Düşünce Özürlü

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,497
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
DÜŞÜNCE ÖZÜRLÜ​

Bin bir zorluklarla hayatını devam ettiren engelli kişiler, engelinden dolayı bir çok alanda engelle karşılaşmaktadır. Aşağıda anlatacağım öykü birebir yaşanmış ve gerçeklerden ibarettir.

İlk kez sınavla kazandığım memuriyet hayatımın ilk günüydü içim kıpır kıpırdı. Artık benim bir asalak olmadığımı ispatlama günümdü Bakanlığa bağlı merkez kuruluştan atama evraklarımı aldım, görevlendirildiğim kuruma doğru yola çıktım. O an aklımdan geçenler şunlardı: Topluma faydalı bir fert olacağım, elimin ekmek tutacak, artık kimseye en azından maddi olarak yük olmayacaktım, düşündükçe kendimle gurur duyuyordum, tarifi anlatılmaz bir mutluluk ve haz duydum. İş demek; aş demekti, iş demek; belki de eş demekti, iş demek madden kimseye boyun bükmemekti, iş demek; ev demekti, araba demekti, alamadığın imrendiğin şeyleri almak demekti, en önemlisi geleceğe umutla bakmak demekti. Yani iş; bir özürlü için bütün kapıların anahtarı demekti.

Ben bütün anahtarların bana açıldığını düşünüyordum. Görev yapacağım yere doğru arabayla giderken bir an farklı düşünceler sardı beni, acaba! nasıl bir yerdi ne yapılıyordu? ben ne yapacaktım? amirlerim iyimiydi? bana babacan davranırlar mıydı? elimden tutup yapacağım görevi bana güzelce öğretirler miydi? İçimde kötü hiçbir düşünce yoktu.

Görev yerime varmıştım, bahçeden tam on beş basamak merdiven, bense iki bastonla yürüyen biriydim. Sol elime diğer bastonumu aldım sağ elimle merdiven korkuluğundan tutarak çıktım, görevli karşıladı. Ben buraya memur olarak atandım dedim. Oda biraz bekle Müdürü çağırayım dedi. Yukarıdan iki kişi indi, biri iriyarı biri orta boylu, iriyarı olanı evrakımı elimden aldı. Suratıma bakarak ters bir mizaçla kafa salladı memur odası ikinci katta dedi, ben iki kat merdiven çıkamam efendim! Dedim. Gözlerimin içine bakarak bana ne dese beğenirsiniz ‘’bir merdiven bile çıkamayan adamla biz ne iş yapacağız’’sanki biz memur mu istedik, deyince beynimden vurulmuşa döndüm, şok olmuştum. Beni hizmetli odasına oturttular evraklarımı imzalayıp tekrar elime verdiler, saat beş ten önce bunları merkeze götür dediler. Saat on altı on beşti. tekrar taksiyi çağırdım beni yetiştir ağabey diye şoföre rica ettim. Lakin beynimde o kişinin sözü sürekli yankılanıyor adeta içim acıyordu düşünmekten simsiyah kesilmiştim. Beşe beş kala merkeze vardım o kadar moralim bozuktu ki evrakı teslim ettim. Hiç kimseden duymadığım, aşağılanmadığım sözlerle aşağılandığım düşüncesiyle kurumdan çıkarken merdivenden düştüm, belim merdivenin köşesine geldi bel kemiğim kırılmıştı ambulansla fakülteye kaldırıldım. Acil ameliyata girdim belime platin koydular. İki ay istirahatın sonunda görev yerime gittim. Bana o sözleri söyleyen kişinin Müdür değil Müdür yardımcısı olduğunu hiç konuşmayan kişinin de müdür olduğunu öğrendim bu bende bir şok etkisi daha yarattı neden müdür varken müdür yardımcısı konuşmuştu! Müdür yardımcısı konuşurken neden Müdür tepki bile vermemişti! Bana zemin katta köhne her tarafı çivi deliği boyası dökülmüş bir oda verdiler, inanın hizmetli odası benim odamdan çok daha güzeldi. Müdür o kişiyi bana mesleğimi öğretmesi için görevlendirmişti. Bana hiçbir şey öğretmiyor göstermiyordu evrakları suratıma atıyor memur değilmisin yap diyordu, hitap şekli ‘’lan’’idi, nasıl yapacağımı sorduğumda suratıma kapıyı çarpıp gidiyordu artık diğer kurumlardaki arkadaşları arayıp soruyordum. Sağ olsun onlar yardımcı oldular, hırs yaptım her şeyi öğrendim.

Müdüre bir gün tuvalette klozet olmadığını gerekçeleriyle anlattım. Bir tane taktırmasını rica ettim. Çünkü alaturka benim için çok zordu, Müdürde yardımcısına söylemiş, yanıma geldi ‘’bir senin için klozet taktıramam’’ dedi. Ona da ve la havle dedim. Bir gün saat 11 gibiydi tuvalete gitmem gerekti yaklaşık beş dakika gibi ayaklarımın üzerinde ihtiyacımı giderdikten kalkarken hafif başım döndü, iki adım attım, lavaboda elimi yıkadım, yerler ıslaktı bacaklarım titriyordu koltuk değneğim nasıl kayarsa sol diz kapağımın üzerine yere kakıldım. İnce bir sızı sonra titreme nöbeti ve ağrının şiddetiyle artık bağırmaya başlamıştım. Sol bacağımı üst femur şafttan ikiye kırmıştım, dayanılmaz bir ağrıydı ayağım sallanıyordu. Müdür geldi görevli arkadaşları çağırdı ambülans geldi doğru devlet hastanesine gittim, çekilen filmde parçalı kırık gözüktü, acil ameliyat dediler bacağıma platin taktılar tam sekiz ay istırahat sekiz ay sonunda kırık kaynamadı, tekrar ameliyat oldum üzerine beş ay istirahat daha, artık o bacağımı çok az hissediyordum. Eskisi gibi yürüyeceğimin hayalini kurarken, doktorumun bana tekerlekli sandalye reçete ve raporunu yazdığını gördüm doktor bey bu ne için dedim. Gözlerime acır şekilde bakarak sen artık yürüyemeyeceksin dedi. Ben nasıl yapardım! zaten bastonla yürürken adam yerine konmazken tekerlekli sandalyede hiç değerim olmayacaktı. Dünya başıma yıkıldı adeta, artık birilerine mahkum olmak düşüncesi beni bitiriyordu. Eskiden kendimi iyi kötü idare ediyordum, ben öyle mutluydum. Şimdi her şey sil baştandı. Merdiven bir dert, lavabo bir dert, asansöre tekerlikli sandalye sığmaz o bir dert, kaldırımlar bir dert, yatmak kalkmak inanın hepsi bir dertti. Düşündükçe sorunların içinden çıkamıyordum.

Allahtan gelene boynumuz kıldan inceydi. Bunda da bir hayır vardır dedim. O kurumdan tekerlekli sandalye girişine uygun bir kuruma nakil gittim. Asansörü de vardı tuvaletinde özürlüye uygun klozeti de, artık alıştım böyle yaşamaya böyle de mutlu olmayı öğrendim. Bu dünyada tekerlekli sandalyede yaşayan tek insan ben değildim, onlar gibi yaşamayı onlar gibi düşünmeyi onlarla aynı sıkıntıları çekmeyi öğrendim

Artık her şeye alıştım da bir şey acıtıyor içimi ilk görev yerimdeki Müdür ve Müdür yardımcısı çok beklememe rağmen, bir kez olsun geçmiş olsun bile demediler! Ben neden tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştum!!! Ne yazık ki bu dünyada böyle ‘’düşünce özürlü’’ insanlar vardır. Buna rağmen onurlu, şahsiyetli ‘’Yaradılanı severim Yardan ötürü’’ diyebilen iyi kalpli insanlarda vardır.

Yazar: Levent EKER 1976 Kayseri doğumluyum evliyim bir çocuk babasıyım. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şht. P. Asb. Serkan Ciddioğlu İlköğretim Okulu Melikgazi Kayseri adresinde memur olarak görev yapmaktayım %96 ortopedik engelliyim
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Merhaba Arkadaşım,

Anlattıkların çok acı olmakla birlikte inan o kadar çok bu olayları yaşayan engelli kardeşlerimiz var ki...Öykünün birebir gerçekliği yansıttığına tüm kalbimle inanmak bir yana zaten benzer bir olayı yaşayan arkadaşımla aynı kurumda çalışıyorum :(

''Allahtan gelene boynumuz kıldan inceydi. Bunda da bir hayır vardır dedim. O kurumdan tekerlekli sandalye girişine uygun bir kuruma nakil gittim. Asansörü de vardı tuvaletinde özürlüye uygun klozeti de, artık alıştım böyle yaşamaya böyle de mutlu olmayı öğrendim. Bu dünyada tekerlekli sandalyede yaşayan tek insan ben değildim, onlar gibi yaşamayı onlar gibi düşünmeyi onlarla aynı sıkıntıları çekmeyi öğrendim. '' yazdıkların ne kadar gerçek arkadaşım insanın bu hayatta başına her şey gelebiliyor ve insanoğlu ilk başlarda kabul etmek istemese de ( bu bir yaşanması gereken zorunlu tramva sürecidir. ) zamanla hayata yeniden bağlanmayı başarabiliyor aynen senin dediklerin gibi...

Sana bu kadar acıyı çekmene sebep olan ve ne yazık ki hayretler içinde kaldım senin onlardan bir '' geçmiş olsun '' dileği gibi insana özgü, insanca bir davranışı beklemene unuttun mu yoksa arkadaşım insanların bazıları senin dediğin gibi düşünce engellidir hatta insan bile değildir ya neyse...

Ama bu dünyada iyiler olduğu gibi kötüler de var...her yerde var ve o kötü insanlar aslında iyi insanların imtihanıdır hem de bu hayattaki en zor imtihanı !!!

Bundan sonra ki yaşamında sana hep armağan olarak gönderilen insanlarla karşılaşman dileğimle,
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Artık her şeye alıştım da bir şey acıtıyor içimi
 

svm1986

Üye
Üye
Katılım
Nis 17, 2013
Mesajlar
8
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
İş demek; aş demekti, iş demek; belki de eş demekti, iş demek madden kimseye boyun bükmemekti, iş demek; ev demekti, araba demekti, alamadığın imrendiğin şeyleri almak demekti, en önemlisi geleceğe umutla bakmak demekti. Yani iş; bir özürlü için bütün kapıların anahtarı demekti.
engellili için sosyal yaşamın ne kadar önemli olduğunu iş ve çalışma teması üzerinden okuyup anladığım öykü ibretlik bir eser olmuş
 

halisx

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Her zaman her yerde iyi insanlarla karşilarsin inşallah
allahim bende kendine zulmedenlerden oldum
 

ahmet1453

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
13
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
etkilenmemek elde değil çok güzel umarım iyi insanlar yoldaşın ve elinden tutan olurlar. en büyük yerlere geleceğinize eminim
 

brk_19891907

Üye
Üye
Katılım
Nis 12, 2013
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Fenerbahçe'li biri olarak uefa avrupa ligi'nde kupa istiyorum....... Fenerbahçe sen çok yaşaaaaaa <3 f <3 b <3
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
burdan sayın gazoz ağacı kategori yöneticisine çok geçmiş olsundiyorum
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bundan sonra ki yaşamında sana hep armağan olarak gönderilen insanlarla karşılaşman dileğimle
bu güzel yorumların sahibi şimdi hastanede
 

svm1986

Üye
Üye
Katılım
Nis 17, 2013
Mesajlar
8
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
başına gelmeyen anlayamaz o kişinin ne çektiğini kimsenin sabaha çıkmaya garantisi yok sağlamım diye güvenme hiç bir zaman
 

Şafakk

Üye
Üye
Katılım
Nis 4, 2013
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Çok başarılı. İçerisinde derin mesajlar taşıyor. Yüreğinize ve kaleminize sağlık :)
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
(İçerisinde derin mesajlar) taşıyor teşekkür ediyorum şafakk kardeşim, o güzel yorumun için
 

tubiş

Üye
Üye
Katılım
Nis 24, 2013
Mesajlar
6
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
bır edebıyat öğrencısı olarak yazıyı gercekten beğenerek okudum.anlatımdakı duruluk ve akıcılık ılk goze carpanlar.herkesın okumasını tavsıye edıyorum.yazan arkadasımın dılıne ve yureğıne sağlık.engel vucutta değil coğu zaman düşünemeyen ınsanların beyınlerındedır...
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
engel eğitime engel değildir sloganı ile öyküme ilgi ve alaka gösteren tüm meb mersoneline ve öğrencilere özellikle öğretemen arkadaşlara sonsuz müteşekkirim
 

Fulya

Üye
Üye
Katılım
Nis 9, 2013
Mesajlar
147
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ama bu dünyada iyiler olduğu gibi kötüler de var...her yerde var ve o kötü insanlar aslında iyi insanların imtihanıdır hem de bu hayattaki en zor imtihanı !!!

Aynen katılıyorum.
Yazınızı gerçekten çok beğendim. Akıcı ve net ifade edilmiş ... Bazı cümleler çok içten samimi.. Gerçekten söylediğiniz gibi .....

İş demek; aş demekti, iş demek; belki de eş demekti, iş demek madden kimseye boyun bükmemekti, iş demek; ev demekti, araba demekti, alamadığın imrendiğin şeyleri almak demekti, en önemlisi geleceğe umutla bakmak demekti.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
İş demek; aş demekti, iş demek; belki de eş demekti, iş demek madden kimseye boyun bükmemekti, iş demek; ev demekti, araba demekti, alamadığın imrendiğin şeyleri almak demekti, en önemlisi geleceğe umutla bakmak demekti.

Aslında bu öyküyü ve özellikle bu cümleleri İŞKUR 'un duvarlarına poster yapıp asasım geldi :((( belki o zaman işverenler engelli istihdamının önemini bir kere daha anlamaya çalışırlar...
 

ahmet1453

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
13
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
sayın gazoz ağacına katılıyorum en can alıcı cümleleri alıp taşımış yorumuna işte bu yüzden engelli istihdamı engelli için ne demektir. bu öyküyü okuyup anlasınlar, İnşallahta anlarlar, yüreğine sağlık sayın yazar
 

tubiş

Üye
Üye
Katılım
Nis 24, 2013
Mesajlar
6
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
evet yorumlara yürekten katılıyorum engelli için istihdam, en temel konulardan biridir. kısaca özgürlüktür her açıdan, sosyal yaşam dır,
 
Tekerlekli Sandalye
Üst