Biz anne babalar'ın en büyük mutluluğu'da hüznü'de çabalayışı'da çocuklarımız içindir. Hele birde engelli çocuğa sahip isek işte bu duyguları çok daha fazla hisseder ve yaşarız. Bilirizki o çocuk her şartta bizden çok büyük beklentiler içindedir. Engelli çocuğu sahip isek hayatımız sadece çocuğumuzdur bu durum engelsiz bir çocuğa sahip olduğumuzda'da geçerli olmasına rağmen engelli olunduğunda çok daha fazla gün yüzüne çıkar. En büyük korkumuzda bize bir şey olursa çocuğumun durumu, hali ne olacaktır diye yaşanan kaygıdır.
Bize ihtiyacı olduğunu bildiğimiz evladımız biz yokken ne yapacaktır. Kim bakacak, kim ilgilenecek , hayatına kim yön verecektir. Bu korkuyu çocuğumuzu kucağımıza ilk aldığımız andan itibaren yüreğimizin bir köşesinde için için sızlayan bir acı olarak taşırız. Taşırızda bunu kimselere belli etmemek için elimizden gelen çabayıda sergileriz. Bizler anne ve babayız her ne olursa olsun dik, güçlü ve sabır dolu olmalıyız bununda çok net farkındayızdır.
Bazen kendimiz de suçladığımız anlar olmuştur. Kendimize bir sürü nedenler sormuşuzdur keşkelerimiz olmuştur.
Neden şunu yapmadım , bunu yapmadım , daha dikkat etmemedim , doktor kontrollerimi neden aksattım gibi kabullenme sürecinde gel gitlerimiz olmuştur. Bir müddet sonra bunları aşıp sadece çocuğumuza odaklanmış onun en iyi eğitimi alabileceği engelinden en az zarar göreceği yöntemleri çareleri arar olmuşuzdur. Doğru olan ve yapılması gerekende zaten budur.
Çocuğum toplumdan nasıl daha az zarar görebilir, nasıl ayrımcalığa uğramaz, arkadaşları arasında nasıl iletişim kurabilir, nasıl ve nerede en iyi şekilde eğitim alabilir, nasıl tedavi edilebilir gibi bir çok arayış ve bir çok çaba içine girer engelli ailesi işte hayatı sadece çocuğundan ibaret olmuştur bile bunun daha ötesi yoktur.
Engelli çocuğa sahip olan ebeveynler dünyanın en özel çocukları ve ebevynleridir. Zira onlardaki çaba ve yaşama azmi zorluklarla mücadelesi diğerlerine göre çok daha fazla ve takdire şayandır.
Bize ihtiyacı olduğunu bildiğimiz evladımız biz yokken ne yapacaktır. Kim bakacak, kim ilgilenecek , hayatına kim yön verecektir. Bu korkuyu çocuğumuzu kucağımıza ilk aldığımız andan itibaren yüreğimizin bir köşesinde için için sızlayan bir acı olarak taşırız. Taşırızda bunu kimselere belli etmemek için elimizden gelen çabayıda sergileriz. Bizler anne ve babayız her ne olursa olsun dik, güçlü ve sabır dolu olmalıyız bununda çok net farkındayızdır.
Bazen kendimiz de suçladığımız anlar olmuştur. Kendimize bir sürü nedenler sormuşuzdur keşkelerimiz olmuştur.
Neden şunu yapmadım , bunu yapmadım , daha dikkat etmemedim , doktor kontrollerimi neden aksattım gibi kabullenme sürecinde gel gitlerimiz olmuştur. Bir müddet sonra bunları aşıp sadece çocuğumuza odaklanmış onun en iyi eğitimi alabileceği engelinden en az zarar göreceği yöntemleri çareleri arar olmuşuzdur. Doğru olan ve yapılması gerekende zaten budur.
Çocuğum toplumdan nasıl daha az zarar görebilir, nasıl ayrımcalığa uğramaz, arkadaşları arasında nasıl iletişim kurabilir, nasıl ve nerede en iyi şekilde eğitim alabilir, nasıl tedavi edilebilir gibi bir çok arayış ve bir çok çaba içine girer engelli ailesi işte hayatı sadece çocuğundan ibaret olmuştur bile bunun daha ötesi yoktur.
Engelli çocuğa sahip olan ebeveynler dünyanın en özel çocukları ve ebevynleridir. Zira onlardaki çaba ve yaşama azmi zorluklarla mücadelesi diğerlerine göre çok daha fazla ve takdire şayandır.