Engelleri Aşmak: Fatmagül Barlas

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
Meryem, sekizinci sınıf öğrencisiydi. Ailesiyle birlikte Doğu Anadolu Bölgesi’nin en gözde şehirlerinden biri olan Erzurum’da yaşıyordu. Meryem, okuldaki öğretmenlerini ve arkadaşlarını çok sever, onlar da Meryem’i çok severlerdi. Meryem sekizinci sınıfa yeni geçmiş olduğu için bunun heyecanı ile doluydu. Meryem derslerine çalışmaya gayret eden ama çalışmakta zorlanan bir kızdı. Bunun sebebi ise görmeyen gözleri ile ders çalışmanın verdiği zorluktu. Bu durum onu hem strese sokuyor hem de heyecanlandırıyordu. Ne de olsa bu görmeyen gözlerle sınava girecekti. Hem de önünde bir yıl gibi az zaman kalmıştı. Öğretmenleri ödev verdiğinde annesi ona okuyor, Meryem sorunun cevabını kardeşine söylüyor, kardeşi ise deftere yazıyordu. Artık ne Meryem böyle ders çalışmaktan keyif alıyor ne de annesi Meryem’in bu şekilde çalıştığı derslerin etkili olduğunu düşünüyordu.

O gün okula gittiğinde teneffüs zili çalmış, arkadaşları ile birlikte konuşurken bir önceki gün düşündüğü konu burada da açılmıştı. Meryem de hemen bu konuda kendinde strese neden olan durumu arkadaşlarına açtı. Çünkü bu stresi sürekli içinde taşımak onu gittikçe yoruyordu. Arkadaşlarından birisi ona bu konu hakkında şöyle dedi:

−Bunu bizimle paylaştığın iyi oldu. Geçen gün bir sosyal paylaşım sitesinin sayfalarında geziyordum. Sayfalar arasında gezerken gördüğüm bir yazı seni aklıma getirdi. Baktığım sayfada gördüğüm yazıyı sana anlattığımda eminim sen de şaşıracak ve mutlu olacaksın. Gördüğüm yazıda görme engellilerin çalışmasını kolaylaştırmak ve okuma kültürlerini geliştirmek için yapılmış bir programdan bahsediliyordu. Bu program sayesinde gözlerini kullanmadan da kitap okuyabiliyorsun. Aslında kitap dinliyorsun da diyebiliriz, dedi.
Ben de ona:

−Nasıl yani, hiçbir şey anlamadım, dedim.
Bunun üzerine bana ayrıntılarıyla sosyal paylaşım sitesinde gördüğü görme engelliler için yapılmış bu programı anlatmaya başladı:
−Sana öncelikle şunu demeliyim ki bu program sayesinde her zaman evde yaptığın gibi annen sana okumayacak. Bilgisayar okuyacak. Üstelik oldukça güzel bir Türkçe ile okunan kitaplar ve verilen bilgiler sana çok yardım edebilir.
Bunu duyan Meryem:

−Bu duyduklarıma biraz sevindim biraz üzüldüm. Sevindim çünkü bizleri düşünerek böyle bir teknoloji geliştirmişler. Üzüldüm çünkü bu teknolojiyi ben kullanamayacağım. Nedeni ise bizde hem bilgisayarımızın hem de bu programın olmaması, diyerek düşüncesini dile getirmişti.

Bu söyledikleri herkesi derinden üzmüştü. Biraz önce bu teknolojiden bahseden Emel ise daha fazla üzülmüştü. Çünkü ‘’Ona iyilik yapayım, bu konuyu Meryem’e açayım.‘’ derken onu daha fazla üzdüğünü düşünüyordu.

Meryem, Emel’in düşündüklerinden habersiz eve gitmek için hazırlanmıştı. Meryem kapıdan çıktıktan hemen sonra Cemil aklına gelen fikri söylemek için ortaya atıldı ve:

−Arkadaşlar, aklıma gelenleri size söylemek istiyorum. Meryem sanırım bu konuya çok üzüldü. Meryem’in bu üzüntüsünü gidermek ve onu ne kadar sevdiğimizi göstermek için Emel’in söylediklerini öğretmenimize anlatalım. Belki o bir çözüm bulabilir, dedi.
Bütün arkadaşları Cemil’in düşüncelerini onaylayarak evlerine dağıldılar.

Meryem de artık evindeydi. Bugün konuşulanlar onun zihnini kurcalıyor, çeşitli düşüncelere dalmasına sebep oluyordu. Çünkü endişe ettiği bir konu vardı. Bu konu o gün konuşulanları annesine anlatıp anlatmama konusunda tereddüt etmesi idi. Kendisini çok fazla yormak istemiyordu. Yatmak üzere hazırlandıktan sonra annesi odasına gelmiş ve yarım saat kızına kitap okuduktan sonra odadan çıkmıştı.

Meryem ve arkadaşları okula çoktan gelmiş, ilk dersin bitimine yaklaşmışlardı. Öğretmenlerinin en son konuyu da anlatması üzerine zilin sesi duyulmuştu. Zil sesi Cemil ve arkadaşlarını mutlu etmişti. Bu mutluluğun sebebi ortadaydı. Bir gün önce konuştuklarını şimdi yapma vakti gelmişti. Cemil başta olmak üzere öğretmenlerinin yanına gittiler. Meryem arka tarafta olduğu için onları duymuyordu. Bu yüzden onların konuşmaları daha rahat sürüyordu. Cemil hemen konuyu açmıştı:

−Öğretmenim, izin verirseniz sizinle bir sorunumuzu paylaşmak istiyoruz. Sorunun çözümünü biliyoruz fakat bizim elimizden bir şey gelmiyor. Biliyorsunuz ki Meryem arkadaşımızın gözleri görmüyor. Bunu bilen Emel de internette gördüğü görme engellilerle ilgili bir yazıyı okula gelince Meryem’le birlikte iken bize de anlattı. Bu yazıda görme engelliler için geliştirilen bir bilgisayar programından bahsediliyormuş. Bu program arkadaşımızın ders çalışmasını ve kitap okumasını rahat bir şekilde yapmasını sağlar ve etkili ders çalışmasını sağlar diye düşünüyoruz. Ancak arkadaşımızın bilgisayarı olmadığı gibi bir bilgisayar alacak durumları da yok. Sizden isteğimiz ise arkadaşımıza bir bilgisayar ile bahsettiğimiz bu programın alınması için Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüşmenizdir. Öğretmenleri bu durum karşısında öğrencilerini tebrik edip bu durum ile ilgileneceğini söyledi. Bu görüşmenin ardından yaklaşık bir hafta geçtiğinde öğretmenleri okul çıkışında gördüğü Cemil ve arkadaşlarına:

−Çocuklar sizin gibi öğrencilerimin olması beni çok mutlu ediyor. Benimle paylaştığınız konuyu birtakım zorluklar atlatarak olsa da Milli Eğitim Müdürlüğü’ne aktardım. Onlar da benim bu duruma kendilerine aktarmama sevindiler. Öğrencimiz Meryem’e yardım edeceklerini söylediler, dedi.

Cemil ve arkadaşları bu duruma çok sevindiler. Sevinmeleri için bir sebep daha vardı. Bilgisayarın gelmesi ve kitap okuyan programı bilgisayara yükleyene kadar geçecek olan iki üç günlük zamandan sonra Meryem’in doğum günü yaklaşıyordu ve bu doğum gününü Meryem diğerlerinden çok daha farklı olarak geçirebilecekti.
Meryem’e Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gönderdiği bilgisayar okula gelmişti ama Meryem’in bu durumdan haberi yoktu. Sonunda beklenen gün gelmişti. Sınıfta tek eksik vardı, Meryem. Meryem henüz sınıfa gelmemişti. O da gelince tüm eksikler tamamlanmış olacaktı. Nihayet Meryem sınıfa gelmişti fakat tahtanın önünde duran bilgisayarı göremediği için arkadaşlarının ‘’İyi ki doğdun’’ diye bağırmaları onu şaşırtmıştı. Daha sonra arkadaşları durumu anlatınca Meryem dayanamayıp kalbinden geçen şu kelimeler dilinden dökülmeye başladı:

−Şu an sizin sayenizde kendimi bir engelinden hem de öğrenme yolundaki önemli bir engelinden kurtulmuş bir kız olarak hissediyorum. Şimdiye kadar yaşadığım her şeyi geride bırakarak kendime yeni bir sayfa açacağım. Beni bu mutlu günümde düşünen herkese ayrıca teşekkür ediyorum, dediğinde hiç kimse gözyaşlarını tutamamıştı.
Bundan sonra ne Meryem kendisini sınav stresine sokup dertleriyle boğuşacak ne de Meryem’in annesi Meryem için ders çalışamıyor diye düşünüp iç geçirecekti.
Meryem o gece yatmadan önce:

−Demek ki engellileri düşünen kalpler de varmış. Ne mutlu bizim gibi insanlara!. Dediğinde sanki gözlerinin önündeki perdenin büyük bir bölümü açılmış gibi tatlı bir sevinç yüzünü kaplamıştı.

Adı Soyadı : Fatmagül Barlas

Özgeçmiş : Adım Fatmagül Barlas. 1999 Kırşehir doğumluyum. Kocaeli’de yaşıyorum. Annem ev hanımı, babam iş makineleri alıp satıyor. Hedise Evyap İlkokulu’nda okuyorum.
 
Son düzenleme:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Sevgili Fatmagül,

Daha 14 yaşındayken bu kadar yararlı bir öykü yazabildiğine göre ben umutluyum senden :) hem de çok...sen bu yaşta bu kadar duyarlıyken, ileride engelliler için, insanlık için, bu dünya için daha ne kadar güzel, ne anlamlı, ne faydalı öyküler yazacaksın kimbilir ?

Tebrikler küçük kardeşim benim...ellerine, aklına, o temiz yüreğine sağlık...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst