- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
19.Uluslararası Altın Koza Film Festivali ilklere imza atmaya devam ediyor. Altın Koza kapsamında düzenlenen Sinema Atölyesinin son gününde katılımcıların yazdığı bir hikaye kısa filme dönüştü ve aynı gün çekimi yapıldı.
Senarist ve film yönetmeni Işıl Özgentürk, Sinema Atölyesinin birinci gününde katılımcılardan birer hikaye yazıp getirmelerini istemişti. Birçok eser geldi. Ama içlerinden biri çok beğenildi ve Sinema Atölyesinin son gününde kısa filme dönüştürüldü.
Işıl Özgentürk, 19 yaşındaki engelli Sema Demir'in kendi hayat hikayesini anlatan filmini senaryolaştırılarak bir günde film çekimlerini tamamladı. Filmde, Sema Demir ve annesi Gülnaz Demir ve kendisi gibi 15 engelli vatandaş da figüran olarak rol aldı. Atatürk Parkı içerisinde 75. yıl Sanat Galerisi'nde çekimleri tamamlanan ve adına Açık hava Sınıfı denilen film engelliler arasında büyük heyecan uyandırdı.
Engellilerin en büyük korkularından biri olan rampaların yokluğunu anlatan filmle ilgili emekli öğretmen Sema Demir'in Annesi Gülnaz Demir kendisinin de rol aldığı filmle ilgili olarak şunları söyledi:
"Ben bir engelli annesiyim. Kızım Sema Demir resme merak sardı. Yeteneği de var. Resim üzerine de kurs alıyor. Kızımı her gün tekerlekli sandalye ile kursa götürürken ve özellikle de dershaneye girerken büyük sorunular yaşıyoruz. Hikayede kızım kendisinin ve özellikle de benim çektiğim acıya isyan ererek "Artık yeter, istemiyorum" diye haykırıyor. Artık o dershaneye girmek istemiyor. Bunun üzerine kızım resimlerini dershane girişinde açık havada yapmak istiyor. Bu olayı gören diğer ressam arkadaşları da yanına gelip, açık havada bir sınıf oluşturarak resimlerini yapıyorlar. Filmin konusu özetle böyle. Burada engellilerin çektiği rampa eksikliğinden kaynaklanan bir olay anlatılıyor. Evet eğitim şart diyoruz ama bu olayı yani engelli olayını insanlar beyninde bitirmesi gerekiyor. Kentlerimizi yönetenler bu olaya el atmaya başladılar. Adana'mızda bu konuda sevindirici gelişmeler var ama yeterli değil. Çekilen bu kısa filmle yetkililerimizin ve diğer insanlarımızın dikkatleri bu olaya çekiliyor. Ben başta Işıl Özgentürk olmak üzere filmin çekiminde emeği geçenlere teşekkür ediyorum."
Senarist ve film yönetmeni Işıl Özgentürk, Sinema Atölyesinin birinci gününde katılımcılardan birer hikaye yazıp getirmelerini istemişti. Birçok eser geldi. Ama içlerinden biri çok beğenildi ve Sinema Atölyesinin son gününde kısa filme dönüştürüldü.
Işıl Özgentürk, 19 yaşındaki engelli Sema Demir'in kendi hayat hikayesini anlatan filmini senaryolaştırılarak bir günde film çekimlerini tamamladı. Filmde, Sema Demir ve annesi Gülnaz Demir ve kendisi gibi 15 engelli vatandaş da figüran olarak rol aldı. Atatürk Parkı içerisinde 75. yıl Sanat Galerisi'nde çekimleri tamamlanan ve adına Açık hava Sınıfı denilen film engelliler arasında büyük heyecan uyandırdı.
Engellilerin en büyük korkularından biri olan rampaların yokluğunu anlatan filmle ilgili emekli öğretmen Sema Demir'in Annesi Gülnaz Demir kendisinin de rol aldığı filmle ilgili olarak şunları söyledi:
"Ben bir engelli annesiyim. Kızım Sema Demir resme merak sardı. Yeteneği de var. Resim üzerine de kurs alıyor. Kızımı her gün tekerlekli sandalye ile kursa götürürken ve özellikle de dershaneye girerken büyük sorunular yaşıyoruz. Hikayede kızım kendisinin ve özellikle de benim çektiğim acıya isyan ererek "Artık yeter, istemiyorum" diye haykırıyor. Artık o dershaneye girmek istemiyor. Bunun üzerine kızım resimlerini dershane girişinde açık havada yapmak istiyor. Bu olayı gören diğer ressam arkadaşları da yanına gelip, açık havada bir sınıf oluşturarak resimlerini yapıyorlar. Filmin konusu özetle böyle. Burada engellilerin çektiği rampa eksikliğinden kaynaklanan bir olay anlatılıyor. Evet eğitim şart diyoruz ama bu olayı yani engelli olayını insanlar beyninde bitirmesi gerekiyor. Kentlerimizi yönetenler bu olaya el atmaya başladılar. Adana'mızda bu konuda sevindirici gelişmeler var ama yeterli değil. Çekilen bu kısa filmle yetkililerimizin ve diğer insanlarımızın dikkatleri bu olaya çekiliyor. Ben başta Işıl Özgentürk olmak üzere filmin çekiminde emeği geçenlere teşekkür ediyorum."
