Engellilerde Sosyal Uyum ve Yaşamı Anlamlandırma

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
SOSYAL UYUM VE YAŞAMI ANLAMLANDIRMA

Var olmak... Algılamak ya da algılanmak... Engelli olmak demek farklı olmak demektir. Diğer insanlar gibi. Her insan farklıdır. Kimisi uzundur, kimisi kısa.

Kimisi yaşlıdır kimisi genç. Ya da kimisi siyah, kimisi beyaz. Öyleyse bireysel bilince erişip kendi kendini kabul edip, kendi kendini tanıyıp, tüm eksiklikleriyle, tüm iyi yönleriyle kabul etmek gerekir. Engelli olmak demek, topal, kambur, kör, sağır her neyse işte ben bu şekilde varım demek. Ancak kendi kendinizi kabul edip, kendinizi severek toplumun bu kalıplarından kendinizi kurtarabilir ve kendinizi topluma daha iyi anlatabilirsiniz. Engelli olması, Shakespear´i dünyanın en iyi oyunlarını yazmaktan alıkoymadı. Abraham Lincoln´un bedensel olarak engellerinin olması 4 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletlerini yönetmesini engelleyemedi.

Görme engelli olmak Aşık Veysel´in "Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa" gibi ölümsüz eserler vermesinin önüne geçemedi.

Stephen Hawking gibi sürekli tekerlekli sandalyede olan birinin ´Hawking Radyasyonu´ diye bilinen ve evreni daha iyi anlamamızı sağlayan teori üretmesini ise hiç engelleyemedi. İleri düzeyde sağır olan Beethoven´ı şimdiye kadar yapılmış en güzel müziklerin bir çoğunu bestelemekten alıkoymadı. Aslında tarih, çok ciddi engelli olmalarına karşın çok büyük işler başarmış büyük şahsiyetlerle doludur.

Büyük İskender kamburdu. Ünlü bir ozan olan Homer görme engelliydi. Renoir, en güzel başyapıtlarından bazılarını parmakları romatizmadan çarpılmışken resmetti, resim fırçası eline kayış ile tutturulmuştu. Handel en büyük eseri "Hallelujah Korosu"nu bestelediğinde sağ tarafı felçliydi. Ve Edison, pikabı icat ettiğinde işitme engelliydi. Fakat aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Bunları başarmak için mutlaka engeli mi olmak gerekir? Öyle olması tabii ki gerekmiyor.

Bu çok bilinen bir hikaye olan, her an kendisini öldürebilecek ıstıraplı bir hastalığı olan Yunan askerinin hikayesine benziyor. Bu asker, her an ölmeyi beklediğinden ,savaşmaktan korkmaz olmuştu. Kaybedecek hiç bir şeyi yoktu. Generali Antigonus, onun bu denli cesurca savaşmasına öyle hayran oldu ki; hastalığını en iyi doktorlara tedavi ettirdi. Fakat, o günden sonra bu yiğit asker, cephelerde görülmedi. Hayatını riske atmak yerine uzak durup, kendini savunmaya çabalar oldu. Hastalığı iyi savaşmasını sağladı, fakat sağlığına kavuşup, rahata ermesi bir asker olarak yararlılığını yok etmişti.


Eğer engelli olmasaydık asla meşgul olunmasaydı bir konuda insanlarca yapılanların en iyisini yapmaya çalışılmaz, ihtimallere karşı savaş verilmezdi.. "Tanrı´nın Dokunuşu" adlı şaheserin şairi Myra Brooks Welch, tekerlekli sandalyesinin koluna vurarak söyle derdi: "Ve Tanrı´ya bunun için şükrediyorum. "Bir tekerlekli sandalye için şükretmek! Fakat tekerlekli sandalyeli günlerine kadar o muhteşem kabiliyeti saklı kalmıştı. Ve şimdi şiirleri tüm dünyayı şevke boğuyor.

Harvard Üniversitesi´nin en önemli başkanlarından biri olan Charles Eliot, doğuştan gelen önemli bir yüz çirkinliği nedeniyle, kendini delikanlı iken korkunç hissederdi.Ta ki; birgün annesi ona hayatını değiştirecek bu öğüdü verene kadar. Annesi şöyle demişti:" Oğlum en iyi operatörlere başvurduk.

Hepsi de senin bu özüründen kurtulmanın mümkün olmadığını söyledi. Fakat, Tanrı´nın yardımı ile öyle büyük bir akıl ve ruh geliştirebilirsin ki; insanlar yüzüne bakmayı bile unuturlar! " Ve Eliot da öyle yaptı.

Evet, kör, topal, sağır v.s olunabilir.Ancak bu varoluşu ve yaşama katılmayı engellememeli. Her insanın dünyaya gelmesinin bir nedeni vardır. Neden “BEN “ sorusunu sormak yerine toplumun size yüklediği normal ve anormal kalıplarından kurtularak her birimiz farklılığımızı kabullenerek, kendi kendimizle barışık bir birey olma yolunu seçmeliyiz. “Ben bu halimle varım, tıpkı diğer insanların kendi halleriyle varoldukları gibi” dediğinizde kendinize olan güveniniz artacak, yapabileceğiniz şeyler fazlalaşacak ve yaşam daha iyi anlaşılacaktır. Konuşmamı yine görme ve işitme engelli olan ve 19.yy a damgasını vurmuş şahsiyetlerden biri olan Helen Keller ile William Shakespeare´in sözleriyle bitirmek istiyorum;

Av8KoyvCIAMDv4I.jpg:large
 
Tekerlekli Sandalye
Üst