Engelliler.Gen.Tr Üyesi 15 Kişiye Hediye Kitap

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,486
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba arkadaşlar, mcalim79 kullanıcı adlı üyemizin isteği üzerine bu konuyu açıyorum. mcalim79 bu konu altına "kitabı/kitapları istiyorum" diye yazan ilk 15 kişiye kitap hediye edecektir. Kitapların "kargo parası" yine mcalim79 tarafından karşılacaktır. Size düşen tek şey kitapları okumak. :)
Not: Konu altına kitap istiyorum diye yazanlar aynı zamanda mcalim79'a Özel Mesaj yollayarak kitabın hangi adrese gönderileceği bilgisini versinler.

mcalim79'a bu güzel düşüncesi için teşekkür ediyoruz...

Hangi Kitaplar Hediye Edilecek?

Martı Jonathan Livingston
Yazar: Richard BACH


KİTABIN KONUSU:
Martı, bir kuşun hiçbir şeyin onu caydıramadığı o devirde zorluklarla mücadele etmesidir. Hiç düşmemeyi değil, her düştüğünüzde ayaklarınızı daha sıkı basarak ayağa kalkabilmeyi öğreneceksiniz bu kitapta.

2.KİTABIN ÖZETİ:
O zamanlar martı Jonathan’in hayatini anlatan bir roman olarak okudum. Martı Jonathan diğer martılardan daha yükseklere uçmayı, dah derinlere dalıp en leziz balıkları avlamayı hedeflemiştir kendine. Ve her seferinde de bunu gerçekleştirip kendisine daha yüksek, daha derin hedefler seçmiştir. Richard Bach, herkesin bir hedefinin olması gerektiğini ve her seferinde bir öncekinden daha iyi hedefler seçmemiz gerektiğini, mutluluğumuzun bu olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
Bach,özgürlük,direnç ve umut kavramlarını bir martının kanatlarına bindirirken,umutsuzluk ve boşluk içinde günlerini geçiren insanların serüvenlerini nasıl da ustaca ortaya koymuş.

------------------------------------------------------------------------------------------------

Suç ve Ceza
Yazar: Dostoyevski

KİTABIN KONUSU:
Dört aydır evin kirasını verememişti. Evin sahibi onu mahkemeye verecekti. Uzun süreden beri hasta olmasına rağmen yaşlı Teteri kadının evine gidebilirdi. Daha önceki yüksüğe 1.5 Ruble veren kadın yeni getirdiği saate baktı ve “1.5 Ruble” dedi. Raskonikov kabul etmek zorundaydı çünkü kata çıkana kadar kimseyle karşılaşmamıştı. Yaşlı kadın, kız kardeşi ile beraber kalıyordu evde. Çok zengin olmasına rağmen, kız kardeşi hiç miras bırakmayacaktı. Kız kardeşini çoğu zaman döver, onun her işini takip etmesi gerektiğini düşünürdü.

Raskolnikov 1.5 Rubleyi aldı ve dışarı çıkıp bir meyhaneye gitti. Marmeladov yan masada oturuyor olmasına rağmen taşınıp sohbet etmekten kendini almamıştı. Marmeladov eşini çok seviyordu ve üç çocuğunu da; ama çok içyordu. O kadar ki ailenin geçimi için Sonya fahişelik yapmak zorunda kalmıştı. “Ne kadar fedakar bir kız bu Sonya” diye düşünmekten kendini almamıştı. Raskolnikov Marmeladov ‘un evine gittiklerinde eşi haykırışla onları yumruklamaya başladı. Hep içiyordu ve evdeki 20 Rubleyi götürüp içkiye vermişti. Marmeladov Raskolnikov cebindeki 50 Kapik’i oraya bırakarak uzaklaştı. Eve geldi, yorgundu. Nastasya bir mektup getirdi. Raskolnikov heyecanla okumaya başladı mektubu. Annesinden gelmişti mektup. Annesi kız kardeşi Dunya’dan bahsediyordu. Dunya, Luzhin adında çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle evlenecekti. Hem Luzhin onların eşyalarıyla beraber Petersbur’ga gelmesi için yardım edecek, gelmelerini sağlayacaktı. Annesi, 60 mil ötedeki tren yoluna gitmek için bir araba ayarladığını, trende ise 3 ncü sınıfta güzel bir yolculuk yaptıktan sonra Petersburg’a gideceklerini ve onu çok özlediğini yazıyordu.

Raskolnikov “Bu evlilik olmayacak” diye düşündü. Dışarı çıktı ve birkaç saat dolaştıktan sonra yorgun düşüp bir yerde uyukladı. Kötü bir rüya gördükten sonra uyandı. Eve gitti. Saat 7’ye yaklaşıyordu. Saat uygundu. Aşağıdaki baltayı alacak kimseye gözükmeden yaşlı tefeci kadının evine gitti. İçeri girerken onu kimse görmemişti. 2 nci katta boya yapan adamlarda onu yukarı çıkarken görmemişlerdi.

Tefeci kadının evine girdi ve ona bir kültablası uzattı. Kadın kültablasına bakarken baltayı kafasına indirmişti. Kadının ölü bedeni yerde yatıyordu. İçeri daldı ve dolaptan sadece rehin verilmiş, birkaç parça altını cebine aldı. Yaşlı kadının kız kardeşiyle içeride karşılaştı. Kızın şaşkın bakışları altında baltayla onu da öldürdü. Doğrusu bir kişinin toplumdaki binlerce kişinin refahı ve mutluluğu için ölmesinin bir zararı yoktu. Üstelik bu tefeci kadın çok kötü biriydi. Kapıda birkaç kişi kapıyı vuruyorlardı. Hiç evden çıkmayan tefeci kadının, çıkacağı tutmuştu. Raskolnikov titriyor, dışarı çıkıp her şeyi itiraf etmek istiyordu ama yapmadı. Dışardakilerden biri kapının içeriden sürgülü olduğunu fark etti. Yaşlı kadına bir şey olduğunun farkına vardılar. İki kişi Kapıcıyı çağırmak için aşağı indi. Bu kaçmak için tam fırsattı, Raskolnikov kapıyı açtı, hızla merdivenlerden inmeye başladı, aşağıdan gürültü gelmeye başlayınca Raskolnikov boyacıların dairesinin kapısının arkasına saklandı ve kapıcı ile üç adam yukarı çıkınca o da dışarı çıkıp değişik bir yoldan eve gitti. Baltayı aldığı yere bıraktı. Çok korkmuştu ve titriyordu. Aldığı mücevherleri ve kıymetli takıları dışarıda bir yerde saklamayı ihmal etmedi.

“2 gün geçti hala uyanmadı” diye düşünüyordu Üniversite arkadaşı Razumikin. Doktor Zozimov hastalığı atıp kendisine geleceğini söylüyordu. Ama Raskolnikov uyanınca arkadaşını ve doktoru isteksiz bir vaziyette evden kovdu ve dışarı gidip bir bara oturdu. Eski gazeteleri okurken yanına gelen bir polis memuru melenkolik ve deli bir ruh haliyle cinayetten bahsedip, üstü kapalı her şeyi anlattı. Korktuğunu, endişelendiğini hiç hissettirmedi.

Ertesi gün eve geldiğinde annesi ve kız kardeşi Dünya’ nın kendisini beklediklerini gördü. Çocuğun halini gören anne şaşkınlıkla titriyordu. Onu ertesi gün bay Luzbinin geleceği görüşmeye çağırırken korkmuştu. Ertesi gün bay Luzbin onları ziyaret etttiğinde, Raskolnikov haklı çıkmanın gururu ile gülüyordu. Bay Luzbin kız kardeşi çok aşağılamış, onların fakir bir aile olduğunu değerlendirerek fazla istekte bulununca evden kovulmuştu. Hemen ardından Raskolnikov “elveda” diyerek evden ayrıldı. İnanamıyordum. Annesi oğlunun bu tavırla doğrusu ağlamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Raskolnikov melenkolik halde evi terkederken her nasılsa arkadaşı Ramuskin’e onları emanet etmeyi de ihmal etmemişti.

Bay Marmeledov’un cenazesi için evine gittiğinde Sonya’da oradaydı Sonya’ya karşı inanılmaz bir his içindeydi. Ailesi için Sonya’nın yaptığı fedekarlık onun gözlerini büyülemişti. Birkaç gün boyunca Sonya’yı düşündü ve fırsat buldukça onunla konuşmaya çalışarak geçirdi vaktini.

Polis memuru porifiri Raskolnikov’un (Mihailovis adında genç biri cinayeti işlediğini itiraf etmiş olmasına rağmen) cinayet işlediğini biliyor ve onun psikolojik durumunu bildiği için, itiraf etmesi için onu sıkıştırıyor ama tutuklamayacağını söylüyordu. Cinayeti işlediğini Sonya’ya itiraf etmişti. Sonya’da Raskolnikov’a “gidip teslim olmasını, yere kapanıp Allah’tan ve insanlardan özür dilemesini” istiyordu.

Sonuç olarak Raskolnikov vicdanının verdiği acıya dayanamayıp suçunu polise itiraf etti. 1.5 yıldır Sibirya’daydı Raskolnikov. Petersburg’ a, Razumukin ve kardeşi Dunya evlenmişlerdi. Mahkeme Raskolnikov’un iyi hali, parayı kullanmadığı, daha önceki yaşamında verimli bir üniversite öğrenimi yaptığı, fedakar kişiliği ve kendi kendine teslim olmasından dolayı, çok az bir cezayla 8 yıl kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Raskolnikov’u Sonya her gün ziyaret ediyordu. Sibirya da ailesi ile sürekli mektuplaşan Sonya, Ramuzkin ve Dunya’nın tek haber kaynağıydı. Raskolnikov,Sonya’nın sevgisi ile hayata bağlandı ve geleceğin planlarını beraber hayal etmeye başladılar.
-------------------------------------------------------------
Sefiller
Yazar Victor Hugo

KİTABIN KONUSU:
1798 Fransız İhtilali’nden sonraki günlerde fakir bir rençber olan Jean Valjean, aç yeğenlerini doyurmak için bir fırın*dan ekmek çalmak zorunda kalır. Yakalanır. Bu yüzden bir kadırgada kürek mahkûmu edilmiştir. Bu devre kanunların en şiddetli olduğu bir dönem olduğundan ufak bir suça dahi büyük bir ceza verilmektedir.
Jean Valjean, bu adaletsizlik yüzünden mahkûmiyeti bo*yunca cemiyetten, devletten nefret eder. Defalarca kaçmak istediği için mahkûmiyeti on dokuz seneye çıkarılır. Bir gün, hapisten ayrılır. Fakat işsiz güçsüzdür. Hayatını kazanmak, karnını doyurmak için memleketleri dolaşır ve nihayet D şeh*rine gelir. Bir kürek mahkûmu olduğu için kimse ona yatacak yer vermez. Kasabanın iyiliksever piskoposu Myriel onu misafir eder. Piskoposun misafirperverliğine karşılık Jean Valje-an onun gümüş takımlarını çalar. Polis onu yakalar. Piskopos, polislere takımları Jean Valjearîa hediye ettiğini söyler. Valje-an, seneler sonra ilk defa insan gibi bir muamele ile karşı*laşmıştır. Çok duygulanır. Bu hareket onda büyük bir değişik*lik yapar ve iyi bir insan olmaya karar verir. Bu piskoposun güvenine layık olmak için faziletli bir insan olmaya, insanların yararına çalışmaya azmeder.
Jean Valjean, ismini Madalenie olarak değiştirir ve haya*ta yepyeni, iyi bir insan olarak başlar. Seneler geçmiştir. Fran*sa’da küçük bir kasabada ucuz mücevharat satıcılığı yapmak*tadır. Kasaba halkının güvenini kazanmış, zengin bir insandır. Daha sonra kasabaya belediye reisi seçilir. Bu arada Fantine adlı fakir bir kadın ölünce kızı Coserte’i evlat edinir. Kasa*banın polis müfettişi Javert, amirinin kimliğinden şüphelenir. Onu tam yakalatacağı sırada adı Valjaen olan birinin yaka*landığını ve kürek mahkûmu olarak kadırgaya gönderildiğini öğrenir. Belediye başkanından özür diler, şüphelendiği için vicdan azabı duyar ve istifa etmek ister. Jean Valjaen istifayı kabul etmez. Fakat Jean Valjean kendisinin yerine başka bi*rinin ceza çektiğini öğrendiği için vicdanen çok rahatsız olur. Kahramanca bir hareketle mahkemeye gider ve suçunu itiraf eder, tekrar küreğe mahkûm edilir.Bir süre sonra, Jean Valjean bir rahibenin yardımıyla ha*pisten kaçar. Belediye reisi iken biriktirdiği para ve Cosette ile Paris’e gider. Bir rahibe manastırında bahçıvan olarak ça*lışmaya başlar. Cosette de, manastırın mektebine devam et*mektedir. Böylece, Javert’ten uzakta, güvenli yıllar geçirirler.

Paris’in uzaklarında bir köşk alırlar. Cosette, büyümüştür. Paris’te talebe olan Marius Pontmercy adında bir gençle tanı*şır. Marius’u eski bir burjuva olan büyük babası yetiştirmiştir. Marius, ise eskiden baron olan babasının hatırası ile yaşa*maktadır. Yirmi yaşında olan Marius fakir bir hayat sürmeyi ve radikal arkadaşları ile yaşamayı tercih etmektedir. Cosette ve Marius, Luxemburg parkında görüşürler ve birbirlerine âşık olurlar.
Bu arada, Paris’te iç huzursuzluklar baş gösterir. Sosya*listler hanedana karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir başkaldırı hareketinde bulunurlar. Valjean da isyana katılır. Marius ve Javert’e yardım eder. Javert’i ölümden kurtarır. Valjean’in bu yardımı, Javert’in hukuka dayanan ahlaki dünyasını altüst eder. Bir mahkûmun kanunlara uyan bir vatandaştan daha iyi olabileceği gerçeği ile yüz yüze gelir. Yıllarca aradığı Valjean’ı tutuklamaz ve boşa geçirdiğini düşündüğü hayatına son verir.
Marius, Valjean’ın kendisinin hayatını kurtardığını olay esnasında baygın olduğu için bilmemektedir. Jean Valjean kalan parasını Marius’la Cosette’i evlendirmek için harcar ve onların hayatına gölge düşürmemek için inzivaya çekilir. Bir süre sonra, Valjean, ölüm döşeğinde senelerce önce piskopo*sun ona verdiği şamdanları kızı Cosette’e hediye ederek ha*yata gözlerini yumar.
-------------------------------------------------------------

SİMYACI
YAZAR: PAULO COELHO

KİTABIN KONUSU:

Romanın kahramanı Santiago’nun anne ve babası rahip olması için onu papaz okuluna göndermiştir. On altı yaşına geldiğinde rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmayı ve gezginci olmak istediğini babasına söyler. Bunun üzerine babası da, oğluna içinde üç adet altın İspanyol parası olan bir kese vererek oğluna “git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş” der ve oğlunu kutsar. Önce, babasının vermiş olduğu parayla bir koyun sürüsü alır ve yaşamının büyük düşünü gerçekleştirmeye başlar; artık geziyordur.

Akşam yattığında uykusunda gördüğü rüyaların da etkisinde kalarak; gördüğü bir düşün gerçekleşme olasılığının yaşamını ilginçleştireceğini düşünür ve o şekilde hareket eder. Romanın ana konusunu teşkil eden Mısır Piramitleri’ne gitmesi ve orada hazine bulacağı ona rüyasında söylenir. Romanın kahramanı, rüyasını gerçekleştirmek için önce bir falcı kadına rüyasını anlatır. Falcı kadın Salem kralı olarak tanıtan yaşlı adamla konuşur, kendi amaçlarını anlatır. Yaşlı adam, hayatın gizemleri hakkındaki bilgiye karşılık Santiago’dan sürüsünün onda birini vermesini ister. Yaşlı adam, Santiago’ya biri beyaz diğeri siyah olmak üzere iki adet gizemli taş verir ve siyah olanı “evet”, beyaz olanı “hayır” anlamını taşıyan bu taşları “zora düştüğün zamanlarda kullanırsın ancak kendi kararını kendin vermeye çalış” der.

Mısır’a gitmek için önce koyun sürüsünü satar ve parasını cebine koyarak yola çıkar. Arap çocuğu ile tanışır, beraber pazara giderler. Fakat Arap paralarla birlikte kaçarak Santiago’yu bu şehirde parasız pulsuz bırakır. Bunun üzerine Santiago para kazanmak için bir billuriyeci dükkanında çalışmaya başlar. 6 ay kadar burada çalıştıktan sonra Santiago yeterli parayı kazanarak tekrar yola koyulur. Yolda bir İngiliz’le karşılaşır. Yolda karşılaştıkları güçlüklerde kendi kişisel menkıbelerini aramak üzere yola çıktıklarını söylerler.

Santiago, yüreğinin söylediklerini dikkatle dinleyerek çölde ilerlemesine devam eder. Karşılaştıkları güçlükler karşısında hep kendi kişisel menkıbesine güvenir ve sonunda kumullar tepesine ulaşır. Piramitler, bütün görkemiyle karşısında yükseliyordur. “Gerçekte kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimseye karşı hayat cömerttir” diye düşünür. Sabah uyandığında gerçekten bulunduğu yeri kazmış ve içi mücevher dolu bir sandık bularak rüyasında gördüğü ve Mısır’a piramitlere kadar gidip bulmayı arzuladığı hazineye kavuşmuştur
 

Mehmet Yalçın

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
5,369
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
İnanılmaz eserler hem kitaplıkta bulunması hemde okunması lazım bende rica ediyorum
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
mcalim79 "kitabı/kitapları istiyorum" :) Bende :)
 

volkqn

Üye
Üye
Katılım
May 1, 2011
Mesajlar
176
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bende isdiyorum :) benı unutmayın KÜSERIM walla :):)
 

mcalim79

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
46
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
arkadaslar mesajla adresinizi bırakırsanır sevınırım...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,486
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Suç ve Ceza'yı okumuştum. Diğer kitaplardan bana yolla mcalim. :) Adres bilgilerimiz ö.m yoluyla iletiyorum.
 

mcalim79

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
46
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
son üç kişi kaldı subat 5 suprizlere hazır olun.. okumayı sevelim sevdirelim...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst