Engelli Ne Demek?

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
Elif—Anne engelli ne demek?

Annesi—Engelli demek sahip olduklarını fark edememek demek
Elif—Nasıl yani?

Annesi—Örneğin; güzellikleri göremeyene kör, güzel sözleri duyamayanlara sağır denir.
Elif—Anladım şimdi anneciğim. O zaman biz çok şanslıyız engelli olmadığımız için.

Sıradan bir gündü. Elif’in her zamanki ilginç sorularından biriydi. Meraklı ve duyarlı bir çocuktu. Annesi, Emel Hanım, “nerden çıktı bu soru?” diye sordu elife. Okulda 10-16 Mayıs engelliler haftası için bir resim yarışması vardı. Konu “engelli ne damak”tı. Elif bu sene okula başlamıştı. Okulunu çok seviyordu. Bu sebeple de bu yarışma onun için çok önemliydi. Zeynep ile tanışalı daha da bir istekli olmuştu okula karşı. Annesine Ergün Zeynepken bahsediyor okulda beraber yaptıklarını anlatıyordu. Emel hanım kızının biricik arkadaşıyla hem tanışmak hem de beraber güzel vakit geçirmeleri için elife Zeynepçi evlerine davet edebileceğini söyledi. Elif bu duruma çok sevinmişti. Hemen Zeynep'e haber verdi çok mutluydu elif. Ergün okulda beraber olduğu, ders bitip eve dönerken serviste geçirdikleri o güzel zaman elifin evine yaklaşıp inmesiyle bitmeyecekti. Ertesi gün Zeynep eliflere geldi. Akşama kadar birlikte güzel zaman geçirdiler. Sonra elif ile babası Zeynepçi evine bıraktı.

Zeynep heyecanlı bir şekilde annesi Fatma hanıma geçirdikleri güzel günü anlattı. Birlikte ödev yapmışlardı. Resim yarışması için kafa yormuşlar ama bir şey bulamamışlardı. Sonra emel hanımın muhteşem ve elifin değimiyle “sihirli kek” den yemişlerdi”.bu keki yiyince elif annesini oyunlarda hep yeniyormuş. Gerçekten öyle oldu anne .“dedi Zeynep.”emel teyze çok eğlenceli biri bizimle beraber oyun bile oynadı. Sonra oynadıkları saklambacı, körebeyi anlattı annesine. Hatta basketbol bile oynamışlardı. Fatma Hanım kızı adına çok mutlu olmuştu. Bir yandan da emel hanıma imrenmişti. Kendisi yoğun ve stresli işinden dolayı kızıyla okadır vakit geçiremiyordu. Bir an kendini yetersiz hissetti.

Sıra Elif’in Zeyneplere gelmesindeydi. İkisi de çok heyecanlıydılar yine. Okul çıkışı beraber eve geldiler. Fatma hanımın dünden hazırladığı kekleri, çörekleri yediler.”bizim kekler de sihirli midir acaba ?”dedi Zeynep. Güldüler. Zeynep’in abisi ödevlerine yardım etti. Sonra resim çizdiler beraber. Yarışma için bir şey bulamamışlardı hala. Sonra annelerini çizmeye karar verdiler. Fatma Hanım gelecekti işten az sonra. Zeynep yetiştirmek için çabaladı ve sonunda bitmişti işte resimleri. İkisi de çok güzel olmuştu. O sırada kapı çaldı. Gelen Fatma hanımdı. Zeynep heyecanla annesine koştu elindeki resimle. Façama hanım çok sinirliydi ve Zeynep bir an boş bulunup bağırdı ve şöyle dedi:”bakamam şimdi!” Zeynep çok üzülmüştü. Gözleri doldu. Elif de bir garip olmuş ancak belli etmemeye çalışmıştı.”anneler arada kızar, üzülme “dedi. Sarıldılar birbirlerine sonra. Zeynep’in abisi elif’i evlerine bıraktı. Odasında resim çiziyordu. Annesi geldi.

Annesi—nasıl geçti günün?
Elif—iyiydi…
Annesi —ne çiziyorsun?
Elif—yarışma için buldum ne çizeceğimi onunla uğraşıyorum
Elif hanım çizdiği resme baktı. Sinirli bir kadın ile ağlayan bir kız vardı resimde. Hiçbir şey anlamamıştı. Elif’e sordu ne anlatmak istediğini.
Elif—Zeynep ile annesini çizdim. Galiba Zeynep’in annesi kör anne
Annesi—gözleri görmüyor mu kızım?

Elif—hayır ama güzellikleri göremiyor anne. Zeynep’in çizdiği güzel resme bakmadı bile. Çok mutsuzdu göremediği için herhalde.
Elif hanım duygulanmıştı. Kızına sarıldı ve böyle durumların olabileceğini anlattı.

Ertesi gün eliflerin kapısı çaldı. Kapıda güzel bir bayan vardı. Kendini tanıttı şaşkın bir ifadeyle. Gelen Zeynep’in annesiydi. Dünkü durumdan dolayı kendini mahcup hissetmişi Fatma Hanım. Yoğun iş temposundan dolayı Zeynep’e zaman ayıramadığı gibi bir de onu kırmıştı. Akşam gönlünü almıştı. Bugün de elife ve annesine karşı kendini mahcup hissettiği için konuşmaya hem de emel hanım ile tanışmaya gelmişti. Çok şaşırmıştı çünkü emel hanım bir engelliydi. Tekerlekli sandalye kullanıyordu. Kızının hayran olduğu bu kadın bir engelliydi evet. Ama engelleri aşmış bir anneydi. Onlarla oyunlar oynayıp engelli oluşunu gölgede bırakacak kadar hem de. Fatma Hanım hatasını farkına varmıştı ve o an anlamıştı asıl engelin insanın düşüncelerinde olduğunu. Kendine kızmıştı sıkıntılı bir iş yüzünden kaçırdıklarına ve kızını üzdüğüne.

Fatma Hanım okul çıkışı Zeynepçi aldı. Birlikte gezdiler. Dondurma yediler. Balon alıp koştular ve onları havaya attılar. Fatma Hanım engellerinden kurtulmuştu bu balonlar gibi sonunda… Ertesi gün elif koşarak eve geldi ve annesine şöyle dedi:”Anne Anne Zeynep’in annesi artık kör değil !”

Betül Koçak

5 Eylül 1991 Ankara doğumluyum. Ankara Atatürk Lisesi mezunuyum 2 sene ODTÜ gıda mühendisliğinde okudum. Sonrasında Ankara üniversitesi diş hekimliğini kaynadım. Şu an 2. Sınıfım. Yarışmayı son anda gördüm. zamanı aştım.çok üzgünüm umarım öyküm değerlendirmeye alınır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst