Düşük Nedir? Düşük Çeşitleri Düşük Riskleri

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Hamilelikte yaşanması muhtemel olan olaylardan biride düşük yapılması bunun kadın için olası riskleri ve nedenleri hakkında derlediğimiz yazımızı sizlerle paylaşırken umarız hiç bir kadın bunları yaşamak zorunda kalmaz dileklerimizide iletiyoruz.


Terim olarak düşük(abortus) gebeliğin 20. haftasından önce ya da bebeğin ağırlığı 500 gram ağırlığa ulaşmadan önce gebeliğin sonlanmasıdır.

En önemli sebebi bebeğe ait genetik anomalilerdir. Bu anomali yumurta ve sperm hücresinin üretimi esnasında da oluşabilir. Döllenmeyi takibende olabilir. Sonuçta oluşan bebekte olması gereken genler bulunmayacaktır. Bazı durumlarda ise oluşan döllenmiş yumurta bölünüp çoğalamaz ve daha gebelik oluşmadan önlenmiş olur. Sonuçta oluşan bir çok düşüğün sebebi normal ve sağlıklı olanı korumak için gösterilen bir yanıttır. Bunların haricinde kullanılan ilaçlar da düşüğe sebep olabilmektedir.

DÜŞÜK TEHLİKESİ NE DEMEKTİR?

Erken gebelik süresinde bakılan ultrasonografide bebeğin kalp atışları görülüyor, rahim ağzı kapalı ve ağrı yokken kanama olması durumunda düşük tehlikesinden bahsedilir. Yapılacak olan spekulum incelemesiyle kanın rahimden geldiği tespit edilmelidir. Böyle bir durumda anne adayına istirahat önerilmeli ve günlük fiziksel aktivitelerde kısıtlamaya gidilmelidir. sadece yemek yemek banyo yapmak gibi temel ihtiyaçlar için izin verilmelidir. Durum daha da şiddetlenirse tüm ihtiyaçlarını yatakta yatarak gidermesi gerekir. Düşük tehlikesi durumunda en sık kullanılan ilaç progesterondur.

DÜŞÜK ÇEŞİTLERİ

Erken düşük: Gebeliğin ilk haftalarında ortaya çıkan düşüktür.

Geç düşük: Gebeliğin ortasına denk gelen 12 ve 20. haftalar arası olan düşüklerdir.

Spontan abortus: Herhangi bir müdahale yapılmadan gebeliğin sona ermesidir. Bu durum gebelik materyalinin rahim dışına atılması şeklinde gerçekleşir. Amaç rahmi gebelik öncesi döneme götürmektir.

Abortus imminens: Gebeliğin ilk dönemlerinde yaşanan beraberinde düşük riski olan durumdur. Kahverengi bir akıntıdan kırmızıya kadar değişen renklerde kanama olur. bu duruma eşlik eden kramp şeklinde ağrı görülebilir.

Abortus insipiens: Bu durum kanama ve ağrının yanında rahim ağzının açılması durumudur. artık düşük kaçınılmaz boyuttadır. Bu nedenle tanı konduğu anda kontrollü bir kürtaj yapılması gerekmektedir.

Komplet abortus: Gebeliğe ait tüm materyalin kanama ve ağrıyla vücut dışına atılması durumudur. Genelde ilk 1 – 2 aylık gebeliklerde rastlanılır. Tanı vajinal ultrasonografide rahimde bebeğin görülmemesiyle konur. Ancak hastaları riske atmamak için kürtaj yapılıp içerde doku kalmadığından emin olunabilir.

İnkomplet abortus: Gebeliğe ait materyalin bir kısmı kanama ile atılır. Kalan kısmı rahim içinde kalır. Özellikle 6 haftalık gebeliklerden sonra mutlaka kürtaj yapılarak rahimde parça kalmadığından emin olunmalıdır.

Boş gebelik ( üzüm gebeliği – molar gebelik): Kadında gebelik kesesi ve plasenta oluşur ancak içinde bebek yoktur.

Missed abortus: Bebek anne karnında canlılığını kaybetmiştir ancak iki hafta içinde kanama olmamış ve dışarı atılamamıştır. Bu durum uzun süre fark edilmezse anne adayının hayatını tehdit edecek sonuçlar gelişebilir.

Elektif abortus: Anne ve babanın kararıyla gebeliğin sonlandırılması durumudur. Ülkemizde yasal sınır 10. gebelik haftasıdır. Ancak anne adayının sağlık durumu riske girerse ya da bebekte yaşama şansını bozan durumlar mevcutsa tıbbi olarak kürtaj yapılabilir.

Habitüel abortus: Art arda 3 ya da daha çok düşük yaşama durumudur.

Septik abortus: Düşük yaşayan anne adayının durumuna enfeksiyonunda eklenmesidir. Özellikle yasadışı yollarla bebeği düşürmek için girişimde bulunan kişi yada düşürmek için kullanılan aletler nedeniyle görülür. Anne hayatını en ciddi tehdit eden durumdur.

Ultrasonografi ile görülebilen gebeliklerin ortalama %20 si düşükle sonuçlanır. Gebelik süresi ilerledikçe düşük riski azalırken, gebeliğin başlarında daha döllenen yumurta rahime yerleşemeden bile sıklıkla düşük yaşanabilir.

DÜŞÜK BELİRTİLERİ

Düşüğün en önemli belirtisi kanamayla birlikte olan kasılma şeklinde ağrıdır. Bu durum bir tek missed abortus denilen bebeğin anne karnında canlılığını kaybettiği durumda görülmez. Eğer kanamayla birlikte doku parçası da gelmişse kesin tanı için hastaneye bu parçalarda götürülmelidir. Parçalar atılmaya devam ettikçe ağrı önce şiddetlenir sonra içerde kalan dokunun azalmasıyla azalır.

Düşük tanısı muayene ve ultrasonografiyle konulur.

Düşüğe bağlı anne adayının yaşadığı en önemli sorun kanama ve enfeksiyon oluşmasıdır. Gebelik yaşı ilerledikçe zaten hızlı ve fazla olan kanama daha da artar. Özellikle içerde parçada kalmışsa da kanama miktarında fazlalık olabilir. Bu duruma erken müdahale edilmezse anne adayı şok tablosuna girebilir. Bu nedenle damar yolu açılmalı ve sıvı tedavisine başlanmalıdır. İçerde parça kalması enfeksiyon açısından da önemli bir risk faktörüdür. Rahimde bulunan ölü doku artıkları bazı bakterilerin yaşaması için uygun bir ortam yaratır. Ülkemizde anne ölümlerinin en önemli sebebi kendi kendine düşük yapmak için vajina içine yabancı cisim sokmayla ortaya çıkan bir enfeksiyon tablosudur.

DÜŞÜK RİSKİ

Düşük riskinin arttığı durumlara bakacak olursak; anne ve babanın gebelik sırasında yaşları ne kadar yüksekse, anne adayı daha önce ne kadar gebe kaldıysa o kadar risklidir. Çünkü yaş ilerledikçe yumurta ve sperm hücrelerinde hatalar oluşmaya başlar. Anne adayında hormonal hastalıkların bulunması, kalp, karaciğer, böbrek hastalıkları, rahimde şekil bozuklukları ve yapışıklıklar, tedavi edilmemiş enfeksiyonlar, sigara alkol kullanımı gibi durumlar da riski arttırır. Önceki gebelik öyküsü düşükle sonuçlanmış olan annede risk hafif artar. Ancak düşük sayısı arttıkça yeni düşük oluşma riski daha da artar. Ancak bu sağlıklı bebek doğuramayacağı anlamına gelmemelidir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst