Domuz Gribiyle İlgili Bilinmesi Gerekenler..

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Domuz gribi nedir, belirtileri neler, tedavi yöntemleri ve alınması gereken basit önlemler.. İşte bu hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenler..

Domuz gribi nedir?

Domuz gribi (Yeni İnfluenza A / (H1N1)v), virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Pandemik (salgın yapan) Grip de denmektedir.

Hastalık ilk kez Meksika’da sonra ABD’de (Nisan 2009) görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.

Alarm düzeyini Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Pandemik Faz 6 olarak açıklamıştır ki bu da alarm dönemine tekabül ederek hastalığın popülasyon genelinde bulaşma riski taşıdığı anlamına gelmektedir. (11 Haziran 2009)

Virüs, halen dünyanın bütün bölgelerinde görülmektedir.

Virüsün yapısı

Bu virüse “domuz gribi” denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs insan, domuz ve kuş virüslerinin bir karışımıdır ve yeni bazı özelliklere sahiptir.

Mevsimsel grip - Pandemik grip arasındaki farklar

Hastaneye yatışlarda farklı bir yaş dağılımı var.

İleri yaşlarda daha az vaka (> 60 yaş)

Daha önceden sağlıklı olan, genç erişkin ve çocuklarda ağır hastalık ve ölümler daha fazladır.

Hastalığın bazı klinik özellikleri;

En çok 5 - 45 yaş aralığında görülür.

Beklenen grip mevsiminin dışında da süren bulaş ve viral dolaşımı vardır.

Etkin ve hızlı insandan insana bulaş görülmektedir.

Hastalık spektrumu ateşsiz, hafif üst solunum yolu hastalığından ağır hatta ölümcül zatürreye kadar değişmektedir.

Hastaneye yatırılan hastalarda daha çok, alt solunum yolu hastalığı görülmektedir.

Eşlik eden ikincil enfeksiyonlar olabilmektedir (Streptococcus pneumoniae)

Ortalama hastanede yatış süresi 5 - 7 gündür.

Hastalık hamilelerde daha ağır seyretmektedir.

Bulaşıcılık

Yeni İnfluenza A/(H1N1) v virüsü bulaşıcıdır ve insandan insana kolaylıkla geçebilmektedir.

Yeni İnfluenza A/(H1N1) v’ de mevsimsel grip etkenleri gibi bulaşmaktadır.

Kişiden kişiye genellikle öksürme, aksırma esnasında ortama yayılan ve virüs içeren damlacıklarla bulaşır.

Bu damlacıklar, vücuda direkt solunum yolu ile alınabileceği gibi ortamdaki kapı kolu, masa, sandalye, telefon, elektrik düğmesi v.b gibi cansız yüzeylerden eller vasıtasıyla da alınabilir.

Tokalaşma, öpüşme, sarılma v.b yakın temasla da bulaşma olmaktadır.

İçme, kullanma ve havuz sularıyla herhangi bir bulaşma gösterilmemiştir.

Bulaşmayı engellemek için ne yapmalı?

Virüsün iş ortamında masa, sandalye v.b yüzeylerdeki canlılığını ortamın ısısı, nem oranı ve temizlenme sıklığı etkiler. Buraların sık sık temizlenmesi ve ellerin sık sık yıkanması, bulaşma riskini de en aza indirecektir.

Öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burundan ortama damlacıklar yayılır. Bunlar yaklaşık 1.5 metre içinde ki diğer insanlarca soluk yolu ile alınabilir. Yayılmayı önlemek için, ağız ve burnun bir mendil ile kapatılması iyi olur. Mendil olmadığı durumlarda ise ağız kol ile kapatılmalıdır.

Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra eller bol sabun ve suyla yıkanmalıdır. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de kullanılabilinir.

Kirli ellerle, gözlere, burna ve ağza dokunulmamalıdır. Kağıt mendil kullanılmalıdır.

Eller sık sık, en az 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkanmalıdır.

Su ve sabuna ulaşılamayan yerlerde (sokakta, toplu taşıma araçlarında, AVM’lerde v.b) alkol içeren el antiseptikleri dezenfektanları kullanabilinir.

Hastalık tanısı konulursa, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat edilmelidir.

Hastalığın bulaşmaması için çevredeki kişilerden uzak durulmalıdır.

Bulunulan mekan sık sık havalandırılmalıdır.

Hasta insanlar, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar. Bu süre boyunca temas sınırlandırılmalıdır.

Gereklilik halinde maske (cerrahi maske) takılmalıdır.

Bu gribin belirtileri, insanlarda görülen mevsimsel grip belirtilerine benzer;

1. Ateş (38 derece ve üstü)

2. Öksürük,

3. Boğaz ağrısı,

4. Yaygın vücut ağrısı,

5. Baş ağrısı,

6. Üşüme - titreme,

7. Yorgunluk, halsizlik hissi,

8. Kusma ve ishal görülebilmektedir.

Acil durumlar

Erişkinlerde acil müdahale gerektiren belirtiler;

Nefes darlığı veya zor nefes almak,

Bilinç bulanıklığı,

Sık ve uzun süreli kusma.

Çocuklardaki acil müdahale gerektiren belirtiler;

Hızlı veya zor nefes alma,

Vücutta solgunluk ya da morarma,

Beslenememe,

Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil,

Huzursuzluk,

Ateşle beraber döküntü görülmesi.

Genel tedavi prensipleri:

Antibiyotikler koruma amacıyla kullanılmamalı.

Vakaların çoğunda hastane yatma ya da antiviral tedavi gerekmemektedir.

Destekleyici tedavi;

Ateş düşürücü - ağrı kesici, sıvı alımının artırılması ve dinlenme önerilmektedir.

Hamileler hem mevsimsel hem H5N1 (kuş gribi) hem de pandemik grip için yüksek risk grubu arasındadır.

Yatan hastada yakın gözlem ve erken antiviral tedavi önerilmektedir.

İlaç tedavisi;

Özellikle kullanılması gereken gruplar;

1. Hamile kadınlar.

2. Hastalığı hızla ve şiddetli olarak ilerleyenler.

3. Pnömonisi olan/gelişen kişiler.

4. Altta yatan başka hastalıkları olanlar.

Tedavi

Yeni İnfluenza A (H1N1)v virüsü halen,

Oseltamivir ve zanamivire duyarlıdır.

Amantadin ve rimantadine dirençlidir.

Klinik etkinlik sonuçlarını gösteren veriler henüz yoktur.

Oseltamivir ve zanamivir hastalığın şiddet ve süresini azaltıp ilerlemesini ve ölümleri engelleyebilir.

Aşı hazırlama çalışmaları tamamlanmış ve aşı üretimi çalışmalarına başlanmıştır.

Mevsimsel Grip için hazırlanmış olan ve uygulanan aşılardan farklıdır.

Sadece Yeni İnfluenza A /Californiya/2009/(H1N1)v adı verilen ve pandemik grip yapması beklenen virüse etkili olacak bir aşıdır.

İstanbul’da başvurulacak hastaneler;

Avrupa yakası;

1. Haseki EAH

2. Şişli Etfal EAH

3. Okmeydanı EAH

4. İstanbul EAHh

Asya yakası;

1. Kartal EAH

2. Göztepe EAH

3. Haydarpaşa Numune EAH

Alabileceğiniz pratik önlemler;

Genel temizlik ve beslenme kurallarına uyulmalı.

Hastalık şüphesi var ise ortamdan uzaklaşılmalı gereklilik halinde maske takılmalı, Maskeler bir kere kullanılıp atılmalı.

İzole edilen hastayla temaslarda maske takılarak yaklaşılmalı ve temas sonrası eller hemen bol su, sabun ve/veya alkollü dezenfektanlarla temizlenmeli.

Çalışma ve yaşam alanları sık sık temizlenmeli, masa, sandalye, telefon v.b. aletler sık sık silinmeli.

Toplu olarak kullanılan alanlarda mümkün olduğunca ortama (kapı kolları, asansörler, elektrik düğmeleri v.b.) el ile temas edilmemeli temas sonrası eller yıkanmalı ve/veya dezenfektanlarla temizlenmeli.

Sık sık el ve yüz yıkanmalı.

Korunmak amaçlı herhangi bir Antibiyotik ve/veya Antiviral ilaç kullanılmamalı, Şüpheli bir durumda doktora danışılmalı.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
F

Fırtına

Guest
H1N1 pandemik influenza (domuz gribi) aşısı nasıl üretiliyor?

GSK’nın H1N1 pandemik influenza (domuz gribi) aşısı her yıl mevsimsel grip aşılarında olduğu gibi, aşı virüslerinin yumurtada yetiştirilmesini içeren bir süreç sonucunda üretilmektedir.

GSK H1N1 aşısının üretimi, adjuvan sisteminin özellikleri ve katkıları;

1. Pandemik grip aşısı nasıl üretiliyor?

• GSK’nın H1N1 pandemik influenza (domuz gribi) aşısı her yıl mevsimsel grip aşılarında olduğu gibi, aşı virüslerinin yumurtada yetiştirilmesini içeren bir süreç sonucunda üretilmektedir.

• Öncelikle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) pandemiye yol açan virüsü tespit edip bu virüsün tavuk yumurtasında kolay yetişebilecek ana suşunu üretmektedir. Bu suşlar DSÖ tarafından üretici şirketlere verilmekte ve üretimin başlangıcını oluşturmaktadır.

• Üreticiler bu ana virüsü tavuk yumurtasına enjekte ederek aşıda kullanılacak kendi virüs serilerini üretirler.

• Virüsün tavuk yumurtasına enjekte edilmesinden birkaç gün sonra virüs yumurtalardan toplanmakta, saflaştırma ve standartlaştırma süreci gerçekleştirilmektedir. Bu işlemlerle virüsten, aşı için gerekli antijenler elde edilir.

• Bunun ardından antijenler tüplere yerleştirilerek etiketlenmektedir.

• Aşının adjuvanı ayrıca üretilmekte ve aşının uygulanması sırasında antijene eklenmektedir.

• Bütün bu işlemler ruhsatlandırma otoritelerinin belirledikleri standart ve kurallara göre yapılmaktadır.

• H1N1 aşısıyla ilgili klinik araştırmalar halen devam etmekte sonuçlar alındıkça ruhsatlandırma otoriteleri ve kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

2. Antijen üretimi düşük kalırsa ne olur?

• Böyle bir durum toplam kapasiteyi etkilemektedir. Eğer üretim az olursa, çok miktarda aşıyı üretmek uzun sürmekte, tersine antijen üretimi çok olduğu takdirde ise aşı üretimi de hızlanmaktadır.

3. AS03 nedir?

• AS03, bir Adjuvan Sistemdir ve içinde tokoferol (E vitamini) bulunur. Adjuvan pandemik influenza aşı üretiminde karşılaşılan bazı önemli sorunların çözümünü sağlamaktadır;

Kısa sürede çok sayıda aşı dozu üretilmesini mümkün kılar. Çünkü adjuvan sayesinde her dozda daha az antijen kullanılmakta, böylece bağışıklık sağlayan daha çok aşı dozu üretilebilmektedir.

Mevsimsel grip virüsünde olduğu gibi, pandemi virüsü de zaman içinde hafif değişimler geçirebilir. Bu nedenle aşının virüsün bütün potansiyel alt türlerine karşı bağışıklık sağlaması gerekmektedir. Adjuvanlı aşı bunu sağlamaktadır.

4. AS03 Adjuvan sistemi başka aşılarda denendi mi?

• GSK pandemi çalışmaları sırasında, özellikle de kuş gribi olarak bilinen Influenza A (H5N1)’e karşı geliştirdiği aşıyla belirgin bir güvenlilik verisi üretmiştir. 18 yaşın üstünde 12 binden fazla yetişkine adjuvanlı 2 doz H5N1 aşısı uygulanmıştır.

• GSK’nın influenza aşısında kullandığı adjuvan sistemi H5N1, H1N1 ve normal mevsimsel grip aşıları dahil olmak üzere toplam 41 bin kişide denenmiştir.

5. Adjuvanda kullanılan skualen maddesinin tehlikeli olduğu söyleniyor, doğru mu?

• Skualen hayvanlarda, bitkilerde ve insanlarda doğal olarak bulunan bir maddedir. Karaciğerde üretilmekte ve kana karışmaktadır. Skualen insanın parmak izinde iz olarak çıkan yağsı maddedir. Birçok hormonun yapımında vücutta yer almaktadır. Yumurtada, zeytinyağı, maya, kırmızı et, kurabiyeler, bebek pudraları, ruj, bazı OTC ürünleri, bazı sağlık ürünlerinde kullanılmaktadır.

• ABD savunma bakanlığı, FDA ve bazı danışma kurulları skualen maddesinin sağlık açısından herhangi bir adverse etkisinin olmayacağına karar vermiştir. Skualen aşılarda, immün sistemi tetiklemek için kullanılan adjuvanlarin içinde yer almaktadır.

• Avrupa İlaç Kurumu (EMEA) 1997 yılında skualen katkılı adjuvanların kullanılmasına izin vermiştir. Dünya Sağlık Örgütü skualen içeren adjuvanların 1997’den beri Avrupa’da on milyonlarca doz kullanıldığını ve bu aşıların kullanımı ile herhangi bir önemli advers olay görülmediğini açıklamıştır.

6. Dünyada yeni jenerasyon adjuvanlı aşılar onaylı mıdır?

• EMEA (Avrupa İlaç Kurumu) 1997 yılından itibaren adjuvanlı grip aşılarını onaylamıştır, Dünya Sağlık Örgütü yeni jenerasyon adjuvanların 1997’den beri Avrupa’da on milyonlarca doz kullanıldığını ve bu aşılar ile herhangi bir önemli advers olay görülmediğini açıklamıştır.

7. Avrupa'da yeni jenerasyon adjuvanlı aşılar kaç doz uygulanmıştır ve güvenlilik verileri nasıldır?

• EMEA (Avrupa İlaç Kurumu) 1997 ylindan itibaren adjuvanlı grip asilarini onaylamıştır, Dünya Sağlık Örgütü yeni jenerasyon adjuvanların 1997’den beri Avrupa’da on milyonlarca doz kullanıldığını ve bu aşılar ile herhangi bir önemli advers olay görülmediğini açıklamıştır. Bildirilen yan etkiler çogunlukla aşı uygulanan bölgede kızarıklık, şişlik, ısı artışı gibi lokal etkilerdir. Bu yan etkiler daha çok ilk bir haftada görülmektedir.

8. ABD'de adjuvanlı aşılar kullanılmakta mıdır?

• Tüm dünyada uzun süredir kullanılan adjuvanlar klasik aluminyum içerikli adjuvanlardır. Adjuvanlar vücudun bağışıklığını, koruma etkisini güçlendirmekte ve koruyuculuğun uzun ve kalıcı olmasına neden olmaktadır.

• ABD’de çok kısa bir süre önce adjuvan içerikli GSK HPV aşısı (rahim ağzı kanserine karşı koruyucu) FDA’den onay almıştır.

9. ABD'de yeni jenerasyon adjuvanlı pandemi aşısı onaylı olmadığına göre ABD bu tip aşıyı bu pandemi esnasında hiç kullanmayacak mı?

• DSÖ dünyadaki üretim kapasitesini göz önüne aldığında yeterli antijen üretiminin ve dolayısı ile yeterli aşı üretiminin olmasını mümkün bulmamaktadır. Bu bilgileri göz önüne alındığında, ABD ilk önce adjuvansız aşıların kullanılmasını planlamış ve pandeminin şiddeti ve yaygınlığına göre de adjuvanli aşılların kullanılacağını açıklamıştır.


ekolay.net
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Korkutan domuz gribinin 'faydası'

Domuz gribi 'süper bağışıklık' sağlıyor.


Iof Experimental Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, domuz gribine neden olan H1N1 virüsünü yenmek, diğer grip türlerinin bir kısmına neden olan virüslere karşı antikor üretmeyi sağlayabilir.

TÜM GRİPLERE ETKİLİ

Geçen yıl yaşanan salgın sırasında domuz gribine yakalanan dokuz hastayla yapılan çalışmada, hastalığın dönemsel grip ya da grip aşısı ertesinde çok nadir görülen antikorlara rastlandı. Araştırmacılar, bu antikorlardan beşinin son on senenin tüm dönemsel H1N1 tipi gripleriyle mücadele edebileceğini tespit etti. Antikorlar, ayrıca 1918 yılında 50 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan "ispanyol gribi" virüsüne ve kuş gribine karşı da etkili.

Araştırmacılara göre, "normalin üzerinde" güçlü antikorların, vücut yeni virüsle mücadele etmeye çalışırken, eski virüslere dair hafızasını kullandığı da ortaya çıktı. Doktorlar, bu bulguyu herhangi bir grip türüne karşı koruma sağlayabilecek evrensel bir aşı üretiminde kullanmayı hedefliyor. Grip araştırmacıları için böyle bir aşı yüksek önem taşıyor. H1N1 virüsü üzerine yapılan son araştırmaların koordinatörü doktor Patrick Wilson, "Bu durum tek bir aşının tüm grip türlerine karşı bağışıklık sağlayabileceğini gösteriyor" dedi.

bugun.com
 
F

Fırtına

Guest
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), domuz gribi salgınının sona erdiğini açıkladı

DSÖ Genel Direktörü Dr. Margaret Chan, küresel faktörler ve çeşitli ülkelerden gelen raporlar doğrultusunda örgütün acil durum komitesinin H1N1 virüsünün yol açtığı salgının sona erdiği sonucuna vardığını söyledi.

Komiteyle mutabık olduğunu ancak bunun virüsün tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmediğini bildiren Chan, domuz gribinin bundan böyle normal bir mevsimsel grip gibi varlığını sürdürmesini beklediklerini belirtti.

Bazı uzmanlar DSÖ'yü, 2009'da ortaya çıkan domuz gribi tehlikesini abartarak, alelacele aşı çıkaran ilaç sanayisinin büyük kar elde etmesini sağlamakla suçlamıştı. Grip can almakla birlikte korkulduğu gibi küresel çapta çok büyük bir salgına dönüşmemişti.


Anadolu Ajansı
 
Tekerlekli Sandalye
Üst