Engelliler “Engelsiz Çalışma Hakkı” İstiyor

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Türkiye Personel Yönetimi Derneği’nin (PERYÖN) iki ayda bir yayımlanan dergisi PY, yeni sayısında Türkiye’de engelli istihdamını ele aldı. Türkiye nüfusunun yüzde 12’sini engelliler oluşturuyor. Engellilerin işgücüne katılım oranı ise yüzde 22. Engelli istihdamını büyük oranda özel sektör üstlense de engelli kontenjanı açığı çok yüksek. Her 10 engelliden 3’ü iş bulma olanaklarının artırılmasını istiyor. Daha çok engellinin iş yaşamına katılması için yasal düzenlemelere ek olarak, engelliler için eğitim, ulaşabilirlik/erişilebilirlik olanaklarının artırılması ve “toplumdaki yerleşik önyargıların” yıkılması gerekiyor.

Türkiye Personel Yönetimi Derneği iki ayda bir yayımlanan dergisi PY’de insan yönetiminin gündemindeki konular ele alınıyor, sorunlara dikkat çekiliyor ve çözüm önerilerine yer veriliyor. PY yeni sayısında dezavantajlı gruplar arasında yer alan engellilerin istihdamında mevcut durumu araştırdı. Aralık ayı sonu itibarıyla Türkiye İş Kurumu’na (İŞKUR) kayıtlı 73 bin 263 engelli işsiz bulunuyor. 2011’de İŞKUR aracılığıyla 37 bin 894’ü özel sektör, 455’i kamu sektörüne olmak üzere toplam 38 bin 349 engelli işe yerleştirildi. Buna karşın 2002’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan Türkiye Özürlülük Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de nüfusun yüzde 12.3’ü (yaklaşık 8.5 milyon kişi) engelli. Engellilerin işgücüne katılım oranı ise yüzde 22. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesine göre 50 veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri yüzde 3, kamu işyerleri ise yüzde 4 oranında engelli işçiyi istihdam etmek zorunda bulunuyor. Ancak işyerlerine getirilen engelli kotası engellilerin iş yaşamına katılması için yeterli olmuyor. Engellilerin iş hayatına katılmasının önündeki en önemli engeller eğitim oranlarının düşük olması, ulaşım ve erişilebilirlik ve işverenlerin önyargıları olarak sıralanıyor.

2011’de 38 bin engelli işe yerleştirildi

Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’de engelli tanımı, “Engelli: doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerden çalışma gücünün en az yüzde 40’ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenen kişilerdir” şeklinde veriliyor. Türkiye’de yaklaşık 8.5 milyon engellinin yüzde 20’lik bölümü, ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ve zihinsel engelli kişilerden, yüzde 80’i ise süreğen hastalığa sahip kişilerden oluşuyor. Süreğen hastalıklar, kalp-damar hastalığı, kan hastalıkları, solunum -sindirim sistemi hastalıkları, üreme organı hastalıkları gibi kronik hastalıklar yerine kullanılıyor.

OZİDA tarafından iletilen Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre, Ağustos 2011 tarihi itibariyle kamu kurumlarında istihdam edilen memur sayısı ise 20 bin 829. İŞKUR verilerine göre, 2011 Kasım sonu itibariyle, 12 bin 335’i kamuda, 71 bin 370’i özel sektörde olmak üzere toplam 83 bin 705 engelli işçi çalışıyor. Buna göre çalışan engellilerin yüzde 70’i özel sektörde istihdam ediliyor. 2011’de toplam 111 bin 612 engellinin yüzde 34’ü 38 bin 349 kişi işe yerleştirilmiş. 2011 Aralık ayı sonu itibariyle İŞKUR’a kayıtlı halen 73 bin 263 engelli işsiz bulunuyor. Kayıtlı “engelli işsizliğinin” en yüksek olduğu 5 il sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Diyarbakır olarak sıralanıyor. 2011’de işsiz engelli sayısına göre en çok işe yerleştirmenin yapıldığı iller ise Muğla, Gaziantep, İstanbul, Antalya ve Kayseri oldu. İşe yerleştirilen engellilerin özür gruplarına göre dağılımı ise yüzde 24 kas iskelet sistemi, yüzde 14 görme sistemi, yüzde 13 kulak burun boğaz sistemi ve yüzde 10 sinir sistemi şeklinde sıralanıyor. İşe yerleştirilen engellilerin ekonomik faaliyet alanına göre dağılımında ise yüzde 30 ile diğer (sağlık dışı) sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri, yüzde 10 ile toptan ve perakende ticaret; motorlu taşıt, motosiklet, kişisel ve ev eşyalarının onarımı ve yüzde 8 ile tekstil ve tekstil ürünleri imalatı önde geliyor.

Açık engelli kontenjanı hala yüksek

İŞKUR tarafından işe yerleştirilen toplam 38 bin 349 engellinin 37 bin 894’ü özel sektör, 455’i ise kamu sektörü tarafından istihdam ediliyor. Dolayısıyla engelli istihdam artışının neredeyse tamamı özel sektör tarafından gerçekleştiriliyor. Buna karşın yine de İŞKUR verilerine göre kamuda bin 194, özel sektörde 21 bin 244 açık engelli kontenjanı bulunuyor. Kamu memuru alanındaki duruma bakıldığında Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre 1 milyon 467 bin 900 olan toplam memur sayısının yüzde 3’ü oranında yani 44 bin 189 engelli memur istihdam edilmesi gerekiyor. Bu da açık bulunan 23 bin 360 engelli memur kadrosuna işaret ediyor.

İstihdamı destekleyici yasalar var ama uygulama zayıf

OZİDA tarafından verilen bilgiler, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile bazı konular gündeme gelse de gerekli düzenlemeler yapılamadığı için henüz bir sonuç alınamadığını gösteriyor. Örneğin Kanun “Korumalı İşyerleri”ni istihdamı güç özürlü gruplarını gündeme getirdi ancak korumalı işyerlerine sağlanacak mali desteklere ilişkin yasa çalışması sonlandırılmadığından Türkiye’de henüz herhangi bir korumalı işyeri kurulamadı. Yine Özürlüler Yasası ile birlikte mesleki rehabilitasyon uygulamalarına ilişkin de bir yönetmelik çalışması gerçekleşmiş ve “Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Hakkında Yönetmelik” 02.05.2006 tarih ve 26156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş. Ancak mesleki rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan özürlülerin finansmanının ne şekilde karşılanacağına ilişkin açık bir düzenleme olmaması nedeniyle henüz açılmış bir mesleki rehabilitasyon merkezi bulunmuyor. .

Benzer şekilde istihdamda kritik olan engelliler için ulaşılabilirliğin sağlanmasına yönelik 1997’de İmar Kanuna yapılan ekler ve1999’da uygulama yönetmeliklerde yapılan düzenlemeler mevcut. Yine 2005’de kabul edilen 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2’nci maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir” hükmü yer alıyor. Bu düzenlemeye göre 2012 Temmuz ayına kadar kamu kullanımına açık tüm yapılar ve açık alanların ulaşılabilir hale getirilmesi zorunluluğu bulunuyor.

Hedef eğitimlerle istihdam edilebilirliği artırmak

İŞKUR Genel Müdür Vekili Kazım Yiğit, İŞKUR’a kayıtlı herhangi bir mesleği olmayan, mesleğinde yetersiz olan veya mesleği iş piyasasında geçerli olmayan engelli işsizlerin, işgücü piyasasında ihtiyaç duyulan mesleklerde yetiştirilip, becerileri geliştirilerek veya meslekleri değiştirilerek istihdam edilebilirliklerini düzenlenen mesleki eğitim kurslarıyla artırılmaya çalışıldığını aktarıyor. Kursların finansmanı, kurumun kendi kaynaklarından, işsizlik sigortası fonundan, engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırmayan işyerlerine kesilen idari para cezalarının toplandığı fondan, uluslararası hibe veya fonlardan sağlanıyor. İŞKUR, kurslar ve eğitimlerle engellilerin bilgi ve becerilerini arttırmayı hedefliyor. Yiğit, İşgücü yetiştirme kursları ve mesleki rehabilitasyon faaliyetleri kapsamında Ocak-Aralık 2011 döneminde 434 engelli kursu açıldığını, bu kurslara 2 bin 648’i erkek, bin 592’si kadın olmak üzere toplam 4 bin 240 kişinin katıldığını belirtiyor: “İŞKUR’un 2011-2015 Stratejik Planının Politika ve Tedbirler bölümünde, dezavantajlı gruplara, özellikle engelli ve eski hükümlülere yönelik çalışmalara öncelik ve ağırlık verilmesi kararlaştırıldı. Bu itibarla İŞKUR önümüzdeki yıllarda engellilere yönelik faaliyetlerine hız vererek engelli bireylerin işgücü piyasasına katılım ve entegrasyonlarını artırmaya gayret gösterecek. Bunun yanı sıra 2012’de Kurum taşra teşkilatında istihdam edilecek yaklaşık 4000 İş ve Meslek Danışmanıyla tüm diğer işsizlere olduğu gibi engelli işsizlerimize de etkin danışmanlık hizmeti sunulacak ve iş bulma konusunda profesyonel destek verilecek.”

İşverenler önyargılı

Engellilerin iş hayatına katılmasının sağlamanın diğer bir yolu ise engellilik ile ilgili farkındalığın arttırılmasından ve önyargıların yıkılmasından geçiyor. Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) Başkanı Ercan Tutal ve Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Zeynep Aycan engelliler konusunda toplumdaki bilgi eksikliğini gidermek, böylece engellilerin hayata katılmalarına destek olmak amacıyla benzer eğitim çalışmaları yapıyorlar. Tutal, “Genelde insanların engelliler konusunda ya yetersiz fikirleri var ya da hiç yok. Bir engelli gördüğü zaman ya çok duygusal davranıyor ya da ne yapacağını şaşırıyor. Engellilere nasıl yaklaşacağımızı bilmediğimiz için onu toplumun dışına atabiliyoruz. Bunu aşmanın tek yolunun eğitim olduğundan hareketle engellilikle ilgili eğitimlere başladık. Özel ihtiyaç sahibi bireye doğru yaklaşım eğitiminde engelliye doğru yaklaşım konusunu ele alıyoruz” diyor.

Prof. Dr. Aycan ise engellilerin iş hayatına katılımını teşvik etmek amacıyla yapılan bu eğitimler sonucunda yönetici ve çalışanların engelli istihdamı konusundaki görüş ve tutumlarının olumlu yönde değiştiğini söylüyor. Aycan, “Önyargıların arkasında bilgi eksikliği var. Genellikle işyerleri doğuştan engelli olanlara daha sempatik bakıyor ama trafik kazası gibi nedenlerle sonradan engelli olanlara, acaba alkollü müydü, dikkatsiz miydi gibi bir gözle daha önyargılı bakıyorlar. Maliyetli olduğu düşünülüyor ama örneğin bir görmezi işe almak için sadece ekran okuma büyütme yazılımı alıyorsunuz, onun da maliyeti çok düşük. İşyerleri yüzde 3 kotayı doldurmak için işe alıyor ama işe gelmesin isteniyor, ayda bir maaşını alsın isteniyor, bu bizim istediğimiz bir şey değil. Önemli olan onların topluma entegre olması, hayata katılması ve kuruma faydalı olması.”

Eğitim ve ulaşılabilirlik en büyük engeller

Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, engellilerin iş yaşamına katılması ile ilgili olarak en büyük engellerin eğitim ve erişilebilirlik/ulaşılabilirlik olanakları olduğunu söylüyor. Engellilerin aldığı eğitim ve yaptığı işle eşdeğer olarak ayrımcılığa uğramadan, aynı hakları vererek çalıştırılmaları gerektiğini belirtiyor: “Devletin engelliyi birilerinin sadakasına muhtaç etmemesi lazım, onurlu bir şekilde eğitimine, istihdamına ve yaşam mücadelesine olanak sağlamalıdır. Farklı bir şey istemiyor, toplum nasıl yaşıyorsa öyle yaşamak istiyoruz sadece. Engelliler birilerinin sızlayan vicdanı haline getirilmemeli.” Boyraz, sorunun çözümü için devletin konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek sistemi yeniden tasarlamasını öneriyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst