Duru ve Hayat'ı

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
DURU ve HAYAT’I​

İlk doğduğunda avazı çıktığı kadar ağlamaya başlamıştı Duru bebek. Acaba dünyaya geldiğinde neler yaşayacağını biliyor olabilir miydi? Duru’nun ailesi kızlarının bacaklarında sorun olduğunu 3 yaşına geldiğinde öğrenmişti. Birçok ameliyat geçirdi ama yinede iyileşemedi maalesef. Diğer arkadaşlarından neden farklı yürüdüğünü ancak ilkokula başladığın da anlamıştı. Durumuna üzülsede yinede hayata gülen gözlerle bakabiliyordu, annesinin dediğini yapıyordu. “ Kendisinden daha kötü durumda olanları görüp, şükrediyordu.” Attığı adımları zorlukla atsa da, düştüğünde yerinden tek başına kalkamasa da, bu durumun bir gün geçeceğini ve düzeleceğini hayal ediyordu. Hayal etmeden yaşanmazdı ki, hayatta herşey sınavdı insanlar için. Nasıl bakarsan öyle görürsün hayatı. Yaşam bu herkese farklı güzellikler sunuyor, ama çoğu kişi kendisine sunulan güzelliklerin farkına varmadan yaşıyor ne yazık ki. Aslında hayat o kadar güzel ki, nefes alabiliyorsanız, yürürken zorluk çekmiyorsanız, ellerinizi hareket ettirebiliyorsanız, doğan güneşi , rengarenk açan çiçekleri görebiliyorsanız çok şanslısınız demektir. Tedavi olacağı bir doktor çıkacaktı elbet karşısına, iyileşenler nasıl iyileşiyordu diye düşündü. Çözümsüz değildi ki sıkıntılar, dermansız dert olmasın yeter ki. Ailesi vardı yanında. Kendisini ailesine adayan fedakar bir annesi, çok sevimli ve akıllı erkek kardeşi, ailesinin masraflarını karşılamak için çalışan bir babası vardı. Mutlu bir ailesi olmadı Duru’nun. Kahkalar içinde yaşadığı, huzur dolu bir yuva hayali kurmuştu hep. Ne kadar çok hayali vardı aslında. Ama annesi elinden geldiği kadar, hayatlarına mutluluk katmaya çalışıyordu. Ev hanımıydı, erken yaşta evlenmiş, hayatın sorumluluğunu erken yaşta taşımaya başlamıştı. O yüzden kızının erken yaşta evlenmesini hiç istemiyordu. Annesi mutsuzdu ama sıkıntılarını belli etmemeye çalışırdı. Polyanna bile karamsar kalırdı annesinin yanında. Melek gibi bir annesi olduğu için çok şanslıydı. Onun hakkını asla ödeyemezdi.Yıllar geçti Lise bittikten sonra, Üniversite’yi kazanamadı maalesef. Okul bittikten sonra babasının yanında çalışmaya başladı. Küçük bir iş yerleri vardı. Duru daha büyük bir yerde çalışmak istiyordu. Güleryüzlüydü, insanlarla kolay iletişim kurabiliyordu. Herkes tarafından sevilirdi. Maddi olarak bugüne kadar hep babası destek olmuştu, şimdi sıra ondaydı. Sinirli bir adamdı, birlikte çalışmak zordu ama daha iyi bir iş bulana kadar sabretmek zorundaydı. Aradan bir yıl geçtikten sonra, akrabalarının yardımıyla girmeyi başarmıştı. Ayakları eskisi kadar kötü değildi. En son olduğu ameliyattan sonra,biraz daha iyiydi. En azından düştüğünde kendi başına kalkabiliyordu artık. Bu bile büyük mutluluktu onun için. Belkide ileride daha da iyi olacaktı. Hayatın bize ne süprizler sunacağı belli olmazdı.

Yeni iş yerine başladığı ilk gün, çok heyecanlıydı. Sekreter olarak atmıştı ilk adımını. Nereden bilirdi ileride mesleğinin olacağını. Sabırlıydı, işini öğrenmek için hep çaba gösterirdi, insanlar ters davransa da, güleryüzlü ve sabırlı davranırdı. Kısa sürede sevdirdi kendisini. Çok yorulmaması ve ayakta fazla durmaması gerekiyordu, doktoru öyle demişti. İstedikten sonra başarılamayacak bir şey yoktu.Yeterki iste. Boşuna dememişler, İstemek başarmanın yarısıdır diye. İşe başladıktan beş yıl sonra, çevresindeki birçok arkadaşı evlenmişti. Mutlu olanları gördükçe imreniyordu ama korkuyordu evlilikten. Mutlu olabilir miydi acaba? Zor bir karardı evlenmek, artık çalışıyordu, ayaklarının üzerinde durabiliyordu. O da istiyordu, evlenip yuva kurmayı ve anne olmayı. Ani bir kararla evlendi Duru. Eşini çok tanımadan vermişti kararını, ilk başta çok mutlulardı. Her şey yolundaydı. Bir oğulları oldu. Berkin koydular adını. Çok sevimli bir çocuktu. Büyüyünce çok yakışıklı bir delikanlı olacaktı. Zaman geçtikçe Duru ve eşi anlaşamamaya başladı, her şey için kavga ediyorlardı ve aradan dört yıl geçince ayrıldılar. Evlilikleri gibi, ayrılıkları da aniden olmuştu. Hayat bu, hepimizin hayatı iniş ve çıkışlarla dolu değil mi? Önemli olan inişler de güçlü olabilmek, hayata dört elle sarılabilmek. Duru zaman her şeyin ilacıdır diyerek hayatına devam etmeye çalıştı. İyi ki oğlu vardı. Onun bir gülüşü yetiyordu. Bir sene sonra Duru annesini kaybetti. Tek desteğiydi annesi, onun yokluğuna alışmak çok zor olacaktı. Eskisi gibi güçlü olamam artık diyordu. Ama zaman yarasını sarmaya başladı. Yıllar akıp geçti, oğlu ile hayatlarına devam ediyorlardı. Alışmışlardı yalnızlığa. Erkek kardeşi ve babasını çok sık göremese de varlıklarının olduğunu bilmek bile yetiyordu. Duru artık attığı her adımda önce oğlunu düşünüp hareket ediyordu. Alacağı kararlarda oğlunu düşünmek zorundaydı. Çalıştığı iş yerinde birisi çıktı karşına. Evlenmeyi istiyordu kendisiyle. Ağzı yanmıştı bir kere. Artık hayatında oğluda vardı, severmiydi onu, baba olabilirmiydi Berkin’e. Zamana bıraktı Duru, anlaştıklarını gördükçe çok mutlu oluyordu, oğlunun baba sevgisine ihtiyacı vardı. Yanlış bir karar vermemeliydi, oğlunu bir kez daha üzmek istemiyordu. Duru güvenmek zorundaydı Ali’ye. İyi bir adamdı, sevgi doluydu, öz babası gibi ilgileniyordu oğluyla. İkna oldu Duru, nihayet evlendiler. Sonunda bulmuştu mutluluğu. Bir oğlu daha oldu, Berkin’e kardeş gelmişti. İki oğlu vardı artık. Dünya’nın en şanslı annesiyim ben diyordu. Hayat sabredince veriyor mükafaatını. Ayakları yıllar geçtikçe yoruluyordu , bedeni eskisi gibi güçlü olmasa da, ruhu ve kalbi güçlüydü. Çünkü eşi ve oğulları ile mutluydu. Engelleri insanlar kendileri yaratır ve yine kendileri yok eder. Engel bedenlerde değildir, yeter ki yürekte olmasın. Duru kendisine hayatından daima ders çıkardı, rahmetli annesinin dediği gibi hep kendisinden daha kötü durumda olan insanları görüp şükretti. Hayat bir sınavdı ve Duru azmiyle sınavı başarılı geçti. Başarısız olması için bir sebep yoktu, dünya tatlısı iki oğlu ve onu çok seven bir eşi vardı. Hayat ona en büyük mutlulukları vermişti zaten.



Adı:Ebru
Soyadı: Dağlı


Özgeçmiş:

02 Ekim 1974 yılında İstanbul’da doğdum. Doğuştan kalça çıkığı rahatsızlığım var.
Sabancı Üniversitesi’nde İdari Asistan olarak çalışmaktayım.
Evliyim. 2 oğlum var. Yakacık Teknik Lisesi, Bilgisayar Bölümü mezunuyum.

Saygılarımla,
Ebru Dağlı
 
Tekerlekli Sandalye
Üst