F
Fırtına
Guest
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Asbaşkanı Ali Duran Karakaya, engelli bireylerin yaşamın her alanında engellerini kaldırmaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen, uygulamada bunları yeterince göremediklerini belirterek, ''Camilerimiz bile engelli bireylerin rahatça ibadetlerini yapabileceği düzenlemelere kavuşturulmadı'' dedi.
Karakaya, engellilere yönelik çeşitli etkinliklere katılmak üzere geldiği Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, federasyon olarak iki ana amaca hizmet ettiklerini, bunlardan birisinin sakatlıkların engellenmesi, ikincisinin ise sakatlıkları engellenemeyenlerin yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu bildirdi.
Son yıllarda engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmaya yönelik önemli yasal düzenlemeler yapıldığını, 2005'te çıkarılan, 7 yıllık geçiş süreci tanınan ve kamuoyunda ''Özürlüler Yasası'' olarak bilenen 5378 sayılı yasanın bağlayıcı hükümler içerdiğini vurgulayan Karakaya, bunları uygulamada da görmek istediklerini kaydetti.
Yasa kapsamında, 2012 yılına kadar toplu taşıma araçları başta olmak üzere tüm yaşam alanlarında engellilere yönelik fiziki düzenlemeler yapılması gerektiğini hatırlatan Karakaya, ''Oysa bugüne kadar hiçbir kuruluşun ciddi bir çalışma yaptığını göremiyoruz. Camilerimiz bile engelli bireylerin rahatça ibadetlerini yapabileceği düzenlemelere kavuşturulmadı. Engelli bir arkadaşımız camiye rahatça ulaşamadığı gibi, camide abdest alacağı, zorunlu ihtiyaçlarını giderebileceği mekanlar bulamıyor. Oysa, engeliler manevi huzura en fazla ihtiyaç duyan bireylerdir'' dedi.
Fiziki düzenlemelere ilişkin taleplerini her fırsatta ve platformda dile getirdiklerini vurgulayan Karakaya, ''Özürlüler Yasası kapsamında, 2012'ye kadar engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak düzenleme yapmayanlar hakkında dava açılabilecek. Amacımız, birilerinin cezalandırılması değil, engellilerin engellerinin kaldırılması. Bu nedenle toplumun tüm kesimlerinden duyarlılık bekliyoruz'' diye konuştu.
-ENGELLENEBİLİR SAKATLIKLAR-
Karakaya, engellenebilir sakatlıkların engellenmesi konusunda da federasyon olarak eğitim çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirterek, ''Her sağlıklı birey engelli adayıdır. Bu riski en aza indirmek ise elimizde. Örneğin, mutfak rafları çoğunlukla duvardan duvara yapılıp, tavana kadar uzanıyor. Oysa, bu dolaplar, bir kol boyu mesafesinde ulaşılabilecek düzeye getirilebilir. Bu sayede düşme sonucu oluşabilecek sakatlıklar önlenebilir. Bu nedenle mimarlarımız, özellikle mutfak ve banyoda ev kazalarını en asgari düzeye indirebilecek tasarımlar geliştirmeli'' dedi.
Akraba evlilikleri sonucu oluşan sakatlıklara da değinen Karakaya, bunların da engellenebilir sınıfında yer aldığını belirterek, şöyle devam etti;
''Japonya'da akraba evlilikleri yasak, ABD'nin bazı eyaletlerinde de yasak. Biz kimsenin evlenmesine, tercihine karışacak durumda değiliz ancak, toplum bilinçlendirilirse biz müdahale etmeden akraba evliliklerinin önüne geçilebilir. Çünkü, sakat doğumların önemli bir bölümü toplumumuzda yaygın olarak devam eden akraba evliliklerinden kaynaklanıyor.
Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü'nün 21. yüzyılda Türkiye'deki durum araştırması bile akraba evliliği oranının yüzde 21.7 olduğunu, her 5 aileden birinin akraba evliliği yaptığını ortaya koyuyor. Elbette hiç kimse sakat çocuk sahibi olmak istemez ancak, bazen bilinçsizlikten bazen de adına töre ya da gelenek dedikleri alışkanlıklarından akraba evliliği tüm hızıyla sürüyor.
Diyelim ki akraba evliliği yapıldı, hiç kimse bunu engelleyecek durumda değil. Öyleyse, çiftler daha bilinçli olup gelişen tıp imkanlarını değerlendirerek, bebeklerinin daha anne karnındayken sağlık durumlarından haberdar olmalı. Perinetal tanı denilen yöntemle artık sakat doğumlar engellenebiliyor. Fakat toplumun önemli bir kesiminin bundan haberi bile yok.''
Karakaya, aşılama programlarına da mutlaka uyulması ve uymayanlar için cezai işlem yapılması gerektiğini savunarak, ''Birçok ülkede aşı programlarına uymayan cezalandırılıyor. Birleşmiş Milletler 2 milyon aşı programı ile sakat çocuk sayısının azalmasına büyük katkı sunuyor. Bunun da desteklenmesi gerekir'' dedi.
-ENGELLİLERİN SAYISI-
Karakaya, Türkiye'deki engelli sayısına da dikkati çekerek, ''Bu sayının 12 milyon civarında olduğu söyleniyor ancak, Türkiye'deki engelli sayısı konusundaki veriler de sağlıklı değil. Muhtarlıklar aracılığıyla sayım yapılmalı. Bu çok zor bir iş olmasa gerek. Kaymakamlıklar aracılığıyla dağıtılacak anket formları ile muhtarlar bu sayının belirlenmesinde en güvenilir kaynak olabilirler. Bu uygulama Türkiye genelinde gerçekleştirilmeli'' dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, 2009'da 1 milyon 34 bin 435 kaza meydana geldiğini, bu kazalarda 250 bin kişinin yaralandığını ancak, bu yaralılardan ne kadarının sakat kaldığının bilinmediğini ifade eden Karakaya, ''Ailemizde, çevremizde hızlı araç kullanan varsa, onları uyarmak bile sakatlıkları engellemeye katkı sağlar'' diye konuştu.
stargazete
Karakaya, engellilere yönelik çeşitli etkinliklere katılmak üzere geldiği Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, federasyon olarak iki ana amaca hizmet ettiklerini, bunlardan birisinin sakatlıkların engellenmesi, ikincisinin ise sakatlıkları engellenemeyenlerin yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu bildirdi.
Son yıllarda engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmaya yönelik önemli yasal düzenlemeler yapıldığını, 2005'te çıkarılan, 7 yıllık geçiş süreci tanınan ve kamuoyunda ''Özürlüler Yasası'' olarak bilenen 5378 sayılı yasanın bağlayıcı hükümler içerdiğini vurgulayan Karakaya, bunları uygulamada da görmek istediklerini kaydetti.
Yasa kapsamında, 2012 yılına kadar toplu taşıma araçları başta olmak üzere tüm yaşam alanlarında engellilere yönelik fiziki düzenlemeler yapılması gerektiğini hatırlatan Karakaya, ''Oysa bugüne kadar hiçbir kuruluşun ciddi bir çalışma yaptığını göremiyoruz. Camilerimiz bile engelli bireylerin rahatça ibadetlerini yapabileceği düzenlemelere kavuşturulmadı. Engelli bir arkadaşımız camiye rahatça ulaşamadığı gibi, camide abdest alacağı, zorunlu ihtiyaçlarını giderebileceği mekanlar bulamıyor. Oysa, engeliler manevi huzura en fazla ihtiyaç duyan bireylerdir'' dedi.
Fiziki düzenlemelere ilişkin taleplerini her fırsatta ve platformda dile getirdiklerini vurgulayan Karakaya, ''Özürlüler Yasası kapsamında, 2012'ye kadar engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak düzenleme yapmayanlar hakkında dava açılabilecek. Amacımız, birilerinin cezalandırılması değil, engellilerin engellerinin kaldırılması. Bu nedenle toplumun tüm kesimlerinden duyarlılık bekliyoruz'' diye konuştu.
-ENGELLENEBİLİR SAKATLIKLAR-
Karakaya, engellenebilir sakatlıkların engellenmesi konusunda da federasyon olarak eğitim çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirterek, ''Her sağlıklı birey engelli adayıdır. Bu riski en aza indirmek ise elimizde. Örneğin, mutfak rafları çoğunlukla duvardan duvara yapılıp, tavana kadar uzanıyor. Oysa, bu dolaplar, bir kol boyu mesafesinde ulaşılabilecek düzeye getirilebilir. Bu sayede düşme sonucu oluşabilecek sakatlıklar önlenebilir. Bu nedenle mimarlarımız, özellikle mutfak ve banyoda ev kazalarını en asgari düzeye indirebilecek tasarımlar geliştirmeli'' dedi.
Akraba evlilikleri sonucu oluşan sakatlıklara da değinen Karakaya, bunların da engellenebilir sınıfında yer aldığını belirterek, şöyle devam etti;
''Japonya'da akraba evlilikleri yasak, ABD'nin bazı eyaletlerinde de yasak. Biz kimsenin evlenmesine, tercihine karışacak durumda değiliz ancak, toplum bilinçlendirilirse biz müdahale etmeden akraba evliliklerinin önüne geçilebilir. Çünkü, sakat doğumların önemli bir bölümü toplumumuzda yaygın olarak devam eden akraba evliliklerinden kaynaklanıyor.
Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü'nün 21. yüzyılda Türkiye'deki durum araştırması bile akraba evliliği oranının yüzde 21.7 olduğunu, her 5 aileden birinin akraba evliliği yaptığını ortaya koyuyor. Elbette hiç kimse sakat çocuk sahibi olmak istemez ancak, bazen bilinçsizlikten bazen de adına töre ya da gelenek dedikleri alışkanlıklarından akraba evliliği tüm hızıyla sürüyor.
Diyelim ki akraba evliliği yapıldı, hiç kimse bunu engelleyecek durumda değil. Öyleyse, çiftler daha bilinçli olup gelişen tıp imkanlarını değerlendirerek, bebeklerinin daha anne karnındayken sağlık durumlarından haberdar olmalı. Perinetal tanı denilen yöntemle artık sakat doğumlar engellenebiliyor. Fakat toplumun önemli bir kesiminin bundan haberi bile yok.''
Karakaya, aşılama programlarına da mutlaka uyulması ve uymayanlar için cezai işlem yapılması gerektiğini savunarak, ''Birçok ülkede aşı programlarına uymayan cezalandırılıyor. Birleşmiş Milletler 2 milyon aşı programı ile sakat çocuk sayısının azalmasına büyük katkı sunuyor. Bunun da desteklenmesi gerekir'' dedi.
-ENGELLİLERİN SAYISI-
Karakaya, Türkiye'deki engelli sayısına da dikkati çekerek, ''Bu sayının 12 milyon civarında olduğu söyleniyor ancak, Türkiye'deki engelli sayısı konusundaki veriler de sağlıklı değil. Muhtarlıklar aracılığıyla sayım yapılmalı. Bu çok zor bir iş olmasa gerek. Kaymakamlıklar aracılığıyla dağıtılacak anket formları ile muhtarlar bu sayının belirlenmesinde en güvenilir kaynak olabilirler. Bu uygulama Türkiye genelinde gerçekleştirilmeli'' dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, 2009'da 1 milyon 34 bin 435 kaza meydana geldiğini, bu kazalarda 250 bin kişinin yaralandığını ancak, bu yaralılardan ne kadarının sakat kaldığının bilinmediğini ifade eden Karakaya, ''Ailemizde, çevremizde hızlı araç kullanan varsa, onları uyarmak bile sakatlıkları engellemeye katkı sağlar'' diye konuştu.
stargazete
