Eğitimde Feda Edilecek Fark Yoktur.! (otizm)

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan “Otizm” konulu panele Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, rektör yardımcıları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal’ın yönettiği panele Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melda Akçakın, üniversitemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Zeynep Ayfer Aytemur ve Doç. Dr. Özlem Özcan konuşmacı olarak katıldı.

Otizmin çok önemli ve zor sorunlardan biri olduğunu vurgulayan panelin oturum başkanı Prof. Dr. Süheyla Ünal, Otizmin tanımlanması ne kadar erken olursa çözülmesi de o kadar kolay olacaktır. Bu sebeple bugünkü panelimizde de otizm konusunu ve farkındalığını konuşacağız, dedi.

Panelde ‘Otizmde Farkındalık’ konusunu işleyen Prof. Dr. Melda Akçakın konuşmasında şunları söyledi;

“Otizmde, en temel özellik, karşılıklı etkileşim ve ilişki kurma becerisindeki güçlüklerle ilgilidir. Toplumsal etkileşim ve iletişim için gerekli olan sözel olmayan davranışlarda göz göze gelme, yüz ifadesi ve beden dilinin kullanılmasında dikkati çekici bozulma vardır. Akran ilişkilerine kayıtsızlık ve gelişim düzeyine uygun ilişki geliştirememe dikkati çeker. Herhangi bir şeyi yalnızca beğendiği hoşlandığı için göstermede zorlukları vardır. Karşılıklı toplumsal ya da duygusal ilişkilere girmede oyunlara katılmada güçlük çekerler. Başkalarının gereksinim ve sıkıntılarını anlamada sorun vardır. İletişimdeki bozulma belirgindir ve hem sözel, hem de sözel olmayan becerileri etkiler. Dil, konuşma gelişiminde gecikme vardır ya da hiç gelişmemiştir. Ancak yeterli konuşmaları olsa bile, başkalarıyla konuşmayı başlatma ve sürdürmede belirgin bozuklukları vardır, sohbet edemezler.

Otizmi olan çocuklarda stereo tipik davranışlar, alışılmışın dışında ilgiler, takıntılar, ritüeller, el parmak, vücut hareketleri, nesnelerle yineleyici biçimde uğraşlar görülür. Klinik özellikleri tanıtılmaya çalışılan otistik bozukluk öyle bir durumdur ki, bir yandan bazı zamanlarda kimsenin fark etmediği küçücük bir ayrıntıyı, öte yandan herkesin kolaylıkla fark ettiği isimlerini, etrafındaki insanları oyuncakları, bazı nesneleri fark etmemelerine ya da farkında değilmiş gibi görünmelerine yol açar. 3 yaşın altındaki otizm ve benzeri durum gösteren çocukların belirtilerine duyarlı olabilmek erken tanı, erken girişim programlarının kapısını açar.

Bu sayede daha sonra ortaya çıkacak sorunların önüne geçilir. Ancak hala çalışmalara bakıldığında, ailenin şüphe etmesi, başvurması ve tanı konması arasında belirgin zaman farklılıkları vardır. Otizmi olan çocukların nerdeyse tamamında kendiliğinden hoşuna giden bir şeyi gösterme ya da paylaşma yoktur. Otizmi olan çocukların ilk ilişki, oyun kurma aşamasından sonra, süratle özel eğitime veya kreşe başlamaları gerekir. İlişki kurma sağlanmadan eğitimden yeterince yararlanmazlar. Otizm tedavi süreci; oyun, özel eğitim ve kreş olmak üzere üç bölümden oluşur. Oyunun özel eğitimin ve kreşin birbirini tamamlar hale getirilmesi ve aralarında geçişler olması gerekir. Yaşları büyüdükçe de yargılama ve yorumlama becerilerinin geliştirilmesi için çalışılması gerekir. Bunlar yapıldığı zaman çocukların gelişiminin hızlandığı görülmektedir.”

Panelin ikinci konuşmacısı olan Doç. Dr. Zeynep Ayfer Aytemur, ‘Bir Annenin Dilinden Otizm’ konusunu işledi. Aynı zaman da otistik bir çocuğun annesi olan Doç. Dr. Aytemur, hekim olmasına rağmen bir yaşına kadar kendi çocuğunun otistik olduğunu anlayamadığını belirterek bu konuda her annenin daha duyarlı ve dikkatli olması gerektiğini söyledi. Çocuğunun şimdi 7,5 yaşında olduğunu belirten Doç. Dr. Aytemur şöyle konuştu; “Bu süreçte çok büyük zorluklarla karşılaştım. Hem iş hayatım hem de ilgilenmem gereken çocuğumun bu durumuna alışmam pek kolay olmadı. Ancak bir şekilde bu zorlukların üstesinde gelmek zorundasınız ve biz bu durumu kabul ettik. Özel eğitim merkezleri ve psikiyatr desteği ile bazı sorunları aştık. Özellikle aile büyüklerimin yardımcı olduğu bu süreçte, çocuğuma gösterilen sevgi ve şefkatin çok faydasının olduğunu önemle vurgulamak isterim. Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik’in özel gayretleriyle üniversitemizde açılan Engelli Çocuklar Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin önemini sanırım bizler daha iyi anlamaktayız. Kendilerine teşekkür ederim.”

Panelin son konuşmacısı olan Doç. Dr. Özlem Özcan ise İnönü Üniversitesi Engelli Çocuklar Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden bahsetti. Merkezin kuruluş tarihi ve amaçlarını izah eden Doç. Dr. Özcan şunları söyledi. “Engellilerimizin eğitimi konusunda hassas çalışmalar yapmaktayız. Bu noktada üniversitemizde hizmet veren Engelli Çocuklar Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ilimiz için büyük bir şans olduğuna inanıyorum. Her geçen gün eğitmen kadrosunu genişleten merkezimizin önemli birçok hizmete imza atacağına inanıyoruz.

Bu doğrultuda ‘Eğitimde Feda Edilecek Fark Yoktur’ anlayışıyla, otizmli bireyleri görmemezlikten gelme yerine, onlara daha faydalı olmak için, onların daha kaliteli bir hayat yaşamaları ve çevresindeki insanlarda otizm hakkında farkındalık yaratma çabasının bir sonucu olarak bir dergi yayınladık. Otizmi her yönüyle anlatan, çok sayıda makale ve uzman görüşlerinin yer aldığı dergi ile birlikte bu alanda daha birçok yeniliklere ev sahipliği yapacağımızı da ifade etmek istiyorum.”
 
Tekerlekli Sandalye
Üst