- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Uzun yaz günlerinde, bırakın uzun yaz gününü kısacık kış günlerinde bile su içmeden, sıvı almadan kaç gün yaşayabilirsiniz?
Oruç tutan insanlar bile iftarda ve sahurda kana kana su içeceklerini bildikleri halde zor dayanıyorlar.
Oysa diyaliz hastaları bırakın kana kana su içmeyi 3 günde bir girdikleri diyalize kadar alabilecekleri sıvı miktarını aşmamak için nerdeyse aldıkları gıdalardaki sıvı miktarını hesaplamaktalar.
Aldıkları her gr. fazla sıvı diyalizde biraz daha kalmak demek onlar için.
Ama yine de geçimlerini sağlamak pahasına bu sıkıntıları, sağlıklı yaşamaya, kana kana su içmeye tercih etmek zorunda kalıyorlar.
Nasıl mı?
Diyaliz hastaları, çalışma gücünün %60 ını yitirdiği için SGK sağlık kurulları tarafından malul sayılmakta ve yeterli prim ödeme gün sayısına da sahip iseler SGK tarafından bu kişilere malullük aylığı bağlanmakta.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK)nin açıklamalarına göre, Ülkemizde sayıları her yıl yüzde 12 artan ve 2012 yılı Aralık ayı itibariyle açıklanan verilere göre 70 bini bulan diyaliz hastalarının en büyük korkusu iyileşmek.
Diyaliz süresince sağlıkları büyük risk altında olan bu hastaların devlete maliyetleri de oldukça yüksek. Böbrek hastalarının haftada en az 3 kez diyalize bağlanmak zorunda olduğunu düşünürsek diyalize giren bir hastanın devlete maliyetinin de oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Böbrek hastalarının nakil olması durumunda, hem devletin maliyeti azalacak, hem de bu hastalar eskisi gibi olmasa da normal bir yaşam sürmeye başlayacakladır.
Ancak, % 90 ının emekli olduğu belirtilen böbrek hastaları nakil olmak istemiyorlar.
Neden mi?
Çünkü, emekli olurlarsa iyileştikleri gerekçesiyle aylıkları kesilecek. Kendilerinin ve çocuklarının sağlık ve sosyal haklarını sağlayamayacaklar.
İyileşmeleri belki çok uzun zaman alacak, yeniden iş bulup çalışamayacaklar.
Bunun için de bir çok diyaliz hastası uygun böbrek bulunduğu halde aylığının kesilmesini istemediği için nakil olmaktan vazgeçmekte. ailesinin geçimini sağlama pahasına tehlikede olan sağlığını büsbütün yitirmeyi göze almaktadır.
SGK sağlık kurulları, böbrek nakli olan hastalara bir yıllık bir kontrol muayene süresi hakkı tanıyarak bu süre sonunda bu hastaların iyileştiklerine, maluliyetlerinin ortadan kalktığına karar vermekte, bunun sonucunda da maluliyet aylıkları kesilmekte.
Nakil öncesinde diyaliz nedeniyle, nakil sonrasında da kullandıkları bir yığın ilaçlar nedeniyle diğer vücut fonksiyonları da oldukça zarar gören böbrek hastalarının yeniden çalışmalarının imkansız olduğu apaçık ortadadır.
Özellikle de nakilden sonraki bir iki yıl içinde bunların maluliyetlerinin ortadan kalktığına karar verilerek çalışabileceklerinin düşünülmesine anlam vermek mümkün değildir.
Üniversite mezunlarının, sağlıklı insanların asgari ücretle bile iş bulamadığı Ülkemizde, nakil sonrası sağlıklı insanlara göre kendini her türlü riske karşı kat kat fazla koruması gereken böbrek hastalarının yeniden çalışmalarının da neredeyse imkansız olduğunu kabul etmek gerekir.
Daha önce yine sitemizden SGK’nın maluliyet yönetmeliğinde değişiklik yaparak organ nakli olanların mağduriyetlerinin giderileceği duyurulmuştu. Ancak henüz beklenen değişiklik olmadı.
Böbrek ve diğer organ nakli bekleyen hastaların mağduriyetlerinin giderilmesi, onların da bulunan böbreği korkusuzca nakil olmayı kabul etmeleri ve normal yaşama dönmelerinin sağlanması için gerekli değişikliklerin bir an önce yapılmasını bekliyoruz.
SGK Rehberi
Oruç tutan insanlar bile iftarda ve sahurda kana kana su içeceklerini bildikleri halde zor dayanıyorlar.
Oysa diyaliz hastaları bırakın kana kana su içmeyi 3 günde bir girdikleri diyalize kadar alabilecekleri sıvı miktarını aşmamak için nerdeyse aldıkları gıdalardaki sıvı miktarını hesaplamaktalar.
Aldıkları her gr. fazla sıvı diyalizde biraz daha kalmak demek onlar için.
Ama yine de geçimlerini sağlamak pahasına bu sıkıntıları, sağlıklı yaşamaya, kana kana su içmeye tercih etmek zorunda kalıyorlar.
Nasıl mı?
Diyaliz hastaları, çalışma gücünün %60 ını yitirdiği için SGK sağlık kurulları tarafından malul sayılmakta ve yeterli prim ödeme gün sayısına da sahip iseler SGK tarafından bu kişilere malullük aylığı bağlanmakta.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK)nin açıklamalarına göre, Ülkemizde sayıları her yıl yüzde 12 artan ve 2012 yılı Aralık ayı itibariyle açıklanan verilere göre 70 bini bulan diyaliz hastalarının en büyük korkusu iyileşmek.
Diyaliz süresince sağlıkları büyük risk altında olan bu hastaların devlete maliyetleri de oldukça yüksek. Böbrek hastalarının haftada en az 3 kez diyalize bağlanmak zorunda olduğunu düşünürsek diyalize giren bir hastanın devlete maliyetinin de oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Böbrek hastalarının nakil olması durumunda, hem devletin maliyeti azalacak, hem de bu hastalar eskisi gibi olmasa da normal bir yaşam sürmeye başlayacakladır.
Ancak, % 90 ının emekli olduğu belirtilen böbrek hastaları nakil olmak istemiyorlar.
Neden mi?
Çünkü, emekli olurlarsa iyileştikleri gerekçesiyle aylıkları kesilecek. Kendilerinin ve çocuklarının sağlık ve sosyal haklarını sağlayamayacaklar.
İyileşmeleri belki çok uzun zaman alacak, yeniden iş bulup çalışamayacaklar.
Bunun için de bir çok diyaliz hastası uygun böbrek bulunduğu halde aylığının kesilmesini istemediği için nakil olmaktan vazgeçmekte. ailesinin geçimini sağlama pahasına tehlikede olan sağlığını büsbütün yitirmeyi göze almaktadır.
SGK sağlık kurulları, böbrek nakli olan hastalara bir yıllık bir kontrol muayene süresi hakkı tanıyarak bu süre sonunda bu hastaların iyileştiklerine, maluliyetlerinin ortadan kalktığına karar vermekte, bunun sonucunda da maluliyet aylıkları kesilmekte.
Nakil öncesinde diyaliz nedeniyle, nakil sonrasında da kullandıkları bir yığın ilaçlar nedeniyle diğer vücut fonksiyonları da oldukça zarar gören böbrek hastalarının yeniden çalışmalarının imkansız olduğu apaçık ortadadır.
Özellikle de nakilden sonraki bir iki yıl içinde bunların maluliyetlerinin ortadan kalktığına karar verilerek çalışabileceklerinin düşünülmesine anlam vermek mümkün değildir.
Üniversite mezunlarının, sağlıklı insanların asgari ücretle bile iş bulamadığı Ülkemizde, nakil sonrası sağlıklı insanlara göre kendini her türlü riske karşı kat kat fazla koruması gereken böbrek hastalarının yeniden çalışmalarının da neredeyse imkansız olduğunu kabul etmek gerekir.
Daha önce yine sitemizden SGK’nın maluliyet yönetmeliğinde değişiklik yaparak organ nakli olanların mağduriyetlerinin giderileceği duyurulmuştu. Ancak henüz beklenen değişiklik olmadı.
Böbrek ve diğer organ nakli bekleyen hastaların mağduriyetlerinin giderilmesi, onların da bulunan böbreği korkusuzca nakil olmayı kabul etmeleri ve normal yaşama dönmelerinin sağlanması için gerekli değişikliklerin bir an önce yapılmasını bekliyoruz.
SGK Rehberi
