Dün'den Bugün'e Engellilik Sorunları Çözülemiyorsa Suç Kimde?

Merhaba,

Bu benim forumdaki ilk mesajım. Konu başlığını görünce birşeyler söyleme gereği duydum. Engelliler ile ilgili sorunların ana kaynağının ülkelere göre farklılık gösterdiğini düşünmediğim için, aslında aşikar olan sorunun kaynağını sadece Türkiye için değil, tüm dünya halklarına musallat olmuş bir bela olarak niteliyorum: SERMAYE yani KAPİTALİZM. Kapitalist düzende insan hayatının ve insana olan faydanın bir önemi yoktur. Aslolan sermayedir ve insanların tüm emek ve işgücü ortak fayda yerine sermayeye hizmet edecek şekilde konumlandırılmıştır.

Bizden önceki birçok jenerasyon mevcut politik ve ekonomik koşulları yeterince sorgulayıp, global kapsamda ortak bir fayda üzerine kurulu yeni bir düzenin hayalini dahi kuramadan tarihten silinip gitti ve bize bu düzeni miras bıraktı..bizler de çocuklarımıza bu düzeni miras bırakmak için çalışıyoruz. Genel olarak, durumumuz o kadar kötü ki, alternatif bir düzen inşaa etme kabiliyetine ulaşma aşamasından önceki zihinsel dönüşüm sürecine dahi ulaşmaktan çok uzağız. Devlet denilen çarkın, sermaye babalarının ve uşaklarının bankalarındaki birkaç haneli rakamdan ibaret olan ve aslında hiçbir anlamı olmayan birşeyi daha artırmak için çalışıp duruyoruz. Ortak fayda gibi ulvi bir amaca hizmet edip erdemli bir birey olarak Tanrı'nın huzuruna çıkmak yerine, nesnel olarak dini, devleti, vatanı ve statükoyu ilahlaştırıp onlara hizmet eden bir köleye dönüşüyoruz.

Eşitliğe mi ihtiyacınız var, adalete mi?




Cevap: Eşitlik her zaman adalet değildir....

""Anlatılmalı onlarca belki yüzlerce belkide binlerce kez anlatılmalı anlamayanlar anlayana kadar anlatılmalı istenilen elde edilene kadar anlatılmalı. hani bir tabir vardır ya gerekirse söke söke alınmalı istenilenler.""

engelliler konusundaki eşitlik ve adalet konusu hakkında yorum yapmicamda deseler eşitlik ve adaletin resmini yap valla bukadar güzel anlatılır eşitlik ve adalet resimde karikatürü yapan ve konuya bağlayan arkadaşı tebrik ediyorum

sinandeniz : Bende çok beğendim. konuya da uyunca taşımak istedim

sizlerden de her zaman böyle paylaşımlar bekleriz.sesimizi duyurmak adına daha güçlü bir kitle oluşturmak için hep beraber el ele...

Eşitlik adı altında parası bol olanları suçlu görmeyi doğru bulmuyorum ( Haksız kazanç sağlayanlar hariç ve param bol oldu için söylemiyorum benim de param az ama düşüncemdeki hak kavramına uygun geldiği için söylüyorum) Neye dayanarak tüm insanların maddi yönden eşit olması gerektiğini söylüyorsunuz onu da anlamış değilim. Konuyu ideolojilere ve inançlara çekip dağıtmadan realiteye ve ideal olana göre konuşmak doğru olur kanaatindeyim.

Şüphesiz ki düzenlemeleri yapması gereken devlettir ama bir devletin yönetimini belirleyen halkın kendisidir. Toplum ne kadar bilinçli olursa o toplumun devleti de adaleti o kadar sağlıklı işler. İnsan oğlu o kadar bireysel bir varlık ki kavramların çoğu göreceli bir hal almaktadır. Kimine göre engellilere iş verilmesi bir hak iken kimine göre de yapılmış bir iyiliktir ve bizim toplumun çoğunluğu da buna iyilik gözüyle bakıyor. Bir insan Anne ve Babasına bakmayı üzerine düşen bir görev, sorumluluk olarak görüyorken kimi bunu Anne ve Babaya yapılan bir iyilik olarak görebilir.

Demek istediğim bizim asıl sorunumuz bir partiyi iktidar yapan toplumun engelli haklarına iyilik gözüyle bakıyor olmasıdır zira iyilik yapmak zorunluluğu yoktur... Ne zamanki toplum engellilere sunulan avantajları iyilik değil de hak olarak görmeye başlarsa işte o zaman devlet de hak olanın gereğini daha iyi yapmaya başlayacaktır. Bu gün ülkemizde birçok iyileşme veya düzenleme avrupanın iyilik olarak değil hak olarak nitelendirdiği ve evrensel insan hakları olarak tanımladığı normlar, kanunlar sayesinde gerçekleşmektedir. Bu gün dünyanın en kapitalist ülkeleri engelli haklarını en doğru şekilde veren ülkelerdir ( ABD ve Avrupa devletleri gibi)

Görüldüğü gibi sorun parada değil, zihniyettedir....

Suçu topluma atıp kendimizi sütten çıkmış ak kaşık gibi sunmamız da doğru olmaz tabi ki gerek örgütlenme gerekse bireysel olarak kendimizi geliştirmekte son derece sorunluyuz ( en azından ben öyleyim) "Ağlamayan çocuğa mama vermezler" atasözü zamane siyaseti için gösterilebilecek en doğru örneklerdendir. Eğer haklarımız olduğunu ve mağdur edildiğimizi düşünüyorsak bu yolda örgütlenmeli ve hak talebinde bulunacak partiler, kuruluşlar oluşturabilmeliyiz. ( Bu suçlamayı hak etmeyen arkadaşları tenzih ederim)

mesut onur: kesinlikle katılıyorum.sende konuya vakıf olanlardansın hakkımız olanların öncelikle kendimiz farkında olmalı ve sonrasında bunu dalga dalga anlamayan veya duyarsız kalan beyinlere duyurmalıyız. benim gördüğüm şudur ki geçmiş yıllara nazaran engelli hareketi sesini duyurmaya başladı . maalesef HAKkımız olan için mücadele ettiğimiz doğru ama sesini çıkarmassan meme yok

Güz Gülleri inş bu yıllara nazaran da ilerde sesimizi daha da duyurabilmiş oluruz.