E-Reçete 1 Temmuz 2012’de Uygulamaya Giriyor

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 1 Temmuz 2012’de aile hekimleri dahil olmak üzere tüm sağlık hizmeti sunucularında başlatılması planlanan E-Reçete uygulamasında sıkıntı yaşanmaması için sistemi kuracak yazılım firması yetkilileri ile bir araya gelecek.

SGK’dan yapılan duyuruya göre, Kurum; 1 Temmuz 2012’de uygulamaya alınması planlanan E-Reçete (elektronik reçete) uygulamalarıyla ilgili düzenlemelerin Hastane Bilgi Yönetim Sistemlerine entegrasyonu aşamasında yazılım firmalarının olası sorunlarının görüşülmesi amacıyla yazılım firmaları ile toplantı yapacak. Toplantı 15 Mart tarihinde SGK Genel Merkezi’nde yapılacak

09.03.12 – Mynet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
E-reçetede geri sayım başladı

Suistimalleri önlemek için, 1 Temmuz'da uygulanmaya başlanacak

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, sağlık alanında yapılan suistimalleri önlemek için 1 Temmuz'da e-reçeteye geçeceklerini, reçetelerin kağıda değil elektronik ortamda yazılacağını söyledi. Acar, suistimallerin önlenmesi için bir başka önlem olarak avuç izi damar tarama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapacaklarını belirtti.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Acar, 'Risk Odaklı Denetim Modeli' toplantısında sağlık alanında yapılan suistimalleri sıraladı ve onların önüne geçmek için e-reçeteye geçeceklerini, reçetelerin kağıda değil elektronik ortamda yazılacağını söyledi. Acar, "Elektronik reçete uygulaması sayesinde reçete üzerinden yapılan usulsüzlükler önemli ölçüde azalacaktır. Bu uygulama sayesinde hastanede muayene olmayan kişiler adına reçete düzenlenmesi artık mümkün olmayacaktır. E- reçete uygulamasına aile hekimleri de dahil tüm sağlık hizmet sunucularında 01.07.2012 tarihi itibarıyla geçmeyi planlıyoruz" dedi. Acar, sağlık alanında yapılan suistimalleri şöyle sıraladı:

"Verilmeyen sağlık hizmetinin kuruma fatura edilmesi, genel sağlık sigortalısı olmayan kişilerin genel sağlık sigortalıları üzerinden hizmet verilmesi, sağlık hizmetlerinin gereksiz yere abartılarak kuruma fatura edilmesi, muayene katılım payından kurtulmak için acil olmadığı halde 'acilmiş' işlemi yapılması, ilaç katılım payından muaf olmak için usulsüz raporların düzenlenmesi, belirlenen ilave ücretten daha fazla hastalardan ilave ücret alınması, doktor-ilaç firması ve eczane arasındaki menfaat ilişkisi kurularak suni talep oluşturulması."

Acar, suistimallerin önlenmesi için bir başka önlem olarak avuç izi damar tarama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapacaklarını belirtti.

"70 MÜFETTİŞ DENETİM YAPACAK"
SGK Başkanı Acar, 'Risk Odaklı Denetim Modeli' hakkında bilgi vererek, "Sözleşmeli özel hastaneler ve eczaneler için sigortalıların doktora müracaatından sunulan sağlık hizmeti ve reçetelerin kuruma teslim edildiği sürece kadarki hizmet akış süreçleri oluşturulmuştur. Bu süreçlerde ortaya çıkabilecek olası riskler dikkate alınmak suretiyle ölçülebilen risk faktörleri belirlenmiştir" dedi.

Eczanelerin denetimleriyle alakalı oluşturulan parametreleri de açıklayan Acar, "Söz konusu denetim sistemiyle, veriye dayalı, şeffaf, etkin ve yerinde bir denetim modelinin temellerini atıyoruz" diye konuştu.

70 müfettişin denetim yapacağını belirten Acar, "Artık arkadaşlar denetim yerlerine ellerindeki bilgilerle gidecekler, hangi hastanenin hangi eczanenin ne tür riskler içerdiğini bilerek denetime başlayacaklar" diyerek şu parametrelere dikkat edeceklerini açıkladı:

"En çok reçete yazan 100 doktor ve bunların yazdıkları ilk 10 ilaç ile en çok reçetenin gittiği ilk 10 eczane. Tutar bakımından en çok reçete yazan ilk 10 doktor, bunların yazdıkları 10 ilaç ile tutar olarak en çok ilaç satan 10 eczane. İl içinde tutar bakımında en çok reçete edilen ilk 50 ilaç ve bu ilaçları en çok yazan ilk 10 doktor."

Acar, hastanelerde yapılacak denetimde ise şunlara dikkat edeceklerini belirtti:

"Ayaktan muayene ile birlikte en çok tetkik ve tahlil işlemi yapan ilk 100 hastane. Bu hastanelerde en çok işlem gönderen ilk 10 branş. En çok işlem gönderen ilk 10 doktor. En çok takip alan ilk 100 doktorun en çok yaptığı ilk 50 işlem ve en çok acil takibi alan ilk 100 hastane".

"GÜNDE 300 REÇETE YAZILMASINI KURUM OLARAK KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
Acar, yaptıkları bir çalışma sonunda günlük ortalama 60 ila 300 arasında reçete yazan 861 hekim tespit ettiklerini söyledi. Başkan Acar, çalışmanın sonucunda bir doktorun günde 300 tane reçete yazdığını, 365 günün toplamının ise 67 bin olduğunu açıkladı. 816 doktorun günlük reçete yazma ortalamasının 60 ila 100 olduğunu belirten Acar, toplumda yazdıkları reçete sayısının 12 milyon 400 bin olduğunu bildirdi. Acar, 26 yaşında tüp bebek tedavisi gören bir bayan hastaya bir yıl içerisinde 49 adet reçetede 120 değişik ilaç reçete edildiğini ve bir hastanın bir yıl içinde bu kadar farklı ilaç kullanmasının sonucunda ortaya çıkabilecek zararları kamuoyunun takdirine bıraktığını ifade etti. "Biz kurum olarak bunları cezalandırmak mecburiyetindeyiz" diyen Acar, günde 300 reçete yazılmasını kurum olarak kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.

İHA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
E-reçete uygulamasına geçiliyor

SGK, 1 Temmuz itibarıyla tüm Türkiye'de e-reçete uygulamasına geçiyor. İlaçtaki israfın önüne geçmek için atılan bir diğer adım ise muadil ilaç uygulaması olacak.

1 Temmuz'dan itibaren sistem değişiyor!

e-reçeteye, ilacın adı yerine etken maddesi yazılacak

Altyapısı tamamlanan yeni çalışmaya göre, doktor MEDULA sistemi üzerinden göndereceği e-reçeteye ilacın ismini bile yazsa, eczane deki bilgisayarda sadece etken madde görünecek. Eczacı, muadil ilaçlardan düşük maliyetli olanı tercih edecek. Uygulamaya, ilaç firmaları karşı çıkıyor. Pek çok ilacın, biyoeşdeğerliklerini kanıtlayamadığı için Sağlık Bakanlığı tarafından piyasadan kaldırıldığına dikkat çekiyor.

SGK'nın altyapısını tamamladığı sistem, kamu ve özel hastaneler ile aile hekimliği kanalıyla işleyecek. Doktor MEDULA sistemi üzerinden göndereceği e-reçeteye ilacın ismini yazsa bile eczacı sadece bilgisayarda etken maddeyi görecek. Eczacı, aynı etkiyi gösteren ilaçlardan düşük maliyetli olanı tercih edecek. Bu sistem en çok vatandaşa yarayacak. Zira SGK, mevcut durumda firmalara, vatandaşın aldığı ilacın muadili olan daha düşük fiyatlı ilaca göre ödeme yapıyor. Bu ise vatandaşın cebinden daha fazla para çıkmasına yol açıyor.

Örneğin aynı etken maddeli ilaçların en ucuzu 10 lira ise SGK bunun en fazla yüzde 15'ini yani 11,5 lira ödüyor. Eğer doktor vatandaşa aynı etken maddeli grubun 20 liralık yüksek fiyatlı ilacını yazmışsa aradaki farkı vatandaş cebinden çıkıyor. Çoğu kez vatandaş hekimin yazdığı ilaca itiraz etmiyor. Yeni dönemde doktor hangi ilacı yazarsa yazsın, eczacı etken maddesi aynı olan ve daha ucuz olan ilacı verecek.

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası'nın (TEİS) "İlacın etkisi ticari isminden değil, etken maddesinden gelmektedir." açıklaması da yeni düzenlemeyi doğruluyor. TEİS'in hazırladığı rapora göre, düzenlemenin hayata geçirilmesi halinde etken madde yazılımı ilaç harcamalarını yüzde 20 azaltır. Raporda şu ifadelere yer veriliyor: "İlaç firmalarının, hekimler üzerindeki baskısı kalkar. Hekimler reçete yazarlarken ticari isme mahkum olmaz. İlaç firmalarının promosyon vb. çalışmaları çok azalacağı için gereksiz ilaç yazılımı ve tüketimi azalır. İlaç pazarındaki etkinliği azalan yerli ilaç sanayisi olumlu katkı görür."

İlaç firmaları 'etken' madde yazılmasına karşı çıkıyor

Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası ilaç firmaları ise, 'etken' madde yazılmasına karşı çıkıyor. Firmalar, eşdeğer ilaçların orijinal ilaçla aynı etken maddeyi aynı miktarda içermesi, aynı formülasyonda olması (tablet, kapsül veya ampul şeklinde) ve hasta üzerinde aynı etkiyi yapması gerektiğini vurgulayarak, bunun yeni dönemde ciddi sıkıntılara sebep olacağını savunuyor. 20 yıl öncesine kadar, aynı miktardaki etken maddenin aynı etkiyi gösterdiği ve bu anlamda eşdeğer olduğunu kabul edildiğini belirten Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) yetkilileri, "Ancak bugün jenerik ilaçlara ruhsat vermek için, ilacın vücutta dağılımı (biyoeşdeğerlilik) ve birikiminin (biyoyararlanım) de orijinal ilaçla aynı olduğunun kanıtlanması gerekiyor. Türkiye'de geçmişte jenerik olarak satış ruhsatı almış pek çok ilaç, biyoeşdeğerliliklerini kanıtlayan çalışmalar sunamadıkları için Sağlık Bakanlığı tarafından piyasadan kaldırılmıştır." açıklamasını yapıyor. AİFD, aynı etken maddeyi taşıdığı belirtilen eşdeğer ilaçları orijinal ilaçların geçtiği süreçlerden geçerek ruhsat almaları gerektiği yönünde görüşlerin halen tartışıldığını aktarıyor.

Türkiye'de ilaç en fazla aile hekimleri tarafından yazılıyor. SGK verilerine göre Türkiye'deki doktorların beşte birini kapsayan aile hekimleri ilaçları yüzde 50'sine yazarken bu ilaçların devlete maliyeti 7 milyar lirayı buluyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst