Çölyak Hastalığı Detayları

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çölyak hakkında toparladığımız bir takım bilgileri sizlerle paylaşmak için hazırladık. Çölyak kısacası Glutensiz bir yaşam biçimide olarak adlandırabiliriz. Belli kurallarına uyarak olası hasarı en aza indirgeyebiliriz. Yazımızda Çölyak hakkında merak edilen bir çok soruya yanıt bulabileceğinizi düşünüyorum. Gözden kaçan belirtileri,beslenme tarzı,belirtilerine kadar bir çok noktayı açıklığa kavuşturacağız.

Tüm yönleri ile Çölyak

Çölyak-Hastalığı-Nedir.jpg


Çölyak hastalığı ishal, karın şişliği, kansızlık, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetlerle giden ve yaşam kalitesini bir hayli bozan bir sağlık sorunudur. Aslında çölyak hastalığının bu bilinen belirtileri buz dağının en üstte kalan, görünen sorunlarıdır. Sorunların neredeyse yüzde 90’ı suyun altında kalır.

BAZEN GÖZDEN KAÇABİLİYOR

Çölyak hastalığında fark edilen ya da fark edilmeyen daha pek çok sorun olabilir. Mesela bu hastalarda depresyona, eklem ağrıları ve değişik tipte artritlere, diş bozuklukları ve ağız içinde tekrarlayan aftlara sık rastanır. Ayrıca Çölyak hastalığında aneminin, kısırlığın ve bazı kanserlerin (yemek borusu ve yutak kanserleri, ince bağırsak lenfoması) daha sık görüldüğü belirtiliyor. Bu kişilerin bazı böbrek hastalıklarına, çocukluk diyabetine, boy kısalığına ve şişmanlık problemlerine de daha sık yakalandıkları bilinmektedir. Eğer tekrarlayan ağız yaralarınız, bir türlü içinden çıkamadığınız kansızlığınız, nedeni anlaşılamamış, kısırlığınız, baş edemediğiniz bir ruhsal çöküntünüz varsa... Çocuğunuzda davranış bozuklukları (hiperaktivite, depresyon) otizm, ciltte kaşıntılı deri altı kabarcıkları, diş gelişiminde bozukluklar, kilo alamama, karında şişkinlik ve şişlik, gelişme sorunları mevcutsa ve bu sorunlara ishal, şişkinlik eşlik ediyorsa arka planda gözden kaçmış bir Çölyak hastalığının yatabileceği aklınızda olsun.

NEDENİ BİLİNİYOR

Çölyak hastalığında tahılda bulunan gluten isimli maddeye karşı bir hassasiyet mevcuttur. Gluten içeren prolaminler buğdayda (gliadin), çavdarda (sekalin), yulafta (avenin), arpada (hordein) bulunuyor. En önemlisinin buğdaydaki gliadin olduğu ve hastaların çoğunda problemin özellikle bu maddeye karşı duyarlılıktan kaynaklandığı belirtiliyor. Hastalıkta genetik faktörler kadar çevresel faktörler de önemli. Hastalığın çocukluk çağında ve daha ileri yaşlarda başlayan tipleri var. Yaşam kalitesini bir hayli bozan bu önemli hastalık ne iyi ki sanıldığı kadar sık görülmüyor. En azından şiddetli belirtilerle seyredenlerin sayısı çok fazla olmuyor. Çölyak hastalığının bağışıklık sistemi ile ilişkili olabileceği biliniyor. Bu hastalarda diğer bazı otoinmon bağışıklık bozuklukları (Haşimoto tiroiditi, Tip bir diyabet gibi) sık görülüyor.

TEŞHİSİ ZOR DEĞİL

Hastalığın teşhisini koymak için duyarlı ve özgün laboratuar testleri var: Antigladin (AGA) İgG, Antigliadin (AGA) İgA, Antiendomizyum (EMA) İgA bunların en başlıcalarıdır. Ama bugün için en duyarlı testin Anti-dokutransglutaminaz İgA testi olduğu belirtilmektedir. Bu hastalığın teşhisinde gıda intoleransı testlerinin hiçbir faydası ve güvenliliği yoktur.

BESLENME TARZI DEĞİŞİYOR

Hastalığın tedavisinde yapılacak şey öncelikle beslenme planından buğday, arpa, yulaf, çavdar ürünlerinin çıkarılmasıdır. En önemlisi buğday ürünlerinin (un, makarna, mantı, ekmek, erişte) mutlaka uzaklaştırılmasıdır. Çok zorda kalınınca az miktarda arpa, yulaf ve çavdara müsaade edilebilir. Hastalara mısır ve pirinç ürünleri rahatlıkla kullandırılabilir. Laktozdan fakir bir beslenme planı da faydalı oluyor. Eğer beslenme planı doğru yapılabilmişse en geç altı ay içinde çok iyi sonuçlar alınabiliyor. Çölyak hastalığının yaşam kalitesini bozduğu, bu hastalığa yol açan besinlerden uzak bir hayat sürmenin ise sanıldığı kadar kolay olmadığı doğrudur. Ne var ki, en azından şimdilik bu hastalığın tedavisinde beslenme önlemlerinden başka bir yol bulunmuyor.

Kimler çölyak için risk gruplarında yer alır?


Çölyak hastalarının birinci dereceden yakınları IgA yetmezliği olan hastaların normal nüfusa göre çölyak hastalığına yakalanma riski 10 kat daha yüksektir. Otoimmun hastalığı olan hastalar. Çölyak hastalığı tip 1 diyabeti, hipotiroidizm, Sjögren sendromu ya da Down sendromu ile meydana gelebilir ve gizli kalabilir. Çölyak hastalığı bazen yüksek karaciğer enzimlerine ve karaciğer hastalığına sebep olabilir.

Hastalığın yaygınlığı genellikle toplumun %1 oranındadır. Kadınlarda daha sık görülebilmektedir. Hastalık en çok yetişkinlerde ve 10 yaş üzeri çocuklarda görülür; küçük çocuklarda çölyak hastalığı daha ender hale gelmiştir. Bununla beraber hastalık tahıl tüketimi başladıktan sonra her yaşta görülebilir.

Yetişkinlerde çölyak belirtileri çocuklardan daha farklı seyrediyor

Çölyak hastalığı çocukluk yaşlarında ortaya çıkabileceği gibi ilerleyen yaşlarda da kendini gösterebilmektedir. Özellikle 2 yaşından küçük çocuklarda ishal ve büyüme geriliği ile belirti vermektedir. Yetişkinlerde ise;

Karın bölgesinde öne doğru şişkinlik
Yaşa göre kilo azlığı
Kas zayıflığı
Kansızlık
Kemik erimesi
Halsizlik
Gaz şikayetleri ve dışkıda anormallik
Ağız içinde oluşan aftlar
Eklem, kemik ve kas ağrıları
Sinirlilik
Karanlıkta görme bozukluğu başlıca belirtiler arasındadır.

Hastalığın çok hafif seyir göstermesi ve belirtilerin farklı rahatsızlıklarla karıştırılması, teşhisin gecikmesine ve ileri yaşlarda tanı konulmasına neden olabilmektedir.


Çölyak: Glutensiz bir yaşam


Çölyak, yaşam boyu süren bir sindirim sistemi hastalığıdır. Buğday, arpa, yulaf ve çavdarın doğal yapısında bulunan ve bir çeşit protein olan GLUTEN’e bağışıklık sisteminin tepki vermesi sonucu ince bağırsaklar zarar görerek emilim işlemini yerine getiremezler. İnce bağırsaklarda emilimi sağlayan villus adı verilen yapılarında tahribata uğramasıyla veya tamamen yok olmasıyla, kişiler gıdalardan almaları gereken vitamin ve mineralleri alamazlar. Bunun sonucunda da beslenme bozukluğu ve çölyak belirtileri ortaya çıkar.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst