanısı almaktadır. Çocuklarda görülen kanserler tipleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun süreli sağkalım açısından erişkin kanserlerinden farklılıklar gösterirler. Çocukluk çağı kanserleri doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebilir, ancak çoğu ilk 5 yaşta görülür ve hızlı gelişir. Kemik tümörleri gibi bazı kanserler 10-15 yaşta daha sık görülür.

Kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sonucunda, günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık % 70'i tamamen iyileşebilmektedir. Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvurmaktadır. Erken tanı alan olgularda sağkalım oranının anlamlı olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkündür. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi çok önemlidir.

Çocukluk çağı kanserleri nelerdir?
Çocukluk çağı kanserlerin %30'unu lösemiler (kan kanserleri), kalan %70'ini de solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturur.
Çocukluk çağında görülen kanserlerin sıklık sırasına göre dağılımı şöyledir:
• Lösemiler %30
• Santral sinir sistemi tümörleri (Beyin tümörleri) %19
• Lenfomalar (Lenf bezesinden kaynaklanan kanserler) % 13
• Nöroblastom (İlkel sinir hücrelerinden köken alan kanserler) %8
• Yumuşak doku sarkomları (en sık çizgili kastan köken alan rabdomiyosarkom) %7
• Wilms' tümörü (Çocukluk çağında en sık rastlanan böbrek tümörü) %6
• Kemik tümörleri (Osteosarkom, Ewing sarkom) % 5
• Diğer tümörler %12 (Retinoblastom (Göz tümörü), Germ hücreli tümörler, Karaciğer
kanserleri ve diğer kanserler )
Sütçocuklarında (1 yaş altı) ise nöroblastom en sık görülen habis tümördür.

Çocukluk çağı kanserlerinde risk faktörleri nelerdir?
Kanser oluşumuna neden olan çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörleri vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
• Bazı kromozom bozuklukları,
• Doğumsal bazı bozukluklar ve hastalıklar,
• Bağışıklık sistemini Bozan hastalıklar,
• Çeşitli virüs enfeksiyonları,
• Radyasyona maruz kalma,
• Bazı kimyasal maddelere maruz kalma ( benzen, ağır metal, tarım ilaçları, petrol ürünleri..),
• Hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol,
• Ailede kanser olgularının fazla olması (özellikle genç yaşta ve belli tip kanserlerin görülmesi).

Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artmıştır. Örneğin Down sendromlu bebeklerde (Mongolizm) lösemi riski artar. Ciltte Yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatosiste beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski artar. Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artmıştır. Halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks kanserinin gelişmesinde rol oynayabilir. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabilir. Tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları çok önemlidir. Radyasyonun kanser oluşumundaki etkisini dünya acı örneklerle gözledi. İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki 'ye atılan atom bombası sonrasında o bölgede çok sayıda kanser olguları saptanmıştır. Yine Çernobil'de nükleer kaza sonrası, yakın bölgede yaşayan çocuklarda çeşitli kanser olguları, özellikle çocuklarda çok nadir görülen tiroid kanserlerinde artış gözlenmiştir.

Çocukluk çağı kanserlerinde uyarıcı belirtiler nelerdir? Çocukluk çağında kanserin erken tanısı için, erişkinlerde kullanılan tarama testleri mevcut değildir. O nedenle çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek ve bunların varlığında hızla doktora başvurmak gerekir. En sık raslanan bulgu ve belirtiler şunlardır:

• Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler,
• Vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik
• Solukluk, halsizlik
• Sık ateşlenme
• Ciltte morluklar, çürükler
• Burun, dişeti kanamaları
• Başağrısı, kusma
• Ateşşiz havale geçirme
• Dengesizlik, yürüme bozukluğu,görme bozukluğu
• Kemik, eklem ağrıları
• Enfeksiyon (İltihab) tedavisine rağmen sebat eden öksürük, nefes darlığı,
• Gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı
• İdrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma
• Göz bebeğinde parlaklık, gözde kayma

ERGENLİK ÇAĞINDA KANSER
Türkiye'de ergenlik çağı nüfusu , tüm nüfusun % 21'i gibi büyük bir kesitini içermektedir. Gelişimsel ve psikososyal yönleriyle özellik gösteren bu dönemde, kanser tanısı gerek tıbbi, gerek psikososyal yönleriyle ele alınması gereken önemli bir sorundur. Bu dönemde kanser görülme oranı 15 yaş altına göre iki kat fazladır. Ergenlik döneminde görülen kanser tipleri de erişkin dönemine göre farklılıklar gösterir.
Ergenlik döneminde en sık görülen kanserler:
• Hodgkin lenfoma ( % 16)
• Germ hücreli tümörler (% 15)
• Beyin tümörleri (% 10)
• Non Hodgkin Lenfoma (% 8)
• Tiroid kanserleri (% 7)
• Cilt tümörleri (Malign Melanom) (% 7)
• Lösemiler (%9) (Akut lenfoblastik lösemi % 5, akut myeloid lösemi % 4)
• Yumuşak doku sarkomları (%7)dır.
Ergenlerde malign melanom görülme oranın son yıllarda arttığı dikkati çekmektedir.

O nedenle ultraviyole ışınlarından korunma, güneş ışınlarına aşırı maruz kalmama, koruyucu kremler sürme gibi önlemler hatırlanmalıdır.

Çocukluk çağı kanserlerinin çoğu tam teşeküllü onkoloji merkezlerinde ve belirli klinik çalışmalar dahilinde tedavi edilmekte; başarı oranı da çok yüksek olmaktadır. Halbuki dünyada ergenlerin ancak %20 sinin tam teşeküllü kanser merkezlerinde ve % 10 unun klinik çalışmalar dahilinde tedavi edildiği ve başarının çocukluk çağından düşük olduğu bildirilmektedir. Bazı kanser tiplerinde ergenlerde çocuklar için geliştirilen protokollerle tedavinin, erişkin protokollerine göre daha iyi sonuç verdiği saptanmıştır. Bu dönemin özellikleri göz önüne alınarak, bazı Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı merkezlerde pediatrik onkolog ve medikal onkologların birlikte çalıştıkları "ergenlik dönemi onkoloji üniteleri" kurulmuştur. Bu şekilde başarının artacağına inanılmaktadır. Ülkemizde de benzer çalışmalar kısıtlı sayıda kurumda yürütülmektedir.
Kanserlerin tedavi şekli nedir?
Kanser tedavisi bir ekip işidir. Kanser tedavisinde üç ana tedavi şekli vardır:
• Cerrahi
• İlaç tedavisi (Kemoterapi)
• Işın tedavisi (Radyoterapi)
Bu tedavi şekilleri kanser tipine göre çeşitli kombinasyonlarda kullanılırlar. Son yıllarda, bazı tümör türlerinde biyolojik tedaviler, hedeflenmiş tedaviler de kullanılmaktadır. Cerrahi ve radyoterapiye, kemoterapinin eklenmesiyle çoğu çocukluk çağı kanserlerinde sağkalım (Şifa şansı) önemli ölçüde artmıştır. Günümüzde kansere yakalanan çocukların % 70'i tamamen iyileşebilmektedir. İstatistiklere göre günümüzde gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanser sağkalanıdır. Bu çocukların toplumun sağlıklı birer bireyi olarak uzun bir hayat yaşıyabilmeleri için hem etkin tedaviyle çocukları kanserden iyileştirmek, hem de tedaviyi geç yan etkilerin en az olacağı şekilde planlamak gereklidir. Kanser tedavisi uzun ve zorlu bir süreçtir. Bu süreçte çocukların psikolojik ve sosyal yönden de desteklenmeleri gerekir.

Kanserden korunma yolları nelerdir?
Erişkinlerde sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmıyarak akciğer kanserlerinden korunma, bol lif içeren meyve ve sebzeden zengin gıda alımı ile kalın barsak kanserinden korunma önemlidir.

Çocukluk çağı kanserlerinde kesin korunma yolları yoktur. Ancak iyi beslenme ve enfeksiyonlardan korunarak bağışıklık sisteminin güçlenmesi, kimyasal karsinojenlerden (kansere neden olan kimyasal maddeler) ve radyasyondan korunma, anne adaylarının doğumsal bozukluklar, kullandıkları ilaçlar ve alkol açısından kontrol altında olmaları riski azaltabilir. Hepatit B aşılaması ile hepatit B virusunun yol açabileceği habis bazı karaciğer tümörlerinden korunma sağlanabilir.

Kanser bulaşıcı bir hastalık mıdır?
Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Kanser tanısı almış bir hastanın kanseri bulaştırma riski yoktur, ancak gerek hastalığı, gerekse de tedavisi nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış olduğundan, başkalarından kolaylıkla enfeksiyon geçebilir ve ağır ateşli hastalık geçirebilirler. O nedenle kanserli hastaları enfeksiyon hastalığı olan, aksıran, öksüren kişilerden, kalabalık, kirli ortamlardan uzak tutmalıyız.

Sonuç olarak, çocukluk çağı kanserlerinin tedavi şansları çok yüksektir. Tüm çocukların, gerek büyüme gelişmelerinin takibi, gerekse genel muayeneleri açısından düzenli doktor kontrolune gitmeleri önemlidir. Çocukluk çağı kanserlerine ilişkin bulgu ve belirtiler gözlendiğinde ise , derhal hekime ve kanser şüphesi varsa tam teşeküllü sağlık kurumlarına başvurmak gerekir. Unutulmamalıdır ki, erken tanı ile başarı daha da artmaktadır.

haberler
 
Tekerlekli Sandalye
Üst