Doğum öncesi bağ-kur girişi olan kişi doğum borçlanması yapabilir mi?

işitme engelli emeklilik ne zaman, yardımcı olun

01.01.2013 tarihi itibariyle;

Doğum Tarihi:17.12.1970

Bağkur giriş: 09.05.1997 (3 yıl 8 ay 22 gün) yani 1342 gün prim Çıkış:31.01.2001
Bağkur giriş: 12.07.2005 (3 yıl 2 ay 11 gün) yani 1151 gün prim Çıkış:23.09.2008
Bağkur toplam prim gün sayısı 2493

SSK giriş:24.09.2008 çıkış:07.11.2008 44 gün
SSK giriş:02.05.11 çıkış: halen devam ediyor 600 gün 01.01.2013 tarihi itibariyle
SSK toplam prim gün sayısı 644
Sakatlık Oranı: %52
Vergi indirimi: 23.06.2011 alındı.

Çocuğun doğum tarihi 09.10.2003 (çocuğu da işitme engelli)



Bu durumda ablam çocuğu için borçlanabilir mi? Çocuğun doğum tarihinden önce bağkur girişi var.

Ayrıca SSK dan mı yoksa bağkurdan mı emekli olabilir?
 
Bağ-kur mensupları doğum borçlanması yapamıyor diye biliyorum ben.
Emekliliğine gelince son yıl içinde en fazla prim hangi kuruma yatırılmışsa oradan emekli olursunuz. Buna göre bağ-kurdan emekli olmanız için 16 yıl, 4320 gün primi doldurmalısınız. Yıl olarak dolmuş gözüküyorda primlerde eksiklik var. Onlarıda tamamlarsanız emekli olursunuz.
 
Merhaba,

Ablanız için , erken emekli olabilmesi adına doğum borçlanması yolunu seçerek erken emeklilik hakkından faydalanmasını istediğinizi bu konudaki iyi niyetinizi çok iyi anlıyorum ama maalesef bayanlar için doğum borçlanması hakkı öncelikle bayan sigortalılar için geçerli bu yüzden ablanızın böyle bir hakkı kullanmasına yasalar izin vermemektedir. Bu konuyla ilgili daha geniş bir bilgiyi size yardımcı olması açısından paylaşmak istedim.

Sağlıcakla kalın,
 
DOĞUM BORÇLANMASI


I- GİRİŞ

Sosyal güvenlik; kişilerin gerek çalışma hayatı ve gerekse emeklilik dönemi süresince, başkalarına muhtaç olmadan yaşamalarının sağlanmasını amaçlayan sistemdir. Dolayısıyla zorunlu katılım ilkesiyle hareket sözkonusudur. Sigortalının isteği dışında sigortalılık süresinin kesilmesi halinde, kesilen sürelerin primlerinin ödenerek sigortalılık sürelerinden saydırılması işlemine Hizmet Borçlanması adı verilmektedir.(1) Kanun koyucu sigortalılara daha erken emekli olabilmeleri için, askerlik ve doğum gibi sigortalıların çalışamadıkları günlerini borçlanabilmeleri imkânını getirmiştir.

Bu bağlamda sosyal güvenlik sisteminde borçlanmanın, özellikle de doğum borçlanmasının, doğum yapan kadınların çalışma hayatındaki mağduriyetlerini biraz olsun azaltan öneme sahip olduğu kuşkusuzdur. Çünkü pek çok kadın doğum nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalmakta, bu durum da onların sosyal güvenlik haklarını kısıtlamaktadır.

Yürürlük tarihi 1 Ekim 2008 olan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41/a maddesi ile getirilen “doğum borçlanması” ile ilgili hüküm, yukarıda belirttiğimiz çalışan kadının doğurma yeteneği sonucu oluşan sosyal güvenlik haklarındaki kısıtlamayı bir ölçüde azaltmayı hedeflemektedir. Bir hizmet borçlanması türü olan, Doğum Borçlanması ile ilgili Kanunun 41. madde hükmü şöyledir:

“Kanun'ları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri, kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82. maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.”

5510 sayılı kanun ile ilgili olarak en son yayımlanan tebliğ ve genelgeler şöyledir:

• 1 Temmuz 2010 tarih ve 27628 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ”

• 16 Eylül 2010 tarih ve 2010/106 Sayılı Genelgede ise bu husus şu şekilde irdelenmiştir:
‘5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin (a) bendine göre kadın sigortalıların doğum nedeniyle çalışamadıkları en fazla iki defa olmak üzere ikişer yıllık sürelerinin borçlandırılmasında sigortalının doğumdan önce 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında tescil edilmiş olması ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması yeterli sayılacaktır. Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmesi şartı aranmayacaktır. Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalının işvereninden belge istenilmeksizin Kurum hizmet kayıtlarından tespiti yapılarak sonuçlandırılacaktır.
Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalıların doğum yaptığı tarihten sonra adına primi ödenmiş süreler borçlanma hesabında dikkate alınmayacak, doğum borçlanması yapılacak, sürede çocuğun vefat etmesi halinde vefat tarihine kadar olan süreler borçlandırılacaktır. İlk doğumunu yaptıktan sonra iki yıl dolmadan ikinci doğumunu yapan kadın sigortalı, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar geçen süre ile ikinci doğum için borçlanabileceği iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi borçlanabilecektir.

2925 sayılı Kanuna (tarım S.SK.) tabi sigortalılığı devam edenler ile hak sahipleri 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince borçlanma yapabilecektir. Ancak, 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı devam edenlerin, 5510 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında 506 sayılı Kanuna göre tescil edilmiş ve kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden adına prim ödenmiş olması halinde kendileri veya hak sahipleri Kanunun 41 inci maddesinin ilgili bentleri kapsamında borçlanma yapabileceklerdir.’ denilmektedir.

II-Doğum Borçlanmasından Yararlanma Şartları

Giriş bölümünde bahsettiğimiz hususları maddeler halinde sıraladığımızda doğum borçlanma şartları ;

• Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan kadın sigortalılar doğum borçlanmasından yararlanabileceklerdir.

• 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi kadın sigortalıların çeşitli iş kanunları gereğince kullandıkları ücretsiz doğum ya da analık izin süreleri işyerinden alacakları belgelerle birlikte Kuruma başvurmaları halinde borçlandırılabilecektir.

• Doğum borçlanması en fazla iki çocuk için yapılabilecektir. Çoğul gebelik durumunda tek çocuk için borçlanma imkanı getirimiştir.

• Her çocuk için en fazla 2 yıllık süre borçlanılabilecektir.

• Doğumun, sigortalılığın başlangıcından sonra olması gerekmektedir. Yani sigorta başlangıcından önceki doğumlar için borçlanma yapılamayacaktır.

• Doğum borçlanması yapılabilecek iki yıllık süre içinde çocuğun vefat etmesi halinde, sadece vefat tarihinde kadar olan süreler borçlandırılabilecektir.

• Doğum Borçlanması yapabilmek için işyerinden belge götürülmesine gerek yoktur.

• Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalıların doğum yaptığı tarihten sonra adına primi ödenmiş süreler borçlanma hesabında dikkate alınmayacaktır.

• İlk doğumunu yaptıktan sonra iki yıl dolmadan ikinci doğumunu yapan kadın sigortalı, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar olan geçen süre ile ikinci doğum için borçlanabileceği iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi borçlanabilecektir.

• İlgili yasa hükmüne göre sadece sigortalılar değil, sigortalının ölümü halinde tüm hak sahipleri (eş, çocuk, ana ve baba) borçlanma yapabilecektir.

Burada dikkat çekilmesi gereken önemli hususlardan biride çıraklık ve stajyerlik dönemlerinde sigortalı olanlar uzun vadeli sigorta primi ödememelerine rağmen borçlanma yapabilmeleri imkanına sahiptirler.

Analık-doğum borçlanmasında en çok tartışılan konulardan biride borçlanma yapacak kişiler doğumdan önce 4-a kapsamında sigortalı olma koşulunun aranmasına itiraz edilmişse de Yargıtay 10. Hukuk Dairesi doğum borçlanmalarında 4-a kapsamında sigortalılık koşulunun olmasına karar vermiştir.(2)

Son olarak doğum borçlanmasıyla emekli olmayı planlayanların karşısına son statü kavramı bazında emeklilik şartlarının nasıl olacağı hususu öne çıkmıştır. Bazı sigortalılar doğum borçlanmasıyla emeklilik planları kurarken sukut-u hayale uğramışlardır. 2008-111 sayılı genelgeye göre isteğe bağlı sigortalı iken borçlanan ve borçlanılan süreleri son 7 yıl hesabında dikkate alınan kadınlar emeklilik planları yaparken, 2010-106 sayılı genelge(3) ile borçlanma ile kazanılan hizmetlerin borçlanma esnasında tabi oldukları sigortalılık statüsünde değerlendirileceğinin belirtilmesi üzerine büyük bir şok yaşadılar. Bu durumda olup emeklilik planlayanlar 4/ B (Bağ-Kur) emeklilik şartlarına tabi olma durumuyla karşılaştılar. Bu kişiler doğum borçlanması için yatırdıkları meblağları geri isteseler de doğum borçlanma talebleri reddedilmediğinden yatırdıkları paraları alamadıkları gibi 4- a kapsamında emekli olma şansları da azalmıştı. Bu durumda mağdur olan bayanlara 16.06.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik (4) ile 5510 sayılı Kanunun 41. maddesine göre borçlanma yapan sigortalılara, talebi halinde ve aylık bağlanmamış olmak koşuluyla bir defaya mahsus olmak koşuluyla borçlanma tutarının tamamının iade edileceği hükmü getirilmiştir.

IV- Sonuç:

01.10.2008 tarihinde çıkan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla ilk defa doğum yapan sigortalılara tanınan analık-doğum borçlanması, uygulamada tartışmaları da beraberinde getirmiş ve bir çok sigortalı konuyu yargıya taşımıştır. Yargı kararları uygulamaları tekrar gözden geçirmiş ve önce tebliği ve daha sonra da genelgeyi değiştirerek uygulamada bazı değişikliklere gitmiştir. Kanaatimizce borçlanama imkanından beklediği fırsatı yakalamayanlar olsa da emeklilik için gün kazanma ihtiyacı bulunanlar için tarihi bir fırsattır. Şöyle ki; 4 yıllık borçlanmada asgari tutar aşağı yukarı 11. 700 tl olduğu varsayımıyla ödenen borçlanma tutarı 1,5 yılda geri alınabilecektir.

Sigortalılar doğum borçlanma yapacakları zaman emeklilik statüsünü iyi bir şekilde araştırıp dikkatli bir şekilde karar vermeleri gerektiği ve eğer doğum olayı 2000 tarihinden önce olması söz konusuysa borçlanma matrahlarını yüksek olarak belirlemeleri durumunda alacakları aylığın artacağını düşünülmelidirler.
 
doğum öncesi ssk lı olması şart yani. Aşağıdaki yazı işitme engelliler için geçerli değil o zaman.


ENGELLİ ANNELERİNE ERKEN EMEKLİLİK

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28.maddesinin 8. fıkrasındaki düzenleme ile bakıma muhtaç çocuğu bulunan sigortalı anneye erken emeklilik olanağı sağlayan bir düzenleme yapılmıştır.

Yasa maddesinde “Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir.”hükmü yer almaktadır.

Kanunun yürürlük tarihine ilişkin düzenlemenin yer aldığı108.maddeye baktığımızda 28.maddenin yürürlük tarihinin 2008 Ekim ayı olduğu görülmektedir.

Bu durumda, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra sigortalı çalışması olan ve aynı zamanda engelli malul çocuğu bulunan annelerin ödedikleri her 360 gün prim dörtte bir fazlası ile 450 gün gibi değerlendirilecektir. Aynı şekilde her yıl için 90 gün yaş haddinden de indirilecektir.
Örneğin emekli olması için 4 yıl prim ödeme 10 yıl da yaş haddini beklemek durumunda olan sigortalı anne bu hükümden yararlandığında 3 yıllık çalışması 3 yıl dokuz ay olarak sayılacak . 4 yılı tamamlayabilmek için gereken 3 ayı da 2ay 12 gün çalışarak tamamlayacaktır.Bu durumda 3 yıl 2 ay 12 gün prim ödeyerek 6 yıl 9 ay 18 gün sonra emekli olmaya hak kazanacaktır.

Bu uygulamadan yararlanabilmek için kadın sigortalının bir dilekçe ile bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu İl müdürlüğüne bir başvuruda bulunması gerekmektedir. Başvuru üzerine Kurum sigortalı annenin çocuğunu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olup olmadığının tespiti için hastaneye sevk eder. Sevk yapılacak hastaneler Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 5.maddesinde belirtilmiştir: Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, Devlet üniversitesi hastaneleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, sigortalıların ikamet ettikleri illerde bu hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastaneleri. Hastane sağlık kurulu raporu düzenler. Raporda, raporun düzenlenme nedeni belirtildikten sonra tıbbi değerlendirme bölümünde maluliyet talebine esas teşkil eden hastalık ya da arızalarının, ilgili branşlarca mevcut klinik durumunu açıklayan ayrıntılı muayenesi sonucu, muayene bulguları, dayanağı tetkikler, varsa tedavi protokolünün yazılması, daha önce tedavi görülmüş ise, buna ilişkin işlem tarihinin de yer aldığı epikrizler, ameliyat notları, patoloji raporları, tetkikleri ve benzeri belgelerin aslı veya resmi onaylı fotokopilerinin eklenmesi, hastalık ve araz tespit edilen branşlarca gerekli tetkikler yapılarak tetkik sonuçlarının sağlık kurulu raporuna yazılması gerekmektedir.Sağlık kurulu raporlarının karar hanesinde çalışma gücü kayıp oranının belirtilmeyeceği ve "Sosyal Güvenlik Kurumunca belirlenecektir." ibaresinin yazılacağı da yönetmelikte hüküm altına alınmıştır.

Yönetmelikte belirtilen özellikte hazırlanan rapor kuruma ulaştıktan sonra, Kurum Sağlık Kurulu tarafından değerlendirilerek sonuca ulaşılacaktır. Yönetmeliğin 9 maddesinde Kurum Sağlık Kurulu tarafından usulüne uygun düzenlenmediği tespit edilen sağlık kurulu raporunun yeniden düzenlenmesi istenebilecektir. Bu nedenle çocuğun sağlık kurulu raporu için sevki yapıldığında verilecek raporun yönetmelikte belirtilen özellikleri taşıyıp taşımadığına bakılması tekrar tekrar rapor alma zorluğundan kurtulmak adına önem taşımaktadır.
 
Geri
Üst