- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
300-400'ün Üzerindeki Düşmeyen Kötü Kolesterol, (Ldl) Tıpkı Diyaliz Yapılır Gibi, Kandan Temizlenebiliyor.
[video]http://www.haberler.com/diyaliz-degil-kolesterol-2539288-haberi/[/video]
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, ilaçla düşürülemeyen kötü kolesterolün (LDL) alternatif tedavisinin bulunduğunu, yöntemin eski olmasına karşın bilinmediğini söyledi. 300-400'ün üzerindeki kötü kolesterolün cilt altında, göz kapaklarında, eklemlerde küçük büyük yumrular şeklinde birikimlere neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, "Tıpkı diyaliz hastalarındaki gibi, nasıl böbrekler çalışmadığı zaman kandan üreyi süzüyorsak bu çok yüksek LDL'yi de, 'LDL aferezi' dediğimiz, çeşitli cihazlar vasıtasıyla süzebiliyoruz. Kolesterolü bu düzeyde olan hastalara bu tedavinin uygulanması gerek, yoksa hayatlarını uzun süre idame ettiremezler" dedi.
Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, Türkiye'de kalp krizinin çok ciddi bir problem olduğunu söyledi. Türkiye'deki bütün erişkin ölümleri değerlendirildiğinde her 100 ölümden 55'inin kalp damar hastalıklarından kaynaklandığını belirten Kayıkçıoğlu, "Burada bir yanılsama olmasın. Bu hastalıklar içinde 100 ölümden 55'i değil. Bütün ölümler; yani trafik kazaları, enfeksiyonlar, belki terör bütün bu ölümlerin içerisinde yüzde 55'i kalp damar hastalıklarından gerçekleşmekte. Biz de hekimler olarak bu ölümleri engelleyebilmek, kalp krizinden kaynaklanan bu ölümlerle mücadele edebilmek için bunu oluşturan nedenleri çok iyi bilmek, bunlarla mücadele etmek zorundayız. Bunların başında da kolesterol geliyor. Kolesterol ile birlikte çok erken sigaraya başlanması, kan basıncı yüksekliği, genetik olarak ailesel ve çevresel faktörler ciddi problem" diye konuştu.
KOLESTEROL DÜZEYİ RİSK FAKTÖRLERİNE GÖRE DEĞİŞİR
Doç. Dr. kayıkçıoğlu, kötü kolesterolün herkes için söylenebilecek tam normal bir düzeyi bulunmadığını belirtti. Kişinin risk faktörü sayısı arttıkça kötü kolesterol düzeyinin o kadar aşağıya inmesi gerektiğini kaydeden Kayıkçıoğlu, "LDL dediğimiz kötü kolesterolün belli bir seviyenin altında olmasını istiyoruz. Örneğin kişi kalp krizi geçirdiğiyse LDL'nin 100'ün altında olmasını istiyoruz. Ama kişi kalp hastalığı yok, sadece kolesterolü yüksek, hiçbir risk faktörü yoksa 160'ın altında olması bizim için yeterli. Ama kişi yine kalp krizi geçirmedi, kalp hastası değil ama sigara içiyorsa LDL'nin 130'unun altına inmesini istiyoruz. Yani normal bir değeri yok, kişinin risk faktörü sayısı arttıkça kolesterol düzeyi zararlı olmasın diye daha aşağılara çekilmesi gerekir" dedi.
TEDAVİDE İLACI KESMEK BÜYÜK YANLIŞ
Kayıkçıoğlu, kolesterolü tedavi edebilecek çok güçlü ilaçlar olduğunu, ama bunların nasıl ve ne şekilde kullanılabileceğinin iyi bilinmesi gerektiğini söyledi. Çok sık yapılan hatalardan birinin, bu ilaçları kullanırken kolesterol normale geldiği zaman tedavinin kesilmesi olduğunu ifade eden Kayıkçıoğlu, şu uyarıyı yaptı:
"Bunu maalesef hekim arkadaşlarımız da yapıyorlar. Bazen kişiler geri ödemeden dolayı kolesterol normale düştüğünde ilaçlarını alamayacaklarını sanıp ilaçlarını kesiyorlar. Oysa bizim verdiğimiz ilaçlar kolesterolün o günkü yapımını karaciğerde engelliyor. Yani sadece verdiğimiz gün etkililer. Biz ilacı kestikten 10-15 gün sonra eski düzeyine dönüyorlar. Kolesterol tedavisi ömür boyu sürmesi gereken bir tedavi."
KÖTÜ KOLESTEROL KANDAN SÜZEREK TEMİZLENİYOR
Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, ilaçla düşürülemeyen kötü kolesterolün alternatif tedavisinin olduğunu söyledi. Çok yüksek kötü kolesterolü bulunan hastasının buna bağlı olarak ellerinde, dirsek ve ayak tabanlarında oluşan küçüklü büyüklü yumruları gösteren Kayıkçıoğlu, bu hastalara uygulanan tedavi hakkında şu bilgileri verdi:
"LDL aferezi dediğimiz, tıpkı diyaliz hastalarında nasıl böbrekler çalışmadığı zaman kandan üreyi süzüyorsak bu kötü LDL'yi çeşitli cihazlar vasıtasıyla süzebiliyoruz. Devlet hak eden hastaların tedavi bedelini ödüyor. İlaç tedavisinin maksimum dozuna rağmen hala kötü kolesterolü düşüremediğimiz, özel ve genetik metabolizma bozukluğu olarak kolesterol yüksekliği olan hastalarda başarıyla ulgulanan bir tedavi. Bu üstelik yeni bir tedavi de değil. Bizim kliniğimizde 10 yıldır devam ediyor. Bu hastalar kolesterolleri çok yüksek olduğu için cilt altında, göz kapaklarında, eklem yerlerinde çok yoğun kolesterol birikimi olan hastalar. Ve uzun süre tedavide bu kolesterol birikimlerinin bile tamamına yakın kaybolduğunu gördük. Çok da başarılı bir tedavi ama yeterki düzenli şekilde uygulansın. Bazı merkezlerde bu cihazlardan var ancak çevrede çalışan hekim arkadaşlar bu tedaviyi bilmedikleri veya bu tedaviyi bilip cihazların var olduğunu bilmedikleri için hastaları pek yönlendirmiyorlar. Kolesterolü 300-400 civarında olan ya da ilaçla bu seviyelere indirdiğimiz ya da ilaçla tedaviye yanıt vermeyen hastalarda rahatlıkla uygulayabiliyoruz. Zaten bu tedaviyi uygulamak zorundayız, aksi taktirde 700-800 kötü kolesterolle hayatını uzun süre idame ettirmesi mümkün değil, bu kolesterolü mutlaka düşürmesi gerek."
(Doğan Haber Ajansı)
[video]http://www.haberler.com/diyaliz-degil-kolesterol-2539288-haberi/[/video]
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, ilaçla düşürülemeyen kötü kolesterolün (LDL) alternatif tedavisinin bulunduğunu, yöntemin eski olmasına karşın bilinmediğini söyledi. 300-400'ün üzerindeki kötü kolesterolün cilt altında, göz kapaklarında, eklemlerde küçük büyük yumrular şeklinde birikimlere neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, "Tıpkı diyaliz hastalarındaki gibi, nasıl böbrekler çalışmadığı zaman kandan üreyi süzüyorsak bu çok yüksek LDL'yi de, 'LDL aferezi' dediğimiz, çeşitli cihazlar vasıtasıyla süzebiliyoruz. Kolesterolü bu düzeyde olan hastalara bu tedavinin uygulanması gerek, yoksa hayatlarını uzun süre idame ettiremezler" dedi.
Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, Türkiye'de kalp krizinin çok ciddi bir problem olduğunu söyledi. Türkiye'deki bütün erişkin ölümleri değerlendirildiğinde her 100 ölümden 55'inin kalp damar hastalıklarından kaynaklandığını belirten Kayıkçıoğlu, "Burada bir yanılsama olmasın. Bu hastalıklar içinde 100 ölümden 55'i değil. Bütün ölümler; yani trafik kazaları, enfeksiyonlar, belki terör bütün bu ölümlerin içerisinde yüzde 55'i kalp damar hastalıklarından gerçekleşmekte. Biz de hekimler olarak bu ölümleri engelleyebilmek, kalp krizinden kaynaklanan bu ölümlerle mücadele edebilmek için bunu oluşturan nedenleri çok iyi bilmek, bunlarla mücadele etmek zorundayız. Bunların başında da kolesterol geliyor. Kolesterol ile birlikte çok erken sigaraya başlanması, kan basıncı yüksekliği, genetik olarak ailesel ve çevresel faktörler ciddi problem" diye konuştu.
KOLESTEROL DÜZEYİ RİSK FAKTÖRLERİNE GÖRE DEĞİŞİR
Doç. Dr. kayıkçıoğlu, kötü kolesterolün herkes için söylenebilecek tam normal bir düzeyi bulunmadığını belirtti. Kişinin risk faktörü sayısı arttıkça kötü kolesterol düzeyinin o kadar aşağıya inmesi gerektiğini kaydeden Kayıkçıoğlu, "LDL dediğimiz kötü kolesterolün belli bir seviyenin altında olmasını istiyoruz. Örneğin kişi kalp krizi geçirdiğiyse LDL'nin 100'ün altında olmasını istiyoruz. Ama kişi kalp hastalığı yok, sadece kolesterolü yüksek, hiçbir risk faktörü yoksa 160'ın altında olması bizim için yeterli. Ama kişi yine kalp krizi geçirmedi, kalp hastası değil ama sigara içiyorsa LDL'nin 130'unun altına inmesini istiyoruz. Yani normal bir değeri yok, kişinin risk faktörü sayısı arttıkça kolesterol düzeyi zararlı olmasın diye daha aşağılara çekilmesi gerekir" dedi.
TEDAVİDE İLACI KESMEK BÜYÜK YANLIŞ
Kayıkçıoğlu, kolesterolü tedavi edebilecek çok güçlü ilaçlar olduğunu, ama bunların nasıl ve ne şekilde kullanılabileceğinin iyi bilinmesi gerektiğini söyledi. Çok sık yapılan hatalardan birinin, bu ilaçları kullanırken kolesterol normale geldiği zaman tedavinin kesilmesi olduğunu ifade eden Kayıkçıoğlu, şu uyarıyı yaptı:
"Bunu maalesef hekim arkadaşlarımız da yapıyorlar. Bazen kişiler geri ödemeden dolayı kolesterol normale düştüğünde ilaçlarını alamayacaklarını sanıp ilaçlarını kesiyorlar. Oysa bizim verdiğimiz ilaçlar kolesterolün o günkü yapımını karaciğerde engelliyor. Yani sadece verdiğimiz gün etkililer. Biz ilacı kestikten 10-15 gün sonra eski düzeyine dönüyorlar. Kolesterol tedavisi ömür boyu sürmesi gereken bir tedavi."
KÖTÜ KOLESTEROL KANDAN SÜZEREK TEMİZLENİYOR
Doç. Dr. Kayıkçıoğlu, ilaçla düşürülemeyen kötü kolesterolün alternatif tedavisinin olduğunu söyledi. Çok yüksek kötü kolesterolü bulunan hastasının buna bağlı olarak ellerinde, dirsek ve ayak tabanlarında oluşan küçüklü büyüklü yumruları gösteren Kayıkçıoğlu, bu hastalara uygulanan tedavi hakkında şu bilgileri verdi:
"LDL aferezi dediğimiz, tıpkı diyaliz hastalarında nasıl böbrekler çalışmadığı zaman kandan üreyi süzüyorsak bu kötü LDL'yi çeşitli cihazlar vasıtasıyla süzebiliyoruz. Devlet hak eden hastaların tedavi bedelini ödüyor. İlaç tedavisinin maksimum dozuna rağmen hala kötü kolesterolü düşüremediğimiz, özel ve genetik metabolizma bozukluğu olarak kolesterol yüksekliği olan hastalarda başarıyla ulgulanan bir tedavi. Bu üstelik yeni bir tedavi de değil. Bizim kliniğimizde 10 yıldır devam ediyor. Bu hastalar kolesterolleri çok yüksek olduğu için cilt altında, göz kapaklarında, eklem yerlerinde çok yoğun kolesterol birikimi olan hastalar. Ve uzun süre tedavide bu kolesterol birikimlerinin bile tamamına yakın kaybolduğunu gördük. Çok da başarılı bir tedavi ama yeterki düzenli şekilde uygulansın. Bazı merkezlerde bu cihazlardan var ancak çevrede çalışan hekim arkadaşlar bu tedaviyi bilmedikleri veya bu tedaviyi bilip cihazların var olduğunu bilmedikleri için hastaları pek yönlendirmiyorlar. Kolesterolü 300-400 civarında olan ya da ilaçla bu seviyelere indirdiğimiz ya da ilaçla tedaviye yanıt vermeyen hastalarda rahatlıkla uygulayabiliyoruz. Zaten bu tedaviyi uygulamak zorundayız, aksi taktirde 700-800 kötü kolesterolle hayatını uzun süre idame ettirmesi mümkün değil, bu kolesterolü mutlaka düşürmesi gerek."
(Doğan Haber Ajansı)
