Engelliler İşverenlere Sitem Etti.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Türkiye'nin ilk Engelliler İnsan Kaynakları ve Kariyer Portalı Engelsizkariyer.com’un kurucusu ve Engelsiz Kariyer Danışmanı Mehmet Kızıltaş, işverenlerin engelli kontenjanını külfet olmadan dolduracak ve engelli gibi görünmeyen “süper engelli” aradıklarını söyledi.

Dünya Engelliler Haftası’nda Uludağ Üniversitesi Engelli Öğrenci Danışma ve Destek Birimi’nin düzenlenen etkinlikte konuşan UÜ Engelli Öğrenci Danışma ve Destek Birimi Koordinatörü Öğretim Görevlisi Dr. Sıdıka Parlak, bu konuların bir gün veya bir haftalık etkinliklerle sınırlandırılmasına karşı olduklarını söyledi. Kızıltaş ise, işyerlerine “çırak aranıyor” yazan herkesin kendisine ortopedik engeli sebebiyle iş vermemesi üzerine engelsiz kariyer danışmanlığı fikrinin doğduğunu belirtti. İş dünyasında engellilere istihdam ve kariyerde fırsat eşitliği düşüncesiyle iş arayan engellileri, işverenlerle en doğru ve en hızlı şekilde bir araya getirmek için çalıştıklarını ifade eden Kızıltaş, işveren ve insan kaynakları yöneticilerinin engellilerle iletişim kurma konusunda eksikleri bulunduğunu söyledi.

İşverenlerin yüzde 41’inin önyargıları nedeniyle engelli çalıştırmadığını, yüzde 17’sinin de engellileri külfet olarak gördüğünü anlatan Kızıltaş, “Biz işverenlerin kafalarındaki önyargıları yıkmaya çalışıyoruz. Onlar, iş görüşmesine çağırdıkları engelliyi görünce işe almaktan vazgeçiyorlar. Oysa engelli, oraya yüzde 99 ihtimalle işe alınacağı umuduyla gidiyor ve büyük bir hayal kırıklığı ile geri dönüyor. İşverenler, süper engelli dediğimiz ‘engelsiz engelli’ arıyorlar. Biz, iki tarafa da danışmanlık hizmeti vererek öncelikle bunun gibi engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz” dedi.

Yapılan anketlere göre, Türkiye’de engellilerin girdikleri işte ortalama 3 yıl kalabildiklerini vurgulayan Kızıltaş, “İşten ayrılma sebeplerine baktığımızda yüzde 30 ücret eşitsizliği, yüzde 26 ile işveren duyarsızlığı listenin başında geliyor. Oysa ABD’de bir engelli en az 10 yıl aynı işte çalışabiliyor” diye konuştu.
 
F

Fırtına

Guest
İngiliz Olsan da Engellisin.! Türk Olsan da Engellisin.!

Geçtiğimiz günlerde sevgili dostlarım Alper Eliçin ve Zehra Eliçin’in yürüttüğü, 3. AB projeleri olan Q4S’in Nevşehir’in Görme ilçesinde düzenlenen Türkiye tanıtım toplantısına katıldım. Toplantıya Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan ve İngiltere’den projenin yürütücüleri dışında İstanbul, Ankara, Nevşehir ve Sakarya’dan önemli isimler katıldı. Projenin Türkiye ayağında danışmanlık desteği verdiğim için 2 günlüğüne Kapadokya’da proje yürütücüleriyle birlikteydim.

Birbirinden değerli isimlerin anlattıkları ile adeta hem yenilendim hem de konuşma yaparak ülkemizdeki engelli öğrencilerin mesleki eğitim ve istihdama katılımları gibi konularda değişen ve gelişen yeniliklerden bahsettim. Bu süreçte kendisine hem hemşehrim hem de üstad dediğim Prof. Ayşegül Ataman’ın değerli katkılarını da yazmazsam haksızlık etmiş olurum..

Özellikle programın ‘Engelli Öğrenciler ve Eğitim-Öğrenim’ adlı ilk gün düzenlenen konferansın 5. bölümünde yer alan ‘Avrupa’daki Engelli Öğrencilerin Mesleki Eğitim Deneyimleri’ başlıklı konuşmada söz alan görme engelli Lee Greatbatch’ın konuşması beni çok etkiledi.

İngiltere’de gönüllü bir ailenin yanında büyüyen ve 2003 yılında spor akademisinden mezun olan Greatbatch platformda çıplak ayakla konuşmasını yapmak için önce izin istedi. Sahnede küçük bir paspas şeklindeki halının üzerinde ayakları ile sağ, sol, arka ve ön tarafları her iki ayağı ile kontrol ederek yani kendini daha iyi hissettiğini belirttikten sonra konuşmasına başladı.

‘Kendi Kendinin Avukatı Olmanın Engelli Kişiler İçin Önemi’nden bahsettiği konuşmasından aldığım notlarında aynen şöyle diyordu;

‘Günümüzde halen engelliler yardıma ihtiyacı olan kişiler olarak biliniyor. Bu benim yerime başkasının karar vermesi anlamına geliyor. Ancak engellilere kendilerini savunabilme şansı vermek gerek.. Engelli öğrencilerin haklarını savunarak nerelere gelebileceklerini göstermek için buradayım. 2003 yılının yaz aylarında okulumdan mezun oldum. Mezuniyet sonrası şimdi iş için ne yapacağım? diye içimde bir gerginlik vardı. Bu gerginliğe son vermek ve hedefime ulaşmak için İş Bulma Birimi’ne gittim. Bu arada unutmadan ben Spor Danışmanı olmak istiyorum. Ve bu hedefime ulaşmak için İş Bulma Bölümü’ndeki bir danışmanın karşısına oturdum. Danışman benim ne istediğimi, hedefimin ne olduğunu, yetkinliğimi, neler yapabileceğimi sormak, öğrenmek ve değerlendirmek yerine direk engelimle ilgilendi. Tabii ki yapması gereken danışmanlık desteğini veremedi. Benim için tam bir hayal kırıklığı idi.. Danışman beni dinlemek yerine hemen engelimden dolayı hayaller kurmamamı ve santral operatörü olarak çalışabileceğimden bahsetmeye başladı.. ve buna değişik örneklerle devam etti konuşma boyunca..

Peki şimdi sizlere soruyorum benim insan gibi yaşamak ve karar verebilme hakkım elimden alınmadı mı.?’

Sorusu ile konuşmasını tamamladı. Hakikaten Greatbatch’ın yaşadıkları ilk bakışta nasıl olur? Dense de dünyanın neresinde olursa olsun her yerde daha ilk bakışta engellilere karşı önlenemez bir önyargının var olduğunu daha net görmemizi sağlıyor. Greatbatch’ın yaşadıklarını Türkiye’de de engelliler olarak benzer şekillerde her gün her yerde yaşıyoruz.

İster İnsan kaynaklarında işe alımdan sorumlu yöneticiler olsun, ister İŞKUR’daki engelli aday başvurularının yapıldığı birimlerdeki uzmanlar olsun hepsinin ilk yaptığı şey kişinin engeli ile ilgilenilmesi ya da tüm ön değerlendirmenin de engellilik üzerine olması..

Oysa bu engellilerin yaşam ya da geleceklerinin önyargılar içinde kendini ifade etme şansı dahi verilmeden ellerinden alınması gibi büyük bir haksızlık..

Greatbatch’in istediği engellilik önyargısından uzaklaşarak yeterliliği ve yapabilecekleri konusunda yönlendirilmek ve hedefine ulaşarak hayatını sürdürmek.. Ülkemizde işgücü piyasasında yer alan milyonlarca engellinin de beklentisi aynı.. Her nerede yaşarsak yaşayalım Türk olsan da engellisin, İngiliz olsan da engellisin, başka bir dünyada olsan da… Ne yazık ki bu konuda bir seçim yapma hakkımız olmadı ve olmayacak.

Hukuk Fakültesi’nde okuyan ve staj yapması gereken görme ve diğer engelli öğrencilerin kendilerini kabul edecek Hukuk Büroları’nda yer almak için nasıl zorlandıklarını ve hatta bu konuda ciddi problemler yaşadıklarını bilmenizi isterim. Ayrıca diğer sektör ve pozisyonlar içinde bu geçerli.. Bu problemler ortadan kalkmadığı sürece engellilerin eğitim sürecinde deneyim kazanmaları ne yazık ki ya imkansız ya da yetersiz oluyor.

Bir engellinin eğitimini tamamlaması için verdiği mücadele düşünüldüğünde eğitim sürecinin sonlarına geldiğinde karşısına çıkan staj ve iş bulma ya da istediği alanda çalışma olanaklarının açılması ve sağlanması gerekmektedir. Aksi durumda engellilerin eğitimsizliğinden ya da deneyimsizliğinden şikayet etmeye kimsenin hakkı olamaz. Önce öz eleştiriyi herkes kendine yapmalı.. Engelli öğrencilerin yaşadığı problemlerin çözümü için herkese görevler düştüğünü belirtmek isterim.

Engellilerin ister Meslek Lisesi’nde, ister Meslek Yüksek Okul’da ya da Lisans süreci’nde istihdam için işverenlere sağlanan teşvik gibi staj süreçleri içinde bir dizi önlemler alınması gerekmektedir. Çünkü görüştüğüm bir çok engelli aday, iş bulma sürecinde en çok takıldıkları problemlerin başında işverenlerin en az 1-2 yıl adayda görevlendirecekleri pozisyon için deneyim aradıklarını belirtiyorlar. Bu sürecin dışındaki diğer önemli konuda süreğen hastalığı olan ve engeli iş güvenliğini tehdit etmeyen ve kendi kendine hareket ederek yetebilen engelliler aramaları.. Burda da önümüze yine önyargı, kolaya kaçma ve külfet olarak görme gibi ‘engellilik’ çıkıyor.

A. Einstein’ın ‘Bir insanda ÖNYARGIYI parçalamak, atomu parçalamaktan zordur.’ dediği gibi önyargılar, engellilerin iş hayatını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri..

İşveren ve çalışanların engelliler hakkındaki önyargıları aslında yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Bu durum uygunsuz etkileşimler oluşturarak engellilerin iş hayatında ve toplum içinde eşit yaşam koşullarına sahip olmalarını olumsuz etkilemektedir.

Hedefe giden yolda gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatıp, sadece ne istediğimizi düşünerek ilerlemeliyiz... Başarı, biz istersek, hep uzanıp alabileceğimiz kadar yakınımızda olduğunu unutmayalım..

Önyargıların olmadığı bir dünya dileği ile..


Mehmet Kızıltaş
 
Tekerlekli Sandalye
Üst