Engelli oyun özellikleri!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
20.08.2009kulak3.jpg



Oyun, erken dönemde ortaya çıkan sosyal bir beceridir ve özellikle çocukların sosyal ve dil gelişimi açısından önemlidir.

Oyun normal gelişim gösteren bütün çocukların geçtiği gelişim aşamalarının ve çeşitli oyun deneyimlerinin belirlenmesinde kullanılan önemli bir araçtır, farklı oyun deneyimleri çocukların çeşitli yetenekleri kazanmasını ve gelişmesini sağlar. Oyunda çocuklar içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin bilgilerine göre hareket ederler (Mogford-Bevan, 1994; MacDonald & diğ., 2005)

Oyun, çocuklara kendilerini daha iyi tanımasını ve çevresindeki insanlarla nasıl iletişim kuracaklarını öğretir. Çocuklar oyun yolu ile sosyal ilişki ve etkileşimlerini daha iyi düzenleyebilir, sosyal problemler üretme ve bu problemleri çözümlemek için pratik yapma fırsatı bulur. Çocukların çeşitli alanlarda yaratıcı eylemlerde bulunmasını, duyuşsal becerilerinin gelişmesini destekler. Diğer çocuklarla oynama, çocukların yaşamı için ihtiyaç duyduğu gözlem yapma, neden-sonuç ilişkisi kurma, planlama, azimli olma, iletişim ve etkileşim kurma gibi becerilerin gelişmesini sağlar. Birçok oyun da, çocukların fiziksel sağlığını arttırır ve hareket becerilerini geliştirir. Ayrıca, oyun öğretmenlerin çocukla daha etkili bir iletişim kurması için de zengin bir ortam sağlar (Schmidtchen, 1994; Cook & diğ., 2004; Allen & Cowdery, 2005; Faugno, 2006; American Foundation for the Blind, 2009)

Oyun, tüm çocukların öğreneceği, büyüyeceği ve gelişeceği doğal bir ortam sunar (Hanline, 1999)

Oyunu diğer faaliyetlerden ayıran unsur, önceden belirlenmiş sonucun ya da hedefin olmamasıdır. Oyunda hedefler kendiliğinden ortaya çıkar ve oyunun sonuçları araştırma ve deneme-yanılma yoluyla keşfedilir. Normal gelişim gösteren çocuklar, oyun becerilerini kendi kendine, yetişkin müdahalesi olmadan ya da yetişkinlerden az ölçüde rehberlik alarak öğrenirler.

Ancak, engelli çocuklar bu becerileri kazanmak için destek almaya ihtiyaç duyarlar. Dolayısı ile oyun engelli çocuklara sosyal bir beceri olarak öğretilmektedir (Cook & diğ., 2004; Brodin, 2005)

Normal gelişim gösteren çocuklarda oyunun gelişimi dört gelişim evresinde gerçekleşmektedir. İlk evre basit manipülasyon evresidir. Manipülasyon evresi bir yaşına doğru görülmeye başlar. Bu evrede, çocuklar parmağı ile oynamaya, nesnelere ulaşmaya ve nesneyi ağzına götürmeye çalışır. İkinci evre ilişkisel oyun evresidir. 12-13. aylarda görülmeye başlar. Bu evrede, çocuklar işlevsel olmayacak şekilde iki ya da daha fazla nesneyi birleştirmeye çalışır. Üçüncü evre işlevsel oyundur. Bu oyun araştırma şeklinde olur. Bir bardak çaydanlıkla ilişkilidir (nesne odaklı), çocuk tarakla saçını tarar (kendine odaklı) ya da bebeğin saçlarını tarar (bebek odaklı) ya da başka bir kişinin saçını tarar (başka kişi odaklı) Bu oyun şekli doğrusal olarak ve nitel açıdan artar ve sembolik oyunun öncülüdür.

Son evre ise, sembolik oyundur. Sembolik oyun 24 aydan itibaren gelişir. Çocuklar bu evreye ulaştıklarında mevcut olan materyale artık bağımlı kalmaz, aynı zamanda rol alarak oynar. Sembolik oyunda çocuklar çeşitli nesneleri farklı amaçlarla kullanabilirler. Örneğin bir kutuyu ev, bir bebeği doktor olarak kullanabilirler.

Bu evreler engelli çocuklarda da aynı sıra ile gerçekleşmektedir. Fakat engelli çocukların oyun evrelerindeki kazanımlarında gecikme olmaktadır. Çocuğun engeli, oyunun yaratıcılığını, eş zamanlılığını, dikkat, ilgi ve keşfetme becerilerini etkilemektedir. Ayrıca, oyun fırsatlarına, oyuncaklara ulaşma, değiştirilen oyun ortamına ve oyunu kolaylaştıran ve teşvik eden akranları ve yetişkinlerin varlığına dayanmaktadır (Berckelaer-Onnes, 1994; Tobias, 1994; Frost ve diğ., 2008)

Oyun davranışı yaş, cinsiyet, bireysel farklılıklar, kültür ve sosyal sınıfa göre değişiklikler göstermektedir. Çocuğun özrü, özrün yapısı ve düzeyi çocuğun oyuna yaklaşımını, oyun faaliyetini ve çocuğun oyun fırsatı ya da deneyimlerinden ne elde edeceğini etkilemektedir. Engelli çocuklar, çoğunlukla oyunda öğretim ya da destekleyici teknik araçlara (ya da her ikisine de) ihtiyaç duyar. Çünkü oyun sırasında başkaları ile anlamlı şekilde beraber olmayı, belli oyun becerilerini uygulamayı ve genel olarak oyun deneyimlerinden yararlanmayı öğrenmeleri gerekir (Johnson ve diğ., 1999)

Engelli çocukların özürleri nedeniyle oyun deneyimleri daha kısıtlıdır. Ciddi şekilde çoklu engeli olan çocukların temel problemi, aktif şekilde oyun oynayamamaları ya da çevreleri ile etkileşime girememeleridir. Yetişkinler çoğunlukla oyunu çocuğun ihtiyacına göre nasıl adapte edebileceğini ve çocukla nasıl iletişim kuracağını bilememektedir. Çocuk, yetişkinlerin ilgisini nadiren çekebilmektedir ve duygu ve isteklerini çok az ifade edebilmektedir. Bunların sonucunda bu çocuklar üstünlük almada zorluk yaşamakta, başarısız olmakta ve diğer çocuklarla çok az deneyimi olmaktadır. Aynı zamanda kreşlerde ve bakım merkezlerinde ebeveyn ve bakım personeli araştırma ve oyun için uygun yollar bulmada bu çocuklara yeterince yardımda bulunamamaktadır (McConkey, 1994; Mogford-Bevan, 1994)

Normal gelişim gösteren çocuklar genellikle ortamla olan etkileşimleri ile ve özellikle yetişkinlerden aldıkları uyarıcılarla öğrenir ve gelişir. Bu durum engelli çocuklar için bazı temel zorluklara yol açar. Engelli çocuklar diğer çocuklara oranla daha yavaş gelişir. Hareket özellikleri çocukların araştırma isteklerini engeller. Bu çocuklar durumları ve insanlar arasındaki ilişkileri yavaş anlar. Değişim olursa bunlar yavaş olur ve çocukla ilgilenen yetişkinler bunları anlamakta zorlanır. Bunun sonucunda, yetişkin çocuğu daha az yönlendirir. Engelli çocukların çoğu bilinmeyenden uzak durur ve uzmanlaştıkları birkaç beceri ile yetinirler. Bu da tekrarlanan ve kalıplaşan faaliyete ya da pasifliğe neden olur (Hellendoorn, 1994)

Okul öncesi dönemde engelli çocuklar, olumlu sosyal etkileşim kurma, sosyal ipuçlarını anlama, akran ilişkileri ve oyun davranışlarını geliştirmede yetersizlik göstermektedir. Ayrıca, akranlarının ilgilerine daha az yakınlık ve diğer çocuklara daha az övgü kullanırlar. Akranları tarafından nadiren başvurulan kişilerdir, nadiren rol modeli olarak yardım ederler ve normal gelişim gösteren çocuklar tarafından oyun arkadaşı olarak en az tercih edilen kişilerdir. Akranlarından çok yetişkinlerle vakit geçirirler (Sacks ve ark., 1992; Odom ve ark., 2002; Celeste, 2006)

Zihinsel engelle birlikte hareket ve görme engelli gibi çoklu engeli olan çocuklar, günlük çevresinde ve yaşantısında yaratıcı etkinlikleri veya oyunun olumlu rolünü kullanamazlar (Lancioni & diğ., 2006)

Engelli çocuklar da normal gelişim gösteren çocuklarda olduğu gibi oyun aşamaları aynı sırayı izlemektedir. Yani, engelli çocuklarda normal gelişim gösteren çocuklar gibi başlangıçta tek başına oyun oynarlar, daha sonra bu oyun türü paralel oyuna döner, sonra da sosyal oyuna dönüşür. Tek başına ve paralel oyunda çocuklar sosyal değillerdir, çocuk akranı yanında olmasına rağmen tek başına oynar. Oyun, sosyal olmayandan sosyal oyuna doğru gelişir.

Ancak, engelli çocuklarda oyun düzeyi ya da türü gözlemlenirken, engelli çocuğun kronolojik (takvim yaşı) yaşından çok gelişimsel ya da zihin yaşı dikkate alınır. Ayrıca, benzer gelişimsel süreçte olmasına rağmen, engelli çocuklar normal gelişim gösteren akranlarından araştırma, yönelme, motivasyon, teşvik, dikkat, oyuncakları kullanma şekli, oyuncak seçme, oyuncağı reddetme ve oyun deneyimlerinin büyüklüğü açısından farklılıklar gösteriler (Celeste, 2006; Vig, 2007)


Dr. Hale DERE ÇİFTÇİ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst