Engellilerin  hayatlarına  bir  yolculuk  yapalım  bakalım   biz  engelsizler  ne  kadar anlayabiliyoruz. Sonradan  yada  doğuştan   bir  engele  sahip  olmanın   zorluklarını   ve  insandan  alıp  götürdüklerini, yaşamadan  bilemeyeceğimiz acılarını  ve  zorluklarını ,hep  umut  ederek  bekledikleri ni , yada  vaz geçtiklerini ,özlemlerini ve hüzünlerini çok  değil  5 dk gözlerimizi  kapatıp  onların  yerinde  düşünelim  kendimizi, çok  güzel  çalan  bir  müziğe  duymadığımız  için  eşlik  edemeyişimizi yada en  sevdiklerimizi çevremizdeki  güzel  çirkin  ne  varsa  göremediğimizi, bacaklarımızın   tutmayıp  gitmek  istediğimiz yerlere  gidemeyişimizi bir  kolumuzun  olmayışını  yada  bacağımızın  olmayışını  biran  düşünelim  bizi  tüm  bunların  nelerden  mahrum  ettiğini ve   bu  sorunları  yaşayan  insanların  verdiği  mücadeleyi.
Birebir yaşanmasada tam manasıyla bilemesekte tüm bunlar biraz düşünerek anlayabileceğimiz durumlar değilmidir? Bir engellinin beklentilerini bilmek için alim olmaya gerek olmadığını hepimiz biliyor fakat bilmezlikten gelmekte işimize geliyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyip gözümüzü etrafımızdaki olup bitene kapamamız ne kadar duyarsız ve umursamaz bir toplum olduğumuzun ispatıdır.
İllaki bir engellinin yada hastanın zorluklarını anlamak için bizlerdemi o duruma gelmeyi beklemeliyiz. İstediğimiz zaman her konuya vakıf olabilen insanoğlu neden engellilik konusunda bu kadar geride hiç anlamış değilim. Bilmiyorum , görmedim , duymadım demek sanırım işimize geliyor böylelikle ailemizde bir engelli yok ise geriside umurumuzda bile olmuyor. Ben engelli değilim yakınımdada bir engelli yok zihniyetinden kurtulmadığımız sürece engellileride anlamamız mümkün olmayacaktır.
Kendimizi engelli bir çocuğu olan annenin yerine koyalım biraz düşünelim evladı için verdiği çabayı bazen sağlıklı olan çocuklarımıza bile hatalar yaptığında tahammül edemeyip azarladığımızı peki ya o anne ne yapıyor kendinden bihaber durumda zihinsel bir engel yaşayan çocuğuyla hem kendisi hem çocuğu için tutunuyor hayata birde bu hayatta çelme takan insanlara direniyor içindeki analık duygusuyla ya bizler ne yapıyoruz ? Yada tekerleklekli sandalye ile hayatını sürdüren evladına bacak oluyor o anne görmeyen gözlerine ışık duymayan kulağına ses oluyor. Biraz o annenin yerine koyalım kendimizi.
Büyümüş yetişmiş genç bir delikanlı yada güzel bir bayan olan bir engellinin yerine koyalım kendimizi kurduğu hayalleri düşünelim, evlilik planlarını çocuk sahibi olmak isteyişini, iş hayatına atılmak isteyişini düşünelim ve tüm bunlara yine biz engelsizlerin engel olduğunu hatırlayalım. Evlenmek istese engellisin deyip durduruşumuzu , çalışmak istese koşulların uygunsuzluğunu, en basiti dışarı çıksa bizler tarafından maruz kaldığı bakışları düşünelim yolları düşünelim kaldırımları binaları düşünelim engellinin yerinde biz olsaydık ne yapardık .
En ufacık sorunlarda bile hayata küsüşlerimize etrafımızdakileri darma dağın edişlerimizi düşünelim birde engellilerin sorunlarını hayatlarındaki zorlukları bu durumda güçlü olan engellilermi engelsizlermi?
	
		
			
		
		
	
				
			Birebir yaşanmasada tam manasıyla bilemesekte tüm bunlar biraz düşünerek anlayabileceğimiz durumlar değilmidir? Bir engellinin beklentilerini bilmek için alim olmaya gerek olmadığını hepimiz biliyor fakat bilmezlikten gelmekte işimize geliyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyip gözümüzü etrafımızdaki olup bitene kapamamız ne kadar duyarsız ve umursamaz bir toplum olduğumuzun ispatıdır.
İllaki bir engellinin yada hastanın zorluklarını anlamak için bizlerdemi o duruma gelmeyi beklemeliyiz. İstediğimiz zaman her konuya vakıf olabilen insanoğlu neden engellilik konusunda bu kadar geride hiç anlamış değilim. Bilmiyorum , görmedim , duymadım demek sanırım işimize geliyor böylelikle ailemizde bir engelli yok ise geriside umurumuzda bile olmuyor. Ben engelli değilim yakınımdada bir engelli yok zihniyetinden kurtulmadığımız sürece engellileride anlamamız mümkün olmayacaktır.
Kendimizi engelli bir çocuğu olan annenin yerine koyalım biraz düşünelim evladı için verdiği çabayı bazen sağlıklı olan çocuklarımıza bile hatalar yaptığında tahammül edemeyip azarladığımızı peki ya o anne ne yapıyor kendinden bihaber durumda zihinsel bir engel yaşayan çocuğuyla hem kendisi hem çocuğu için tutunuyor hayata birde bu hayatta çelme takan insanlara direniyor içindeki analık duygusuyla ya bizler ne yapıyoruz ? Yada tekerleklekli sandalye ile hayatını sürdüren evladına bacak oluyor o anne görmeyen gözlerine ışık duymayan kulağına ses oluyor. Biraz o annenin yerine koyalım kendimizi.
Büyümüş yetişmiş genç bir delikanlı yada güzel bir bayan olan bir engellinin yerine koyalım kendimizi kurduğu hayalleri düşünelim, evlilik planlarını çocuk sahibi olmak isteyişini, iş hayatına atılmak isteyişini düşünelim ve tüm bunlara yine biz engelsizlerin engel olduğunu hatırlayalım. Evlenmek istese engellisin deyip durduruşumuzu , çalışmak istese koşulların uygunsuzluğunu, en basiti dışarı çıksa bizler tarafından maruz kaldığı bakışları düşünelim yolları düşünelim kaldırımları binaları düşünelim engellinin yerinde biz olsaydık ne yapardık .
En ufacık sorunlarda bile hayata küsüşlerimize etrafımızdakileri darma dağın edişlerimizi düşünelim birde engellilerin sorunlarını hayatlarındaki zorlukları bu durumda güçlü olan engellilermi engelsizlermi?